SAĞLIK - 21 Eylül 2018 Cuma 14:51

2. Uluslararası Onkoloji Bilimleri Kongresi

A
A
A
2. Uluslararası Onkoloji Bilimleri Kongresi

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof.

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, "ABD’de yapılan bir araştırmada erken yaşta, 15 yaşından başlayarak haftada 7 ölçü içki kullanmak uzun vadede prostat kanseri riskini 3.5 kat arttırdığı ortaya çıktı" dedi.


Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından, Antalya’nın Belek Turizm Merkezindeki bir otelde devam eden 2. Uluslararası Onkoloji Bilimleri Kongresi (ICONS 2018) kapsamında basın toplantısı düzenlendi.


Toplantıya, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Er, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mutlu Doğan katıldı.


Toplantıda konuşan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, toplum sağlığı sorunu olan kanserle mücadele için kurulan bir dernek olduklarını belirterek, iki hedef alanı olan üyeleri ve hastaları birbirinden ayıramayacaklarını söyledi.


Prof. Dr. Gümüş, "Son iki yıldır bölgedeki rolüne paralel olarak bölgesel işbirliğini gerçekleştirmek istiyoruz. Bu kapsamda onkoloji alanında klinik alanında çalışmalar yapmak önemli hedefler oldu. Mide kanseri, baş boyun gibi kanserlerde daha vurgulayıcı gelişmeleri birlikte değerlendirdik. Geleceğe yönelik neler yapabiliriz, bunu konuştuk" ifadelerine yer verdi.


Kongreye 200 kişinin kayıt olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gümüş, "Klinik araştırmalar anlamında bir çalıştay yaptık. 14 ülkeden 30 konuşmacıyı dinledik. Sorunları tartıştık" diye konuştu.



"Alkolün prostat kanserine etkisi"


Kongre Başkanı Prof. Dr. Nazım Serdar Turhal, çevre ülkelerle el ele vererek kendi sorunlarına kendi çözümlerini üretmek istediklerinin altını çizdi.


ABD ya da Avrupa’da geliştirilen çözüm önerilerinin kendi hastalarına uygulamada bazı eksiklikler olabileceğini düşündüklerini ifade eden Prof. Dr. Turhal, bu noktada katılan ülkeler arasında bölgesel işbirliğinin önemli olduğunun altını çizdi.


Alkolün kanser üzerindeki etkisi hakkında da bilgiler paylaşan Prof. Dr. Turhal, "Az alkol tüketmenin bir sağlık sorunu olmaz gibi bilinse de kanserle ilgili arka arkaya endişe verici sonuçlar ortaya çıkıyor. ABD’den yapılan bir araştırmada erken yaşta 15 yaşından başlayarak haftada 7 ölçü içki kullanmak uzun vadede prostat kanseri riskini 3.5 kat arttırdığı ortaya çıktı" şeklinde konuştu.


Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Mutlu Doğan, kanser ve vitamin D ilişkisi hakkında açıklamalarda bulundu. Kanser noktasında obezitenin önemli bir risk faktörü olduğunun altını çizen Doç. Dr. Doğan, "Akdeniz türü beslenmenin kal damar hastalıklarını azalttığını biliyoruz ama kanser üzerine yansımasına da bakmamız gerekiyor. Obezite engellendiği zaman ve düzenli egzersiz yapılırsa başta kolon ve meme kanseri gelişimi riskini azaltıyor. Sağlıklı beslenmenin yanında vitaminlerinde etkisi var. Vitaminler hücresel olayların düzenli şekilde yürütülmesi için gerekli organik bileşikler. Vitamin D bunlardan biri ağızdan da alabiliyoruz ama esas kaynak güneş ışınlarının etkisiyle cilt altı dokuda sentezlenmesidir. Yapılan çalışmalarda vitamin D’nin meme ve kolon kanseri üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Vitamin D’nin kanser oluşumunun engellenmesi ve durdurulması anlamında çalışmalar var. Bunlar daha çok meme ve kolon kanseri üzerinde yoğunlaşıyor" ifadelerini kullandı.



"Vitamin D etkisi"


Yapılan çalışmalarda vitamin D ve kalsiyum desteğinin kanseri azalttığının bilindiğini dile getiren Doç. Dr. Doğan, "Toplumsal bazda yapılan çalışmalarda vitamin D ve kalsiyum desteğinin kanser riskini azalttığı verileri vardı. Ama son yıllarda çok desteklenemedi. 2016 yılında yapılan çalışmada kalsiyum ve D vitamini verdiğinizde kanser gelişimini çokta etkilemediği görüldü. 2 yıl önce yapılan çalışmada da aynı sonuç desteklendi. Yeni Zellanda’da yapılan 2 önceki çalışmada D vitaminin kanser gelişimini ya da ölüm riskini azaltmadığı görüldü. Vitamin D önemlidir ama desteği ihtiyaç düzeyde tutulmalıdır. Bunu doğal yollarla yapalım. Eğer yapamazsak doktor gözetiminde bilinçli şekilde yapalım.”diye konuştu.


Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Er, her türlü kanserde farkındalığın önemi olduğunu vurguladı.


Toplumda kanserin bir tabu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Er, ’TDK’ de bile ‘amansız hastalık’ olarak geçiyor. Bu şekilde anılmasını kesinlikle istemiyoruz. Son yıllarda kanser tedavisinde önemli gelişmeler var. Tedavi edilebilir bir hastalıkla karşı karşıyayız" dedi.



