GENEL - 07 Aralık 2016 Çarşamba 16:25

THK Başkanı Atılgan, THK’daki vurgun iddialarını değerlendirdi

A
A
A
THK Başkanı Atılgan, THK’daki vurgun iddialarını değerlendirdi

Türk Hava Kurumu (THK) Genel Başkanı Kürşat Atılgan, "THK kendi mülkleri üzerindeki bir takım haramzadelerin yapmış olduğu operasyonlara karşı yeni yönetim harekete geçmiştir ve haksızlığı, hukuksuzluğu iptal ederek THK’nın mallarına sahip çıkmıştır" dedi.
Değeri 1.3 milyar TL’nnin üzerinde olan THK’nın taşınmaz mülküne ilişkin yapılan usulsüzlük iddiaları ile ilgili çalışmalarını ve geldikleri noktayı açıklamak üzere THK Genel Başkanı Kürşat Atılgan basın toplantısı düzenledi.
Otelin devredilmesi, kiraya verilmesi ve yapılan operasyona ilişkin açıklama yapan Atılgan, "Yaklaşık 1 senedir yaptığımız çok hassas çalışmalardan sonra geldiğimiz noktayı sizlere arz etmek istiyorum. Otel daha önce Besim Tibuk’taydı çok yok denilebilecek bir fiyatta Tibuk’un kiracılığından kurtularak 2001 yılında tekrar THK’nın uhdesine geçti ve 2003 yılında THK bu oteli Nas Tekstil’e kiraya verdi. Nas Tekstil daha sonra bu otelde tadilatlar yaptı ve deprem güçlendirmesin yaptığını söyleyerek kiralarını ödemedi. 2008 yılında o zamanki genel başkan Nas Tekstil’in yapmış olduğu yaklaşık 2 buçuk milyon dolarlık masraflar artı bir seferde yüzde 10 artırım olmak kaydıyla döviz bazında 2025’ten 2035’e kadar uzattı ve bunu hukuki olarak genel yönetim kurulundan geçirdi. Bu işlem neticesinde THK’nın 8-10 milyon dolar gibi bir faydası olduğu için 10 yıllık bu uzatmayı yönetim kurulu kabul etti. Daha sonra 2013 yılında Nas Tekstil THK’ya bir dilekçeyle başvurdu ve dedi ki, ‘Ben bu oteli işletemiyorum, alt yükleniciye devretme yetkisi verin ve mümkünse süreyi uzatalım.’ O zamanki yönetim kurulu başkanı da dedi ki, ‘Bu konudaki çözümle ilgili yapmanız gereken işlemleri yapın ve bize getirin.’ THK’ya gelmeden önce AAG Gayrimenkul ile Nas Tekstil arasında daha önceden bir anlaşma olduğu anlaşılıyor ve o zamanki genel başkan yetkisi olmadığı halde durumu yönetim kuruluna getirmeden süreyi 20 yıl uzatıyor ve alt yükleniciye devir yetkisi veriyor. Bu içindeki kiracıya bir imtiyaz vermektir. Daha önceki süreçlerde böyle bir yetki istemiş ama bir önceki başkan buna izin vermemiş ve yönetim kurulundan böyle bir karar çıkmamış. Bu imtiyazın karşılığı olarak AAG firması 250 bin dolarlık bir bağış yapıyor. Yani bu işlemin karşılığında THK’nın kasasına sadece 250 bin dolar giriyor. Peki verilen imtiyazın değeri neydi? 43 yıllık süreyi faizleri geriye doğru işletirsek bugünkü değeri 109 milyon dolar. Bu 109 milyon doları AAG firması kendi öz varlığı gibi göstererek bu operasyonu gerçekleştiriyor ve 40 milyon dolar hava parasıyla Nas firmasından devralıyor oteli. İçindeki oteli kiracılara veriyor, dükkanları ise kendisi kiraya veriyor. Oteli yıllık 4 milyon dolar karşılığı veriyor ve dükkanlardan da hava paraları hariç yıllık 8 milyon dolara kiraya veriyor. Yani bu operasyonlardan THK’nın kasasına 250 bin dolar girerken, bunu yapan AAG firması toplamda 109 milyon dolar gibi bir menfaat temin ediyor ve bu menfaat dokümanlarda açık olarak yazılı” şeklinde konuştu.

