GENEL - 13 Aralık 2017 Çarşamba 15:52

Aymelek’in ‘Düşle, gerçek olsun’ projesi hayat buldu

A
A
A
Aymelek’in ‘Düşle, gerçek olsun’ projesi hayat buldu

Aydın Valiliği öncülüğünde başlatılan ‘Düşle, gerçek olsun’ projesi tanıtım toplantısının ardından hayata geçirildi.

Aydın Valiliği öncülüğünde başlatılan ‘Düşle, gerçek olsun’ projesi tanıtım toplantısının ardından hayata geçirildi.


Aydın Valiliği başta olmak üzere Nazilli, Karacasu, Kuyucak Kaymakamlıkları, Nazilli, Kuyucak, Buharkent Belediyeleri, Nazilli Köy Muhtarları ve Aymelek Derneği’nin projenin paydaşı olduğu ve Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli Sağlık Hizmetleri MYO Evde Hasta ve Yaşlı Bakım Bölümü, Nazilli İİBF Muhasebe ve SPK Öğrenci Topluluğunun ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan projenin tanıtımı yapıldı.



Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli Sağlık Hizmetleri MYO Evde Hasta ve Yaşlı Bakım Bölümü Dersliğinde öğrencilerle yapılan toplantıda konuşan Okul Müdürü Doç. Dr. Çağrı Köroğlu, “Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli Sağlık Hizmetleri MYO Evde Hasta ve Yaşlı Bakım Bölümü, Nazilli İİBF Muhasebe ve SPK Öğrenci Topluluğu öğrencileri olarak sizlerle çok büyük bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştireceğiz. Bilime katkı sağlamak amacıyla değil sadece ve sadece yaşlılardan ve engellilerden hayır duası almak amacıyla yapacağımız bu projede sizlere de saha çalışmalarınızda destek olacağız. Bu projenin esas kaynağını ise Aymelek Derneği oluşturuyor. Bugün yapılan tanıtım toplantısından 2 hafta sonra projeye başlayacağız ve proje 11 hafta sürecek. Proje kapsamında Valilik ve Kaymakamlıklardan taşıtlar gelecek. Hepimiz belirli sayılarda gruplar oluşturarak Nazilli’nin tüm köylerine gideceğiz. “Düşle, gerçek olsun” ismini verdiğimiz proje kapsamında Nazilli’nin tüm mahallelerinde ikamet eden yaşlı, engelli ve yardıma muhtaç insanları yerinde tespit ederek, bu kişilerin durumları hakkında anket yapacağız. Gönüllerini alacağız, sohbet havasında ihtiyaçlarını yerinde tespit edeceğiz. Yaşlılarımızın ve engelli vatandaşlarımızın şimdiye kadar hayal edip de yapamadıkları şeyleri imkanlarımız doğrultusunda gerçekleştirmeye çalışacağız. Benim de bizzat saha çalışmalarında sizlerle olacağım bu projede tüm öğrencilerimizin katılımını bekliyoruz” dedi.



‘Gücüme gidiyor böyle yaşamak’


Aymelek Derneği Başkanı Yurdagül Altınbaş’da, öğrencilerle tanıştıktan sonra dernek ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Derneğin, sosyal sorumluluk projeleri hayata geçirmek için 2009 yılında Aydın’da kurulduğunu ifade eden Yurdagül Altınbaş, “Üniversite öğrencileri olarak şu an hepiniz gençsiniz. Birçok duyguyu şu anda en yüksek düzeyde yaşayabiliyorsunuz. Hayata bakış açınız da farklıdır. Ancak insan yaşlandıkça bu duygulardan uzaklaşıyor. Ve genç iken yaşadığı bu duyguların değerini o zaman anlıyor. Bu duyguları yaşayan evlerinizde yaşlılarınız vardır. Derneğimizi 2009 yılında kurduktan sonra yaşlı ziyaretlerimizde bu konu daha çok dikkatimizi çekti. Ülkemizde Kastamonu’dan sonra en çok yaşlının bulunduğu illerden bir tanesi Aydın. Başka illerden gelerek Aydın’a yerleşen yaşlılarla da Aydın yaşlıların kenti oluyor. Yani göç vermiyor, göç alıyor. Dernek olarak biz burada; işleri nedeniyle evlatları tarafından kapıları üzerlerine kitlenmiş evlerde, bakıma muhtaç, yatağa mahkum, perişan, yalnızlık çeken, sevgi bekleyen, bir kap sıcak yemek bekleyen yaşlılarımıza nasıl destek olabiliriz diyerek çalışma başlattık. Zaman ilerledikçe geriye dönüş yok. Her geçen dakika yaşlanıyoruz. Ama biz yaşlılara, engellilere hizmet bilinci sağlayabilirsek yarınki yaşlılığımızı da garanti altına almış olacağız. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda çok ilginç hikayeler, yaşamlar gördük. Engelli bir yaşlımız ‘gücüme gidiyor böyle yaşamak’ dediğinde inanın hepimiz ağladık. Dernek olarak bizler 10 bine ulaşan gönüllümüzle bu güne kadar bine yakın akülü tekerlekli sandalye, normal tekerlekli sandalye ve hasta yatağını ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Derneğimizin hizmet verdiği gündüz yaşlı bakım merkezi ile yaşlılarımıza ışık olduk. Bu çalışmalar tamamen gönüllülük esası ile yapılıyor. Kimseden ücret alınmıyor. Her gün onlarca yaşlımız bizden hizmet alıyor. Bu yaşlılarımıza ışık olmak, kalplerine, gönüllerine dokunmak için siz gençlerin de desteğini bekliyoruz. Yaşlılarımıza bir umut da siz olun. Onların kalplerine dokunun. Çünkü bizim Türk toplumunun en önemli özelliği aile bağıdır. Ailemiz sağlam olursa bizi kimse yıkamaz” dedi.



