POLİTİKA - 27 Nisan 2017 Perşembe 22:14

YSK Başkanı Güven kesin sonuçları açıkladı

A
A
A
YSK Başkanı Güven kesin sonuçları açıkladı

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, “16 Nisan 2017 Pazar günü yapılan halk oylaması sonucu geçerli oyların yarısından çoğunun 25 milyon 157 bin 463 ‘evet’ oyu, yüzde 51.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, “16 Nisan 2017 Pazar günü yapılan halk oylaması sonucu geçerli oyların yarısından çoğunun 25 milyon 157 bin 463 ‘evet’ oyu, yüzde 51.41 olarak gerçekleştiği, anayasa değişikliğinin Türk milleti adına kabul edilmiş olduğu Kurulumuzca ilan edilmiştir” dedi.


YSK, 16 Nisan referandumunun kesin sonuçlarını açıkladı. Seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan YSK Başkanı Sadi Güven, 16 Nisan 2017 Pazar günü yapılan Anayasa değişikliği halk oylaması sonuçları ile ilgili İl Seçim Kurulları tarafından yurt içi seçim çevrelerinden gelen sonuçlara göre düzenlenerek gönderilen birleştirme tutanakları, Ankara İl Seçim Kurulundan gelen yurt dışı sandık sonuçları ile gümrük kapılarından gelen sandık sonuçlarına göre düzenlenen birleştirme tutanaklarının kurullarına ulaştırıldığını ve itiraz süreçlerinin tamamlandığını gördüklerini ve Anayasa değişikliği halk oylaması kesin sonuçlarının tespitine karar verildiğini bildirerek, “Böylece 16 Nisan 2017 Pazar günü yapılan Anayasa değişikliği halk oylaması sonuçlanmıştır. Yurt dışında 57 ülke ve 120 temsilcilikte ve yurt içinde halk oylaması gerçekleştirilmiştir. Seçim akşamı oy verme süresinin bitiminden sonra şu ana kadar sayım döküm işlemleri tamamlanan sandıkların sonuç bilgileri, sayım döküm cetveli, sandık sonuç tutanakları, il ve ilçe birleştirme tutanakları yurt dışı dahil Seçim Bilişim Sistemi (SEÇSİS) aracılığıyla seçime katılan ve talepte bulunan siyasi partilere eş zamanlı olarak gönderilmiştir” ifadelerini kullandı.



“Seçim sonuçları siyasi partilerin bilişim uzmanları tarafından YSK’da canlı takip edildi”


Siyasi partilerin bilişim uzmanları tarafından seçim sonuçlarının YSK’dan canlı takip edildiğini kaydeden Güven, “Halk oylamasında yurt içinde 167 bin 69 sandıkta Adalet ve Kalkınma Partisi’nden 166 bin 211, Cumhuriyet Halk Partisi’nden 157 bin 314, Milliyetçi Hareket Partisi’nden 133 bin 67, Halkların Demokratik Partisi’nden 63 bin 890, Saadet Partisi’nden 56 bin 241, Vatan Partisi’nden 6 bin 70, Büyük Birlik Partisi’nden 7 bin 439, Hür Dava Partisi’nden 819, Bağımsız Türkiye Partisi’nden 401 olmak üzere toplamda 591 bin 452 kişi; yurt dışında ise 3 bin 210 sandıkta Adalet ve Kalkınma Partisi’nden 3 bin 178, Cumhuriyet Halk Partisi’nden 3 bin 181, Milliyetçi Hareket Partisi’nden 2 bin 912 olmak üzere 9 bin 271 kişi siyasi partili üye olarak bildirilmiştir” diye konuştu.



