POLİTİKA - 10 Şubat 2018 Cumartesi 12:43

Adalet Bakanı Gül: “FETÖ’den tutuklu sayısı 38 bin 470, PKK’dan 10 bin 79, DEAŞ’tan bin 354 kişidir”

A
A
A
Adalet Bakanı Gül: “FETÖ’den tutuklu sayısı 38 bin 470, PKK’dan 10 bin 79, DEAŞ’tan bin 354 kişidir”

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Bugün itibariyle FETÖ’den tutuklu hükümlü sayısı 38 bin 470, PKK’dan 10 bin 79, DEAŞ’tan tutuklu hükümlü sayısı bin 354 kişidir” dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Bugün itibariyle FETÖ’den tutuklu hükümlü sayısı 38 bin 470, PKK’dan 10 bin 79, DEAŞ’tan tutuklu hükümlü sayısı bin 354 kişidir” dedi.


Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından düzenlenen “Yargı Teşkilatı Toplantısı”, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, Eğitim ve Sosyal Tesisleri’nde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün katılımıyla gerçekleşti. Bakan Gül, bugün itibariyle FETÖ’den tutuklu hükümlü sayısının 38 bin 470, PKK’dan 10 bin 79, DEAŞ’tan tutuklu hükümlü sayısının bin 354 kişi olduğunu söyledi. Gelenekselleşen bu toplantılarda kürsünün sesinin Ankara’dan daha iyi duyulması, yargı teşkilatının sorunlarının masaya daha iyi yatırılması adına çok iyi bir misyonu ifade ettiğini dile getiren Gül, “Tarih boyunca millet olarak adalet inancını her zaman hem devlet hem de bireyler olarak daima ortaya koyduk. Büyük bir medeniyetin evlatları olarak nazari olarak adalete her zaman ayrı ve özel bir anlam verdik. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de adaletin kılı kırk yararcasına defalarca emredildiğini gördüğümüzde yine bizim medeniyetimizin temellerinden birisinin adalet olduğunu bir kez daha görüyoruz” dedi.



“FETÖ’nün yargının işleyişinde ve vatandaşlarımızın yargıya güveninde yol açtığı tahribatları tamir etmeye çalışıyoruz”


"Adalet mülkün temelidir" sözünü sadece adliye duvarlarına değil, akla ve yüreğe de yazmaya gayret ettiklerini söyleyen Bakan Gül, “Devletin bekası ancak adaletle mümkündür. Adalet ve onu gerçekleştirmenin ihtiyacı olan yargı bizim en korunaklı ve güvenilir limanımız olmalıdır. Ne milletin ne de devletin daha korunaklı bir sığınağı yoktur. O yüzden bir dönem yargı içerisinde dikenleri sulayan, dikenleri çiçek diye pazara çıkaran zalimler milletimizin adalete inancına ve yargıya güvenine de esasen darbe vurmuşlardır. Yargının kumpaslara alet olması, adeta FETÖ eliyle yönetilir hale getirilmesi, kamuoyuna yansıyan gereksiz polemikler ve tartışmalar halkımızın yargıya olan güvenini zedelemiştir. İnancını zayıflatacak eylemlerde bulunmak hiç kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir. Bu bakımdan FETÖ’nün gerek yargının işleyişinde, gerekse de vatandaşlarımızın yargıya güveninde yol açtığı tahribatları tamir etmeye hep birlikte çalışıyoruz. Elbette bu onarım süreci meyvelerini vermeye başlamıştır ama bundan sonra daha da fazla bu onarım sürecinde meyvelerini hem yargı camiasında hem de tüm milletimiz olarak görmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.