Testi kumbarayla ‘bir umutta siz olun’ çağrısı


Altınbaş, konuşmasının sonunda projeye ADÜ Nazilli İİBF ve MYO olarak yaklaşık 8 bin 500 öğrencinin destek vermesini beklediğini ifade ederek, “Proje kapsamında tüm öğrencilerimizin yaşlılarımıza desteğini bekliyoruz. Onların düşlerini yerine getirebilmek için Karacasulu bir seramik sanatçımızdan temin ettiğimiz testi kumbaraları değişik yerlere koyarak sizlerden ve tüm hayırseverlerden bir TL bağış bekliyoruz. 11 hafta sonunda kumbaralardan çıkan paralar makbuz karşılığında Aymelek Derneğimize teslim edilerek elde edilen gelirle anket çalışmaları sonunda tespit edilen ihtiyaç sahiplerinin dileklerini yerine getireceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Bir babanın çocuğuna yaptığı akıl almaz görüntüler Erzurum’da bir babanın çocuğunu halı sahada feci şekilde darp etmesi saniye saniye kameralara yansıdı. Yakutiye Hilalkent semtinde meydana gelen olayda, bir şahsın küçük yaşlardaki çocuğu feci şekilde dövmesi vatandaşlardan tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Halı sahada gerçekleşen olayda; bir adamın çocuğu tekme tokat darp ettiği görülüyor. Alınan bilgilere göre; olayın ortaya çıkmasından sonra H.K’nın darp ettiği talihsiz çocuğun oğlu H.İ.K. (9) olduğu belirlendi. Çocuğunu tekmeleyerek yere düşüren baba, oğlunun boğazına sıktıktan sonra yeniden yere fırlattı ve sonrasında tekrar sırtına tekme attığı görüldü. H.İ.K.’nin halı saha içerisinde ilerleyerek top oynamaya devam ettiği anlarda ise hıncını alamayan baba H.K.’ye yeniden saldırdı. Çocuğuna bu sefer de kafa atan baba, ardından yeniden tokat atıp tekmelemeye devam etti. Bu anları kameraya alan vatandaşın tepki dolu sözleri de gözlerden kaçmadı. Erzurum İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çocuk Şube Müdürlüğü ekipler ihbar üzerine harekete geçti ve yapılan çalışma sonucu babanın kimliğini belirlendi. Polis, baba hakkında ‘kasten yaralama’ suçundan işlem yaptı. Baba H.K., verdiği ilk ifadesinde oğlu H.İ.K.’nın küçük kardeşine küfür ettiği için darp ettiğini söyledi. Savcılığa sevk edilen baba hakkında soruşturma devam ediyor.
Zonguldak Polisliği bırakıp dünya turuna çıktı, Malezya’da kaçırıldı 13 saat dehşeti yaşadı Zonguldak’ta yaşayan Melih Bektaş, 5 ay önce polislik mesleğini bırakarak dünya turuna çıktı. 12 ülke gezen Bektaş, Malezya’da bıçaklı gaspa uğradı. Tapınakta 13 saat rehin tutulan gencin, kamera, dron, ehliyet ve pasaportunu çalan zanlılar, bankadan da 62 bin lirasını aldı. Malezya Polisi ile zanlılardan 2’sini yakalatan Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. 31 yaşındaki Melih Bektaş, dünyayı gezmek için 10 yıl boyunca görev yaptığı polislik mesleğinden 5 ay önce istifa etti. Dünya turuna çıkan Bektaş, bir taraftan da sosyal medyada içerik üretmeye başladı. Türkiye’de bulunduğu zamanda birçok gezgini evinde ağırlayan Bektaş, Güney Amerika ziyaretinin ardından Asya kıtasına ziyaretler gerçekleştirdi. Hindistan, Sri Lanka ülkelerinin ardından Malezya’ya geçen Bektaş, burada otostop çekerek yoluna devam etmek istedi. Kendisini görünce duran bir kişinin “Gideceğin yere kadar bırakırım” demesiyle aracına binen Bektaş, “On dakika arkadaşıma uğrayıp para alacağım” diyerek gittikleri yerde çetenin bulunduğu bölgeye