GENEL - 12 Ağustos 2018 Pazar 15:35

Sıcaktan bunalanlar plajlara, su parklarına ve milli parka koştu

A
A
A
Sıcaktan bunalanlar plajlara, su parklarına ve milli parka koştu

Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle birlikte, sıcaklardan bunalan vatandaşlar ve turistler soluğu plajlarda, milli park ve su parklarında aldı.

Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle birlikte, sıcaklardan bunalan vatandaşlar ve turistler soluğu plajlarda, milli park ve su parklarında aldı. Aşırı sıcaklar tüm Türkiye’de etkili olmaya devam ederken, Kuşadası’nda sıcaktan bunalanlar plajları ve su parklarını doldurdu, ortaya renkli görüntüler çıktı.


Kuşadası’nda 38 dereceyi aşan sıcaklardan bunalan vatandaşlar ve turistlerin büyük bölümü su parklarına ve plajlara girerek serinlemeye çalışırken, Kuşadası Körfezi’ndeki deniz suyu sıcaklığı ise 26-28 derece civarında seyrediyor. Aşırı sıcaklar sonucu vatandaşlar ve tatilcilerin su parklarının yanı sıra en çok rağbet ettiği plajların başında Kuşadası’nın dünyaca ünlü Kadınlar Plajı geliyor. Sıcaklardan bunalıp Kadınlar Plajı’na koşan Kuşadalılar ile yerli ve yabancı tatilciler, hem deniz, kum ve güneşin keyfini yaşıyor hem de serinlemek için her yolu deniyor. Kuşadası’nda Kadınlar Plajı’nın yanı sıra, halk plajları, Banyolar Plajı, Kuştur Plajı ile Karaova ve Kadı Kalesi mahallelerindeki plajlar ve Dilek Yarımadası Milli Parkı plajı da sıcak havadan bunalanların tercih ettiği yerler arasında yer alıyor.


Kuşadası’nın dünyaca ünlü su parklarına gidenler ise hem her çeşit kaydıraklara biniyor hem de serinlemek için çeşitli su oyunlarını kullanıyor. Deniz ve kumsaldan farklı bir gün geçirmek isteyenler özel olarak soğutulmuş havuzlarda yüzüp kaydıraklardan kayarak gönüllerince eğleniyor.


Hafta sonunu fırsat bilen yerli turistler ise doğası ve koylarıyla ünlü Dilek Yarımadası Milli Parkı’nda yoğunluk oluşturdu. Ziyaretçi rekoruna koşan milli parkta özellikle İçmeler Koyu’nda yoğunluk yaşanırken, milli parkın girişinde uzun araç kuyrukları oluştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.