KÜLTÜR SANAT - 13 Ekim 2017 Cuma 15:07

Türk resminin ustaları Antalya Kültür Sanat’ta

A
A
A
Türk resminin ustaları Antalya Kültür Sanat’ta

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından kente kazandırılan Antalya Kültür Sanat’ın yeni sergisi "Elinde Işık Parçaları-Türk Resminin Paris Macerası" sanatseverlerin ziyaretine açıldı.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından kente kazandırılan Antalya Kültür Sanat’ın yeni sergisi "Elinde Işık Parçaları-Türk Resminin Paris Macerası" sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Serginin ilk ziyaretçileri Antalya’daki basın mensupları oldu.


Haldun Dostoğlu küratörlüğünde ve Pera Müzesi koordinatörlüğünde 8 ayrı özel koleksiyondan derlenerek hazırlanan sergide; Türk resim tarihinin ünlü isimleri Fikret Mualla, Abidin Dino, Avni Arbaş, Nejad Melih Devrim, Mübin Orhon, Selim Turan, Albert Bitran, Hakkı Anlı’nın toplam 54 eseri yer alıyor. Eserlerin pek çoğu Antalya’da ilk defa sergileniyor.


ATSO Kültür Sanat Vakfı Başkanı Davut Çetin, Antalya tarihinin en önemli resim sergilerinden, en önemli sanat olaylarından birisinin başladığını belirterek Türk resim tarihinin ünlü isimlerinin eserlerinin ilk kez Antalyalı sanatseverlerle buluşacağını söyledi.


Fikret Mualla, Abidin Dino, Avni Arbaş, Nejad Melih Devrim, Mübin Orhon, Selim Turan, Albert Bitran, Hakkı Anlı’nın toplam 54 eserinin sergilendiğini hatırlatan Çetin, bu isimlerin her birinin başlı başına bir dev olduğunu, dolayısıyla bu serginin Türk resminin devlerinin sergisi olduğunu, Türk resim tarihinin, özellikle Cumhuriyet dönemi resim tarihinin önemli bir dönemine ışık tutacağını kaydetti.



"Serginin Antalya’ya gelmesine katkı yapmış olduğumuz için çok mutluyum"


Türk resim sanatının Osmanlı Devleti döneminden itibaren devlet tarafından desteklenerek bugünlere geldiğini hatırlatan Çetin, 1870’lerde Sanayi Nefise Mektebi öğrencilerinin yurt dışına gönderildiğini ve orada resim öğrenimi aldıklarını belirterek Cumhuriyetin ilk döneminde yine genç yetenekli ressamlar gönderildiğini, bu ressamların ülkeye döndüklerinde Anadolu’nun her köşesinde görevler aldıklarını söyledi.


ATSO Başkanı Davut Çetin Çetin "Halkevlerinde sanatı geliştiren çalışmalar yapmışlardır. Bu sergi daha çok 1950’li yılların ve sonrasının büyük ressamlarının sergisidir, bununla birlikte o tarihi birikimin de önemli bir yansımasıdır. Böyle bir serginin Antalya’ya gelmesine katkı yapmış olduğumuz için gerçekten çok mutluyum. Bu sergi Antalya Kültür Sanat’ın ve Odamızın tarihinde onurlu bir sayfa olarak yer alacaktır. Burada bu sergi vesilesiyle bir kez daha Sayın Suna ve İnan Kıraç nezdinde tüm Pera Ailesi’ne teşekkür ediyorum. Kendileri Antalya Kültür Sanat fikrinin ortaya çıktığı ilk günden bugüne hep yanımızdalar. Küratörümüz Sayın Haldun Dostoğlu’na emekleri ve Antalya’ya katkıları için teşekkürlerimi sunuyorum. Bu serginin gerçekleşmesinde büyük emek sarf etmiştir. Ayrıca özel koleksiyonlarının Antalya Kültür Sanat’ta sergilenmesine izin veren Galeri Nev’e, Kemal Servi’ye, Tamer Alkan’a, Öner Kocabeyoğlu’na, Ceyda-Ünal Göğüş ailesine, Mustafa Taviloğlu’na, Banu-Oktay Kırış ailesine, Cüneyt Genç’e de çok teşekkür ediyorum" dedi



İki yılda 40 bin sanatsever


Antalya Kültür Sanat’ın sergilerini 2 yılı aşkın sürede 40 bine yakın ziyaretçinin gezdiğini belirten Davut Çetin, "2015 yılında ziyaretçi sayımız 11 binlerden, 2016’da 18 bine çıkmıştır. Bu sergiyle birlikte büyük bir sayıya ulaşacağımıza inanıyorum. Çünkü bu sergi aynı zamanda büyük bir eğitim fırsatıdır, Türk resim tarihini anlama fırsatıdır. Bu nedenle bütün Antalya halkına, özellikle ailelere ve öğretmenlerimize seslenmek istiyorum. Bu büyük fırsattan herkes yararlanmalıdır, çünkü gerçekten Antalya’da böyle bir sergi kaçırılmaz bir fırsat ve şanstır" diye konuştu.


4 Mart 2018 tarihine kadar ziyarete açık olacak sergi pazartesi günleri hariç haftanın her günü 11.00-19.00, Perşembe günleri ise 11.00-21.00 saatleri arasında gezilebilecek.



Sergi hakkında


Paris’in, II. Dünya Savaşı’nın ardından tekrar Avrupa’nın sanat ve kültür merkezi haline gelmesiyle birlikte edebiyattan görsel sanatlara kadar pek çok alanda tanınmış isim Paris’e gelmiş; bu çok uluslu, özgür ve entelektüel tartışma ortamı yeni akımlar yeşermesine yol açmıştı. Bu rüzgarla Paris’e giden bir grup Türk sanatçı da bu özgürlükçü atmosferi soludu, dostluklar kurdu ve bu sanat ikliminde, Doğulu birikimlerini Batı tecrübesiyle harmanlayarak çalıştı. Elinde Işık Parçaları–Türk Resminin Paris Macerası, bu sanatçılardan 8’inin resim serüvenini gözler önüne sererken bir yandan da zamanda Türk resminin figüratif ve soyut çalışmış en önemli sanatçılarını Antalya ile buluşturuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.