YEREL HABERLER - 14 Ağustos 2017 Pazartesi 11:24

Girgin, ‘Hilal’in Dünyası’ ile tüm dünya çocuklarına ulaşacak

A
A
A
Girgin, ‘Hilal’in Dünyası’ ile tüm dünya çocuklarına ulaşacak

Nazillili Eğitimci-Yazar Osman Girgin, uzun yıllar sürdürdüğü köşe yazarlığının ardından 2010 yılında başladığı kitap yazma serüveninde yine bir ilki gerçekleştirdi.

Nazillili Eğitimci-Yazar Osman Girgin, uzun yıllar sürdürdüğü köşe yazarlığının ardından 2010 yılında başladığı kitap yazma serüveninde yine bir ilki gerçekleştirdi.


Geçtiğimiz 7 yılda her yıla bir kitap sığdıran Eğitimci-Yazar, bu yıl tüm dünya çocukları için kaleme aldığı "Hilal’in Dünyası" adı altındaki 9 kitaplık seti, dünyadaki Türk-İslam geleneği ile yetişecek ve geleceğimizin Türkiye’sini şekillendirecek olan çocuklara armağan ettiğini söyledi.


Nazilli Merkez Cumhuriyet İlkokulunda sınıf öğretmenliği görevini sürdüren 48 yaşındaki Eğitimci-Yazar Osman Girgin, yedi yıldır eksik gördüğü konularda yazdığını belirterek, “Uzun yıllardır gazetelerde köşe yazıyorum ama kitap şeklinde 7 yıldır çeşitli konularda yazıyorum. Türk-İslam sentezi ile yetişmelerini arzuladığım ve bu anlamda eksik gördüğüm konularda çocuklarımızın başucunda birer kılavuz olabilecek nitelikteki kitap seti olan ‘Hilal’in Dünyası’ ile 6 yaş ve üzeri çocuklara ulaşmayı hedefledim. Her yeni kitapta, sanki ilk kez yazıyor gibi heyecan yaşıyorum. İlklerin yazarı olarak eksik gördüğüm her konuda yazamaya da devam edeceğim.”


Hilal’in Dünyası Kitap setini tüm çocuklara armağan etti


9 kitaptan oluşan ‘Hilal’in Dünyası’ isimli kitap seti ile milli ve manevi konulara değindiğini ifade eden Girgin, “Bir eğitimci olarak müfredatta eksik gördüğüm, çocuklarımızın bilmesini istediğim konularda yazmaya çalıştım. Hilal’in Dünyası isimli 9 kitaplık eğitim setinde Merak Ediyorum, Dinimiz, Atatürk, Peygamberimiz, Yurdumuz, Işık Kaynaklarımız, Türk Büyükleri, Peygamberler ve Osmanlı Padişahları konularını işledim. Ben eksik gördüğüm konular üzerine yazıyorum. Aynı zamanda "İlklerin Yazarı" da derim kendime. Bunun sebebi, Daha önce "Yurdumuz" adı altında yazılanlar vardır ama bu anlamda yok. Türk büyükleri, Osmanlı padişahları, Nazilli, Demirci Mehmet Efe kitaplarımın hepsi, öğretmen olmamdan dolayı, çocuklarda gördüğüm eksikliklerden esinlenerek yazdığım kitaplar serisidir. Bunların 9 tanesini "Hilal’in Dünyası" adı altında set yaptım. Diğerlerini set yapmama sebebim kitapların bizi aşıyor olmasıdır. Örneğin; Demirci Mehmet Efe, Nazilli gibi kitapların bağımsız olmasını uygun gördüm. Bu konuda 11 tane çocuk kitabı çıkararak inşallah çocuklarımıza milli ve manevi konularda destek olabilmişimdir. Tabi çocuk kitabı olarak algıladık, öyle yazdık fakat ben inanıyorum ki, bu kitapları ömür boyu ellerinde tutacaklar.”


