GENEL - 27 Nisan 2016 Çarşamba 18:36

Temad'dan Şehit Ve Gazi Yakınlarına Ekonomik Destek Müjdesi

A
A
A
Temad'dan Şehit Ve Gazi Yakınlarına Ekonomik Destek Müjdesi

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Genel Başkanı Ahmet Keser, “Başta şehit yakınları, eşleri ve yetimleri olmak üzere özneye kadını oturtan yeni bir çalışma başlattık. Hibe destekli kooperatifler kuruyoruz. Bu proje ile şehit ve gazi ailelerini, yakınlarını ekonomik desteğe kavuşturacak projeler yapacağız. Yapacağımız projeler aynı zamanda milli projeler olacak” dedi.
TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser, emekli astsubayların sorunları, son zamanlarda yaşanan terör olayları ve şehit ve gazi yakınlarının sorunları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Keser, ayrıca Batı Anadolu Kooperatifler Birliği ile birlikte yürüttükleri şehit ve gazi yakınlarına ekonomik destek sağlayacak çalışmalara ilişkin bilgi verdi. TEMAD Genel Merkezi’nde İhlas Haber Ajansı muhabirine konuşan Keser, TEMAD’ın emekli olan başta generaller olmak üzere uzman onbaşılara kadar bütün rütbedeki personelin Çalışma Bakanlığı’ndaki karşılığı olduğunu belirtti. Bu nedenle Çalışma Bakanlığı’nın yıllık olarak yapmış olduğu bütün toplantılara güvenlik güçlerini temsilen katıldıklarını ifade eden Keser, sadece asker sorunlarının değil Türkiye’deki bütün emeklilerin sorunlarının tartışıldığı platformlarda aktif olarak yer aldıklarını söyledi.
“TAZMİNAT VE DİĞER ÖZLÜK HAKLARIMIZIN YENİ BAŞTAN DÜZENLENMESİ GEREKİYOR”
Keser, emekli astsubayların özlük haklarına yönelik yapılması gerekenler hakkında önerilerde bulundu. Özlük hakları olarak statünün, iktisadi anlamdaki düzenlemelerin ve mesleki alandaki düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayan Keser, “Bu bağlamda statünün tekrar elden geçirilerek bu yapının artık daha sağlıklı bir platforma, gelecek 40 yıl sonraki TSK’nin oluşması ile ilgili konseptlerin ortaya koyarak 40 yıl sonrasının ihtiyacını karşılayabilecek yapıyı oluşturmanın yollarını aramalıyız. TSK’nin bu nedenle bir konumlandırma yapması gerekiyor. İktisadi anlamda, statü mesleklerinin bir de statü karşılıkları ve bunların mali boyutları vardır. Statü mesleği olan bizlerin, geniş kesimi emir komuta eden bizlerin bu bağlamda tazminat haklarının veya diğer özlük haklarının da yeni baştan düzenlenmesi gerekiyor. Bu konuya ilişkin çok ciddi çalışmalar şuan da yapılıyor. Yakın tarihte kamuoyu da biz de duyacağız. Birkaç alternatifli yasa tasarısı var. Bu yasa tasarısı üzerinde biz bazı konularda taleplerimizi somuta dökerek önerilen resmi taleplerin dışında da taleplerimizi iletiyoruz. Bu konuda da ısrarcı olacağız” diye konuştu.
Emekli olan yarbay ve üstü subayların aldığı makam tazminatlarının astsubaylar için de geçerli olması için girişimlerinin olduğunu ifade eden Keser, bunun altyapısının 4 yıl içerisinde oluşturulduğunu dile getirdi. Bu girişimlerin taçlandırılması gerektiğinin altını çizen Keser şunları söyledi:
“Taçlandırırken de makam tazminatı, görev tazminatının hak edişlerinin verilmesi gerekiyor. O nedenle şuandaki ana beklenti görev tazminatı ya da ismi değiştirilmiş haliyle hizmet tazminatı olacak. Bundan geriye dönüş yok. TSK’nin şuan da üstlenmiş olduğu misyon, personelinin şuan da yapmış olduğu uygulamalar personelinin özlük haklarını ne kadar hak ettiğini de gösteriyor. Bu nedenle TSK personelinin bu beklentisinin mutlak süratle karşılanması gerekir. Bu çok ciddi bir gerekliliktir.”