"İlk duruşma Mart ayında olacak"
"Biz bu bilgileri topladık ve 2 hafta önceki yönetim kurulu toplantımızda yapılan bu hukuksuz işlemi iptal ettik" diyen Atılgan şöyle devam etti:
"Siz artık bizim kiracımız değilsiniz, gelin bizimle içindekiler kira sözleşmesi yapın diye noterden ihtarımızı çektik. Çünkü Osman Yıldırım’ın vermiş olduğu bu imtiyaz yetkisi dahilinde olmadan vermiş olduğu bir imtiyazdır ve hukuki geçerliliği yoktur. Şuanda geldiğimiz nokta budur. Kiracılar ya gelip bizimle bir sözleşme yapacaklardır ya da mahkemeye gidip bu mülkün gerçek kirasını kime vermemiz lazım diye soracaklardır. Bu noktada içindekilerin bizlerle işbirliği yapacağına inanıyorum. Savcının mahkemeye bu dava açılmalı talebiyle mahkeme bizden kurumun bu operasyonla uğramış olduğu zararların ne olduğunu mart ayına kadar istedi, ilk duruşma mart ayında olacak. Biz elimizdeki bütün bilgilerle, bize ulaşan duyarlı bir vatandaşın dokümanı dahil uğradığımız zararların tamamını mahkemeye ileteceğiz. Dolayısıyla THK kendi mülkleri üzerindeki bir takım haramzadelerin yapmış olduğu operasyonlara karşı yeni yönetim harekete geçmiştir ve haksızlığı, hukuksuzluğu iptal ederek THK’nın mallarına sahip çıkmıştır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı Mart ayında yüzde 17,1 arttı Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 17,1 arttı. Mart ayında 226 bin 617 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayı Motorlu Kara Taşıtları verilerini paylaştı. Mart ayında 226 bin 617 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Mart ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 45,5’ini motosiklet, yüzde 39,1’ini otomobil, yüzde 8,7’sini kamyonet, yüzde 3,8’ini traktör, yüzde 1,8’ini kamyon, yüzde 0,6’sını minibüs, yüzde 0,4’ünü otobüs ve yüzde 0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 17,1 arttı. Mart ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre motosiklette yüzde 21,9, traktörde yüzde 18,3, otomobilde yüzde 15,4, otobüste yüzde 15,4, kamyonette yüzde 7,3, kamyonda yüzde 0,8 artarken özel amaçlı taşıtta yüzde 8,8 ve minibüste yüzde 6,9 azaldı. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,2 arttı. Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı özel amaçlı taşıtta yüzde 43,4, motosiklette yüzde 33,6, minibüste yüzde 30,4, otobüste yüzde 19,7, otomobilde yüzde 16,2 artarken kamyonette yüzde 13,1, kamyonda yüzde 11,8 ve traktörde yüzde 5,4 azaldı. Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Mart ayı sonu itibarıyla 29 milyon 367 bin 254 oldu. Mart ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 52,8’ini otomobil, yüzde 18,1’ini motosiklet, yüzde 15,5’ini kamyonet, yüzde 7,5’ini traktör, yüzde 3,3’ünü kamyon, yüzde 1,7’sini minibüs, yüzde 0,7’sini otobüs ve yüzde 0,4’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Mart ayında 865 bin 144 adet taşıtın devri yapıldı. Mart ayında devri yapılan taşıtların yüzde 67,1’ini otomobil, yüzde 14,9’unu kamyonet, yüzde 10,3’ünü motosiklet, yüzde 3,2’sini traktör, yüzde 2,2’sini kamyon, yüzde 1,6’sını minibüs, yüzde 0,5’ini otobüs ve yüzde 0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Mart ayında 88 bin 718 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı. Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 66,1’i benzin yakıtlı. Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan 278 bin 891 adet otomobilin yüzde 66,1’i benzin, yüzde 12,9’u dizel, yüzde 12,7’si hibrit, yüzde 7,1’i elektrikli ve yüzde 1,2’si LPG yakıtlıdır. Mart ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 15 milyon 498 bin 386 adet otomobilin ise yüzde 35,2’si dizel, yüzde 33,0’ı LPG, yüzde 29,2’si benzin, yüzde 1,7’si hibrit ve yüzde 0,6’sı elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen(3) otomobillerin oranı ise yüzde 0,2’dir. Ocak-Mart döneminde 633 bin 710 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 37,5 artarak 633 bin 710 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı da yüzde 15,9 artarak 6 bin 792 adet oldu. Böylece Ocak-Mart döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 626 bin 918 adet artış gerçekleşti.