Kitapların içeriklerini anlattı


Kitaplarının içeriklerinden de söz eden Yazar Girgin, “Örneğin, setin içerisinde "Peygamberimiz" kitabı var. Bugün bizlerin bile bu kitaptan alacağı çok şey var. Çünkü biz ismini biliriz ama gerisini bilmeyiz. Türk Büyükleri, Işık Kaynaklarımız isimli kitaplar da buna katılabilir. Nazilli’mizde bir İbn-i Sina İlkokulu ve Ahmet Yesevi İlkokulu var. Buralara gitsek, öğrencilerin yüzde 99’u Ahmet Yesevi’yi ve İbn-i Sina’yı tanımaz. Ama bu kitaplarımızın içinde bunlar da var. Gerçek bir büyük oldukları için isimleri verilmiştir zaten. Türk Büyükleri kitabına bunları da dahil etmemiz gerekirdi. Geçen yıl Nobel Ödülü almış Aziz Sancar’ımız var. Belki de bu konuda Aziz Sancar’ın isminin geçtiği ilk kitap olacak. Şimdiye kadar onun hakkında yazılan bir kitap olmadı ama çocuklarımızın Aziz Sancar’ı tanıması gerekir. Oktay Sinanoğlu da örnek olarak verilebilir. Yani milli ve manevi konularda bütün çocuklara, ömürleri boyunca lazım olacak bilgilerin bulunduğuna inanıyorum. Bazı konular değişebilir. Örneğin; "Yurdumuz" konusunda, yeni bir il olur ve o bilgi değişebilir. Ama her şeye rağmen bizim çocuklarımız Türkiye’nin başkentini bilsinler. Bilmiyorlar mı? Tabi ki biliyorlar. Anayasanın ilk 4 maddesini bilsinler. Cumhurbaşkanlarımızı bilsinler. En geniş ovamızı, en yüksek dağımızı bilsinler. Bunlar ders kitaplarında da bulunuyor fakat çocuk bunu isteyerek değil, ders adı altında okuyor. Ben çocuklarımızın arayıp bulamayacağı birçok bilgiyi derleyip toparlayıp burada sundum. Okulda sadece öğrencelerime ulaşabilirken, kitaplarımla tüm ülkelerin çocuklarına ulaşmayı hedefledim.”


8. sınıftaki kızının ismini kitaplarına verdi.


Girgin, “Hilal, İslamiyet’in sembolü. İslamiyet demek Türk demek. Türk - İslam ülküsü demek. Ayrıca 8. Sınıfa gidecek olan kızımın ismi de Hilal. Bu nedenle kitaplarımın ismini Hilal’in Dünyası koydum. Bir Türk - Müslüman kızın neyi bilmesi gerekiyorsa onlar var kitapların içinde. Örneğin "Merak Ediyorum" diye bir kitap var. Günlük hayatta, yemeğe besmele ile başlamak, sağ eliyle yemek yemek gibi bilgiler bulunuyor. Bu şekilde yazılmadı ama "Hilal evde otururken ’Bismillahirrahmanirrahim’ diyerek başladı." bittikten sonra da ’Allah bereket versin’ dedi." olarak yazıldı. Sabah kalkınca dişlerini fırçalaması lazım. Bunlar da kitaplarımda bulunuyor. Türk milletinin özellikleri olarak eski kitaplarımızda da vardır. Türk Milleti çalışkandır, zekidir, konukseverdir. Şimdi bunlar bile yeni kitaplarımızda yok. Bunları en azından yavaş yavaş bölümler halinde vereceğim. Bu kitaplar Türkiye’de bir ilk, bu anlamda bir ilk. Tabi, her kitabın kendine göre bir özelliği var. Kimseyi örnek almadığım, sadece eksik gördüğüm konularda yazdığım için bu anlamda kendimi ‘ilklerin yazarı’ olarak görüyorum. Tek eksiğim, bir yayınevimin olmayışından dolayı tanıtımdır” dedi.


Nazillili Eğitimci-Yazar Osman Girgin’in 2010 yılından bu yana yazmış olduğu Boşa Yaşamışım (Öykü) (2010), Anlatabildiğim Üstad (Derleme) (2012), Bir Gül de Benden (Makale) (2013), Uzun Çarşı Hatırası (Roman) (2014), Anılarla Nazilli (Nazilli Tarih) (2015) ve Türklerin Anayurdu (Roman) (2015) diğer eserleri.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.