“2017 yılında 10 milyonun üzerinde dosya savcılarımız ve mahkemelerimizin incelemesinden geçmiştir”


FETÖ’nün tespit edilmesi ve gereğinin yapılması konusunda Hakimler ve Savcılar Kurumu ile Bakanlığın net bir şekilde hem personel itibariyle hem hakimler, savcılar itibariyle tespitini yapan kurumların başında geldiğini söyleyen Adalet Bakanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Yargının kendi içerisine uzanmış bu teröristlerin önce kendilerinin infazına giderek temizlemesi çok anlamlı, takdire şayan bir gelişmeydi. Şimdi de yeniliklerle, reformlarla, ortak akıl projeleriyle yargıya ve adalete olan güveni hep birlikte daha yükseklere taşıyacağız. Milletimiz ve siz değerli yargı mensuplarımız el ele vererek tüm bu sorunları hep birlikte aşacağız. Hakim ve savcılarımızın sadece kararlarıyla konuşabilmesini bazı çevreler bir fırsat olarak kullanmaktadır. Milyonlarla ifade edilen bir dosya yükü altında bulunan yargının cımbızla seçilen belli kararlar üzerinden hedef alınmasın,ı yıpratılmasını, moral ve motivasyonunun bozulmasını asla doğru bulmuyoruz. Bu tür değerlendirmeler insaflı değildir. Sadece 2017 yılında savcılıklarda 4 milyon 212 bin yeni soruşturma açılmıştır. Yine cezaevi hukuk mahkemelerinde 2017 yılında toplam dosya sayısı 6 milyon 264 bindir. Yani 10 milyonun üzerinde dosya savcılarımız ve mahkemelerimizin incelemesinden geçmiştir. Böyle bir 10 milyonun üzerinde dosyanın cımbızla seçilip, belli dosyalar üzerinde kamuoyu önünde tartışma yapılması, yargı mensuplarına gelecek değerlendirmeler yapılması haksızlıktır. Elbette savcılarımız, hakimlerimiz hatalı kararlar verecektir ama Türkiye bir hukuk devletidir. Sistem kendi içerisinde bir üst mahkemeye itiraz yolları getirmiştir. Hal böyleyken sırf yargıyı karalamak adına bu anlamda yapılan söylemler ne devlete ne millete katkısı yoktur.”



“FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ gibi örgütlerle mücadelemiz kesintisiz ve kararlı bir şekilde devam etmektedir”


Ülkenin çok önemli bir süreçten geçtiğini ifade eden Bakan Gül, “Bir yandan FETÖ ile etkin bir şekilde mücadele sürdürülürken, diğer yandan PKK, YPG, DEAŞ gibi örgütlerle de mücadelemiz kesintisiz ve kararlı bir şekilde devam etmektedir. Yine Suriye’den gelen terör tehditleri ve saldırılarına karşı Afrin’e dönük olarak Zeytin Dalı Operasyonu da başlatılmış ve başarılı bir şekilde devam etmektedir. İnşallah bu operasyonun ardından da bölgede yaşayan bütün vatandaşları ve bütün kutupların, halkların özgür bir şekilde huzur içerisinde yaşayacağı bir sonucu hep birlikte yaşamış oluruz” diye konuştu.



“Bugün itibariyle FETÖ’den tutuklu hükümlü sayısı 38 bin 470, PKK’dan 10 bin 79, DEAŞ’tan tutuklu hükümlü sayısı bin 354 kişidir”


Türkiye üzerine söz söyleyenlerin esasen terörle mücadele konusunda Türkiye’den daha etkin bir şekilde mücadele eden başka bir ülkeyi göstermesinin mümkün olmadığını söyleyen Bakan Gül, “Hem yargı itibariyle, hem güvenlik unsurları itibariyle Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Operasyonu’yla Türkiye terörle etkin bir şekilde mücadelesini sürdürüyor. Bugün itibariyle FETÖ’den tutuklu hükümlü sayısı 38 bin 470, PKK’dan 10 bin 79, DEAŞ’tan tutuklu hükümlü sayısı bin 354 kişidir. Yargı tüm denetim kurumlarıyla eşgüdüm içerisinde hukuk çerçevesinde anayasa mevzuat çerçevesinde terörle mücadelesini çok etkin bir şekilde sürdürmektedir. Türkiye bazı ülkelerin yaptığı gibi iyi terörist, kötü terörist ayrımı yapmamaktadır. Teröristin iyisi kötüsü olmaz, terörist teröristtir” dedi.