“Şu andan itibaren tüm vatandaşlarımız, sonuç tutanaklarını ıslak imzalı olarak internet sayfamızdan görebileceklerdir”


Tüm seçmenlerin seçim sonuçlarını internet üzerinden ıslak imzalı bir şekilde görebileceklerinin altını çizen Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Şu andan itibaren tüm vatandaşlarımız kendi oy kullandıkları sandıklar olmak üzere tüm yurt içi ve yurt dışı sandık sonuçları olmak üzere ve sonuç tutanaklarını ıslak imzalı olarak internet sayfamızdan görebileceklerdir. Ayrıca sayım döküm cetvelini, birleştirme tutanağını da görme imkanı sağlanmıştır. YSK olarak e-posta adreslerine ve cep telefonlarına seçmen sorgulama sayfamızı kaydeden vatandaşlarımıza seçim süreçleri hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Bu kapsamda yurt içinde 4 milyon 199 bin 272 seçmene SMS ile yurt içi ve yurt dışı 2 milyon 598 bin 359 seçmene ise elektronik posta ile bilgilendirme yapılmıştır.”


Yurt içi seçim çevrelerinden gelen birleştirme tutanaklarını ve Ankara İl Seçim Kurulundan gelen yurt dışı sandık sonuçlarıyla gümrük kapılarından gelen sandık sonuçları esas alınarak düzenlenen birleştirme tutanaklarına dair bilgileri paylaşan Güven, “Yurt içi halk oylaması sonucu kayıtlı seçmen sayısı 55 milyon 319 bin 252, oy kullanan seçmen sayısı 48 milyon 374 bin 576, geçerli oy sayısı 47 milyon 528 bin 949, geçersiz oy sayısı 845 bin 627, seçime katılma oranı yüzde 87.45. Yurt dışı sandıkları halk oylaması sonucu kayıtlı seçmen sayısı 2 milyon 972 bin 676, oy kullanan seçmen sayısı 1 milyon 325 bin 682, geçerli oy sayısı 1 milyon 309 bin 821, geçersiz oy sayısı 15 bin 861, seçime katılma oranı yüzde 44.60. Gümrük kapıları halk oylaması sonucu oy kullanan seçmen sayısı 98 bin 597, geçerli oy sayısı 97 bin 834, geçersiz oy sayısı 763, seçime katılma oranı yüzde 3.32” şeklinde konuştu.



“Geçerli oyların yarısından çoğunun ‘evet’ oyu olarak gerçekleştiği, anayasa değişikliğinin Türk milleti adına kabul edilmiş olduğu Kurulumuzca ilan edilmiştir”


Güven, kesin sonuçlara ilişkin bilgileri aktardığı konuşmasında, “Yurt içi, gümrük kapısı ve yurt dışı sandıkları halk oylaması sonucu sandık seçmen listesinde kayıtlı olanların sayısı 58 milyon 291 bin 898, halk oylamasına katılanların sayısı 49 milyon 798 bin 855, halk oylamasına katılma oranı yüzde 85.43. Geçerli oyların toplamı 48 milyon 936 bin 604, geçersiz oyların toplamı 862 bin 251, ‘evet’ oyu verenlerin sayısı 25 milyon 157 bin 463, ‘evet’ oyu verenlerin oranı yüzde 51.41, ‘hayır’ oyu verenlerin sayısı 23 milyon 779 bin 141, ‘hayır’ oyu verenlerin oranı yüzde 48.59 olarak gerçekleşmiştir. Bu sonuçlara göre 21.01.2017 tarihli ve 6761 sayılı Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddelerinde yapılan değişikliklerin 3376 sayılı anayasa değişikliklerinin halk oylamasına sunulması şeklindeki kanun hükümlerince 16 Nisan 2017 Pazar günü yapılan halk oylaması sonucu geçerli oyların yarısından çoğunun 25 milyon 157 bin 463 ‘evet’ oyu, yüzde 51.41 olarak gerçekleştiği, anayasa değişikliğinin Türk milleti adına kabul edilmiş olduğu Kurulumuzca ilan edilmiştir” dedi.


