ÇEVRE - 15 Aralık 2017 Cuma 15:50

Madran Dağı’nda yeni kaya resimleri bulundu

A
A
A
Madran Dağı’nda yeni kaya resimleri bulundu

Aydın’daki Madran Dağı’nda tarih öncesinden prehistorik kalma yeni kaya resimleri bulundu.

Aydın’daki Madran Dağı’nda tarih öncesinden prehistorik kalma yeni kaya resimleri bulundu.


Çine ve Bozdoğan ilçeleri arasındaki eşsiz doğal güzellere sahip Madran Dağı’nda kayalara çizilmiş şekilde bulunan resimlerin, Söke’ye bağlı Beşparmak-Latmos dağında bulunan kaya resimleriyle karşılaştırıldığında bir kadına ait olan resmin yanında, farklı işaretlerden oluşan tezyinatlar bulunması dikkat çekti.


Bölgede inceleme yapan Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD uzmanları tarafından Latmos’un ardından Aydın’a bağlı Çine ve Bozdoğan ilçeleri arasında kalan, doğal ve kültürel zenginliklerle dolu Madran Dağları’nda ikinci kez prehistorik kaya resimleriyle karşılaşıldı. Kuşadası EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Madran Dağları’nın eşsiz coğrafyasında tarih öncesine ait bir resim daha tespit edildi. Latmos’taki benzerlerine bakıldığında bir bayana ait olan resmin yanında, farklı işaretlerden oluşan tezyinatlar bulunmaktadır. Latmos’la aynı coğrafya koşullarına sahip olan ve henüz tam olarak araştırılmamış Madran Dağları, tarih öncesi kaya resimleri açısından ikinci bir önemli merkez olabilir mi? Doğal ve kültürel varlıklar açısından önemli miraslara ev sahipliği yapan Madran Dağları’nın gizemli coğrafyası, keşfedilmeyi bekleyen bir açık hava müzesi niteliğindedir. Latmos’ta başlayan kaya resim kültürünün, Madran Dağına kadar yayılan gizeminin sırları mutlaka araştırılmalıdır. Her yanından tarih fışkıran bu coğrafyada yer alan kayaların altında, daha nice insanlık mirasları keşfedilmeyi beklemektedir“ dedi.



Kaya resimlerinin bölgedeki kültürü ortaya çıkardığını kaydeden Sürücü, sözlerini şöyle sürdürdü: 1994 yılında, Alman arkeolog Dr. Anneliese PESHLOW, antik adı Latmos olan Beşparmak Dağları’nın Karakaya Köyünün Söğütözü yerleşiminde Yaşar Beşparmak’ın gösterdiği, Göktepe kaya sığınağında tespit ettiği ilk tarih öncesi kaya resminden sonra, yaptığı 30 yıllık çalışmayla yeni bir kültürü ortaya çıkarmıştı. Latmos’un engebeli ve vahşi kayalık arazilerine yayılış gösteren kaya resimlerinin sayısı her geçen yıl artmıştı. Doğal ve kültürel zenginliklerle dolu olan Madran Dağları’nda, geçtiğimiz aylarda devasa boyuttaki bir kaya yüzeyinde sadece ellerden oluşan tarih öncesi kaya resimlerini tespit etmiştik. Bir dere yatağına yakın ana kayaya çizilmiş kaya resimleri boya rengi ve figür açısından Latmos resimleriyle benzerlik taşıdığı, muhtemelen aynı döneme ait olabileceği düşünülmüştü. Umarız tarihe ışık tutacak Latmos ve Madran Dağları’ndaki bu insanlık miraslarını da yok olmadan koruyarak, diğer ülkelerde olduğu gibi biz de turizmine kazandırabiliriz“

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Maltepe’de saz üstatları için 30 yıldır bağlama üretiyor Maltepe’de Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur, 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. İstanbul Maltepe’de yaşayan Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur, 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. Halk müziğinin önemli enstrümanlarından biri olan el emeği bağlama üretimi, teknolojik imkanların artması ve çırakların yetişmemesi nedeniyle son demlerini yaşıyor. Maltepe’de küçük bir atölyede 30 yıla yakındır bağlama yapan Cihan Doldur, ağacın cinsine göre ayda ortalama 5-6 bağlama yapıyor. Bağlama yapmak için maun, dut ve kırmızı ardıç ağaçlarını tercih eden Doldur, bazı bağlamaları ise yaklaşık 6 ayda tamamladığını söyledi. Bağlama yapımını aşama aşama anlatan Doldur, zahmetli ve bir o kadarda emek isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. 30 yıldır Maltepe’de saz üreten Cihan Doldur, “Kursa yazılmıştım, yengemin bir sazı vardı. Kurs sonrası yengem sazını geri isterdi, dolayısıyla çalışamazdım, yapamazdım. Hiç sazım olmamıştı, zaman ve süreç bizi buralara getirdi. 30 yılı aşkındır bu meslekteyim. Bağlama enstrümanı her şeyden önce beni sesiyle cezbettiği için, amcamın da bağlama ustası olmasından dolayı onun yanında başladım. Ahşapa dokunmak çok farklı bir şey. Ben bu işi bir. Meslek gibi görmedim, severek yaptığım bir iş bu. Yeni jenerasyon gençlik biraz daha rahat. Buraya geliyorlar ve ilk başlarda hoşlarıma gidiyor. Tozu, zımparayı zorlukları gördükleri zaman geri adım atıyorlar. Bu iş meşakkatli bir iş, bedenen ve ruhen bu işe kendinizi vermeniz gerekiyor. Gençlerimizde kültürümüze ilgi daha az daha çok batı kültürüne yakınlar ama batıdaki gençlere baktığımızda bizim kültürümüze daha çok meraklılar. Müşteri portföy olarak Çin’e, Afrika’ya, Ruslar’a ve Avrupa’nın bir çok ülkesine saz ürettik. Amerikalı bir arkadaş bizlere Muhlis Akarsu’yu anlattı, eserlerini çaldı. Biz utandık açıkçası" diye konuştu.