EKONOMİ - 23 Ağustos 2017 Çarşamba 12:06

ATB Başkanı Ali Çandır: "Tarımsal destekler, sektörün devamlılığını motive etmiyor"

A
A
A
ATB Başkanı Ali Çandır: "Tarımsal destekler, sektörün devamlılığını motive etmiyor"

Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, ağustos ayının kent ekonomisi ve ticareti için önemli bir ay olduğunu belirterek, sektörde bir taraftan hasat yaşanırken, diğer taraftan ise yeni sezon hazırlıklarının devam ettiğini kaydetti.

Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, ağustos ayının kent ekonomisi ve ticareti için önemli bir ay olduğunu belirterek, sektörde bir taraftan hasat yaşanırken, diğer taraftan ise yeni sezon hazırlıklarının devam ettiğini kaydetti. Çandır, "Tarımsal destekler, sektörün devamlılığını motive etmiyor" dedi.


Antalya Ticaret Borsası (ATB) Ağustos Meclisi, Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan başkanlığında toplandı. Ekonomik değerlendirmelerin yanı sıra sektörel konuların gündeme geldiği Meclis’te, üyeler yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili bilgilendirildi.


Mecliste konuşma yapan Çandır, hasatta geçen yıla oranla daha bereketli bir dönem geçtiğini bildirerek, tarımsal desteklemelerin geç açıklanmasını eleştirdi. Çandır, "Her sene dile getirdiğimiz gibi bu sene de, üreticilerimizin temel beklentilerinden olan tarımsal desteklemelere ilişkin karar geç açıklanmıştır. Halbuki ticaret erbabı olarak bizlerin ve üreticilerimizin temel beklentisi destek ödemelerinin ekim yapılmadan önce ve üretim deseni oluşturmaya yardımcı olacak şekilde açıklanmasıdır. Keza bu ödemelerin zamanında ve toplu olarak yapılması da diğer bir beklentimizdir" diye konuştu.



"Attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değsin"


Dünya uygulamaları ile uyumlu olmak ve küresel ticarette sorunlarla karşılaşmamak için mevcut tarımsal destek ve teşvik yapısının, kırsal kalkınma ve sosyal yardım politikalarıyla bütünleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Ali Çandır, "Böylece hem insanlarımızın kırsalda yaşamasını motive edebilir hem de tarımsal üretim performansımızı artırabiliriz" dedi. Çandır, tarıma son 15 yılda toplam 100 milyar TL’nin üzerinde bir destek sağlandığını bunun ciddi bir rakam olduğunu belirterek, şunları söyledi:


"Kırsal kalkınmaya ve sosyal yardımlara yönelik ödemeler ise bu miktarın da üzerindedir. Hal böyleyken tarım topraklarımız, rekabet kabiliyetimiz, istihdamımız, kırsal nüfusumuz azalmakta buna karşın sosyal yardım miktarımız artmaktadır. Harcadığımız onca paraya rağmen ortaya çıkan bu sonuç attığımız taşın ürküttüğümüz kurbağaya değip değmediğini bize ciddi olarak düşündürmektedir. Öteden beri dile getirdiğimiz gibi bu üç kavram, ayrı ayrı değil toplam bir stratejinin ayrılmaz unsurları olarak görülmelidir. Gelişmiş dünyada rekabetçi ve sürdürülebilir büyümesini, bu strateji bütünselliği üzerine kurmaktadır."


Son 10 yıldaki tarımsal büyüme, tarımsal kredi ve tarımsal istihdam ilişkileri incelendiğinde performansın güç kaybettiğinin, kredi-büyüme ve kredi-istihdam etkisinin giderek zayıfladığının görüldüğünü söyleyen Çandır, "Özellikle son üç yılda aldığımız tarımsal kredilerin, tarımsal büyümemize etkisinin yüzde 25 oranında, tarımsal istihdama etkisinin ise yüzde 50 oranında azaldığını görmekteyiz. Yani bu yıl kullandığımız krediyle yarattığımız büyüme, üç yıl önce kullandığımız krediyle yarattığımız büyümenin yüzde 75’i kadardır. Diğer taraftan bu yıl kullandığımız krediyle yarattığımız istihdam, üç yıl önceye göre yarı yarıya azalmış durumdadır" diye konuştu.



"Tarımsal destekler, sektörde devamlılığı motive etmiyor"


Çandır, geçen yıl kullanılan 100 TL’lik kredinin 60 TL’sinin önceki borçlara, 33 TL’sinin cari giderlere ve 7 TL’sinin de yatırıma ayrıldığını kaydeden Çandır, "O dönemde kullanılan kredilerin bu kompozisyona sahip olmasının ancak anlık bir iyileşme ve rahatlama yaratacağını ve büyümeye etkisinin zayıf olacağını belirtmiştim. Aradan geçen bir yılda kullandığımız kredilerle yarattığımız büyüme ve istihdam bağının giderek zayıflıyor olmasından endişe duyduğumu belirtmek isterim. Bu eğilimin devam etmesi halinde kullandığımız krediler artsa bile, kumda patinaj çeken otomobil misali, büyüme ve istihdam yaratma kabiliyetimizin daha da zayıflayacağı uyarısını yapmayı görev bilirim. Özetle, kredi-büyüme ve kredi-istihdam ilişkisi zayıflamakta, tarımsal destekler ise sektörde kalışı motive edememektedir. Sektörümüzün bu sarmaldan çıkışı için uzunca bir süredir dile getirdiğim birbirleriyle ilişkili iki temel önerim bulunmaktadır. Bunlardan ilki; tarımsal desteklerin kırsal kalkınma ve sosyal yardım politikalarıyla bütünleştirilmesidir. İkincisi ise; ortalama bir yıl vadeli işletme kredilerinin yanı sıra en az 5 yıl vadeli sektörel yatırım kredilerine ağırlık verilmesidir" diye konuştu.



"Tarımın istihdama katkısı daha çok olabilir"


Son açıklanan istihdam rakamlarının da yaptığı değerlendirmeleri doğruladığını söyleyen Çandır, mayıs ayı işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranının 0,8 puanlık artış ile yüzde 10,2 seviyesinde gerçekleştiğine dikkat çekti. Tarım dışı işsizlik oranının ise 0,9 puanlık artış ile yüzde 12,2 olarak tahmin edildiğini belirten Çandır, "Yani tarım işsizliği önlemede 2 puanlık katkıda bulunmaya devam etti. Bir diğer önemli gelişme ise sektörümüzün genel istihdam içerisindeki payını yüzde 19,6’ya yükselterek, sanayi sektöründen 0,7 puan daha fazla istihdam yaratmasıdır. Bu durumun ana kaynağı ise sizlerin de bildiği üzere mevsimsel etkidir. Bu mevsimsel etkinin dışında tarım sektörünün istihdama katkısı daha da artırılabilir" ifadelerini kaydetti.



Tarıma özgü sosyal güvenlik önerisi


Mevcut sosyal güvenlik siteminin tarımı büyüme yerine küçülmeye teşvik ettiğini ileri süren Çandır, sektörün yapısına uygun ve mevcut sosyal yardımlarında içerisinde bulunduğu tarıma özgü bir sosyal güvenlik sistemi geliştirilirse istihdama ve ekonomik büyümeye daha fazla katkı sağlanabileceğini vurguladı. Bu amaçla Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ile üç aydır çalışma yürüttüklerini bildiren Çandır, sektör paydaşlarının sorunlarını, beklentilerini ve çözüm önerilerini görüşmek üzere ATSO Atatürk Konferans Salonu’nda çalıştay düzenleneceğini belirtti. Çandır, "Çalıştayın sonuçlarını karar vericilerimizle paylaşıp, konunun takipçisi olacağız" dedi.


Tarım sektörünün son dönemdeki en önemli sorunlarından birinin kırmızı et arzında yaşanın dar boğaz olduğunu kaydeden Çandır, bu dar boğazın aşılması için yıllardır çaba gösterildiğini ancak sonuç alınamadığını söyledi. Çandır, Borsa’nın düzenlediği “Et Ticareti ve Hayvancılık Sektörel Analiz Toplantısı”nda sektör temsilcileri tarafından belirlenen çözüm önerilerini şu şekilde paylaştı:


"Yem giderlerine çözüm bulunmalıdır. Süt yem paritesi 1’e 1.5 olmalıdır. Yem hammaddeleri olan ithal soya ve mısıra alternatif ürünler geliştirilmelidir. Bölgesel hayvancılığa yönelip, her bölge için uygun işletme şekli, uygun tür ve ırklar belirlenmelidir. Kırmızı et açığını kapatacak küçükbaş hayvancılığımızın gelişimi desteklenmelidir. Hayvancılığın temelini oluşturan meralarımızın korunması ve ıslah edilmesi gereklidir. Bütünşehir yasasındaki hayvancılıkla ilgili mevzuattaki yetki karışıklığı giderilmelidir. Yaylalara gelişigüzel yazlık yapımı kontrol altına alınmalıdır. Taş ve maden ocaklarının yaptığı tahribat engellenmelidir. Kaçak et kesimleri ciddi bir şekilde denetlenip caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Sayısı 500 bini aşan buzağı ölümlerinin engellenmesi ile ithalat ihtiyacının azaltılması gereklidir."


Yöresel Ürünler Fuarı’nın 8’incisini “Sizin Oraların Nesi Meşhur?” sloganıyla 13-17 Eylül tarihlerinde düzenleyeceklerini belirten Çandır, YÖREX’in kaybolmaya yüz tutmuş yöresel ürünleri koruduğunu, ticari değer kazandırdığını, katma değerlerini artırdığını söyledi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkci ile Kalkınma Bakanı Sayın Lütfi Elvan’a YÖREX ziyaretlerinde bulunduklarını anımsatan Çandır, "Her üç bakanımıza da YÖREX’e verdikleri önem ve destekleri için teşekkürlerimizi sunuyoruz" dedi.



"YÖREX’e destekler motive edici"


Son 10 yıldır Yöresel Ürünler Projesi’yle ilgili yürütülen çalışmaları sonucunda ülke olarak yöresel ürünler hakkında daha fazla bilgilendiğimizi ve ilgilenmeye başlandığını söyleyen Çandır, "Yöresel ürünler projemizin etaplarından biri olan YÖREX ile 2009 yılında 110 civarında olan coğrafi işaretli ürün sayımız bugün itibari ile 200’ü, başvuru aşamasında olan ürün sayımız ise 350’yi aşmıştır. Bu artışa rağmen yöresel ürün potansiyelimizin sadece yüzde 20’sine coğrafi işaret kazandırmış olmamız, bu uğurda alınacak çok mesafemiz olduğunu göstermektedir" diye konuştu.


Kurum ve yöneticilerin projeyi sahiplenmesiyle her yıl gelişerek tanınırlığını artıran YÖREX’e verilen desteklerin motive edici olduğunu ifade eden Çandır, "Başta desteklerini esirgemeyen Valimiz Sayın Münir Karaloğlu’na, YÖREX‘in hayata geçirilmesinde verdiği katkılar başta olmak üzere, her yıl fuarımıza gelerek varlığıyla bizlere güç veren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na, oda borsalarımıza, kalkınma ajanslarımıza, belediyelerimize, meslek kuruluşlarımıza, sivil toplum örgütlerimize, Antalya Ticaret ve Sanayi Odamız ile tüm paydaşlarımıza, basınımıza, YÖREX‘e ilgi gösteren vatandaşlarımıza, destekleriniz ve teşvikleriniz için sizlere en içten teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.


ATB Başkanı Ali Çandır, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı ve Kurban Bayramı’nı kutlayarak konuşmasını tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.