YEREL HABERLER - 11 Aralık 2016 Pazar 13:06

Edremit’te cinsellik ve mahremiyet eğitimi

A
A
A
Edremit’te cinsellik ve mahremiyet eğitimi

Edremit’te mahremiyet eğitimi çerçevesinde, ailelere, ‘Cinsel İstismar ve Mahremiyet” konulu seminer düzenlendi.
Sera Psikoloji Aile Danışma Merkezi tarafından özel kreş öğrenci ve velilerine düzenlenen seminere ilgi büyük gösterirken, ailelere kendilerini yeni keşfetmeye başlayan çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği anlatıldı.
Çocukların erken yaşlarda bilinçlendirilmesi gerektiği için ailelerin mahremiyet konusuna mutlaka vakıf olmaları gerektiğini bildiren psikolog İbrahim Övgün, “Çocuklarına karşı nasıl davranmaları gerektiğini ve onlara karşı sorumluluklarını anlattık. Çocukların gelişim evrelerinin bilinmesinin cinsel gelişimine katkısı üzerinde durduk. Özel bölgelerin çocuklara nasıl anlatılacağını, nelere dikkat edilmesi gerektiğini, “mahremiyet alanını” belirleyen unsurlar hakkında bilgi verdik. Ayrıca çocuğun özeline saygı gereği, anne-baba bile olsa, sıkıştırmadan, izin alarak öpülmesi gerekir. Odasına girerken izin alınması gerekir. Çocuğun ebeveyn odasına da izinle girmesi gerekir ki çocuk bu durumları genelleyerek kendisini kötü niyetli kişilerden koruyabilsin” dedi
Konu hakkında hazırlanmış bazı örnek filmlerle desteklenen etkinlikte ebeveynlerden gelen sorular da cevaplandı. Katılımcılar memnun kaldıklarını belirttikleri etkinlik sonunda bu tür çalışmaların devam ettirilmesini arzu ettiklerini ifade etti. Yetkililer, bu tür çalışmaların devamını kendilerinin de arzu ettiklerini belirterek, bir sonraki konunun, çocuklara “Hayır” demenin öğretilmesi çalışması olacağını, çünkü çocuklarımız hayır demeyi öğrendiklerinde birçok olumsuzluğu da engellemiş olacaklardır “diye konuştu.
Mahremiyet Eğitimi’nin ilk basamağında duyguları tanımak ve tanımlayabilmek ikincisinde ise cinsel istismar konusunda bilinçlenmenin öğretildiğini belirten Sera Psikoloji Kurucusu Reyhan Çelebi ise, "Ebeveynler bu eğitim ile mahremiyet kavramının çocuklara nasıl anlatılması gerektiğini, çocuktaki duygu ve davranış değişikliklerinin dikkatle izlenmesi, korkularının ve tercihlerinin dikkate alınması gerektiğini, bir olumsuzluk durumunda çocuğun suçlanmaması gerektiği ve nasıl davranılması gerektiğini öğreniyorlar" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Şehit oğlunun hasretini böyle gideriyor, odasını anı evine çevirdi 2018 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin Afrin kentinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen İzmirli Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın annesi, oğlunun doğumundan şehit oluncaya kadar kullandığı eşyalarıyla anı odası oluşturdu. Şehit oğlunun eşyalarını koklayıp öperek özlem gideren annenin evi, minik ziyaretçilerle doluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nda, 10 Şubat 2018 tarihinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın İzmir Bayraklı’daki evi, adeta müzeye çevrildi. Şehidin annesi Fatma Akdoğan, oğlunun şehit olmasının ardından odasında hatıralarını sergilemeye karar verdi. Şehit Ali Akdoğan’ın evdeki odası, bebeklik döneminde giydiği kıyafetler, eğitim hayatında aldığı karneler, askeri eşyaları, üniformaları, başarı belgeleri, fotoğrafları ve kişisel eşyalarının bulunduğu bir anı odasına dönüştürüldü. Oğlunun hayali olan tespih koleksiyonuna da odada ayrı bir yer tutan anne Akdoğan, 6 senedir özlemini yaşadığı oğlunun bebeklik kıyafetleri ve eşyalarını öpüp koklayarak hasret gideriyor. Eşyalarıyla hasret gideriyor Şehit düşen oğlunun 