YEREL HABERLER - 05 Aralık 2016 Pazartesi 15:35

Başkan Sözat’tan sel değerlendirmesi

A
A
A
Başkan Sözat’tan sel değerlendirmesi

Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Sami Sözat Balıkesir’in 2016 yılında kurak bir yıl geçirdiğine dikkat çekerek Ayvalık bölgesinde vatandaşların sel felaketinden dolayı büyük mağduriyetler yaşadıklarını belirtti.
Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Sami Sözat Balıkesir bölgesinin büyük bir kuraklıktan sonra ani gelen yağmurlarla sel felaketine maruz kaldığına belirteek " Geçen sene 2015 yılı Ekim sonu itibariyle bölgemize düşen yağış miktarı metrekareye 45 kg . Bu sene Ekim ayı itibariyle ise metrekareye düşen yağış miktarı 15 kg. bu da gösteriyor ki büyük bir kuraklık yaşadık. Ekinlerimiz gecikti , Kasım ayında yağmur duasına çıkmayı bile düşündük. Meteorolojik bilgilerde yağış görünmüyordu ama bölgemize maalesef beklediğimiz yağış normal olmadı, fevkalade afet şeklinde oldu. Ayvalık ve Gömeç bölgelerinde de sel felaketinden vatandaşlarımız büyük mağduriyetler yaşadı. Buraya düşen yağmur 250- ile 270 kg arasında değişiyor, düşünebiliyor musunuz 1 metrelik yere 250 kilo yağmur düşüyor. Yerinde gidip bakıldığında gezdik ve yüreklerimiz dayanmadı. Ayvalıkta bin küçük baş hayvanın telef olduğunu gördük. Tarlalarda hayvanlar bulundu , 15 -20 civarında da büyükbaş hayvan boğulmuş, tavuk kanatlıların sayısı belli değil" dedi.

Ekilen yerlere yağmur iyi geldi
Yağmurun ürünler üzerindeki etkisi hakkında da görüşlerini dile getiren Başkan Sözat " O bölgede su 1-1,5 metre su tabandan yükseldiği için haliyle bütün ürünler gitmiş, tarlalarda ürün diye bir şey kalmamış. Zeytinlerin yarı bellerine kadar su gelmiş ve fidan üreten arkadaşlarımızın büyük zararlarını gördük. Bu sene Ayvalık ve Gömeç bölgesinde ekilen tarlalardan ürün beklemiyoruz. Fidancı arkadaşımız 25 bin tane zeytin fidanı üretmiş ama sel almış götürmüş. Zeytinlerde de bu sene fazla ürün alınacağını düşünmüyorum. Geçen sene 60 kg alınırken bu sene 10-15 kilolardan bahsediyorlar. İlkimden kaynaklanan bir nedenle zaten zeytin üretimimde de büyük bir eksiklik vardı bir de yağmur ve sel gelince durum kötüleşti. Tarlalarımızı ekemeyecektik kuru kuru ektik. Bazı yerlerde de kuru ekemediler. Ekilen yerlere yağmur iyi geldi. Ama ekilmeyen yerler bundan sonra yağmur yağmazsa ekilmeyen yerlerde ekilerek açık kapatılabilir. Sel altında kalan yerlerin havalanması için tava gelmesi için epey bir zamana ihtiyaç var" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.