GENEL - 12 Ekim 2018 Cuma 11:34

Nazilli’de Sümer Basma Fabrikası ve Atatürk anlatıldı

A
A
A
Nazilli’de Sümer Basma Fabrikası ve Atatürk anlatıldı

Nazilli Atatürkçü Düşünce Derneği’nin düzenlediği ‘Atatürk’ün Nazilli ziyareti ve Nazilli Sümer Basma Fabrikasını Açışı’ konulu konferansta Sümerbank çalışanları ve çocukları anılarını tazeledi.

Nazilli Atatürkçü Düşünce Derneği’nin düzenlediği ‘Atatürk’ün Nazilli ziyareti ve Nazilli Sümer Basma Fabrikasını Açışı’ konulu konferansta Sümerbank çalışanları ve çocukları anılarını tazeledi.


Nazilli Belediyesi Mehmet Yüzügüler Kültür Merkezi Tiyatro Salonunda düzenlenen konferansa Atatürkçü Düşünce Derneği’nden Dr. Günver Güneş ve Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enst. Doktora Öğrencisi Büşra Bigat Akça ve Nazilli Sümerbank emeklisi İlhan Öden’in konuşmacı olarak katıldı. Konferansı Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık, ADD Nazilli Şube Başkanı Şafakta Nalan Ayas, CHP Nazilli İlçe Başkanı Ali Deveci, eski Sümerbank çalışanları ve vatandaşlar izledi.


Konuşmacılar tarafından Sümer Basma Fabrikasının kuruluş ve açılış süreci ile birlikte başta ilçeye olmak üzere çevresine olan etkileri belgelerle anlatıldı. Sümerbank ruhunun mutlaka yaşatılması gerektiğini ifade eden konuşmacılar ortak nokta olarak Atatürk’ün Nazilli’ye ve Nazilli Sümer Basma Fabrikasına büyük önem verdiğini de sözlerine eklediler.


“Fabrika ilçe ve çevresini geliştirdi”


Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nın ilçeye etkileri üzerine bir konuşma yapan Büşra Bigat Akça, yaklaşık bir buçuk saat süren konuşmasında fabrikanın açılması ile birlikte sosyal ve kültürel açıdan ilçe ve çevresi başta olmak üzere ülke genelinde hatta uluslararası bir etki ortaya çıkardığını belirtti. Akça, “Fabrika şehrin ekonomik refaha kavuşması, elektrik temini, imar, su kaynağı oluşturma, sağlık, eğitim ve benzeri temel ihtiyaçların karşılanmasında öncü olmuş, nüfusun hızla artmasıyla ilçedeki üretim faaliyetleri de doğru orantılı olarak artmış, tarım üreticisinin ve bölge esnafının yüzü gülmeye başlamıştır. Alışveriş kızışmış, ticaret artmış, bereket fazlalaşmış, Nazilliler refaha kavuşmuştur. Nazilli kent pazarının kurulduğu Perşembe günleri izdihamlar yaşanmaya başlamış ve rahat alışveriş yapılamaz, olmuş bunun üzerine devlet pazar alanlarını genişletmiştir.” dedi.


Sosyo-Kültürel Boyut


Akça, fabrikanın açılışının sosyo-kültürel boyutta da büyük etki yaptığını ifade ederek, “Nazilli’de fabrikadan önce kültürel faaliyetlere baktığımızda elle tutulur bir aktivite ile karşılaşmak pek mümkün değildir. Fabrika ilçe halkının kafa yapısında ciddi bir değişim gerçekleştirmiştir. Her bakımdan modernlik timsali olan bu kurumun ilçelerinde açılması adeta Nazilli halkının çağdaşlaşma gereği duymasına sebep olmuş, halkı bu fabrikaya yarışır vatandaş olma olgusuna itmiştir. Fabrikanın eğitim faaliyetlerine önem vermesi ilçede de eğitim faaliyetlerinin artmasına sebep olmuştur" diye konuştu


Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enst. Doktora Öğrencisi Büşra Bigat Akça konuşmasının sonunda Akça, Nazilli Sümer Basma Fabrikası’nın her anlamda ilçeyi refaha ulaştırdığını ifade etti.


