GENEL - 20 Eylül 2018 Perşembe 13:09

Antalya’da Gaziler onuruna yemek

A
A
A
Antalya’da Gaziler onuruna yemek

Antalya’da 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla, Antalya Garnizon Komutanlığı’nda gaziler onuruna yemek verildi.

Antalya’da 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla, Antalya Garnizon Komutanlığı’nda gaziler onuruna yemek verildi.


Antalya’da 19 Eylül Gaziler Günü coşkuyla kutlandı. Gündüz Cumhuriyet Meydan’ında Çelenk sunma töreni düzenlenirken, akşam da Antalya Ordu Evi’nde Gaziler onuruna yemek verildi. Vali Münir Karaloğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen yemeğe, Antalya Millet Vekili Kemal Çelik, Tugay ve Garnizon Komutanı Piyade Albay Tuncay Polat, Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Orhan Özdemir, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, Muharip Gaziler Derneği Başkanı Zeynel Abidin Sezer ile gazi yakınları ve şehit aileleri katıldı.


Vali Karaloğlu, “Bu ülkede ay yıldızlı, al bayrağımız sema da nazlı nazlı dalgalanıyorsa, ezanımız 5 vakit özgürce minarelerimizde okunabiliyorsa, ülkemizin her santimetre karesinde eşit hür bir şekilde özgürce nefes alabiliyorsak, bunu aziz şehitlerimize, kahraman gazilerimize borçluyuz” dedi.



“Doğru ile eğrinin mücadelesi devam ediyor”


Toprakları vatan kılmanın ve toprakları vatan tutmanın kolay olmadığını vurgulayan Karaloğlu, “Mücadelemize hala devam ediyoruz. Artık silahla topla, uçakla değil, bugün kültür emperyalizmi, ekonomik saldırılarla geliyorlar. Ülkemizde ekonomik kriz yok ama büyük bir ekonomik saldırı var. Saldırılarla mücadelemiz, kıyamete kadarda devam edecek. Hakla batıl, doğruyla eğrinin mücadelesi mutlaka devam edecek” diye konuştu.



“15 Temmuz gecesi dosta da düşmana da gücümüzü gösterdik”


Bu vatanın bir karış toprağını için hiç düşünmeden şehit olacak evlatları olduğunu belirten Vali Münir Karaloğlu, “Bizler vatanımız için, bayrağımız için, ezanımız için, mukaddesatımız için gözümüzü kırpmadan şehit olmaya razıyız. Buna bu milletin her bir ferdi hazır. Bunu nerden söylüyorum. 15 Temmuz gecesinde bu millet 7’den 77’sine o hain işgal girişimine karşı durdu. O gece13 yaşında da şehidimiz var, 77 yaşında da şehidimiz var. Bu milletimizin büyüklüğünü gösteriyor. Bu milletimizin her an bu toprakları vatan tutmak için şehit olmaya da, gazi olmaya da hazır olduğunun en bariz göstergesidir. 15 Temmuz gecesi bunu dosta da düşmana da gösterdi. Allah o gece kalkışmaya karşı duran herkesten razı olsun” diye konuştu.


19 Eylül’ün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e gazilik unvanının verilişinin yıl dönümü olduğuna dikkat çeken Vali Karaloğlu, “Cumhuriyetimizin kurucusu İstiklal Harbimizin Başkomutanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘e gazilik ve müşirlik ünvanının verilişinin yıl dönümü bu yüzden gaziler günü olarak kutluyoruz. Rabbim başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimize, bütün gazilerimize rahmet etsin. Bu duygularla şehitlerimize ve ahirete göçen gazilerimize Allahtan rahmet diliyor, aramızda olan gazilerimize aileleri ile birlikte sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum” şeklinde konuştu.


