GENEL - 08 Kasım 2018 Perşembe 12:45

Uysal: "Kırcami’de umutlar boşa çıkmayacak, geri dönüş yok "

A
A
A
Uysal:  "Kırcami’de umutlar boşa çıkmayacak, geri dönüş yok "

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Bizim emeğimizin, Kırcamililerin haklarının geri dönüşü yok.

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Bizim emeğimizin, Kırcamililerin haklarının geri dönüşü yok. Asıl mağdur onlardır ama biz de 4 yıllık emeğimiz dolayısıyla mağduruz. Bunu sonuna kadar zorlayacağız ve mücadelemizi vereceğiz” diye konuştu.


Antalya’da özel bir TV kanalında Antalya 2’nci İdare Mahkemesi kararlarıyla imar planları iptal edilen Kırcami’nin geleceğiyle ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Uysal, Doğuyaka, Topçular, Mehmetçik, Güzeloluk, Zümrütova, Yeşilova, Kırcami, Alan mahallerinin tamamı ile Fener ve Çağlayan Mahallelerinin bir kısmını içeren Kırcami planlarının yüzde 50’sii tamamlanmış bir noktada devraldıklarını söyledi. Seçim sürecinde bölgenin planlamasına ilişkin “İlk iş” dediğini aktaran Başkan Uysal, teknik ekiple 1.5 ay geceler boyu süren çalışmalar sonucunda taslak planları tamamladıklarını söyledi. 2014 Mayıs’ında taslak planı muhtarlar, sivil toplum kuruluşları, derneklerin görüşlerine açtıklarını belirten Başkan Uysal, Aralık 2014’te planlarını uygun bulunup Mayıs 2015’te de kesinleştiğini söyledi.



İkinci hamle


Gerek Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlanan 25 bin ve 5 bin ölçekli planlara gerekse bin ölçekli planlara Şehir Plancıları Odası’nca davalar açıldığını aktaran Başkan Uysal, bu davalarda plan aleyhine bilirkişi raporları ortaya çıkınca ikinci bir hamle daha yaptıklarını anlattı. Bilirkişi raporlarındaki eleştirileri davalar sonuçlanmadan plan revizyonlarıyla karşılama yoluna gittiklerini belirten Başkan Uysal, böylece alınan yeni plan kararlarıyla hem eleştirileri karşılamayı hem de davaların düşerek planlarının engellemez bir noktada kalmasını sağlamayı amaçladıklarını söyledi.



"İşbirlikleri kurduk"


Bu sürecin Büyükşehir Belediyesi’yle işbirliği içinde yürütüldüğünün altını çizen Başkan Uysal, “Bu teklifimizi Büyükşehir Belediyesi’ne götürdük. Büyük oranda kabul gördü. 3 defa bu tip durumları atlattık. Revizyon imar planı çıkardık, devam ettik” dedi. Sürecin devamında Muratpaşa Belediyesi olarak parselasyon çalışmasına başladıklarını kaydeden Başkan Uysal, tapu yüzölçümü ile hesap yüzölçümü arasında çıkan farktan dolayı bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’yle ortak bir çalışma başlattıklarını söyledi. Yüzölçümü farklarını giderilmesi amacıyla Muratpaşa Belediyesi ve ilgili müdürlüğün ortak bir çalışma başlattığını kaydeden Başkan Uysal, Ocak 2017’de başlayan çalışmalarının yılsonuna doğru kesinleştiğini belirtti.