Panelin sonunda soruları da yanıtlayan konuşmacılara dileklerini söyleyen izleyici Sümer Basma Fabrikasının müze olması ve anılarının sonsuza dek yaşatılması gerektiğini belirtti. Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık, konferansın sonunda konuşmacılara plaketle teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Altınova Belediyesi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde fide dikim zamanı Yalova’nın Altınova ilçesinde bulunan ve 240 çeşit şifalı bitkiye ev sahipliği yapan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’ne baharın gelmesiyle birlikte fide dikimi işlemleri başladı. 2020 yılında kurulan ve Altınova Belediyesi tarafından işletilen Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde 40 dönüm alanın 28 dönümünde şifalı bitkilerin üretimleri gerçekleştiriliyor. Yetiştirilen şifalı bitkilerin halka satışlarının da yapıldığı bahçeye, ziyaretçilerin ilgisi her geçen gün artıyor. Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Yalova Şubesi ile iş birliği yapılan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’yle ilgili bilgi veren Müdür Mustafa Sarıgül, bahçede ağaç, sarılıcı, sürünücü bitki gruplarının yer aldığını dile getirdi. Sarıgül, bahçede kekik, lavanta gibi mutfakta kullanabilen bitkileri yetiştirip vatandaşların satışına sunduklarını belirtti. Bahçede bulunan salonda üniversitelerle ortaklaşa halk ve çiftçileri bilinçlendirmek üzere konferanslar düzenlediklerini de kaydeden Sarıgül, “Kendi fidemizi yetiştirebileceğimiz üretim seramızı yaptık. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’yla ortak bir proje. Mürver bitkisi, kudret narı ve tıbbı nane dediğimiz bitkilerden aşamalı olarak çalışmalar yaptık. Tamamen insan sağlığına faydalı olabilecek çalışmalar yapıyoruz. Tabi bunu eczacılık ve tıp fakülteleri hocaları ile beraber yapıyoruz. Yurt dışından getirmiş olduğumuz, adapte etmiş olduğumuz, özel bitkilerimiz var. Şizandra üzümü dediğimiz, hamamelis cadı fındığı dediğimiz, çikolata sarmaşığı dediğimiz çok ilginç bitkiler de var burada. Alanımızda şeker otu steviayı zaten artış çok yaygınlaşmaya başladı. Vatandaşlarımızı bilinçlendirip özelikle diyabet hastası vatandaşlarımızı bunu kullanmaya yönlendiriyoruz. Tamamen sağlıklı, organik bitkiler bunlar” dedi. Sarıgül, bahçede baharla birlikte fide dikimi yaptıklarını anlatan bu yıl 25 bin civarında fide üretimi yaptıklarını ve bunları üniversitelerle de paylaşacaklarını kaydetti. Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca ise ilçeye ve Yalova’ya değer katan mekanlardan olan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nin Türkiye’de örnek bahçelerden birisi olduğunu ifade etti. Yıl boyunca çok sayıda kişinin ziyaret ettiği bahçenin ilgi odağı olduğunu söyleyen Fazlaca, vatandaşları da bu alanı gezmeye davet etti.
Zonguldak ZBEÜ’de 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu başladı Zonguldak’ta ilki gerçekleştirilen Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu’nda iletişimin önemine vurgu yapıldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesince farklı disiplinleri iletişim zemininde buluşturmayı amaçlayan 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu, Farabi Kampüsü İlahiyat Fakültesi Binası Doç. Dr. Ali Aslan Konferans Salonu’nda başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu sempozyumun açılış konuşmasını Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Tuğba