geldiklerini fark ettiğini anlattı. Polislik mesleğinin tecrübesiyle arkadaşına konum attı Etrafını saran kişilerin “Kaçma; seni öldürürüz” diye tehditlerde bulunduğunu anlatan Melih Bektaş; “Beş ay önce istifa ettim. Asya’yı gezmeye başladım ve Asya kıtasındaki ülkeleri gezmek için yola çıktım. İlk durağım Hindistan’dı, Hindistan’dan sonra, Sri Lanka’dan Malezya’ya geçtim. Malezya’da da üçüncü günümde başıma böyle bir olay geldi. Orada kaçırıldım, gasp edildim. Ben uzun süredir gittiğim ülkelerde de otostopla seyahat ediyorum. Yine çok merkezi bir yerde bu hızlı geçiş işlemlerin altında kameraların olduğu bir yerde bir otostop çektim. Bir şahıs durdu. Arabanın içerisinde bir şahıs vardı. Ve şahıs beni gideceğim yere kadar bırakacağını söyledi. Çok otostop çektiğim için herhangi bir şüphe görmedim durumda. Sonra sadece yolda giderken on dakika arkadaşına uğramak istediğini, ondan para alacağını söyledi. Oraya gittiğimizde de artık zaten örgüt içerisindeydim. Beni gasp eden bir tane uyuşturucu karteli ve yanında bulunan beş kişi vardı. Bunlar beş kişiydi. Etrafımda, başımda bekleyenler vardı. ‘Kaçma. Bak seni öldürürüz’ diyen bazı insanlar vardı. Orada beni gasp ettiler, bıçakla gasp ettiler bu arada. Elimdeki bütün malzemeleri zorla aldılar. Olayı anladığım esnada artık tamam. Melih yani on yıllık mesleğin verdiği tecrübeyle de. Arkadaşıma konum atmıştım. Zaten o da son konum oldu” dedi. Malezya’da polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattı Önce bir süre Hindu tapınağında tutulduğunu, burada ensesinden bıçaklandığını, başında bıçak bilendiğini anlatan Bektaş, çetenin elinden kurtulduktan sonra Malezya Polisi ile birlikte polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattığını anlattı. Havanın aydınlanmasının ardından gözleri ve elleri bağlı şekilde ıssız bir yere bırakıldığını, ellerini çözdükten sonra çantasına baktığında kamera, dron, ehliyet ve pasaportunun olmadığını gören Melih Bektaş, yoldan geçen araçları durdurmaya çalıştığını anlattı. Kendisini görünce yavaşlayan bir motosiklet sürücüsünün telefonuyla Türkiye Büyükelçiliğini aradığını söyleyen Bektaş şöyle devam etti: “Havanın aydınlanmasını beklediler. Yani on üç saat. Neden on üç saat derseniz eğer, artık beni bıraktıkları zaman artık yavaş yavaş hava aydınlanma aşamasına gelmişti. Issız bir yerde bıraktılar beni. Ve ellerim, gözlerim bağlı bir şekildeydi. Ben zaten indikten sonra direkt gözümü açtım. Zaten telefon kablosuyla bağladılar bu arada elimi. Biraz boşluk bırakmıştım. Ondan rahat bir şekilde kurtulup çantamı kontrol ettim. Baktım çantada zaten pasaport falan hiçbir şey yok. Ondan sonra araç durdurmaya çalıştım. Bulunduğum yerde tek tük nadir araçlar geçiyor ve araçlar durmuyorlar korktukları için. Orada da en son bir motosiklet yavaşladı. Yavaşladığını gördüm. Üzerine önüne doğru geçip ellerimi açınca artık orada durdu ve dedim ki lütfen polisi ara. Çünkü baldırım kanıyor. Ensemde, boynumda kan lekesi var. Dedim ki soyuldum, gasp edildim, bıçaklandım, polisi ara. Bir yandan da orada çocuğun telefonundan büyükelçiliğin acil numaraları var. O numarayı bulup oradan büyükelçiliğe telefon ettim.” Samuray kılıcı ile başında bekleyen zanlıların, kendisine ait banka kartlarıyla ATM’den para çektiğini de