Güven, CHP’nin 16 Nisan halk oylamasının iptaline ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gitmesinin sorulması üzerine, “Herkes her yere başvurabilir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başköy’deki “Dede Helvası” geleneğinde helvalar şifa için yenildi Nilüfer’e bağlı Başköy Mahallesi’nde 1926’dan bu yana gerçekleştirilen geleneksel “Dede Helvası” buluşması yoğun katılımla gerçekleşti . Birlik ve beraberliğin yaşandığı etkinliğe Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de katıldı. Nilüfer’e bağlı Başköy Mahallesi’nde yaşayanların geleneksel olarak sürdürdükleri “Dede Helvası” etkinliği bu yıl da büyük ilgi gördü. Selanik Krifçe Köyü’nden 1924 yılında mübadele nedeniyle göç edenlerin; yayılan hastalıklara karşı şifa amacıyla helva dağıtması bir geleneğe dönüştü ve 98 yıldır sürdürülüyor. Başköylüler’in bu yıl da aksatmadan sürdürdüğü Dede Helvası’na, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Milli Savunma eski Bakanı Turhan Tayan, Nilüfer İlçe Kaymakamı Murat Süzen, Nilüfer İlçe Emniyet Müdürü Ali Osman Aydın, Nilüfer İlçe Jandarma Komutanı Jandarma Üsteğmen Erdal Akbaş, Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, Başköy Muhtarı Recep Uslu ile çevredeki mahallelerin muhtarları, gaziler ve mahalle halkı katıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, 98 yıllık geleneğin yaşatılmasının çok değerli olduğunu belirterek bu tür etkinliklerin birlik ve beraberliği de güçlendirdiğini ifade etti. Buluşmada, mevlidin okunması ve duaların edilmesinin ardından konuklara pilav ve helva ikramı yapıldı. Çok sayıda kişi pilav ve helvayı afiyetle yerken, sağlık, bolluk ve bereket için de dua etti.
İstanbul İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, meclis toplantısında 2023 Yılı Faaliyet Raporu’nu açıkladı. İmamoğlu, "101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilk meclis toplantısının son gününde 2023 Yılı Faaliyet Raporu açıklandı. Fatih Saraçhane’de bulunan binada gerçekleşen toplantı, Meclis Başkanvekili Nuri Aslan’ın başlatmasıyla gerçekleştirildi. “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” 2023 yılına ilişkin faaliyet raporunu açıklayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik. Çevre için 31 milyar 540 milyon TL kaynak kullandık. Sağlık ve sosyal hizmetler için kullandığımız kaynak 25 milyar 475 milyon TL. Spor, kültür, eğitim hizmetlerimiz için gerçekleştirdiğimiz harcamalarımızın toplamı 19 milyar 645 milyon TL. 37 milyar 545 milyon TL raylı sistemlerimize sermaye yatırımı yaptık. Fen işleri eliyle 29 milyar 945 milyon TL sermaye yatırımı gerçekleştirdik. Yol yapım ve bakımı için gerçekleştirdiğimiz harcama 14 milyar 355 milyon TL. Ulaşımı 21 milyar 415 milyon TL ile sübvanse ettik. Toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve böylece insanların sosyal destek sistemine daha az ihtiyaç duymalarını önceleyen bir anlayışla son 5 yılda olduğu gibi, 2023 yılında da çok yoğun sosyal destek hizmetleri sunduk” dedi. “156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık” İmamoğlu konuşmasının devamında, "Örneğin, 2023 yılında 231 bin 354, toplamda ise 1 milyon 59 bin 612 haneye Sosyal Destek İstanbulkart ile periyodik olarak nakdi destek sağladık. Karakış Desteği, Ramazan Ayı Desteği, Yaşlı Sanatçılar Desteği, Kadın Sığınma Evi Desteği, Deprem Desteği gibi düzenli ve tek seferlik nakdi destekleri 2023 yılında 353 bin 864 yurttaşımıza, 5 yıllık dönemimizde toplamda 733 bin 41 yurttaşımıza ulaştırdık. 100 bin üniversite öğrencisine 7 bin 500 TL nakdi destek sağladık. Toplamda ise 279 bin 198 üniversite öğrencisine nakdi destek verdik. 