“TERÖR ANCAK AKILLI POLİTİKALAR İLE BİTER”
Keser, Güneydoğu’daki terör olaylarına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Güneydoğu’daki terör olaylarının ancak akıllı politikalar ile bitebileceğini aktaran Keser, “Bu terör örgütünün veya terörizmin tek merkezli olmadığını biliyoruz. Hatta siyasiler açıklamalar yaparken birçok kez ‘bunlar taşeron’ der. PKK’yı taşeron olarak kabul ederseniz bunların resmi görüşmelerini, çözüm süreci dediğimiz süreçte hayata geçiren ya da bu talepleri dillendiren tarafta HDP’ydi biliyorsunuz. Bir de bunların bir üst aklı var. Yani biz suyunun suyu gibi bir yaklaşımla taşeronun taşeronlarıyla masaya oturuyoruz, görüşmeler yapıyoruz. Dolayısıyla burada sağlıklı bir sonuç çıkmaz. Türkiye gerek ekonomik kayıplar, gerek insan kayıpları anlamında toplam 1.5 trilyon dolar kayba uğramıştır. 10 binlerce insanımızı da bu olaylarda kaybettik” şeklinde konuştu.
“TERÖRİSTİ DİYARBAKIR’DA, SUR’DA, CİZRE’DE, NUSAYBİN’DE YERLE BİR ETMEMİZ LAZIM”
Terör sorununun çözülebilmesi için terörün uygulandığı girdilerin önünü kapatmak gerektiğini vurgulayan Keser, bunun üç yol ile yapılabileceğini belirterek şunları kaydetti:
“Birincisi, aidiyet kavramı üzerine bu konseptini oluşturan terörün aidiyet kavramını ortadan kaldırmamız lazım. Yani ‘tek millet’ dediğimiz kavramı oluşturmamız lazım. Millet olmanın özelliklerinde bütüncü halde düşünmemiz lazım. Terörü bitirmemiz için aidiyetten başlamamız gerekiyor. İkinci olarak güç konusu. Terörün en yüksek mertebede kullandığı argümanlardan bir tanesi de güç. Gücü de silahlı olarak sahaya yansıtmaya çalışıyor. Biz devletten daha güçlüyüz algısını toplum üzerinde oluşturmaya çalışıyor. Dolayısıyla burada rollerin kesinlikle değiştirilmesi lazım. Üçüncü yol ise kesin ve kesin devletin bu konuda kararlı olması lazım. Kim kararlı olursa o öne geçer. TSK’nın ve devletin bu konuda eksikliği var, hedef konmalı. Terörizmle mücadele ayrı bir şeydir teröristle mücadele ayrı bir şeydir. Terörizmle mücadele devletin işidir, teröristle mücadele TSK’nın ve İçişleri Bakanlığı’nın mücadelesidir. Ortak olarak gitmek gerekiyor. Daha öncede ben izah etmiştim. Eğer bu teröristleri dağda durdurmazsanız önce Güneydoğu şehrine iner daha sonra Orta Anadolu Bölgesi ve Türkiye’nin özellikle ticari ve turizm alanlarında simge olan şehirler ile yürütmenin merkezi Ankara’da terör olaylarına girişilebilir. Şuanda teröristi Diyarbakır’da, Sur’da, Cizre’de Nusaybin’de yerle bir etmemiz lazım.”
“Gelecek kaygısını yaşayan en net meslek kesimlerinden bir tanesi ölümle burun buruna olan askerler” diyen Keser, “Ben askerliğe başladım başlayalı terörizm vardı, emekli oldum terörizm var ve halen devam ediyor. Görevdeyken insanların yaşadığı yüksek kaygılardan bir tanesi ‘ben ölürsem benim geride kalan aileme devlet sahip çıkacak mı?’ Bu insanların aileleriyle ilgili uygulamaları özelleştirmek gerekiyor. Onları, ‘siz bu konu ile ilgili mücadele yaparken geride bıraktığınız insanlara devlet kesinlikle her anlamda sahip çıkacaktır’ diye yüreğini, zihnini, aklını rahatlatmanız gerekiyor” dedi.
