YEREL HABERLER - 17 Ocak 2017 Salı 12:22

YÖRKAM, yörükleri araştıracak

A
A
A
YÖRKAM, yörükleri araştıracak

Yörük kültürünü oluşturan temel etken ve etmenleri araştırmak, kaybolmaya yüz tutmuş bu kültürü bilimsel anlamda desteklemek, incelemek ve bu konuda eserler vermek amacıyla, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruldu.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Ögke, Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Yrd. Doç. Dr. Fatih Uslu, Yörükler Derneği Başkanı Abdullah Duman ve yörük kültürü ile ilgili Antalya’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla Rektörlük Senato salonunda toplantı düzenlendi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Mustafa Ünal, yörük kültürünün araştırılmasına AÜ’nün öncülük ettiğini söyledi. Yörük kültürü anlamında Antalya’nın coğrafi anlamda önemli olduğunu dile getiren Ünal, “Antalya yörük kültürünün yoğun yaşadığı bölge olmakla birlikte, Batı Akdeniz bölgesi Orta Akdeniz, Adana toroslar boyunca yörükler bulunmaktaydı. Git gide sayı azaldı. Zamanla yerleşik hayata geçtiler. Bu geleneği devam ettirenler var. Bu tür merkezlerin kurulması, unutulmaya yüz tutmuş ama kültürümüzde tarihimizde olan bu kültürün araştırılması yeni nesillere aktarılması ve yaşatılması açısından işlev görecektir. Bu kültürün parçası olabilecek her öğretim üyemiz, bu projede ye alıyor. 20 den fazla yörük Türkmen derneği var. Bu biz akademik tarafına el atmış oluyoruz. Bu tarafı da biz tamamlamış olacağız” dedi.

"Yörüklerin yol haritası belirlenecek"
Yrd. Doç. Dr. Fatih Uslu ise Yörük kültürünün Türk milletinin kültürüne uygun olduğunu belirterek, milli bir kültür olduğunu vurguladı.
Yörük nüfusunun yoğun olduğu Antalya’da böyle bir merkezin kurulmasının önemli olduğunu kaydeden Fatih Uslu, “Bu merkezimiz sadece ulusal bazda değil uluslararası çalışmalarda yapılacak. Türklerin Orta Asya’dan geldiği yolu sürmek istiyoruz. Horasan’dan, Anadolu’ya Türklerin yol haritası, sosyolojisi nasıl oluşmuş bu kültürün çalışmasını yapacağız. Bölgesel olarak Türk dili ağız çalışması, Türk lehçeleri ile ilgi bir birlik beraberlik oluşturmak amacıyla çalışmalar yapılıyor. Bundan yaklaşık 15-20 yıl önce, çocukluk dönenimizde Yörük olduğumuzu söylemekten imtina ederdik. Öyle günlerden bugünlere geldik” diye konuştu.

“500 aile var”
Konar göçerliği sürdüren 500 aile olduğunu aktaran Yrd. Doç. Dr. Uslu, bunlardan 200 ailenin Sarı Keçili olduğunu toplamda 2 bin 500 kişilik bir nüfus olduğunu belirtti.

Duman: “Türk kültürünün özü”
YÖRKAM’ı önemsediklerini ifade eden Yörükler Derneği Başkanı Abdullah Duman da “Bu merkez sayesinde yörüklerin kültürü geniş çaplı araştırılacak. Yörük kültürü Türk kültünün özünü teşkil eder. Aslında bu bir öze inme projesidir. Türk kültürünün ayağa kalkışının bir zaferidir. Bizden sonra bir çok üniversite de merkez kurulumu başladı” ifadelerine yer verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.