156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık. Toplamda ise 623 bin 553 çocuğumuza ücretsiz süt dağıtımı yaptık. Evlilik Desteği kapsamında, ihtiyaç sahibi 8 bin 682 çifte nakdi destek sunduk” şeklinde konuştu. “11 kent lokantasıyla yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik” Kent Lokantası’nın hizmetlerine dikkat çeken İBB Başkanı İmamoğlu, “Dezavantajlı mahallelerdeki okulların çevresinde 823 bin adet Beslenme Desteği dağıtımı yaptık. Açtığımız 11 Kent Lokantası ile yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik. Açtığımız 14 yurtta 5 bin 619 öğrenciye kamu güvencesiyle barınma imkanı sağladık. Sayıları artık 100’ü geçen Yuvamız İstanbul, ders atölyelerimiz, teknoloji atölyelerimiz ve gençlik ofislerimizle çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim ve gelişimlerine katkı sunduk. 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmalarını sağladık. İBB Kadın, Kadın Dayanışma Evi ve kadın danışma birimleri ile binlerce kadına barınma hizmeti ve sosyal hizmetler sunduk” ifadelerini kullandı. İBB Meclisi’nde Filistin’e destek çağrısı Daha sonra söz hakkı alan Büyük Birlik Partisi Grup Başkan Vekili Dursun Çağlayan, “Biz Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolluk ücretimizi, Büyükşehir Belediye Başkanımız Filistinli çocuklara yapmaya başlayacakları yardım kampanyası hesap numarasını bize ilettikleri takdirde sonuna kadar onların hesaplarına yatmasını talep ediyoruz. Buna katılacak olan meclis üyelerimizi arkadaşlarımızdan, kardeşlerimizden siyasi görüş ayırt etmeden emeği geçen katkısı olan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu. "Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır" AK Parti Grup Başkan Vekili Zeynel Abidin Okul ise konuşmasında, “Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır. Bizler de kendi değerlendirmelerimizi çok ciddi bir şekilde yapmaktayız. Her biri 250 yatak kapasiteli 10 huzurevi açacağız denmiş, sadece bana gelen bilgi 1 tanesinin açıldığı birinin de sadece temeli atıldı. Biz görevi devrettiğimizde İstanbul’daki verilere baktığımızda 11 milyona yakın ücretsiz yemek dağıtıldığı, bugün ise bu rakamın 9 buçuk milyona düştüğü görülmektedir. Kent lokantalarını destekliyoruz. Güzel faaliyetlerde bulunuyorlar. Sayılarının arttırılmasını bekliyoruz. Ama bu aradan geçen 1 buçuk milyon eksik yemek acaba kent lokantalarında anlatılan 1,6 milyonluk uygun yemeğin reklamı yapılırken bu kadar yemek neden dağıtılmadı?” cümlelerini kulandı.
İstanbul Emine Erdoğan: "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş bitkiler alemidir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" dedi. Emine Erdoğan, İstanbul’da Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) - Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Ağı (IRCH) 15. Yıllık Toplantısı ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden gelen, bilim insanları ile buluşmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Sağlığı korumanın ve hastalıklardan arınmanın, var olduğu günden bu yana insanlığın ortak derdi olduğunu dile getiren Erdoğan, bu yolda birbirine eklenerek kar topu gibi büyüyen tecrübelerin insanlık tarihinin tüm birikiminden izler taşıdığını belirtti. Erdoğan, sahip oldukları bu hazinenin, Doğu’nun ve Batı’nın, geleneksel ve modernin ahenk içinde yoğurulmasının eşsiz bir sembolü olduğunu kaydederek, "Yüzyıllar boyunca hekimler, ’Biz insanı en güzel biçimde yarattık’ ayeti kerimesinin bir tezahürü olarak, kutsal kabul edilen sağlığı korumak ve bu uğurda tedavi yöntemleri geliştirmek için tabiatı incelemiş, yaratılan her şeyi hikmet nazarıyla satır satır okumuştur. Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" diye konuştu. "Sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" Bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını bildiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Anadolu toprakları, sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türüyle bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahiptir. Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Razi’den İbni Sina’ya, Hipokrat’tan Galen’e sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, buna bir örnek olarak, geçen yıllarda tercümesini gerçekleştirdikleri "Kitabül Cemi Fil Edviyetül Müfrede" kitabından bahsetmek istediğini aktararak, şöyle devam etti: "13. yüzyılda yaşayan ve botanik biliminin kurucusu olarak kabul edilen İbnü’l Baytar’ın bu değerli eserinin ne yazık ki Türkçe tercümesi bulunmuyordu. 19. yüzyılda Batılı bilim insanları tarafından önemi fark edilerek çeşitli dillere çevrilmiş olan bu eseri Türkçeye kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak elbette yeterli görmüyoruz. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim." "DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" Tıp alanında miras aldıkları bu köklü geçmişe sahip çıkmayı, milli ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, bu nedenle yürüttükleri çalışmaların bu sorumluluk duygusunun bir sonucu olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, hastalıklarla mücadelenin, biçim değiştirse de her dönem insanlığın temel uğraş konularından biri olduğunu dile getirerek, "Teknolojinin gelişmesiyle teşhiste kat edilen mesafenin önemini yadsıyamayız. Ancak diğer taraftan artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" ifadelerini kullandı. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılıp, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerlerine düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kurulduğunu aktaran Erdoğan, gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldığını vurguladı. "GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli" Emine Erdoğan, 2014 yılında yürürlüğe giren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin bu çerçevede önemli bir adım olduğundan bahsederek, şunları söyledi: "Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) eğitim ve uygulama merkezleri açıldı. Ancak GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Bu minvalde geçtiğimiz aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum." Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına emin olduğunu vurgulayan Erdoğan, topraklarının zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığınca patenti alınan "Anadolu Tıbbı" markası altında daha da geliştirilerek, insanlığın istifadesine sunulacak olmasının ümit verici bir gelişme olduğunu dile getirdi. Emine Erdoğan, başta Sağlık Bakanlığı ve DSÖ olmak üzere organizasyonda emeği geçen herkese ve katılımcılara katkıları için teşekkür etti. Hazreti Muhammed’in "Sağlık, vücutları sağlam insanların başına konmuş bir taçtır. Onu ancak hastaların gözü görür" Hadis-i Şerifi’ni aktaran Erdoğan, "Hastalığın değil, şifanın merkeze alındığı, geleneğin hak ettiği itibara yeniden kavuşarak, hayatımıza hikmeti ve şefkati kazandırdığı bir dünyayı, hep birlikte inşa edebilmeyi diliyorum" şeklinde konuştu. Emine Erdoğan, katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi Emine Erdoğan, programa katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı Yardımcısı Huzeyfe Yılmaz, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İhsan Ateş, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, DSÖ Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp Birimi Sorumlusu/ Dünya Sağlık Örgütü Bitkisel İlaçlar İçin Uluslararası Düzenleyici İşbirliği Ağı (DSÖ-IRCH) Sekreterya Grup Başkanı Dr. Kim Sungchol ve DSÖ-IRCH Sekreterya Grup Başkan Yardımcısı Dr. Charles Wu ile aile fotoğrafı çektirdi. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) tarafından mini konser verilen programda, çalıştayla ilgili tanıtım videosu izletildi. Programda, Sağlık Bakanı Koca ve DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Kluge konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanı Koca Emine Erdoğan’a geleneksel tıbbın simgesi olan "hayat ağacını" hediye olarak takdim etti. Emine Erdoğan daha sonrasında beraberindekilerle, Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Anadolu’da Tıbbın Tarihi" sergisini ziyaret etti. Sergide, geleneksel tıp yöntemlerinin yer aldığı kitaplar ve bitkiler tanıtılıyor.