“Bugün Türk yargısı FETÖ ile mücadele ederek kendi itibarını yeniden kazanmakta”


15 Temmuz’da nasıl bir millet ve devlet olduklarını dost düşmanın bir kez daha gördüğünü dile getiren Adalet Bakanı Gül, 15 Temmuz akşamından itibaren kararlı tutum sergileyen yargı mensuplarının takdiri hak ettiğini söyledi. Bakan Gül, “O gün demokrasi nöbetini tutan milletimiz meydanlardayken, adliye koridorlarında cübbelerini bir gruba, Pensilvanya’ya değil anayasaya, hukuka, bu milletin bağrından çıkan Anadolu ruhuna, vicdana kilitlemiş yargı mensupları o andan itibaren bu örgütle mücadeleye başlamış ve hala bu mücadelesini başarıyla sürdürüyor. Gerçekten büyük bir fedakarlıkla bu kararlı çalışmaları sürdürmeyi gerçekleştirmektedirler. Tüm bu yargılamalarda suçlu ile suçsuzu ayırt etme özenini bütün yargı mensuplarımız sürdürmektedir. Yargı içerisinde aklını, vicdanını, dinini, imanını uzaktan kumandalı bir makine ile kontrol eden yapıya teslim edenlerin yerine hukuk, adalet, anayasa ve vicdanın işlediği bir yargı sistemiyle bu yargılamalar yapılmaktadır. Suçluysa cezasını çekmekte, suçsuzsa beraat etmektedir. Bir kuyumcu titizliğiyle bu yargılamalar elbette devam etmektedir. Bugün Türk yargısı FETÖ ile mücadele ederek kendi itibarını yeniden kazanmakta. Geçmişte kaybettiği FETÖ’cüler eliyle azaltıldığı güvenini tekrar haklı mücadelesiyle yine itibarını kazanmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.



“15 Temmuz’dan itibaren 123 yeni terör mahkemesi kuruldu”


Milletin başta FETÖ ve terör yargılamalarının hızlı nihayete ermesini istediğini belirten Bakan Gül, “Türk yargısı her türlü ihanetin cezasını hızlı ve adil bir şekilde verme yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülük milleti adına karar veren Türk yargısının tartışılmaz bir ödevi ve görevidir. Bugün itibariyle dosya sayılarının fazla olması ve mahkemelerinin iş yükünün sanık sayısının fazla olmasından kaynaklı, belki bu adımlar atılmasaydı, bu fedakarlıklar yapılmasaydı 5-10 yıl bu davalar sürecekti. Ama 15 Temmuz’dan itibaren 123 yeni terör mahkemesi kurularak, en azından gelen dosyaların bir mahkemeye ağır iş yüküyle kalmaması, davaların sürüncemede kalmaması için çok önemli adımlar atılmıştır. Bunların da meyvelerini hep birlikte görmekteyiz. Davalar adil bir şekilde nihayete erdirilmeye başlanmıştır” dedi.



“FETÖ yargılamaları hızlanmıştır”


Yüzlerce sanığın olduğu davaların yapıldığını dile getiren Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Daha önceleri yargının önüne benzer dosyalar geldiğinde bugün kararlar verilen dosyalar var ve çok da hızlı bir şekilde FETÖ yargılamaları hızlanmıştır. Duruşma salonları arttırılarak, yeni mahkemeler kurularak bu konuda her türlü tedbirler alınmış ve biran evvel bu meselenin ülke gündeminden de kalkması ve yargılamaların hızlı adil bir şekilde tamamlanması için her türlü tedbirler alınmıştır. Milletimiz bütün bu fedakarlıkları yapan yargı mensuplarımızın her zaman yanındadır.”