"Plandan geri dönüş yok"


Bölgenin parselasyonuna ilişkin de sürecin tamamlandığını, Aspendos Bulvarı’nın güney bölgesinin dosyasının 1 Kasım’da tescil işlemlerini başlatılması için Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’ne gönderildiğini, bulvarın kuzeyinde kalan bölgenin parselasyon dosyasının ise 5 Kasım’da Büyükşehir Belediyesi’nde Muratpaşa Belediyesi’ne gönderildiğini belirten Başkan Uysal, şöyle konuştu:


“Plan sürecinin geri dönüşü olmayacağına inanıyorum. Eminim. İlerleyeceğiz. Çok büyük fedakarlıklar oldu. Bir planı hazırlamak kolay değil. 13 bin komşumuzun hissesi var. Planı şeffaf bir şekilde, hiç aracı sokmadan hazırladık. Suistimale meydan vermeden hazırladık. Hazırladığımız plan ilk etapta sadece 600 komşumuzun itirazına uğradı. İkinci aşamada 60’a düştü. Her plan eleştirilir. Elimizde olmayan yasal nedenlerle bölünmeler vardı. Ama yasal çerçevede en iyisini yapmaya gayret ettik. 4 yıl boyunca hem ben hem teknik ekibim hem de belediye meclis üyelerimiz bununla yaşadık. 15 aşamalı bir planlama sürecini 14’üncü aşamaya kadar da getirdik.”



"Mücadele eden biziz"


Bunu aynı zamanda siyaset üstü bir anlayışla, işbirlikleri kurarak yaptıklarına dikkat çeken Başkan Uysal, “Ancak sonuçta binlik ve 18 uygulamasını biz yaptık. 4 yıldır boğuşan, mücadele eden her aşamada bütün güçlükleri göğüsleyen, karşılayan, her aşamayı dolu dolu yaşayan biziz. Öyle anlar geldi ki 3 gün kaybetmeyelim diye akşam meclisi koyduk” dedi.



"Eksik inceleme, acele karar"


Süreci bu kadar hassas yürütürken, yaz aylarında heyeti tamamen değişen Antalya 2’nci İdare Mahkemesi’nin bilirkişi raporlarının eleştirileri karşılayacak revizyon plan yapılmasına imkan tanımadan iptal kararı aldığını belirten Başkan Uysal, “Üzüldük. Yargı kararlarını eleştirmek istemiyoruz. Ben bir hukukçuyum. Yargı kararlarını temyiz dilekçem kadar eleştiririm. Kalanı vicdana ve Allah’a havale ederim” diye konuştu. Başkan Uysal, 3 hakimli bir mahkemenin tüm heyeti değişmişken böylesine hayati bir konuda bilirkişi raporunun doğruluğu yanlışlığı tartışılmadan, yeni bir keşif yapılıp yapılmaması üzerinde durulmadan böylesine önemli, dramatik ve ciddi bir konuda eksik incelemeyle acele karar verildiğini söyledi.


