EKONOMİ - 14 Şubat 2013 Perşembe 14:32

TÜRKİYE`DE ELEKTRONİK TİCARET KONFERANSI

A
A
A
TÜRKİYE`DE ELEKTRONİK TİCARET KONFERANSI

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, bugün için Türkiye`de yapılan harcamaların yüzde 30`unun kartlı ödeme sistemleri üzerinden gerçekleştiğini belirterek, "2023`te bu oranın yüzde 100 olması hedeflenmektedir" dedi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü ile Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından TOBB İkiz Kuleler`de düzenlenen "Türkiye`de Elektronik Ticaret Konferansı"na Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Altunyaldız da katıldı. Altunyaldız, konferansın açılışında yaptığı konuşmada konferansın, elektronik ticarete ilişkin konuların farklı bakış açılarıyla paylaşıldığı ve Türkiye`de sektöre yön verecek fikirlerin filizlendiği önemli bir platform olarak yerini alacağını söyledi. Altunyaldız, konferans sürecince elektronik ticaret, elektronik ticaretin önemi, konuyla ilgili dünyadaki eğilimler ve bu alandaki yaklaşımların tartışılacağını kaydetti. Geçmiş dönemlerde, İpek Yolu, Baharat Yolu, Kral Yolu`nu arşınlayarak birbirlerine ulaşmaya ve ticaret yapmaya çalışan yüzlerce farklı kültürden insanın, ticari ve sosyal sınırların ortadan kalktığı günümüzde bu etkileşimlerini, modern çağın otobanı olan internet ve dijital teknolojiler üzerinden sürdürdüğünü anlatan Altunyaldız, bu değişimin, iş yapış şekillerini ve ilişkileri farklı ve karmaşık bir boyuta taşıdığını, girişimcilik, rekabet, pazarlama, lojistik, hukuk gibi alanların da sürekli bir biçimde yeniden şekillendiğini anlattı. Altınyaldız, "Bugün dünyada ``bilgi otobanı`` olarak da adlandırabileceğimiz büyük ve etkileşimli bir ağ oluştu. Bu ağ üzerinden yeni ticaret yöntemleri gelişiyor, ticari işletmeler müşterilerine masa üstü ve mobil cihazlar aracılığıyla zaman ve mekandan kayıtsız şekilde bağlanıyor ve iletişim kuruyor. Dolayısıyla etkileşimli ağ, en büyük pazar olma yolunda gelişiyor. Bu yeni pazar, insanların alım-satım ve ticaret yaptığı, pazarlık ettiği, yeni insanlarla tanıştığı bir platform fonksiyonu görüyor. Artık binlerce metrekarelik alışveriş merkezlerine ve milyonlarca ürüne sadece 3 inçlik ekranlarla ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Bu nedenle ticari hayatta internet ortamında gerçekleştirilen yaratıcı ve yenilikçi iş modelleri önem kazanmaktadır. Böyle bir dünyada kaçınılmaz olarak girişimcilik ve yenilikçilik olguları önem kazanıyor" şeklinde konuştu.
E-ticaret sektörünün çok hızlı bir şekilde gelişim gösterdiğini ifade eden Altunyaldız, dünyada 2016 yılına kadar dünya nüfusunun yarısının, yani yaklaşık 3,5 milyar kişinin internet kullanıcısı olacağının öngörüldüğünü belirtti. Yine aynı dönemde Türkiye`nin de içinde bulunduğu G-20 ülkelerinde yaklaşık 800 milyon internet kullanıcısının olacağı ve bu ülkelerdeki internet ekonomisinin 4,2 trilyon dolara ulaşacağının tahmin edildiğini ifade eden Altunyaldız, Türkiye`de, 2012 yıl sonu itibariyle perakende ticaretin finansal hacminin 30,6 milyar TL olarak gerçekleştiğini, 2011 yılı itibariyle bu rakamın 22,8 milyar TL olduğunu hatırlattı. Altunyaldız, "Bu durumda yüzde 35`lik bir büyüme performansı görmekteyiz. Ancak dünyadaki büyüme oranlarının yüzde 40-45 olduğunu görüyoruz. E-ticarette take-off` a geçiş için gerekli büyüme rakamının yüzde 50 ve üzeri olduğu düşünülürse ülkemiz take-off aşamasına yakın bir yerde durmaktadır" dedi.
Türkiye`nin yaklaşık 37 milyon internet kullanıcısı ile dünyada 12. sırada yer aldığını ve genç nüfusun internet kullanım oranının yüzde 65,8 seviyesinde olduğunu belirten Altunyaldız, ancak bu kadar aktif bir kitle olmasına rağmen Türk internet kullanıcılarının sadece yüzde 20`sinin internetten alışveriş yaptığını ve bu oranın Avrupa ülkelerine göre düşük olduğunu belirtti. İsveç`te bu oranın yüzde 77, İngiltere`de yüzde 82, Fransa`da yüzde 72 olduğunu dile getiren Altunyaldız şunları kaydetti:
"Resmi istatistiklere göre, Türk kullanıcılarının internetten alışveriş yapmama sebepleri; müşterilerin ihtiyaç duymaması, mağazaya gitmeyi tercih etmesi, güvenlik/gizlilik endişeleri ve hizmet kalitesi sorunları olarak sıralanmıştır. Müşterinin internetten alışveriş ihtiyacı duymaması ve mağazadan almayı tercih etmesi, fiziksel mağazadan alışverişle karşılaştırıldığında göreceli olarak e-ticaret değer teklifinin yetersizliğine işaret etmektedir. Bu algıyı bertaraf etmek için tüm kesimler üzerine düşeni yapmalı ve ortak akıl çerçevesinde ``daha iyi nasıl yapabiliriz``in önü açılmalıdır."