Konuşmasının ardından gazilerle sohbet eden Vali Münir Karaloğlu, gazi ve şehit yakınlarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Dünyadaki en ölümcül hastalıktan korunmanın yolu egzersiz Kalp hastalıklarının dünyada en çok ölüm olan hastalıkların başında geldiğini ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp rahatsızlığı ile nasıl mücadele edileceğinin bilinmesinin önemli olduğunu, düzenli egzersiz yaparak riskleri azaltmanın mümkün olduğunu söyledi. 12-19 Nisan Kalp Sağlığı Haftasında asıl konunun tedavinin anlatılması değil, kalp rahatsızlığı ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin bilinmesinin daha da önemli olduğunu ifade eden Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp hastalıklarının dünyada ve ülkemizde en çok ölüm nedeni, en çok sekel bırakan hastalık grubunda olduğunu söyledi. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özdemir, “Dolasıyla bu hastalıkla mücadele ederken yapmamız gereken şey, hastaları tedavi etmekten ziyade bu hastalığı engellemek için neler yapabiliriz ona vurgu yapmamız lazım. Çünkü çok yaygın bir hastalık, endemik bir hastalık. Bununla mücadelede başarılı olabilmenin yegane yolu hastalığı önlemekten geçiyor. Bunun için yapmamız gereken en önemli birtakım hususlarımız var. Bizim bunu daha önce de müteaddit tekrarladığımız gibi insanlara anlatmamız lazım. Kendi hazırladığımız bir algoritmamız var. ‘YAŞaSın A, B, C, D, E’ algoritması ile hastalara yaklaşmamız, devamlı bunu hatırda tutmamız açısından önem arz ediyor” dedi. “Kalp hastalıkları daha erken yaşlarda görülmeye başlandı” YAŞaSın A, B, C, D, E’ algoritmasını anlatan, kalp hastalıklarına etki eden faktörleri sıralayan Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “İlk faktörümüz yaş. Yaş ilerledikçe kalp hastalığı riski artar. Onun için biz diyoruz ki özellikle riskli hastalar 45-50 yaşından sonra mutlaka kalp kontrolünden geçmesi gerekir. Bu da genç yaşta görülmeyecek anlamına gelmez. Çünkü neden, diğer risk faktörleri de arttı ve hastalık daha erken yaşlarda görülmeye başlandı. İkincisi şişmanlık, obezite olarak da tarif edilen kilo artışı. Bu da önemli bir kalp hastalığı için risk faktörüdür. Bunun engellenmesi gerekiyor. Üçüncüsü sigara. Birçok hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da en önde gelen sebeplerden birisidir. Sigara içim sayısıyla paralel olarak artmakla birlikte az sayıda içmekle risk az olur anlamına gelmez, bırakın içmeyi, içilen ortamda bulunmak bile kalp, damar sağlığı açısından ciddi bir risktir. ‘YAŞaSın’daki 3 temel riskimiz bu” şeklinde konuştu. “Diğer risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek genetik riskini düzenleyebiliriz” Birçok faktörün arasında da genetik risklerinde ön plan da olduğunu belirten Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “A dediğimiz aile öyküsü. Genetik riski bulunan kişilerde kalp hastalığı riski artar. Bu demek değildir ki her hasta yakını ileride hasta olacak anlamına gelmez. Şu açıdan önemli: Eğer biz diğer risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek kişinin genetik riskini düzenleyebiliriz. B basınç, kan basıncı. Kan basıncı da maalesef günümüzde en önde gelen kalp damar sağlığı açısından ciddi, hayatı tehdit eden risk faktörlerinden birisidir. Kendi başına bir hastalık olduğu gibi kalp damar tıkanıklığına etki eden en önemli faktörlerden birisidir. Kan basıncını normal seviyelerde tutmak ki ideal seviye 130/80 mm arasındadır. C ise cinsiyet ve kolesterol. Kolesterol yüksekliği önemli bir faktör. Bu günümüzde çok yaygın bir tartışma olmakla birlikte her kolesterol yüksekliği olan hastaya ilaç başlamak şeklinde değil, bunu