İstinaf sürecinden olumlu sonuç alınacağına inandığını belirten Başkan Uysal, şöyle konuştu: “Geçtiğimiz aşamalar, verdiğimiz emekler, Kırcami halkının umutları boşa çıkmayacaktır. Bu mücadeleyi, hep beraber en sıkı şekilde vermeye devam edeceğiz. Yanlış kararının, tıpkı yanlış hesabın Bağdat’tan döndüğü gibi, istinaftan döneceğine inanıyorum. Ancak alamazsak isek 25 bin ve 5 bin ölçekli revizyon imar planlarının Büyükşehir Belediye Meclisi’nden geçirmek durumundayız. Mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz. Şunun da altını çizmemiz gerekiyor; Kırcami halkı çok zorlandı, çok uğraştı ama bu plan kargaşasından yararlanmak isteyen, ucuza arazi kapatmak isteyen insanlar olduğunu duyuyoruz. Komşularımızın kafasını karıştırmak isteyen insanlar olduğunu duyuyoruz. Mücadelemiz sonuna kadar sürecek. Ne olursa olsun. Bu karar olur, revizyon imar planı olur, temyize gideriz. Bizim emeğimizin, Kırcamililerin haklarını geri dönüşü yok. Asıl mağdur onlardır ama biz de 4 yıllık emeğimiz dolayısıyla mağduruz. Bunu sonuna kadar zorlayacağız ve mücadelemizi vereceğiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Son siparişini jandarmaya teslim etti, 20 yıl sonra yakalandı Aydın’ın Koçarlı ilçesinde 20 sene önce işlediği cinayet sonrası firar ederek izini kaybettiren ve yemek siparişi yapan bir işletmede kurye olarak çalıştığı öğrenilen firari zanlı, iki aylık çalışmanın ardından jandarmanın verdiği yemek siparişi sonrası yakalanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgiye göre, Koçarlı ilçesinde 23 Haziran 2004 tarihinde A.B. isimli şahıs, aralarında husumet bulunduğu iddia edilen baba ve iki oğlunun ateşli silahla saldırısında öldü. Olaydan sonra şahıslardan biri yakalanırken, baba ve diğer oğlu K.Ü. kayıplara karışarak izini kaybettirdi. Jandarma özel ekip kurdu A.B.’nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak dosya yeniden ele alınarak İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Aydın İl jandarma Komutanlığı Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerinden oluşan özel ekip kuruldu. Ekipler dava dosyası üzerinde 06 Şubat 2024 tarihinden itibaren çalışmaya başladı. Ekipler davanın zaman aşım süresinin dolmasına az bir süre kala çalışmalarını yoğunlaştırdı. “Son siparişi jandarmaya teslim edince yakalandı” Aydın jandarmasının özel ekibinin titizlikle çalışmasının ardından A.B. isimli şahsın öldürülmesi olayının firari şüphelisi K.Ü.’nün İzmir’in Bornova ilçesinde yemek siparişi verilen bir firmada kurye olarak çalıştığı, olayın diğer failleri olan babası A.Ü.’nün 2018 yılında vefat ettiği, kardeşi A.Ü.’nün ise olayın ardından yakalanarak tutuklandığı belirlendi. Jandarmanın planı başarıya ulaştı Aydın’dan İzmir’e giden özel ekip olayın firarisi K.Ü.’yü yakalamak için hazırladığı planı devreye koydu. Jandarma müşteri olarak şahsın çalıştığı yemek işletmesinden sipariş verdi. Olaydan habersiz K.Ü. hazırlanan siparişi getirerek, jandarma ekiplerine teslim edince 20 yıl sonra yakalandı. 20 yıl sonra tutuklandı İzmir’de özel ekip tarafından yakalanan şahıs, Aydın’a getirildi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen K.Ü. mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Ankara Deprem uzmanından uyarı: “Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı” Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti. Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti. "Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır" Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.” “Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Atılım Üniversitesi sağlık turizmi alanında sertifikalı program başlattı Ticaret Bakanlığı ile protokol imzalayan Atılım Üniversitesi, sağlık turizminde faaliyet gösterecek olan ve sektöre yeni gireceklere yönelik sertifikalı bir program başlattı. Atılım Üniversitesi tarafından sağlık turizmi alanında sertifikalı program Ticaret Bakanlığı ile iş birliği çerçevesinde başlatıldı. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, Sağlık turizmi hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Tengilimoğlu, sağlık turizminin son yıllarda büyüyen alanlardan biri olduğunu belirterek, "Sağlık turizmin de birkaç alt boyut var. Medikal turizm, termal turizm, yaşlı ve engelli turizmi gibi turizm türleri var. Diğer turizm türünde yüzde 4’lerde 5’lerde büyüme varsa sağlık turizminde daha büyük bir büyüme var. Bunda ülkelerin insanların bulundukları ülkelerdeki sağlık, tedavi, rehabilitasyon ve koruyucu sağlık hizmetleri gibi sağlığın iyileştirmesi ile ilgili hizmetlerle ilgili bulundukları ülkelerdeki imkanların kısıtlı olması veya pahalı olması çeşitli nedenlerden dolayı veya gizli tutmak için kendi ülkesinde bilinmesini istemediği için başka ülkelere yönelmekte. Sınır ötesi hasta hareketliliği dediğimiz sağlık turizminde birçok ülke pazardan pay almaya çalışıyor. Pazar payını 3,5 trilyon dolar üzerinde olduğu söyleniyor. Geçmiş yıllarda daha çok gelişmiş ülkeler pay alırken, son yıllarda gelişmekte olan ülkeler, özellikle Türkiye, Hindistan, Malezya, Singapur, diğer Polonya gibi ülkelerinde pazardan almaya çalıştığını görüyoruz" diye konuştu. "Merdiven atlı uygulamaların sıkı denetlenmesi gerekiyor" "Son 15-20 yıl içerisinde gerçekten Türkiye bu alanda büyük bir ivme kazandı, sağlık turizmi alanında büyük bir gelişme katetti" diye konuşan Tengilimoğlu, şunları kaydetti: "Hala da katetmeye devam etmekte. Burada biraz daha planlı programlı ve koordinasyon içerisinde bu sağlık turizmine yönelmemiz gerekiyor. Kontrol dahilinde yönelmemiz gerekiyor. Ülkeye döviz girdisi sağlasın mantığıyla değil de uzun vadeli düşünmek lazım bu alanı. Bu alandaki denetimlerin sıklaştırılması lazım. Merdiven altı uygulamaları özellikle kozmetik cerrahide saç ekimi gibi diğer alanlardaki uygulamaların sıkı denetlenmesi gerekiyor. Her ne kadar Sağlık Bakanlığı sağlık turizm faaliyetinde bulunacak olan kurumlara, kuruluşlara sağlık turizm yetki belgesi verse de bu belgenin de çok kolay verilmemesi gerekiyor. Türkiye’de kozmetik cerrahi son yıllarda çok arttı. Diş yine sağlık turizmiyle ilgili hastaların tercih ettiği alan. Kanser tedavileriyle ilgili, kalp damar hastalıklarıyla ilgili çeşitli branşlarda enfeksiyon hastalıkları hatta obezite, tüp bebek uygulamaları gibi birçok alanda sağlık turizm konusunda Türkiye tercih edilen bir ülke haline geldi." Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, Türkiye’nin sağlık turizmi alanında dünyada ilk 10 arasında yer aldığını söyledi. "Eğitimimiz yaklaşık bir buçuk ay sürecek " Geçtiğimiz yıl sağlık turizminde ve yabancı dil eğitiminde sertifikalı bir eğitim programının başlatılması amacıyla Ticaret Bakanlığı ile bir protokol imzaladıklarını ifade eden Tengilimoğlu, şunları söyledi: "Sağlık turizminin gelişmesi konusunda Ticaret Bakanlığının çok büyük destekleri var. Sağlık turizminde faaliyet gösterecek olan, sektöre yeni girecek olanlara yönelik, sektörde halihazırda sağlık turizmi yetki belgesi almış olan kurum ve kuruluşlarda görev olan personelin sertifikalanmasıyla ilgili bir destek bu. Bakanlık sertifika programının yüzde 60’ına destek vermekte, yüzde 40’ına da adaylar veya kurumlar kendi ceplerinden karşılamakta. Bu büyük bir imkân, gerçekten zengin bir program. Bu eğitimlerin ciddi bir şekilde yürütülmesi, bu belge sertifikasyonların sektöre de gerçekten ayırt edicilik bir özelliğinin bulunması bizim için önemli. 24 Nisan’da başlayacak olan eğitimimiz yaklaşık bir buçuk ay sürecek. Online olarak verilecek eğitime Türkiye’nin herhangi bir yerinde kendini bu alanlarda geliştirmek isteyenler katılabilir. Kayıtlar halihazırda devam etmekte. Bu eğitimler Atılım Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi tarafından verilecek. Bu eğitimi başarıyla tamamlayan adaylara sertifikalarını veririz, sektörde de bunun meyvelerini alırız diye ümit ediyorum."