GENEL - 26 Mart 2017 Pazar 00:05

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Avrupa Giderek ırkçı ve faşist partilerin oyun alanına dönüşüyor”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Avrupa Giderek ırkçı ve faşist partilerin oyun alanına dönüşüyor”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa’nın siyasal ve toplumsal hayatı giderek ırkçı ve faşist ve partilerin oyun alanına dönüşüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa’nın siyasal ve toplumsal hayatı giderek ırkçı ve faşist ve partilerin oyun alanına dönüşüyor. Kimi yerlerde oy oranları yüzde 10’ları, yüzde 15’leri bile bulmayan bu partiler, Avrupa siyasetini tıpkı zehirli bir sarmaşık gibi kaplıyor ve tahakkümü altına alıyor" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile İngiltere arasında siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerinin geliştirilmesi için kurulan ve bu yıl 6’ncısı düzenlenen Tatlıdil Forumu’nun kapanış ve akşam yemeği programına katıldı. Antalya Belek’te bulunan Cornelia De Lux Otel’de düzenlenen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.



Londra’da yaşanan terör eylemi


Konuşmasına; forumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek ve kurulduğu günden itibaren önemli bir boşluğu doldurduğunu söylediği forumun, İngiltere ve Türkiye ile bölge ve tüm insanlık için hayırlı olması temennisinde bulunarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz çarşamba günü Londra’da yaşanan terör eyleminden duyduğu üzüntüyü ve Birleşik Krallık halkına başsağlığı dileklerini dile getirdi.


Bu eylemin, terörün hiçbir sınır, ilke ve ahlak tanımadığının en son örneği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Parlamentonun hedef alınması ise oldukça dikkat çekicidir ve bizim 15 Temmuz darbe girişimiyle de benzer yanı vardır. Bizde de bildiğiniz gibi Parlamentomuz bombalanmıştır, burada da aynı şekilde başarılı olabilseydi yine Londra Parlamentosunu bombalayacaklardı. 15 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi teröristler tarafından bombalandı ve böyle bir ülke olarak da biz bu alçak saldırının ne manaya geldiğini çok iyi biliriz ve biliyoruz. Son 2 yıldır aralarında bebeklerin, çocukların da olduğu yüzlerce vatandaşını DEAŞ, PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin saldırılarına kurban vermiş bir millet olarak, sizlerin yürek sızısını gayet iyi biliyoruz” dedi.



“Teröristler kendilerini bekleyen acı sondan kaçamayacak”


Ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar, teröristlerin kendilerini bekleyen acı sondan kaçamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün eninde sonunda kaybetmeye mahkum olduğunu; bu saldırıların terörle mücadeledeki azimlerini daha da bilediğini ve Türkiye’nin terörle mücadelesinde Birleşik Krallık’ın yanında olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelede de uluslararası birlik ve beraberliğin sağlanamadığı sürece bedel ödemeye mahkûm olunacağını ifade etti.



“Terör örgütlerinin iyisi-kötüsü yoktur”


Cumhurbaşkanı Erdoğan ve sözlerinin devamında şunları ekledi:


“Ama buradaki birlikteliğimiz, inanıyorum ki terörü dünyada bitirecektir. Fakat terörizmle mücadelede farklı terör örgütleriyle beraber hareket etmeye kalkarsak, o zaman mağlup olmaya devam ederiz. Çünkü terör örgütlerinin iyisi-kötüsü yoktur, bunların hepsi kötüdür ve bunların hepsine karşı ortak mücadeleyi vermek durumundayız. İşte aynen şu anda DEAŞ’la mücadelede eğer YPG ve PYD desteklenirse, yani ‘YPG’yle PYD, DEAŞ’a karşı bizim yanımızdadır’ mantığıyla yaklaşırsak, o zaman bilelim ki buradan netice almaya değil, bedel ödemeye devam ederiz. Biz de diyoruz ki, ‘niçin terör örgütleriyle beraber, gelin koalisyon güçleri olarak DEAŞ ve diğerleri, hepsine beraber bu ortak mücadeleyi sürdürelim ve buradan netice alalım.’ Nitekim şu anda bizler Suriye’de ve ülkemizde DEAŞ’a karşı çok kararlı hareketimizde çok önemli neticeler aldık, almaya da devam ediyoruz. Tabi biz tüm imkânlarımızla İngiliz dostlarımızı desteklemeye devam edeceğiz.”



“Tatlıdil forumu, Türk-İngiliz ilişkilerine kurumsal bir boyut kazandırdı”


Türkiye’nin Birleşik Krallık’la stratejik ortaklığının ve Tatlıdil Forumu’nun kendisi için ayrı bir önemi olduğunu; çünkü her ikisinin de temellerinin başbakanlığı döneminde atıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi geride bıraktığımız 6 yıllık döneme ve bu salonu dolduran seçkin topluluğa baktığımda, ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi görüyorum. Tatlıdil forumu güçlü bir sivil toplum platformu olarak Türk-İngiliz ilişkilerine ilave bir kurumsal boyut kazandırmıştır. Forumunun önümüzdeki yıllarda ikili ilişkilerimizin geliştirilmesinde önemli roller oynayacağına inanıyorum.” şeklinde konuştu.



“Türkiye 54 sene Avrupa kapısında bekletildi”


Ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bulunulan kritik dönemde Türkiye ile Birleşik Krallık’ın iş birliğinin her alanda perçinlenmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İsviçre’de yaşananlara değinerek şu açıklamalarda bulundu:


“İşte bugün İsviçre Parlamentosunda bakıyorsunuz ileri derecedeki aşırı terör örgütleri, Parlamento dikkat edin, orada benim resmimi koyuyor, yanında da şakağıma silah dayıyor. Böyle bir mantık, böyle bir anlayış olabilir mi? Ve bu ülke İsviçre. Bunun tabi benzerleri çok, Almanya’da gördük, Hollanda’da gördük, Belçika’da gördük, görmeye devam ediyoruz. Şimdi benzeri bir Brexit için biz de şu anda 16 Nisan’da bir referandum yapıyoruz, arkasından müzakereler için de bir referandum yapma yoluna gidebiliriz ve milletimiz ne karar verirse o karara da uyarız, uymak zorundayız. Çünkü sene 1963, sene 2017, Türkiye 54 sene kapıda bekletildi.”


İmkânlarla beraber sorunların da küreselleştiği bir çağda yaşandığına, 2008 ekonomik krizinin fitilini, birkaç bankanın açgözlülüğü ateşlemiş olsa da bedelini tüm dünyanın ödediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye, Irak, Yemen ve Libya’da devam eden çatışmaların etkisinin sadece bu ülkelerin komşularında değil, Avrupa’dan Amerika’ya kadar tüm yerküre üzerinde hissedildiğini, Somali’yi kasıp kavuran açlık ve kuraklığın yansımalarının da tüm kıtada duyulduğunu kaydetti.



“Utanç duvarlarının arkasında güvenlik aramak beyhude bir çabadır”


Bu olayların, herkesin aynı gemide olduğu gerçeğini hatırlattığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sorunlarımızı ancak iş birliği hâlinde çözebiliriz, tehditlerin üstesinden ancak dayanışmayla gelebiliriz. Utanç duvarlarının arkasında güvenlik aramak beyhude bir çabadır. Etrafımızdaki drama gözlerimizi kapattığımızda sorunlar kaybolmuyor, bilakis daha da çetrefilleşiyor. Libya’da kan gövdeyi götürürken, Suriye’de siviller bombalanırken, Irak’ta mezhep gerilimi yükselirken -ki ben bunu sadece mezhep gerilimi olarak da görmüyorum aynı zamanda mezhep geriliminden dinamizmini alan aslında bir ırkçılıktır Irak’taki olay, o da İran’ın adeta kendi o tarihten gelen ırkçılığını bölgede yayılmacı politikalarıyla geliştirmesidir- Afrika’da, bilhassa Somali’de körpecik yavrular bir yudum süt, bir lokma etmek bulamadığı için ölürken, hiçbir insan onurla bu dünyada gezemez” diye konuştu.



“Irkçılıkla demokrasi bağdaşmaz, popülizmle gelecek inşa edilmez”


İngiliz yazar Shakespeare’in, ‘Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz’ sözü ile Hazreti Mevlana’nın ‘İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar’ sözlerini aktararak toplumları etkileyen ve geleceği tehdit eden birçok meselede bu tavra şahit olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Terör belasıyla mücadelede buna şahitlik ediyoruz. Şimdiden milyonlarca insan için kâbusa dönüşen yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık gibi hastalıklarla mücadelede yine ne yazık ki bunu görüyoruz. Avrupa’nın siyasal ve toplumsal hayatı giderek ırkçı ve faşist ve partilerin oyun alanına dönüşüyor. Kimi yerlerde oy oranları yüzde 10’ları, yüzde 15’leri bile bulmayan bu partiler, Avrupa siyasetini tıpkı zehirli bir sarmaşık gibi kaplıyor ve tahakkümü altına alıyor. Kimi Avrupalı liderler de 3-5 oy uğruna bu düşüncelerin kuyruğuna takılıyor. Şunu burada açık ve net olarak ifade etmek isterim: Özelde Müslümanları, genelde rengi, dili, dini, ülkesi farklı olan herkesi ötekileştiren bu yaklaşımın sonu, açık söylüyorum, felakettir. Irkçılıkla demokrasi bağdaşmaz, popülizmle gelecek inşa edilmez, ayrıştırarak toplumsal barış sağlanmaz. Bu tür söylemlerle kısa vadeli kazanç sağlayabilirsiniz, ama orta ve uzan vadede herkesi yakacak bir yangının fitilini de ateşlemiş olursunuz.”



“Türkiye kültürel, tarihî ve coğrafi olarak Avrupa’nın bir parçasıdır”


“Bu gerçeklere gözlerinizi kapattığınız, acı da olsa bunları dile getirenleri düşman olarak gösterdiğiniz zaman ne yazık ki sorunu çözmüş olmuyorsunuz. Nasıl deve kuşu kuma kafasını gömünce gözden kayboluyorsa, sorunlar da yok sayılınca ortadan kalkmıyor” diyen Erdoğan, Türkiye’nin yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede Avrupa ülkelerinin en büyük imkânı olduğunu vurguladı ve şöyle dedi:


“Türkiye Avrupa’nın ötekisi değildir, Avrupa ülkelerinin hasmı da değildir. Türkiye, kültürel, tarihî ve coğrafi olarak Avrupa’nın parçasıdır. Türkiye, Doğu ile Batı arasındaki en eski, en güçlü köprüdür. Ancak, bazı Avrupa ülkelerinde bize karşı şu anda uygulanan tavır karşısında sabrın da bir sınırı olduğunun bilinmesi gerekiyor. Dört sandalye uğruna, 400 yıllık ilişkinin gözden çıkarılmasını, her gün ülkemizin, milletimizin, diplomatlarımızın ve bakanlarımızın tahkir edilmesini sineye çekemeyiz. Avrupalı siyasetçilerden bu yanlış tavırlarından bir an önce vazgeçmelerini bekliyoruz.”


Böylesine kritik bir dönemde dost, müttefik ve stratejik ortak olan Türkiye ve Birleşik Krallık’ın dayanışmasının her alanda artırması; küresel barış, istikrar ve refah için, birlikte daha fazlasını yapmanın yollarını araması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam’a ve Kuran’a hakaret eden filmin gösterimine Birleşik Krallık’ta izin verilmemesinin herkese örnek olması gerektiğini, 15 Temmuz darbe girişimi ertesinde Birleşik Krallık’ın bakanını gönderip Türkiye’nin acısını paylaşarak takdir edilecek bir duruş ortaya koyduğunu ifade etti.


“Bizler tecrübeyle edindiğimiz dostları ruhumuza çelik halkalarla bağlayan bir milletimiz, bizim böyle bir özelliğimiz var. İnşallah ülke olarak bu desteğinizi ve dayanışmanızı asla unutmayacağız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tatlıdil Forumu’nun ikili iş birliği açısından bir sıçrama tahtasına dönüştürülmesi gerektiğini, forumun diğer alanlarla beraber ekonomik ve ticari ilişkilerin de geliştirilmesi için de eşsiz fırsatlar sunduğunu dile getirdi.



“Türkiye-İngiltere ikili ticari hacmi 20 milyar dolara yükseltilecek”


Başbakan May ile yaptıkları görüşmede, 17 milyar dolar düzeyinde olan ikili ticari hacmin en kısa zamanda 20 milyar dolara yükseltilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke başbakanlarının Brexit sonrası dönemde serbest ticaret anlaşması dâhil olmak üzere ekonomik ilişkilerin geleceğini değerlendirecek çalışma grubunun da tesis edildiğini duyurduklarını hatırlattı.


İngiliz yatırımcılara “Türkiye’ye yatırım yapın ve bu ülkenin size sunduğu fırsatlardan istifade edin. Bugüne dek ülkemize yatırım yapanlar hiç pişman olmadılar” sözleriyle seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki 15 yıllık dönemde kamu ve özel sektörün Türkiye’de bir trilyon dolar civarında altyapı yatırımı gerçekleştirmesini öngördüklerini söyledi ve Tatlıdil Forumu’nun yeni yatırımlar ve iş birliklerinin önünü açması temennisinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.