Türkiye`de sanal işyeri (sanal pos sahibi) sayısının yaklaşık 40 binlere ulaştığını ve yine spesifik olarak e-ticaret faaliyetinde bulunan sitelerin sayısının 5 bini geçtiğini kaydeden Altunyaldız, ayrıca, kartlı ödeme sistemlerinin yaygınlaştırılmasında önemli yer tutan POS cihazı sayısının 2011 yılına göre yüzde 8 artarak 2,1 milyona çıktığını belirtti. Altunyaldız, "Bu konuda Avrupa`da liderliğimiz sürmektedir. Yine 2011 yılında 265 milyar TL kartlı sistemde alışveriş yapılmış ve bunun yüzde 8`i e-ticaret yoluyla gerçekleştirilmiştir. 2012 yılında ise bu rakam yüzde 25 artışla 332 milyar TL`ye çıkmış, yüzde 9`u e-ticaret yoluyla gerçekleştirilmiştir. Öte yandan özellikle son dönemde e-ticaret alanında dünyada önemli pazar paylarına sahip şirketler, ülkemizin e-ticaret potansiyeli ve gelişimi karşısında Türkiye`deki e-ticaret yatırımlarını artırmıştır. Bunun sonucunda 2010 ve 2011 yıllarında ülkemiz e-ticaret sektörüne yaklaşık 750 milyon dolar (doğrudan yabancı yatırımların yaklaşık yüzde 3,7`si) tutarında doğrudan yabancı yatırım girişi olmuştur. Bu rakamın 2012 itibariyle de 1 milyar doların üzerinde bir düzeye gelmesi beklenmektedir. Ayrıca kredi kartı (2012 yılı itibariyle 54 milyon adet) kullanımının yaygınlaşması, Türkiye e-ticaret pazarının gelişimini olumlu yönde etkilerken, güvenli ödeme kanalları ve alternatif ödeme sistemleri bağlamında Merkez Bankasının ``Ödeme Sistemleri Hizmetleri İle Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun Tasarı Taslağı`` çalışmaları da bu sürece olumlu katkı sağlayabilecektir.
Zira ödeme kanallarının genişlemesi ve alternatif kanallar, penetrasyon düzeyini daha yukarılara çekebileceği gibi, kayıtlı ekonominin sağlamlaşmasına, yabancı doğrudan sermaye yatırımlarının artmasına vesile olacaktır. Söz konusu tasarı ile birlikte akıllı telefon kullanımının yaygınlaşması (2012 itibarıyla ülkemizde bu oran %30, dünyada ise %50-55 düzeyinde) ile beraber bu telefonlarda bulunan Yakın Alan İletişimi (NFC) teknolojisini kullanacak olan uygulamayı cep telefonuna indiren tüketiciler, kredi kartı bilgilerini entegre ederek, Mobil Cüzdan`a sahip olacaklardır. Kredi kartı taşımaktan kurtulacak tüketiciler, cep telefonlarını okutarak alışveriş yapabilecekler, ödemeye ilişkin lisans, Merkez Bankası`ndan alınacaktır. Tüketicilerin karşılaştıkları sorunlarda kanun ile birlikte mobil hizmeti lisansı alan kuruluşlara başvurabileceklerdir. Bugün için Türkiye`de yapılan harcamaların yüzde 30`u kartlı ödeme sistemleri üzerinden gerçekleşmekte olup 2023`te bu oranın yüzde 100 olması hedeflenmektedir" dedi.
Türkiye`de geleneksel ticaretin dönüşüme uğraması ve sanal ortama taşınmasıyla birlikte, önümüzdeki dönemlerde e-ticaretin Türkiye`de en hızlı büyüyen sektörlerden birisi olmaya devam etmesinin muhtelif göstergeler ışığında kuvvetle muhtemel olduğunu kaydeden Altunyaldız, diğer taraftan, e-ticaret artıkça bu konuya ilişkin tartışılan başlıkların da arttığını vurguladı. Altunyaldız şunları kaydetti:
"Dolayısıyla internet üzerinden yapılan dolandırıcılık, taklit ve kaçak ürün satışı, kişisel verilerin korunması, elektronik ticaretin kayıt altına alınması ve vergilendirilmesi, istenmeyen ticari iletişimler gibi birçok konu bu alanda önemli başlıklar olarak yerini almaktadır. Kullanıcı kitle sayısı, sanal pos cihazı, internet kullanan girişimler, bu alana yapılan yatırımlar, alışveriş hacmi, kartla yapılan harcamalar ve bunların büyüme potansiyeline ilişkin ortaya koymaya çalıştığım müspet istatistikler ile bu alandaki menfi müdahalelerin önlenmesi gerekliliği, bize bu alanın günün koşullarına ve ihtiyaçlarına daha iyi cevap verecek şekilde sürekli bir şekilde iyileştirilmesi (perpetual improvement) ve dinamik tutulması gerektiğini göstermektedir. Bu açıdan güvenilir bir e-ticaret ortamını tesis edecek ve özellikle tüketici güvenini inşa edecek düzenlemelerin optimum düzeyde tutulması elzem olmuştur."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.