Amasya Amasya’da koyun sürülerinin yayla göçü erken başladı Amasya’nın Taşova ilçesinde mevsim normallerinin üstünde artan sıcaklıklar nedeniyle koyun sürülerinin yaylaya göçü bir ay erkenden başladı. Sürülerin renkli yolculuğu havadan dronla görüntülendi. Amasya’da hava sıcaklıkları 30 dereceyi gördü. Mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden hava sıcaklıkları sebebiyle yaylaya göç de erken başladı. Besiciler hayvanlarını yaz boyunca yüksek rakımlı arazilerde otlatarak verimliliği artırmayı hedefliyor. Taşova’da hayvancılık yapan Recep Taş (44) havaların ısınmasıyla birlikte kendilerine ait 500 koyun ile birlikte Akdağ Başyurt Yaylası’na ulaşabilmek için yola çıktı. Koyun sürülerin yolculuğu 24 saat sürdü. “Bu sene havaların kurak olmasından dolayı 40-45 gün erken gitmek zorunda kaldık” Dedelerinden kalan çobanlık mesleği devam ettiren Recep Taş, “Bu sene havaların kurak olmasından dolayı 40-45 gün erken gitmek zorunda kaldık. Nasip bundan sonrası. Yolculuğumuz 24 saat sürecek. Zorlanmamak olur mu? Uykusuzluğu var, yol yürümesi var. Muhakkak her mesleğin bir zorluğu vardır” dedi. Koyunlarının sürü halinde yaylaya göç etmesinin dedelerinden gelen bir gelenek olduğunu anlatan Taş, “Dedelerimizden sonra babam yapmış bu işi. Ondan sonra biz yapmaktayız. Bizim çocuklarımız yapacak bu işi. Yaylada Ekim ayının 15’ine kadar durmamız gerekiyor. Ondan sonra aynı tekrar bu şekilde buraya ineceğiz” diye konuştu. “Orta Asya’dan beri göç halindeyiz, Yörük’tür kökenimiz” Göçebe geleneğinin kökeninin Orta Asya’ya dayandığını hatırlatan Besici Şamil Soyal da “Orta Asya’dan beri göç halindeyiz. Kökenimiz Yörük’tür. Bu sene de havaların kurak gitmesinden dolayı hayvanlarımızı biraz erken yaylaya yolculuk yaptırdık. Yayla adı üzerinde mera alanı. Burada insanlarımız sonuçta tarım arazisinde yapıyor. Ama mera alanı olduğu zaman yayılım, hava değişimi var. Burada koyunlar ağrıma yapıyor ama yaylada ağrıma yapmıyor soğuk. Sağım yapmak isteyen sağımını yaparak peynirini ve sütünü alıyor” şeklinde konuştu. Yaptıkları işin günden güne kaybolduğuna dikkat çeken Soyal, “Devletimiz acil bu işe destek vermesi lazım. Ne gerekiyorsa onu yapması lazım. Yani küpe parası veriyor devletimiz, yıllık 100 lira hayvan başı. Ama bu yeterli gelmiyor. ’Devletimiz bize sigorta versin, maaş versin, hayvancılığımız 100 ise 200-300 yapalım’ şeklinde hayvancılarımızın talepleri var” ifadelerini kullandı.
Batman Yüksek dağlardan toplanan ışkın bitkisi hastalıklara iyi geldiği gerekçesiyle adeta kapışılıyor Batman’ın Sason ilçesinde yüksek rakımlı dağlarda karların erimesiyle ortaya çıkan ve bölgede yayla muzu olarak adlandırılan ışkın bitkisi, bir çok hastalığın şifa kaynağı olduğu gerekçesiyle kilogramı 150 lira olmasına rağmen yoğun rağbet görüyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki yüksek kesimlerde yetişen, kuzu kulağıgiller familyasının ekşimsi tadıyla kiviyi andıran ve muz gibi soyularak yenildiği için ’yayla muzu’ da denilen ışkın bitkisinin olgunlaşmasıyla bölgede yaşayan bir çok vatandaşa gelir kaynağı oldu. Sason ilçesine bağlı köylerde yaşayan vatandaşlar sabahın erken saatlerinde dağlardan kopardığı Işkın bitkisini ilçe merkezine getirerek kilosunu 150 liradan satarak aile geçimini sağlıyor. Işkın bitkisinin başta kalp rahatsızlığı olmak üzere bir çok hastalığa iyi geldiği için yoğun talep gördüğünü belirten vatandaşlardan Zülküf Ebinç, yüksek dağlardan kopardığı ışkın bitkisini ilçede satarak ailesini geçindirdiğini söyledi. Ebinç, “Bu bitkinin adı ışkındır. Yayla muzu olarak da biliniyor. Işkın Sason ilçesinde yüksek kesimlerde yetişiyor. Bir çok hastalığa ilaç olduğunu biliyoruz. Başta kalp rahatsızlığı olmak üzere tansiyon rahatsızlığı ve şeker hastalığına ilaçtır. Biz bunu aile geçimimizi sağlamak için sabah erken saatlerde grup olarak çıkıp yüksek dağlardan kopararak getirip kilosunu 150 liradan satıyoruz” dedi. “Bu bitki şifalı olduğu için çok tercih ediliyor” Işkın bitkisini koparmak için gece saatlerinde yola koyulduklarını belirten vatandaşlardan Hasan Yıldırım, “Bu bitki yüksek kesimlerde yetişiyor. Bu bitki şifalı olduğu için çok tercih ediliyor. Şu anda kilosunu 150 ile 200 lira arasında satıyoruz. Herkes çok tercih ediyor. Günlük 150 kilo toplayarak satıyoruz. Bu bitkiyi koparabilmek için gece saat 03.00 gibi yola çıkıyoruz. Yaklaşık 5 saat yol yürüyoruz. Çok yüksek yerde yetiştiği için dönüşümüz akşamı buluyor” diye konuştu.