öncelikle yaşam tarzında düzeltme olarak kişileri bilinçlendirmek önemli. Cinsiyetteki vurgumuz ise erkekler kadınlara göre daha risk altındadır. Ama menopoz dönemi sonrasında kadınların riski erkeklere eşitlenir” diye konuştu. Sonrasında DD diye niteledikleri diyabet ve diyetle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “Diyabet yani şeker hastalığı eşittir kalp damar hastalığı olarak bilinir. O nedenle diyabetik olan hastaları mutlaka erken tedavi etmek hatta diyabet olmadan bu kişilerin hasta önüne geçmek kalp damar hastalığı açısından yine önem arz eder. Diyet de aynı şekilde kalp damar hastalığı için önemli bir faktör. Önerimiz, sebze meyve ağırlıklı beslenmek. Özellikle 3 beyaz diye tarif ettiğimiz şeker, un ve tuzdan mümkün olduğunca uzak durmak, hayvansal gıdaları yemeyin ama azaltmak tarzında önerimiz. Özellikle zeytinyağı tüketiminin arttırılması bu hususta önem arz eder” ifadelerini kullandı. “Kalp hastalığı riskini azaltmak için çok önemli bir tedavi şansı sunar” Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, son olarak E diye nitelendirdikleri emosyonel stres hakkında ise, "Her ne kadar tek başına bir risk kabul edilmese de ciddi bir tetikleyici faktör. Bazen tek başına hiçbir riski olmayan hastalarda kalp krizine sebep olabilecek bir faktör. Onun için emosyonel stresten kişileri uzak tutmak, bununla ilgili tedavi önerilerini vurgulamak önem arz ediyor. Son olarak ve belki daha önemlisi egzersiz. Hareketsiz yaşam günümüzde yine Türk toplumunda oldukça yaygın olan bir risk faktörüdür. Onun için belki diğer risk faktörlerinin bile hepsini düzeltici etkisi olan, buna mümkün olduğu kadar riayet lazım. Neden, çünkü belki de en etkili, en ucuz ve en zararsız tedavi şeklidir. Önerimiz, kişilerin günde en az 45 dakika yürüyüş, koşu, bisiklet sürmek gibi sporları düzenli her gün yapması. Haftanın beş günü ama ideal olarak her günü yürüyüş en basit uygulayabileceğimiz tedbirlerden birisidir. Biz bunlara ne kadar dikkat eder, bunları ne kadar erken yaşta insanlarımıza anlatırsak ileride kalp hastalığı riskini azaltmak için bize çok önemli bir tedavi şansı sunar” dedi.
İstanbul Arnavutköy’de iki otomobilin çarpıştığı kaza kamerada Arnavutköy’de karşıdan gelen otomobili görmeyen bir sürücüsü, sola doğru dönüş yaptığı sırada kafa kafaya çarpıştı. Kazada 1’i ağır 5 kişi yaralanırken kaza anı güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Kaza, saat 10.00 sıralarında Deliklikaya Mahallesi Kayabaşı Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 34 NZ 7609 plakalı araç sürücüsü Burahan Gür sola doğru dönerken karşıdan gelen Şeref Seçkin‘in kullandığı 34 GLU 444 plakalı aracı görmemesi üzerine çarpıştı. İhbar üzerine olay yerine polis sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kazada, sürücü Burahan Gür, kızı Muhbet T. ve torunu Nisanur T. hafif yaralanırken aynı araçta bulunan Burahan Gür‘ün eşi Güler Gür ağır yaralandı. Kazaya karışan diğer aracın sürücüsü Şeref Seçkin ise hafif şekilde yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla çevrede bulunan hastanelere sevk edildi. Polis ekipleri kaza ile ilgili çalışma başlatırken kaza anı güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Kaza sonrasında olay yerine gelen Deliklikaya Mahallesi Muhtarı Mustafa Borçlanmış, “ Burası Deliklikaya Mahallesi’nin girişi burada sık sık kazalar yaşanıyor. Benim bildiğim kadarıyla Burahan ve eşi Güler’in durumunun ağır olduğunu biliyoruz. Burahan abinin kızı ve torunu da araçtaydı. Onların durumu iyi, eşinin durumu ağır hastaneye kaldırıldı. Biz burada kaldık inşallah durumu iyidir. Diğer araçta sadece sürücü vardı durumu iyiydi” dedi.