7 yıla yaklaşan hasretini eşyalarını koklayarak hasret gideren anne Fatma Akdoğan, şehidin odasını nasıl anı evine çevirdiğini anlattı. Akdoğan, "Oğlumun 2018 yılında Suriye Afrin’de yürütülen harekatta şehit olduğu haberini almıştık. Çok üzücü ancak bizim için aynı zamanda gurur verici bir durum. Onun yokluğunda evde hep onun eşyalarını bir yerlerden bulup duygusal anlar yaşıyordum. Ali, tespihlere çok düşkündü ve hep bir tespih koleksiyonu olsun istiyordu. Ben de bebeklikten bu yana onun kullandığı eşyaları, odasını müzeye dönüştürerek sergi yapmak istedim. Eşyalarını düzenleyip bir camekan yaptırıp buraya koydum. Oğlumun mayına bastığı botlardan tut, kundağı, zıbını, çorapları, bebeklikten beri her şeyini biriktirmişim. Buraya kurduğum ses sitemiyle de sürekli Kur’an okunuyor onun ruhu için. Onun kokusunu, hasretini eşyalarıyla gideriyorum" dedi. Minik ziyaretçilerle doluyor Şehidin anı evine dönüştürülen odasını ziyaret etmek, şehidin hatıralarını görmek için özellikle çocukların eve geldiğini söyleyen Fatma Akdoğan, ziyaretçiler geldikçe mutlu olduğunu söyledi. Akdoğan, "Buraya küçük öğrenciler geliyor, 5 yaşındaki çocuklar, lise öğrencileri, veliler, sürekli gelenler oluyor. Onlar geldikçe ben de mutlu oluyorum, tüm ziyaret etmek isteyenlere kapım açık" diye konuştu. Amcasının adını aldı Diğer oğlunun bebeğine de şehit amcası Ali Akdoğan’ın adını verdiklerini söyleyen Fatma Akdoğan, "Diğer oğlum, yeni doğan bebeğine ağabeyinin ismini koydu. Ali koydu ismini. Torunum da inşallah öyle cesur bir kahraman delikanlı olur. Ben de sevindim ve duygulandım. O da büyüdüğünde bu anı odasına gelerek amcasının nasıl bir kahraman olduğunu görür" sözlerine yer verdi. "Telefonla konuştuk, 2 saat sonra şehit oldu" Oğluyla yaptığı son telefon konuşmasından 2 saat sonra oğlunun şehit düştüğünü söyleyen anne Akdoğan, "Acısı çok büyük, gururu da büyük. Her zaman gurur duydum iki oğlumdan da. Ali Suriye’deydi şehit olduğunda ama bilmiyordum. Ben tedirgin olmayayım diye Kars’ta olduğunu söyledi. Ben yanına gitmek için Kars’a gelmek istediğimi söylediğimde gelmememi söyledi. Son telefon konuşmamızdan 2 saat sonra şehit oldu. Bugün 2 bin 228 gün oldu Ali şehit olalı. Yani 6 yıl 3 ay 8 gün oldu. Her gün sayıyorum. Bıkmadan, usanmadan ve gururla da her gün yanına gidiyorum Kadifekale Şehitliğine... Çok şükür metanetliyim. Eşim ve oğlum sürekli en büyük destekçilerim. Bu odada sürekli Kur’an-ı Kerim okunuyor. Gelen arkadaşlardan da Allah razı olsun. Hep inançlı insanlarımız buraya gelip ziyaret etmek istiyorlar; odasını görmek istiyorlar. Onlar da büyük tabi moral oluyor. Herkes saygı duyuyor şehit ailesi diye bize ve biz de saygı duyuyoruz. Çok teşekkür ediyorum herkese, gelen öğrencilere. Rabbim herkesin evladını bağışlasın" dedi. "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin; hayat cesurları sever" Oğlunun her zaman söylediği ’Hayat cesurları sever’ sözünü de dilinden düşürmeyen Fatma Akdoğan, "Oğlumun yokluğu 7’inci seneye girdi. Biz iman gücümüzle, Kur’an, bayrak ve vatan sevgimizle ayakta dururuz. En büyük gururumuz şehitlerimizin mertebeleri. Ömür boyu gurur duymaya devam edeceğiz. Allah devletimize, milletimize, askerimize zeval vermesin. Ali ’Hayat cesurları sever’ derdi. Çünkü Ali’de hiç korku yok. Ne bir korku ne bir çekinme... Biz şehitlerimizle hep gurur duyuyoruz. Gazilerimizle de öyle. Rabbim düşmanlara fırsat vermesin. Terör destekçilerini, terör belasını Allah ’Kahhar’ adıyla kahretsin. Ali’nin anı odası herkese açık, herkes buraya gelip ziyaret edebilir" açıklamasında bulundu.