anlatan Bektaş, Malezya Polisi’ne yaptığı ihbar sonrası tapınağın bulunduğu bölgede iki zanlıyı yakalattığını söyledi. İki haftalık soruşturma sürecinden sonra arkadaşlarının yardımıyla uçak bileti alarak Türkiye’ye gelen Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. Bektaş, “Polislerle önce konuma gittik. Konumda orada bir tane şahıs. Onu yakaladılar. Tapınakta. Hemen bir şahsı gördük. O şahıs da benim başımda bekleyen dediğim gibi bana saldırmayın. Ama benim başımda nöbet bekleyen, kaçmayın etmeyeyim diye. Bekleyen bir şahıstı. Ben orada olay olduktan sonra beş altı gün boyunca kaldım. Yani uçak biletini arkadaşlarım aldı. O süreyi bekliyordum. Ve buraya geldim. Ben telefonla oradaki polislerin WhatsApp telefon numarasını aldım. Telefonla iletişime geçmeye çalışıyorum. Açmıyorlar. Yoğun olduklarını söylüyorlar. Ve bu arada onlar bana diyorlardı sana ulaşabilir miyiz filan diye. Şu anda ben burada avukat tuttum. Kendi imkanlarımla iletişime geçmeye çalışıyorum. İçerik ürettiğim için enstrümanım, laptop, telefonum, pasaportum, kimlik kartlarım. Sürücü belgemi aldılar. Aslında avukat tutma sebebi de bir devlet bankasındaki hesabımdan 62 bin lira çekildi. Zarara uğradık. İstediğimiz şey tek adaletin tecelli etmesi, kanunun yürümesi. Bunun için de yetkililere sesimizi duyurmaya çalıştık. Hala bu mücadelem devam ediyor. Çünkü hala mağduriyetim devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bir pasaporta sahibiz ve gittiğimiz yerlerde de başımıza böyle bir olay gelebilir. Umarım kimsenin başına gelmez. Umarım kanun işler ve bu şahıslar bulunur. Malzemelerim bulunur” dedi. Dünyayı gezmeyi sevdiğini, tanıştığı insanlarla kültür alışverişi yaptığını söyleyen Bektaş, gezilerine devam edeceğini sözlerine ekledi.
Kayseri Gazete Talas yine dopdolu Talas Belediyesi tarafından 5 yıldır aralıksız olarak yayınlanan Gazete Talas’ın son sayısı okurlarıyla buluştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin ‘100 Apartmana 100 Kütüphane’ uygulamasını öven sözlerini yansıtan “Talas’ı Türkiye’ye Örnek Gösterdi” manşetiyle çıkan Gazete Talas’ta ayrıca iki sayfa bulmaca yer alıyor. Büyük yatırım ve hizmetlerin yer bulduğu gazetede ayrıca Talas Belediyesi tarafından dayanıklı konutlar temalı kentsel dönüşüm faaliyetlerine geniş olarak yer veriliyor. Tamamı renkli 16 sayfadan oluşan ve okurlara ücretsiz olarak ulaştırılan Gazete Talas’ta yatırım ve hizmetler, kültür sanat, kırsal hizmetler, yol, yeşil alan gibi konuların yanı sıra Başkan Yalçın’ın göreve geldiği 5 yıl önceki seçim vaatlerinin yer aldığı 100 Ağartan Projeleri, Türkiye’ye örnek gösterilen Şeffaf Oda’da Başkanla Başbaşa uygulamasının 100. buluşması gibi konular da işleniyor. Gazetede ayrıca Türkiye Yüzyılı bestekârı Yücel Arzen’in Talas’taki konseri kültür sanat faaliyetleri arasında yer bulurken, Başkan Yalçın’ın göreve geldiği günden bu yana ilçeye kazandırdığı “Tıpkı Basım Mushaflar ve Kur’an-ı Kerim Sergisi”, “Çanakkale’den Cumhuriyete 100. Yıl Müzesi”, “Şuşa Azerbaycan Evi”, “Su Medeniyetleri Galerisi” ve “Talas Sanat Galerisi” gibi 5 müze yer alıyor. Bunların yanı sıra kırsal mahallelere yapılan hizmet ve yatırımlar arasındaki sosyal tesislerin de bulunduğu gazetede, Başkan Yalçın’ın 5 yılda aldığı 10 ödüle yer veriliyor.