Akdal yaptı. Akdal, sempozyumun düzenlenmesinde katkı sağlayanlara teşekkür etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Vekili Profesör Dr. Hamza Çeştepe fakültelerinin öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirdiğine vurgu yaptı. Çeştepe, “Planlama ve uygulama ölçütlerinin yerel, ulusal ve ulus ötesi ihtiyaçlar ve gelişmeler perspektifinde belirleyen ve söz konusu ölçütleri kesinlikle tutarlılık ilkeleriyle uygulamaya konan fakültemiz gerek altyapı çalışmalarını gerekse öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirmektedir. Fakültemizin düzenlediği Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu ile sizlerle buluşmanın ve paylaşmanın onur ve mutluluğunu yaşamaktayız” dedi. İletişimin paylaşmak, öğrenmek, sosyalleşmek gibi birçok konuda var olmanın anahtarı olduğunu belirten Çeştepe, “Hayati nitelik taşıyan ve bu yönüyle yaşamın vazgeçilmez bir gereği olarak açıkladığımız iletişim, paylaşmanın, öğrenmenin, sosyalleşmenin, keşfetmenin kendimizi ve başkalarını tanımanın, kısacası var olmanın anahtarıdır. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde en ufak bir konuda dahil bir sorun ve çatışma varsa nedeni en temelde iletişime dayanmakta ve çözüm yolu da dolayısıyla iletişimden geçmektedir” ifadelerine yer verdi. Çeştepe, iletişimin multidisipliner bir alan haline geldiğini ve iletişime dair çalışmaların hız kazandığını da sözlerine ekledi. ZBEÜ Rektörü Profesör Dr. İsmail Hakkı Özölçer, iletişim kavramının insanlık tarihiyle yaşıt olduğuna dikkat çekti. Özölçer, “Mühendislik ve çevre ile ilgili olduğu kadar sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri de önceliğine alan güzide üniversitemizde ve emeğin başkenti Zonguldak‘ta böylesi bir etkinlikle sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Nitekim genel anlamda iletişim kavramının ve iletişim fakültelerinde verilen eğitimin en belirgin özelliklerinden biri disiplinler arası bir yapıya sahip olmasıdır. Dolayısıyla iletişimin çok yönlülüğünü temel alan söz konusu bu sempozyumda farklı disiplinlerin iletişim şemsiyesi altında tanık olmalı, ulusal ve uluslararası düzeyde birbirinden değerli davetli konuşmacıları ağırlamanın gururu ve mutluluğunu yaşamaktayız. İnsanlık tarihiyle yaşıt olan iletişim kavramı uygarlıkların oluşmasında ve bilginin nesiller boyunca aktarılmasında şüphesiz ki en önemli araçtır” dedi. İletişimin bireylere sosyal kişilik kazandırılmasının yanı sıra bilginin ve kültürün aktarılmasına, ihtiyaçların giderilmesinden toplum düzeninin devamlılığına pek çok işi yerine getirdiğini ifade eden Özölçer, “Özellikle son yıllarda ekonomi, eğitim, sağlık, teknoloji gibi alanlarda yaşanan toplumsal gelişmeler ve küresel etkiler meydana getiren deneyimler, iletişim ve iletişim çalışmalarının önemini daha da belirgin hale getirmiştir. Yine bununla birlikte 21. Yüzyılda yaşanan dijital dönüşümler bir yandan iletişim eğitiminde ciddi değişimler gerektirmekteyken diğer yandan da iletişim alanında faaliyet gösteren tarafların bu dönüşümün gereklerini en iyi şekilde anlamasını ve uygulamalarına yansıtmasını zorunlu kılmaktadır” diye konuştu. Sempozyum; açılış konuşmalarının ardından Profesör Dr. Nurettin Güz, Profesör Dr. Mine Demirtaş ve Doçent Dr. Nozima Muratova’nın katıldığı ilk oturumla başladı. Toplamda 16 oturumun gerçekleştirileceği sempozyum, 26 Nisan’da sona erecek.