EKONOMİ - 05 Ekim 2015 Pazartesi 15:15

Türkiye-Cern Sanayi İşbirliği Konferansı

A
A
A
Türkiye-Cern Sanayi İşbirliği Konferansı

TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz, “Yüksek teknoloji üretimi ve ihracatı için özellikle uluslararası projelerde daha fazla yer almalıyız. Artık sanayicilerimiz CERN’de açılan ihalelere katılabilecek, araştırmacılarımız ve bilim insanlarımız CERN’de çalışabilecekler. Yerli ve yabancı paydaşların birlikte çalışma alışkanlığı kazanması, ülkemizde yüksek teknolojili üretimin ve ihracatının artmasını da sağlayacak” dedi.
Yıllık ortalama 500 milyon Avro mal ve hizmet alımlarının gerçekleştiği, Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü (CERN) bünyesinde yer alan departmanların ihtiyaçları ile CERN Satın Alma Grubunun ihale ve alımlar hakkında bilgilendirme yaptığı “Türkiye-CERN Sanayi İşbirliği Konferansı” TOBB Birlik Merkezi’nde yapıldı.
“KİŞİ BAŞINA GELİR 10 BİN DOLARDAN 25 BİN DOLARA ÇIKSIN İSTİYORUZ”
TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Yavuz, ‘Türkiye-Cern Sanayi İşbirliği Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Bu derece önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu Konferansta, CERN’nin yaptığı alımlar, ihale şartları ve bunlardan nasıl faydalanacağımız konularında bilgiler edineceğiz. Biliyorsunuz, ileri teknoloji üretimini ve ihracatını artırmak istiyoruz. Zira Türkiye’nin toplam ihracatı içinde ileri teknolojili ihracatın payı ancak yüzde 3-4 arasında. 10 sene önce de böyleydi. 20 sene önce de buralardaydı. Oysa OECD ortalaması yüzde 18’lerde. Çin’de ve Kore’de ise yüzde 25’lerde. Biz son çeyrek yüzyılda ancak orta teknolojili bir sanayi ülkesi haline gelebildik. Bu da kendi yaptığımız bir sanayi politikası ile değil, AB ile Gümrük Birliği sayesinde oldu. Şimdi daha ileriye gitmek istiyoruz. Kişi başına gelir 10 bin dolardan 25 bin dolara çıksın, millet zenginleşsin istiyoruz. Peki, ama nasıl olacak? Türkiye inovasyonu, teknolojiyi konuşan bir ülke olmaktan çıkıp, inovasyonu, yüksek teknolojiyi yapan bir ülke haline nasıl gelecek? Bize bir yol haritası ve yeni mekanizmalar lazım. İşte bugün bu mekanizmalardan birini hep birlikte tanıyacağız. Yüksek teknoloji üretimi ve ihracatı için özellikle uluslararası projelerde daha fazla yer almalıyız. Ülkemizin bu yılın Mayıs ayında CERN’e ortak üye olmasını, bu nedenle çok önemli bir adım olarak görüyor ve memnuniyetle karşılıyoruz. Artık sanayicilerimiz CERN’de açılan ihalelere katılabilecek, araştırmacılarımız ve bilim insanlarımız CERN’de çalışabilecekler. Yerli ve yabancı paydaşların birlikte çalışma alışkanlığı kazanması, ülkemizde yüksek teknolojili üretimin ve ihracatının artmasını da sağlayacak” ifadelerini kullandı.
“TÜRK FİRMALARI İÇİN 600 MİLYON DOLARLIK YENİ BİR PAZAR AÇILIYOR”
CERN’nin yıllık bütçesinin,1 milyar doları aştığını belirten Yavuz, “Her yıl yaklaşık 600 milyon dolarlık mal ve hizmet alımı gerçekleştiriyor. İşte şimdi Türk firmaları için 600 milyon dolarlık yeni bir pazar açılıyor. Bu fırsatları değerlendirmek için Sanayi İrtibat Ofisleri kuruluyor. Bu ofisler, CERN ve üye ülkelerdeki firmalar arasında bilgi akışı ve iletişimi sağlayacak. İşte bu kapsamda, Türkiye’de CERN-Sanayi irtibat ofisinin Birliğimiz bünyesinde oluşturulduğunu memnuniyetle belirtmek isterim. CERN’ne üye diğer ülkelerden farklı bir şekilde, bu ofis Türk özel sektörünün çatı örgütünün bünyesinde oluşturuldu. Bu Avrupa’da bir ilktir ve özel sektörümüzün bu konuya verdiği önemin bir göstergesidir. Bu ofisin açılmasına katkıda bulunan herkese, en başta bu vizyona sahip olan ve bu işin gerçekleşmesi için en büyük desteği veren Enerji Bakanlığımıza ve birlikte çalıştığımız TAEK’e teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
CERN’in bugün dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarlarına ev sahipliği yaptığını kaydeden Yavuz, “Pek çok ülkeden gelen binlerce bilim insanı ve araştırmacılara kucak açıyor. Burada üniversiteler ve bilim insanları el ele vererek, sanayide üretim yapan kurum ve kuruluşlar kanalı ile elde edilen bilgileri paylaşıyor. CERN’de sağlıktan mikro-elektroniğe, güneş enerjisinden bilgisayar modellemelerine kadar pek çok alanda çığır açan yeni keşifler yapıldı, yapılıyor. Bugün başından ayrılamadığımız World Wide Web (internet) 1989 yılında CERN de bulundu. Bugün elimizden düşüremediğimiz telefonlarımız-tabletlerimiz ve hayatımızın bir parçası haline gelen bilgisayarlarımızdaki dokunmatik ekran teknolojisi yine CERN de bulundu. Bugün sağlık alanında teşhislerde kullanılan PET/CT/MR tarayıcılarla tedavide kullanılan hızlandırıcı ve algılayıcıların/detektörlerin keşfi ve başlangıcı, Hadron (Proton) Terapi gibi pek çok konuda CERN, ilklere imza attı. Halojensiz ve yanmaya dayanıklı kablo üretimi de ilk defa CERN de yapıldı ve yaygınlaştı. 2012 yılında CERN de yapılan deneylerde keşfedilen Atom Altı Parçacık (Higgs-Boson), 2013 yılında Nobel Ödülü getirdi. Bu keşif yalnızca fizik ve evrenin sırları hakkında kapıları aralamakla kalmıyor; yeni teknolojik gelişmelere, hayatımızı kolaylaştıran pek çok inovasyona da kapıların aralanmasını sağlıyor Türkiye; 35 Üniversite ve 200’den fazla bilim insanı ile CERN deki çalışmalara katkı veriyor. Şimdi Birliğimiz bünyesinde oluşturulan Sanayi İrtibat Ofisi, sanayicilerimiz ve CERN’deki Türk Bilim İnsanlarımız arasında köprü kuracaktır. Böylelikle 2023 yılı hedeflerine ulaşmamızda önemli bir rol üstlenecektir ” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.