"20 bin meme kanseri tanısı"


Meme kanserine ayrı bir parantez açan Prof. Dr. Er, "Yılda 165 bin yeni kanser vakası belirleniyor ve bunun 20 bini meme kanseri. Meme kanserinde erken tanı çok önemli kendi kendine muayene ve mamografi ile tanı alabiliyoruz. Meme kanseri 50’li yaşlarda en yüksek değerlere çıkarken, 40’lı yaşlarda tarama programına başlanmalıdır. Erken tanıyla tedavi çok başarılı ve yüzde 90’ların üzerine çıkıyor" diye konuştu.


Meme kanserinin seyrine göre bir tedavi uygulandığının altını çizen Prof. Dr. Er, "Erken evrelerde hasta grubu bizim için tedavinin en başarılı dönemdir. 2018 yılı içinde 10 bin kadın üzerinde yapılan çalışmada yüzde 70’inde kemoterapiye gerek kalmadan hormonal terapiyle sağ kalımların yüksek olduğu görüldü. Her hastaya ve hastalığın seyrine göre uygun tedavi uygulanıyor" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Başkan Çıkmaz güven tazeledi Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2023 yılı mali genel kurul toplantısı yapıldı. Genel kurulda, 2023 yılı faaliyet raporu oybirliği ile kabul edildi. Genel kurul toplantısında divan başkanlığını Mehmet Mete Sezer, katip üyeliklerini ise Mehmet Kökten ve Bünyamin Tarık Aydın yaptı. GAİB hizmet binasında gerçekleştirilen genel kurula TİM Başkan Vekili ve GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, TİM ve Bakanlık Temsilcileri ile kuru meyve ihracatçıları katıldı. Genel kurulda Birliğin 2023 yılı faaliyet raporu okunduktan sonra oybirliği ile kabul edildi. 2023 yılı faaliyet raporunu değerlendiren Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Çıkmaz, “Birliğimizden yapılan kuru meyve ve mamulleri ihracatı 2023 yılında 297 Milyon 192 Bin ABD doları olmuştur. 2023 yılı Birliğimiz kuru meyve ve mamulleri ihracatının Türkiye kuru meyve ve mamulleri ihracatı içindeki payı yüzde 18,6 olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılı Birliğimiz toplam ihracatının yüzde 40,9’luk kısmını kuru kayısı, yüzde 37,2’lik kısmını Antep fıstığı, yüzde 9,1’lik kısmını diğer meyve kuruları oluşturmaktadır. 2023 yılı kuru meyve ve mamulleri ihracatımızı ülke grupları itibariyle değerlendirecek olursak; en çok ihracat yapılan ülke grupları içinde ilk sırayı 129 Milyon 834 bin dolarlık ihracatla Avrupa Birliği ülkeleri almıştır. İkinci sırada 42 milyon 210 bin dolarlık ihracatla Amerika ülkeleri ve 35 milyon 635 bin dolarlık ihracatla Orta Doğu Ülkeleri gelmektedir. En fazla ihracat yaptığımız ilk 4 ülke ise Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, İtalya ve Irak olmuştur. 2023 Yılında Birliğimiz üyeleri tarafından 101 ülkeye ihracat gerçekleştirilmiştir. 2024 yılı hedeflerimizi de yakalamak için önümüzdeki süreci çok iyi değerlendireceğiz” diye konuştu.
Bitlis Bitlis’te ‘yayla muzu’ fiyatıyla ‘Anamur muzunu’ üçe katladı Bitlis’in Tatvan ilçesinde doğal olarak yetişen ve ‘yayla muzu’ olarak da adlandırılan uçkun, 150 TL’lik fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüksek kesimlerinde doğal olarak yetişen ve yöre halkı tarafından ışkın veya yayla muzu adıyla bilinen ve sevilerek tüketilen ekşimsi uçkun bitkisi, Tatvan’da satışa sunulmaya başlandı. Dağların yüksek zirveleri ve eteklerinden büyük zorluklarla toplanarak tezgâhlarda kilosu 150 TL’den satılan bitki, kent merkezinde çoğu insanın da başlıca geçim kaynağı oldu. Vatandaşlar bin bir zorlukla topladıkları uçkunları torbalarla getirdikleri şehir merkezindeki ana caddelerde satışa sunarak aile bütçelerine katkıda bulunuyor. Bölge insanı tarafından büyük bir beğeniyle tüketilen bitkinin, özellikle sarılık, tansiyon, mide rahatsızlıkları ve diyabet gibi hastalıklara iyi geldiği iddia ediliyor. Vatandaşlar, bin bir zorlukla toplayarak kilosunu 150 TL’den satışa sundukları yayla muzu, fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Hizan yaylalarında topladıkları yayla muzunun şeker, tansiyon gibi hastalıklara ilaç olduğunu iddia eden Ercan Sepet isimli satıcı, “Yayla muzunu nisan ayında toplamaya başlıyoruz. Bu bitkinin yaklaşık 1 ay gibi bir ömrü var. Yılda bir kez çıkıyor, bizler de ekmeğimizi yayla muzunu satarak kazanıyoruz” dedi. Bir kış boyunca yayla muzunun çıkmasını beklediklerini söyleyen Oğuz Uçak da, “Her derde deva olan yayla muzunu herkese tavsiye ediyorum. Bir kış bu bitkinin çıkmasını bekledim. Ekşimsi bir tadı olduğu için de ayrı bir aroma veriyor” ifadelerini kullandı.