- 24 Ekim 2016 Pazartesi 15:44

Yeşil bitkilerden kan ürettiler

A
A
A
Yeşil bitkilerden kan ürettiler

TÜBİTAK’ın 3 dalda düzenlediği ’Üniversite Proje Yarışmaları’ kapsamında TOBB Üniversitesi’nde sergilenen yüzden fazla buluş ziyaretçilerini şaşırtıyor.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) Sanayiye Yönelik Lisans Bitirme Tezleri Yarışması, Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışması, Üniversite Öğrencileri Yazılım Projeleri Yarışması dallarında düzenlediği Üniversite Proje Yarışmaları final sergisindeki yüzden fazla proje Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Üniversitesi’nde saat 18.00’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.
Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde Makine Mühendisi olarak 40 yıldır üretim yapan bir atölyesinin olduğunu, savunma sanayiine parça üretimi ve medikal parça üretimi yaptıklarını aynı zamanda da Ostim Yönetim Kurulu üyesi olduğunu kaydeden Behzat Zeydan, "Gençlerle ilgili şu anda ülkemizde tasarım, üretim yapan sanayi ile okul işbirliği içerisinde bu tür çalışmalar içerisinde olan aktif gençleri yetiştirmeye çalışıyoruz. Özellikle gençlerimizi sanayiye, yüksek katma değerli yüksek teknolojik ürün üretmeye yönlendirme konusunda büyük çabalarımız var. Sanayi-üniversite işbirliği üzerinde de şu anda üniversitelerle beraber çalışmalarımız var. Ayrıca kümelenme faaliyetleri yaptık. Şu anda 6 iş kolunda kümelenme çalışmalarımız var, bu çalışmalara tamamen gençleri adapte ettik, yurtdışındaki fuarlara gönderiyoruz, onların gelecekte bu tür üretimlerde, gelişmiş ülkelerin ulaştığı teknolojiye ulaşmaları için çaba sarf ediyoruz. Biz onların arkasındayız, destekliyoruz, onların da bu sergide birçok tasarımları var, bunlardan da mutlu oluyoruz" değerlendirmelerinde bulundu.
Yeşil bitkilerden kan üretimi
Erciyes Üniversitesi’nde nano teknoloji üzerine çalışmalar yapan Halit Çetin, yeşil bitkilerdeki klorofil pigmentine çeşitli modifikasyonlarla hemoglobin molekülüne benzetip bu şekilde oksiyen taşıyabilecek bir hale getirdiklerine vurgu yaparak, "Bu molekülden yola çıkıp çeşitli yapay kan ürünleri ürettik, şu anda anemi hastaları ve kan kaybı yaşayan acil durumdaki hastalarımız için bu ürünlerimizi kullanabilmekteyiz, gelecekte lösemi, Akdeniz Anemisi ve hemofili hastaları için yeni ürünler üretmeye başlayacağız. Şu an için kanımızın güvenlik testlerine başlamış bulunmaktayız, laboratuvar koşullarında hayvan ve insanlar üzerinde doku testlerini tamamladık, canlı vücudu üzerindeki testlere henüz başlamadık en yakın zamanda onlara da başlamayı planlıyoruz. Kanımızın en önemli avantajı içerisinde herhangi bir şekilde vücudun reddedeceği bir protein bulunmadığı için 0 rh negatif gibi düşünebiliriz bu kanı, genel verici ve tüm insanlara uyacağını tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Giyilebilir hava yastığı
Selçuk Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans öğrencisi Halil Furkan Kimkak ise inşaat sektöründe ve motorsiklet kazalarında yaralanma riskini en aza indirmek için ürettiği ’Giyilebilir Hava Yastığı’ projesini şöyle anlattı:
"Öncelikle olarak inşaat sektöründe yüksekten düşmelerde yaşanan ölümler ve sakatlanmalara tedbir niteliğinde olacaktır. Bunun akabinde motorsiklet ve bisiklet kullanıcılarına yönelik de giyilebilir yelek şeklinde hava yastığı tasarladık. Sistemde bulunan 4 tane sensörümü var; cayro, ivme, hız ve pusula sensörü. Ben bu şekilde kişinin düştüğünü elektronik olarak algılıyorum, işlemcide bunu işleyerek kimyasal madde sodyum azitten oluşan azotla yeleğin içerisini doldurmaya çalışıyoruz daha sonra kişi yumuşak bir zemine, bir yastığa düşmüş gibi oluyor. Düşer düşmez de içerideki gazı dışarı verdikten sonra kişi rahat bir şekilde hem müdahale açısından hem de nefes darlığı olmaması açısından gazı da direk dışarı çıkarmış oluyoruz. Motorsiklet kazalarında, ani olarak motordan ayrılır ayrılmaz, 80 milisaniyelik bir sürede hava yastığı şiştiği için hem kişinin üzerinde airbag görevi de görmüş oluyor hem de koruyucu bir ceket, yelek tarzında bir çalışmamız oldu".
Mayın tespit robotu
Batuhan Fevzi Özşen, "Mayından yaralanan ve şehit olan askerlerimiz çok fazlaydı ben de bunu göz önünde bulundurarak mayın tespit robotu yapma ihtiyacı duydum. Manyetik alan yayan bobinimiz var, manyetik alan değişimleri 3 metreye kadar ve 2 metre çapındaki alanda ölçüp operatöre mayın olup olmadığına dair sesli bir uyarı veriyor ve mayının derinliğine büyüklüğüne göre de sesin şiddeti değişebiliyor. Aynı zamanda istenirse mayını imha etme özelliğine de sahip. Uzaktan kumandalı mayınlar olabiliyor, asker yanına yaklaşınca patlama riskini de göz önüne alarak biz askeri mayına yaklaştırmıyoruz ve robotu gönderiyoruz, robot o mayını vurarak imha ediyor. Ucunda basınçlı hava tüpümüz var, basınçlı havadan mayının üzerine mermiler fırlatıyor ve orada mayını imha ediyor. Aynı zamanda GPS modülümüz var, GPS modülünden robotun konumunu, yönünü bilgisayara gönderiyoruz ve harita üzerinden bu bilgileri alabiliyoruz. Robotun hızını, yerden yüksekliğini ve arazinin eğim şartlarını da bilgisayar ekranında 3 boyutlu olarak görebiliyoruz. Kameramız 2 kilometreye kadar görüntü aktarımı özelliğine sahip, bu kamerayı ve robotun bütün kontrollerini kendi yazdığımız android uygulamasıyla kontrol edebiliyoruz. Mesela kameranın yön kontrolü, aydınlatmaların kapatılıp açılması, mayının imhası ve robotun yön kontrollerinin hepsini buradan sağlayabiliyoruz. Bağlantının kopması durumunda da ikinci bir kumanda devreye giriyor, bunla da robotun kontrolünü 2 kilometreye kadar artırabiliyoruz ve güneş takip özellikli güneş panelimiz var, bu panelin özelliği verimi arttırmak adına güneş takip mekanizmalı. Böylece çok verimli bir sistemde güneş ışığından da yararlanmış oluyoruz" şeklinde konuştu.
Üniversite öğrencilerini, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu öncelikli alanlarda çalışmalar yapmaya yönlendirmek ve özendirmek amacıyla düzenlenen bu yarışmalara 508 adet proje başvurusu yapıldı. Bu projeler arasından ön inceleme ve değerlendirmeden geçen 135 proje TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Tesislerinde yapılacak Final Sergisinde dereceye girmek için yarıştı. Final Sergisinde görücüye çıkan projeler katılımcılar tarafından incelenerek ilgili alanlardaki akademisyenlerden oluşan jüriler tarafından değerlendirilecek. TÜBİTAK’ın Başkanlık Binası’nda bulunan Feza Gürsey Konferans Salonunda 25 Ekim 2016 günü yapılacak ödül töreninde derece alan projeler açıklanacak ve dereceye giren proje sahibi öğrenciler ve danışmanları TÜBİTAK tarafından ödüllendirilecekler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.