EKONOMİ - 24 Haziran 2018 Pazar 09:44

TESK Genel Başkanı Palandöken: “Naylon poşet yerine bez torba özendirilmeli”

A
A
A
TESK Genel Başkanı Palandöken: “Naylon poşet yerine bez torba özendirilmeli”

Plastik atıkların ve naylon poşet kullanımının doğaya ciddi boyutlarda zarar verdiğini hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Plastik atıklar, naylon poşetler doğada artık ciddi boyutlarda kirliliğe ve zarara neden oluyor.

Plastik atıkların ve naylon poşet kullanımının doğaya ciddi boyutlarda zarar verdiğini hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Plastik atıklar, naylon poşetler doğada artık ciddi boyutlarda kirliliğe ve zarara neden oluyor. Doğanın kirlenmesine en fazla katkı marketlerin kullandığı poşetlerden oluşuyor. Ocak 2019’da başlayacak olan poşetlerin para ile satılması yönetmeliği gelmeden birçok firma para ile poşet satıp fırsata çeviriyorlar. Gerçekten bunu doğayı korumak adına yapıyorlarsa naylon poşet yerine bez çantalar kullanmalı ve kar amacı gütmeden cüzi bir ücretle satılmalıdır. Vatandaşlarımız da naylon poşet alışkanlığını bırakıp alışverişlerini file ve bez çantalarla veya evden getirdikleri bez çantalarla yapmalılar. Denizler ve ormanlar plastik şişeler, naylon çantalar ile kirletilmemeli” dedi.


Doğanın ve içinde yaşadığımız dünyanın kirletilmesinden artık vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Üzerinde yaşadığımız bu dünya hepimizin. Özellikle ülkemiz doğası, ormanları, denizleri, hayvan çeşitleri ile çok zengin bir ülke. Bu nimetleri kirletmekten artık vazgeçmeliyiz. Çünkü çevre kirliliği tüm dünyada ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Geri dönüşüme gitmesi gerekirken ormanlara, denizlere atılan plastik şişeler, naylon poşetler kirlilikle birlikte hayvanlara da çok büyük zarar veriyor. Balıklar, kaplumbağalar, denizanaları gibi denizlerde, akarsularda ve göllerde yaşayan tüm canlılarla birlikte ormanlarda yaşayan tüm canlılar bu atıklardan olumsuz etkilenerek hayatını kaybediyor. Duyarlı olmamız gereken en önemli nokta, kirlettiğimiz bu dünyanın içerisinde bizim de yaşadığımızı unutulmamalıdır” diye konuştu.



“Piknikte bırakılan plastikler içme suyuna kadar karışıyor”


Yazın gelmesi ile özellikle piknik alanlarının temiz tutulmasının önemine değinen Palandöken, “Birleşmiş Milletler’in hazırladığı rapora göre dünyada her yıl 5 trilyon plastik poşet üretiliyor. Bugüne kadar üretilen plastiğin yüzde 10’undan daha az kısmı geri dönüşüme uğruyor. Her birimiz duyarlılık kazandığımızda bu üretimin çevreye zarar vermeden dönüşüme girmesini sağlayabiliriz. Bunu da özellikle yazın gelmesi ile piknik yerlerini temiz bırakarak yapabiliriz. Temiz çevre ve sağlıklı yaşam için geri dönüşüm şart. Çevreye en zararlı olan plastik türlerinden naylon poşeti artık kullanmayı terk etmemiz gerekir. Plastik sektörü hızlı bir büyüme ve gelişme gösteriyor. Bu yılın ilk çeyreğinde plastik mamul üretimi 3,5 milyon tona, iç pazarda tüketilen plastik mamul miktarı ise 3,2 milyon tona yükseldi. Bu sektörün gelişmesi ve büyümesi ekonomik açıdan olumlu. Fakat kullanım aşamasında bizlere büyük görev düşüyor. Özellikle marketlerdeki naylon poşet alışkanlığı terk edilmeli. Ülkemizde ortalama veriler ile bir aylık naylon poşet tüketimi 250 bin tonun üzerinde. Naylon poşetler hem içerisine koyduğumuz yiyeceklere hem de çevreye zararlı. O yüzden şimdiden herkes sağlıklı yaşam ve temiz bir çevre için file ve bez çanta kullanmaya alışmalıyız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Turizmde Sivas hızına hız katacak Sivas Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde hazırlanan ‘Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’ açılış toplantısı, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir Başkanlığında gerçekleştirildi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) öncülüğünde hazırlanan ve kentin turizm rakamlarını artıracağı düşünülen Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’nin açılışı yapıldı. STSO’da gerçekleştirilen açılış toplantısına; Sivas Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan, Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Buruciye AŞ Genel Müdürü Mustafa Altun ve Turizm tesislerinin personel ve yöneticileri katıldı. Projeyi Oran Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttüklerini belirten Başkan Özdemir, “Sivas’ın Hızına Yetişin” projemizin başlığında yer alan hız kavramı, Yüksek Hızlı Trenin ilimize gelmesiyle oluştu. Yüksek Hızlı Trenimizin Sivas’a getirdiği en önemli katkı, turizm sektörüne yapacağı katkıdır. Sivas’a daha çok turist getirmek adına turizm sektörüne eğitim anlamında faydalı olmak istedik. Hocalarımızın bilgilerini sektör yöneticilerine ve çalışanlarına aktarmak adına bu projeyi yaptık” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Sivas TSO’nun şehrin önemli meselesine dayanan bir proje hazırlayarak destek almaya hak kazandığını ifade etti. Programların projeler geldikçe var olduğunu belirten Şeker, projelerdeki üst amacın Hızlı Tren odağında Sivas’ın turizm hamlesine katkı sunmak dedi. Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan ise, Turizm sektörünün gelişmesinde Sivas TSO’na teşekkür ederek, projenin sonucunda güzel bir çıktı elde edileceğine inanıyorum dedi. Sivas’ta bulunmaktan ve böyle bir proje yer almaktan memnuniyet duyduğu ifade eden Eğitmen Doç. Dr. İrfan Mısırlı, verilecek olan eğitimler hakkında bilgiler verdi. Sekiz gün sürecek olan eğitimlerde; Konukla İletişim, Müşteri Memnuniyeti, Sosyal Davranış Kuralları ve özellikle Misafir ve İnsan İlişkileri konuları üzerine eğitimler verilecek. Eğitim programını tamamlayan katılımcılara sertifika verilecek.
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.