ŞEHİT VE GAZİ YAKINLARINA EKONOMİK DESTEK MÜJDESİ
Burada şehit, dul ve yakınları ile gazi yakınlarının aileleriyle ilgili sorumluluğu sadece devletin üzerine atıp bu konu ile ilgili sadece devlet ilgilensin demediklerinin altını çizen Keser, kendilerinin de başta şehit ve gazi yakınlarına olmak üzere yardım projelerinin olduğunu aktardı. Bu anlamda TEMAD’ın Batı Anadolu Kooperatifler Birliği (BATI KOOP) ile ortak proje üretmeye başladıklarını açıklayan Keser, “Başta şehit yakınları, eşleri ve yetimleri olmak üzere özneye kadını oturtan yeni bir çalışma başlattık. Hibe destekli kooperatifler kuruyoruz. Bununla ilgili çok kısa süre içerisinde kamuoyunun karşısına çıkacağız. Bu proje ile şehit ve gazi ailelerini, yakınlarını ekonomik desteğe kavuşturacak projeler yapacağız. Yapacağımız projeler aynı zamanda milli projeler olacak. Başlangıçta ürün bankacılığı sistemi ile ki bunun ilk ayağı zeytin ürün bankacılığını olacak. Bunların yapılandırılması ile beraber bahsettiğim bu kesime ekonomik anlamda bağımsızlığa kavuşturulması ve ekonomik anlamda desteklenmesi şeklinde maddi anlamda destekleyeceğiz. Bu bahsettiğimiz kesime ciddi bir destek olacak. Aynı zamanda cephedeki askerlerimize destek sağlayacak. Bu desteği sağlarken biz rütbe gözetmeksizin yapacağız” müjdesini verdi.
“TOPLUMA YARARLI OLACAK PROJELERİ BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZERE TEMAD İLE ANTLAŞMA İMZALADIK”
BATI KOOP Genel Koordinatörü Kazım Kumpasoğlu ise, TEMAD ile ortaklaşa yürüttükleri proje ve diğer projeler hakkında detaylı bilgi verdi. Tarımsal ürünlerde Türkiye’nin hem döviz kayıplarını önleyecek hem de şehit ve gazi eşlerini ön palana aldıkları bir çalışmanın finaline geldiklerini dile getiren Kumpasoğlu, “Bizim çalışmalarımız sadece bu kadar değil. Aynı zamanda emniyet mensupların da şehit olan, gazi olan veya halen çatışmalar da varlığını sürdüren kıymetli emniyet mensuplarımızın da yine aynı şekilde eşlerini, çocuklarını koruyacak çalışmaların içerisindeyiz. Bu çift yönlü bir sosyal projedir. Hem ülkenin tarım ürünlerin de yeterince kaliteli işleyememekten kaynaklanan döviz kaybını önlemek hem de bu mağdur kesime bir maddi kaynak sağlamak” diye konuştu.
“Türkiye’de maalesef bu güne kadar yanlış bir algı ile asker ve sivil arasındaki ayrım farklı boyutlarda topluma yansıtılıyor” diyen Kumpasoğlu şunları kaydetti:
“Aslında askerlerin de, silahlı kuvvetler mensuplarının da Türkiye’nin hem ekonomik sorunların da hem eğitim sorunlarında son derece faydalı fikirleri, çalışmaları var. Buralarda ön olacak gayret içerisindeler. Biz de bunlara destek olduğumuz için son derece memnunuz. Bizim yapacağımız projeler bu söylediklerimizle sınırlı değil. Bu insanların konut ihtiyacından tutun da tüketim ihtiyacına kadar her türlü gereksinimlerini kooperatif başlığı altında herhangi bir kar amacı gütmeden sadece topluma yararlı olacak projeleri birlikte gerçekleştirmek üzere bir ön antlaşma imzaladık. Bunun gereklerini de hızlıca yerine getiriyoruz. Şu anlamda konut meselesi ile ilgili de şunu vurgulamakta fayda var. Türkiye’de konut meselesi iki yönlüdür. Bir anlamda baktığımızda sanki büyük kentler de konut fazlası var gibi görünür ama istenilen şartları sağlayan sadece barınma değil bugünün çağdaş koşullarına uygun bir yaşam biçimini sağlayan konut eksenimiz vardır. Bunların hepsini devlet halletsin diye beklemek yerine bu kuruluşların işbirliği yaparak toplumun yararına yapmaları gerekir. Biz de bu çabanın içerisindeyiz.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir