SAĞLIK - 20 Ekim 2016 Perşembe 16:47

Fazla üzüntü gibi fazla mutluluk da kalbe zararlı

A
A
A
Fazla üzüntü gibi fazla mutluluk da kalbe zararlı

Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Sinan Aydoğdu, ani ve aşırı üzüntü gibi ani ve aşırı mutluluğun kalbe zarar verdiğini söyledi.
TKD’nin 32’nci Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi, Antalya’nın Turizm beldesi Belek’te başladı. Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC), Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC), Avrupa Kalp Yetersizliği Birliği (HFA), Avrupa Aritmi Birliği (EHRA) gibi uluslararası dernekler, Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği, Türk Pediyatrik Kardiyoloji Derneği, Türki Cumhuriyetler, Balkanlardan ve dünyanın birçok ülkesinden gelen kardiyologlar TKD’nin 32’nci Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi için Antalya’da buluştu.
32’nci Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi’nin basın toplantısı, TKD Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, TKD eski Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, TKD Yönetim Kurulu üyeleri, Prof. Dr. Adnan Abacı, Prof. Dr. Engin Bozkurt, Prof. Dr. Sinan Aydoğdu, Prof. Dr. Necla Özer, Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, Prof. Dr. Ömer Göktekin’in katılımıyla gerçekleştirildi.
"Türklerin kalbi Avrupalılardan 10 yıl önce yaşlanıyor"
TKD ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, kalp damar hastalıklarının dünya ve Türkiye’deki son durumu ile ilgili bilgiler paylaştı. 1963 yılında kurulan ve 53 yıllık birikimi olan Türk Kardiyoloji Derneği’nin misyonunun ’Toplumsal mesleki eğitimi ve araştırmaları destekleyerek Türk halkının kalp damar sağlığını korumak’ olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mahmut Şahin, "9 risk faktörü yani kolesterol yüksekliği, sigara, diyabet, hipertansiyon, karın tipi şişmanlık, psiko-sosyal stres, kötü beslenme, fiziksel hareketsizlik ve alkol ilk kalp krizi için riskin yüzde 90’ından fazlasından sorumludur. Bunlar önlenebilir veya düzeltilebilir durumlardır. Avrupa ülkelerine göre Türkiye’de kalp krizi erkek ve kadınlarda 10 yıl daha erken ortaya çıkmaktadır. Avrupa’da erkeklerde 55, kadınlarda 65 yaşında yoğunlaşan kalp krizi ile hastaneye yatışlar, bizde erkeklerde 45-55, kadınlarda 55-65 yaşlarında zirve yapıyor. Bu yüzden her bireyin kalp damar hastalığına yakalanmadan en az 65 yaşına gelmesi misyonumuz olmalıdır" dedi.
"Çay kalbe yararlı, kahve zararsız"
Uzun yıllardır çay ve kahve tüketiminin kalp ve damar sağlığına yararının tartışıldığını belirten Prof. Dr. Adnan Abacı da, çayın yararlı, kahvenin ise zararsız olduğunu söyledi. Abacı, "Kahve ve çay dünyada en çok tüketilen iki içecektir. Kahve ve çay tüketiminin kalp ve damar sağlığına yararı tartışmalıdır. Çalışmaların çoğu kahve ile yapılmıştır. Kahve bazı çalışmalarda kalp damar sağlığı için yararlı bulunurken, bazılarında yararsız bulunmuştur. Ancak çay ile ilgili çalışma azdır. American Journal of Medicine adlı dergide, çay ve kahve ile ilgili yeni yayınlanan bir çalışmada önemli bilgilere yer verildi. Çalışmada yaklaşık 6 bin 500 kişi 5 yıl takip edildi. Çalışma sonuçlarına göre, düzenli olarak günde en az bir bardak çay içenlerde kalp ve damar hastalığının daha az görüldüğü tespit edildi. Düzenli olarak günde en az bir bardak kahve içmenin ise kalp damar sağlığına bir yararı tespit edilmedi. Ancak kahvenin zararlı olduğu da söylenmedi. Çalışma sonuçlarına göre çay içmek yararlıdır, kahve içmek güvenlidir ancak yararlı değildir" diye konuştu.
"Yüksek kolesterol kalp krizi ve felce davetiye çıkarıyor"
Son günlerde yeniden gündeme gelen kolesterol tartışmalarıyla ilgili de açıklamada bulunan Prof. Dr. Adnan Abacı, kolesterolün vücudun en önemli yapı taşlarından biri olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Abacı, "Kolesterol yüksekliği çok önemli hastalıklara neden olmaktadır. Bu hastalıkların en başında ise damar tıkanıklıkları gelmektedir. Kalp damarları tıkanırsa kalp krizi, beyin damarları tıkanırsa felç geçiririz. Ne yazık ki son zamanlarda basında kolesterolün zararsız olduğu, kolesterol ilaçlarının gereksizliği yönünde yayınlar yapılmaktadır. Ama şu unutulmamalıdır ki, biz normal kolesterolü düşürmek için değil, yüksek kolesterolü düşürmek için ilaç veriyoruz. Şeker hastasının ilaç kullanmaması nasıl zararlıysa, kolesterolü yüksek olan kalp hastasının kolesterol düşürücü ilaç kullanmaması da zararlıdır" dedi.
"Aşırı mutluluk da kalbe zarar verebilir"
Kırık kalp sendromundan sonra mutlu kalp sendromunun olduğunu da ifade eden TKD Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Sinan Aydoğdu, "Birkaç ay öncesine kadar Takotsubo sendromuna sadece stres ve üzüntü oluşturan negatif duygusal koşulların zemin hazırladığı kabul edilirken ve hatta bu nedenle kırık kalp sendromu olarak tanımlanırken, European Heart Journal Dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonuçları çok mutlu ve eğlenceli olayların da benzer bulgularla Takotsubo sendromuna yol açabildiğini göstermiştir. Kırık kalp sendromu tanısı alan 485 hastanın yüzde 96’sında aşırı üzüntü veya stres tetikleyici etkenken, 20 hastada yani yaklaşık yüzde 4’ünde aşırı sevinç ve mutluluk bu sendromu tetiklemiştir. Araştırmacılar aşırı mutluluk ve sevinçle tetiklenen bu durumu mutlu kalp sendromu olarak adlandırmışlardır. Mutlu kalp sendromunda doğum günü partisi, evlilik, torun sahibi olma, spor galibiyetleri gibi mutluluk verici olaylar süreci tetiklemiştir. Mutlu kalp sendromu ve kırık kalp sendromu benzer bulgularla seyretmektedir. Aslında stres ve üzüntü gibi negatif duygusal durumlarla karşılaştırıldığında, mutlulukla yani pozitif duygusal durumlarla tetiklenen Takatsubo sendromu oranı oldukça düşüktür. Ancak burada dikkat çeken nokta hem aşırı heyecan ve mutluluk hem de aşırı üzüntü durumlarında sinir sisteminin benzer tepki verdiği ve benzer stres hormonları salgıladığıdır. Yani hem ani ve aşırı üzüntü, hem de ani ve aşırı mutluluk kalbe zarar verebilmektedir. Elbette bu mutluluk kalbe zararlı demek değildir. Dozunda mutluluk kalbe zarar değil fayda vermektedir" şeklinde konuştu.
"Günde 5 saatten az uyuyanlarda inme riski 2 kat daha fazla"
Erişkinlerde kalp hastalığı ve kanserden sonra en yaygın ölüm ve sakatlık nedeni olarak tanımlanan beyin krizi yani inme hakkında halkın farkındalığının artması gerektiğini dile getiren TKD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necla Özer "Sigara, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, kilo fazlalığı inme oluşumu riskini de artırır. Bu risk faktörleri haricinde ayrıca atriyal fibrilasyon adını verdiğimiz kalpteki bir ritim problemi de inmeye neden olabilmektedir. Bu risk faktörleriyle mücadele edilmesi inme gelişimi riskini önemli oranda azaltabilir. Kalp sağlığı ve inme gelişimi ilişkili olduğu için inme riskini azaltmak için kalp sağlığının korunması oldukça önemlidir" dedi.
Uyku süresi ile inme arasında bir ilişki olduğunu belirten Prof. Dr. Necla Özer, "İnme riski, günde 5 saatten az uyuyanlarda yaklaşık 2 kat artmaktadır" diye konuştu.
"Kalp hastalıklarında ameliyatların yerini girişimsel işlemler alıyor"
Modern girişimsel kardiyoloji teknikleriyle her damara stent yapılabildiğini belirten Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ömer Göktekin, "Günümüzde sağlığın hemen her alanında teknolojinin ve bilimin bize sağladığı çok önemli yenilikler ve gelişmeler mevcut. Bu gelişme ve yeniliklerden en fazla nasiplenen kardiyoloji ve özellikle stent uygulamaları oldu. 2003 yılında uygulamaya giren ilaç kaplı stentler, stent sonrası daralma oranlarını yüzde 30’lardan yüzde 15’lere kadar düşürdü. Ayrıca ilaç kaplı stentlerde ilk çıktığı zamandan şu ana kadar çok önemli değişimler göstererek 3’üncü kuşak ilaç kaplı stentlere sahip olduk. Bu stentlerin avantajı çatallanma yerlerindeki tıkanıklara, çok kıvrımlı damarlardaki darlıklara, kireçli damarlara, ayrıca daha küçük damarlara stent uygulamasına fırsat vermesi oldu. Ayrıca bu yeni stentlerle tekrar damar tıkanıklığı yüzde 10 seviyelerine düşürmesi oldu. Stent uygulaması sırasında kullanıma giren damar içi ultrasound ve ışıklı görüntüleme teknikleriyle çok daha mükemmel sonuçlar almaya başladık. Bu gelişmelere son yıllarda tel, kateter ve balon alanlarındaki teknolojik ilerlemeler eklenince daha önce açmayı hayal edemediğimiz ve bypass önerdiğimiz tıkanıklıkları stent ile açmaya başladık. Bypass işlemi açık cerrahi bir işlem ve hastanın normal hayata dönmesi ortalama 1 ayı buluyor. Ancak stent işlemi sonrası ertesi gün hastayı taburcu edip 3 gün sonra işine dönmesine izin veriyoruz. İnanıyorum ki çok yakında stent uygulamaları bypass ameliyatlarının tedavideki yerini yüzde 5’in altına düşürecek" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.