YEREL HABERLER - 06 Ekim 2015 Salı 09:52

Sağlıkta Memnuniyet Arttı

A
A
A
Sağlıkta Memnuniyet Arttı

Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, Sağlık-Sen’in sorumluğu sendikacılık anlayışıyla sağlıkta memnuniyetin artmasına katkı sağladığını belirtti.
Sağlık-Sen’in o darbecilere karşı ortak akıl mitingleriyle meydanları doldurduğunu belirten Baki Karaer, “Bu ülkede referandum sürecinde evet diyerek, bu ülkenin tarihi dönüm noktasını yani milletin iradesine sahip çıkan bir tavır sergiledik ve 30 yıldır devam eden 40 bin cana mal olan 400 milyar dolarımızı harcadığımız terör belasının kaldırılması noktasında siyasi iradenin almış olduğu insiyatife de biz çözüm süresince destek vereceğiz dedik. Elimizi değil gövdemizi taşın altına koyduk. Tabi bu süreçte eğer Türkiye’de çözüm süreci gerçekleşirse, Türkiye eğer bölgesindeki ülkeler gibi parçalanmazsa sıkıntı olur denildi. Küresel güçler ve onun işbirlikçileri düğmeye bastı. Gezi eylemleri ile başlayan süreçle beraber Türkiye’de darbe hayali kuranlar darbe yapmak istediler. 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarıyla yargı darbesini gerçekleştirmek istediler. Ama artık iş işten geçmişti. Bu millet iradesine sahip çıkacaktı, bu millet geleceğine sahip çıkacaktı ve artık oyunlar bozulacaktı. Çözüm sürecine destek vererek kötü mü yaptık. Belki o süreçte birileri bizi ihanetle suçladı. Ama şunu açık ve net şekilde ifade etmeliyiz ki, bu ülkede birlik ve beraberliğin sağlanmasını istemeyenler asıl bu ülkeye ihanet edenlerdi. Onun için biz çözüm sürecini desteklerken şu sloganla desteğimizi verdik, ’Analar ağlamasın, gözyaşı akmasın, şehit cenazeleri gelmesin, teröre aktarılan kaynaklar ekonomiye oradan da milli gelire yansısın, bu ülkede kardeşlik hukuku yeniden geliştirilsin, Çanakkale ruhu yeniden canlansın, bu ülke hem bölgesinde hem de dünyada lider bir ülke olsun’ dedik. Önümüzdeki yıl Çanakkale Savaşlarının 100. yılını kutlayacağız. 100 yıl önce nasıl Türk’üyle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Laz’ıyla Çanakkale’den düşmanı bu ülkeye sokmadıysak, aynı kararlılıkla, aynı birlik ve beraberlikle bu ülkenin bölünmesine müsaade etmememiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
"SORUMLU SENDİKACILIK YAPIYORUZ"
Yeni Türkiye’de sağlık çalışanlarının ve sosyal hizmet çalışanlarının hak ettiği ücreti alabildiği ve hak ettiği emeğin karşılığını alabildiği yeni bir dönemin başlaması gerektiğine inandıklarını ifade eden Karaer, “Bizim neler yaptığımız açıkçası ortada. Sorunlardan nemalanan bir anlayış değil, sorunlu sendikacılık değil, sorumlu sendikacılık anlayışıyla birlikte bu kazanımları elde ettik. Eylem yapılması gerektiğinde eylem yapılır. Meydanlara inilmesi gerektiği zaman meydanlara inilir. Ama eğer siz sadece çalışanlarınızın sorunlarını ortaya koyuyorsanız, bunun çözümünü ideolojik nedenler dolayısıyla ortaya koymadan çalışanların sorunları üzerinden nemalanıyorsanız, nasıl ki 7 yıllık yetki döneminizde hiçbir şey alamadıysanız, amacınızın çalışanların hakkı olmadığı da ortaya çıkıyor. İşte 2009 yılından sonra Sağlık-Sen yetki aldıktan sonra sağlık çalışanlarımızın birçok sorunu gündeme taşındı. Ve birçok sorun da çözüme kavuştu. Önemli olan neyi nerede ne zaman nasıl istemeniz gerektiğidir. Eğer sorunları masaya yatırıp çözümlerini arar, çözüm önerilerini ortaya koyar ve bunu da ilgili yerlere kanunun bize vermiş olduğu haklar çerçevesinde taşırsanız bunlar çözülüyor" dedi.
"SAĞLIKTA MEMNUNİYET ARTTI"
Sağlıkta vatandaşın memnuniyetinin arttığını dile getiren Karaer, "2002 yılından sonra sağlıkta dönüşüm sürecinin başlaması ile birlikte hasta memnuniyetinin 39’lardan 76’lara çıktığından bahsediliyor. Vatandaşın sağlığa erişiminin 2.8’den 9’lara çıktığından bahsediliyor. Vatandaşın sağlık hizmetlerinden memnuniyetinden bahsediliyor. Ama sağlık çalışanlarına sadece teşekkür ediliyor. Oysa ki memnuniyet arttı, sağlıkta şiddet de arttı. Mobbing var, iş yükü var. Her şeyden öte 5 kat iş yükü arttı. İstihdam noktasında yetersizlikler var. Adaletsiz bir döner sermaye sistemi var. Bu sistem zaten çalışma motivasyonunu bozuyor. Bakın yapmış olduğumuz bir araştırmada sağlık çalışanlarının yüzde 60’dan fazlası ’fırsatım olsaydı mesleğimi değiştirirdim’ diyor. Çok irdelenmesi gereken ve araştırılması gereken bir konu. Bu raporu Bakanlığa ilettik. Sağlık çalışanlarının tükenmişlik oranları polislerden sonra 23.96 puanla 2. sırada. Ve sağlık çalışanlarına sizi en çok kızdıran şey nedir diye sorduğumuzda ’adaletsiz yöneticiler’ cevabı veriliyor. Yani hem iş yükü var, hem adaletsiz döner sermaye dağılımı var, şiddet var. Hem de bu hizmeti az sayıda çalışanla sunarken idarecilerimiz tarafından mobbinge uğradığımız noktasında bir tespit var. O zaman biz bu yeni dönemde öncelikle yeni istihdam politikalarının belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu ülkede 136 bin hemşire ile sağlık hizmeti sunuluyor. 400 bin hemşireye ihtiyaç var. Sağlık liselerimiz, yüksek okullarımız mezun veriyor. O yıl 40 bin, 50 bin öğretmen alınarak 5 bin ya da en fazla 10 bin sağlık çalışanı alıyor ki biz de farklı meslekteki arkadaşlarımız da alındığı zaman neredeyse yıllık emekli olan hemşehri sayısı kadar ancak istihdam yapılıyor. O zaman eğer Türkiye’de sağlıkta dönüşümün aynı hızda devam etmesini istiyorsanız, bu başarının katlanarak gitmesini istiyorsanız yeni politikaları mutlaka ortaya koymak zorunluluğu var" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.