“İstinaf ceza dairelerinde toplam 340 bin 574 dosya açıldı”


20 Temmuz 2016-31 Aralık 2017 tarihleri arasında istinaf ceza dairelerinde toplam 340 bin 574 dosyanın açıldığını söyleyen Bakan Gül, “Bunların 271 bin 222’si, yani yüzde 80’i karara bağlanmıştır. Hukuk dairelerinde 343 bin 573 dosyanın 230 bin 131’i, yani yaklaşık yüzde 67’si yine karara bağlanmıştır. Bu istinaf yolunu daha da güçlendirerek, yeni istinaf mahkemelerini kurarak bu yükün daha da azaltılması için elimizden gelen gayreti sürdüreceğiz. Yargı hizmetlerinin hızlı ve verimliliği, yargı mensuplarının sayısı ve niteliği ile de ilgilidir. Bu nedenle de şuanda 5 bin 323 halen aday statüsünde hakim savcımız bulunmaktadır. Dün itibariyle bin 169 adli yargı hakim savcı, 58’i idari adli yargı hakim savcımızın atama işlemleri için HSK’ya dosyası ulaştırılmıştır. En kısa zamanda yaklaşık bin 300 hakim savcı adayımızın bu ay sonu itibariyle kuralarını çekecekler ve Türkiye’de onurlu bir şekilde yargı ordusunun mensupları haline gelecekler. Yine 2 bin hakim savcı adayı Ağustos-Eylül’de, 125 idari yargı hakim adayı Ağustos-Eylül’de, yine 394 hakim savcı adayını da Ekim ayında kura çekerek kürsüde görevlerine başlamalarının, böylece 2018 yılı içerisinde 3 bin 563 adli yargı hakim savcı adayı, 183 idari yargı hakimi kura çekerek görevlerine başlamış olacaklar. 24 Nisan’da da alımına başlayacağımız yazılısı bitmiş, mülakatlarına başlayacağımız bin 500 hakim savcı alınacaktır. Yine yıl sonunda mezun olan hukuk mezunlarımız için de yeni bir sınav planlıyoruz. Bu atamalarla eksiğimizi gidermeyi umut ediyoruz. Personel hususunda 2 bin 300 zabit katibimiz, 200 mübaşirimiz, 3 bin 600 ceza infaz koruma memurumuz da yakın zamanda adliyelerde, ceza infaz kurumunda hemen hizmete başlamaya hazırdır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Komşusunu öldüren sanığa müebbet hapis talebi Kocaeli’nin İzmit ilçesinde beraber alkol içtiği komşusunu nişanlısına küfür ettiği iddiasıyla tüfekle vurarak öldüren sanık hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. Olay, 21 Haziran 2023’de Durhasan Mahallesi’ndeki ağaçlık alanda meydana geldi. İddiaya göre, İsmail Kütük (54) ile Erdem D. (35) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Erdem D., pompalı tüfekle İsmail Kütük’e ateş etti. Kurşunlar vücuduna isabet eden Kütük, olay yerinde yaşamını yitirdi. İlçe Jandarma Komutanlığına giderek teslim olan Erdem D. ise tutuklandı. Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Erdem D., maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanığın jandarmaya verdiği ilk ifadesinde maktulün annesine yönelik küfür ettiğini söylediği, ancak mahkeme huzurunda ise nişanlısına yönelik küfür ettiğini beyan ettiğini belirtti. Sanığın suçtan kurtulmaya ve tahrik hükümlerinin uygulanmasına yönelik çelişkili ifade verdiği göz önüne alındı. Bu sebeple sanık hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası talep edilirken, tahrik indirimi ise uygulanmaması istendi. Mahkeme heyeti, avukatların süre talebi üzerine sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi. Maktulün nişanlısına küfür ettiğini iddia etmişti Sanık ilk celsede verdiği ifadesinde, "Maktul ile beraber alkol içiyorduk. İsmail Kütük müstakbel eşi hakkında çirkin sözler söyledi. Hamile nişanlım hakkında, ’O çocuk senden değildir, çocuğun kimden olduğu belli değil’ diyerek nişanlıma küfür etti. Söyledikleri karşısında İsmail’e karşı çıkınca yüzüme tükürüp küfür etti, tokat attı. Yerde duran tüfeği kendisine doğrultum. İsmail tüfeğin namusunu tutarak ’Beni mi vuracaksın?’ diyerek küfür etti. Aramızda arbede oldu, tüfeği doğrulttuğumda elim tetikteydi ve tüfek patladı. Neresine isabet ettiğini hatırlamıyorum. Yere düşmeyince yine bana saldıracak düşüncesiyle 2 kez daha tetiğe bastım. Sonra olay yerinden uzaklaştım" ifadelerini kullanmıştı.