GÜNDEM - 04 Mayıs 2021 Salı 13:09

İstilacı balon balığını avlayana yeniden devlet teşviki

A
A
A
İstilacı balon balığını avlayana yeniden devlet teşviki

Süveyş Kanalı yolu ile Akdeniz’e gelmiş olan ve Ege kıyılarında da sıklıkla görülen istilacı balon balığını avlayan balıkçılara ücret ödenmesi yönünde alınan karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

Konu ile ilgili açıklama yapan Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Gürsel Coşkun, “500 bin adete kadar 5 TL, diğer 7 tür için de 5 milyon adete kadar 50 kuruş olmak üzere 2021, 2022, 2023 yıllarını kapsayacak şekilde destekleme kapsamına alındı. Popülasyonu azaltmasını ümit ediyoruz” dedi.

İstilacı bir balık türü olan ve diğer balık türlerinin popülasyonuna ciddi bir zarar veren balon balığının avlanmasına yönelik teşvik verilmeye başlandı. Buna göre Tarım Bakanlığınca ruhsatlı olan balıkçılar Lagocephalus Sceleratus türü için 500 bin adete kadar 5 TL, diğer 7 tür içinde 5 milyon adete kadar 50 kuruş olmak üzere ücret ödemesi alacak. Toplanan balon balıkları ise hayvansal doku olarak muhafaza edildikten sonra ilgili firmalara verilip imha edilecek. Balon balıklarını getiren balıkçılar, ekonomilerine katkı sağlamalarının yanında sudaki canlı popülasyonunun artmasına sebep olacak.

“Popülasyonu azaltmasını ümit ediyoruz”

Popülasyonun azalmasını ümit ettiklerini belirten Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Gürsel Coşkun, “Balon balığı, istilacı bir tür. Süveyş Kanalı yolu ile Akdeniz’e geçmiş olan türlerden birisi. Şu anda Ege ve Akdeniz kıyılarında oldukça yoğun bir şekilde bulunuyor. Geçen yıl ilk defa Bakanlığımızca destekleme kapsamına alındı. Tek bir tür için alınmıştı, Lagocephalus Sceleratus adını verdiğimiz. 1 milyon adet için geçen yıl 5 TL olarak belirlenmişti fiyat. Bugün Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 8 tür balon balığının tamamı destekleme kapsamına alındı. Geçen yıl yine destek kapsamına almış olduğumuz Lagocephalus Sceleratus türü için 500 bin adete kadar 5 TL, diğer 7 tür içinde 5 milyon adete kadar 50 kuruş olmak üzere 2021,2022, 2023 yıllarını kapsayacak şekilde destekleme kapsamına alındı. Popülasyonu azaltmasını ümit ediyoruz” diye konuştu.

“Kararname 3 yıl boyunca devam edecek”

Kararnamenin 3 yıl boyunca devam edeceğini söyleyen Gürsel Coşkun, “Henüz tebliğ yayınlamadı ancak muhtemelen Ege ve Akdeniz’de kıyısı bulunan illerimizdeki bizden ruhsatlı balıkçılarımız tarafından getirilebilecek. Geçen yıl zaman dilimi biraz kısıtlıydı ama bu yıl muhtemelen bütün zaman dilimine yayılacağı için talebin oldukça yüksek olmasını bekliyoruz. Kararname 3 yıl boyunca devam edecek. Toplanan balıklar, muhafaza ediliyor. Daha sonra bunları çevre atık yönetmeliği kapsamında hayvansal doku olarak muhafaza ettikten sonra ilgili lisanslı firmalar var onlara teslim edip imhasını gerçekleştirmiş olacağız” şeklinde konuştu.

“Balıkçılara olumlu anlamda yansıması olacak”

Avlanmanı balıkçılara olumlu anlamda yansıması olacağını belirten Gürsel Coşkun, “Balıkçılarımızın yakalayıp insan gıdası olarak tüketime sundukları diğer su ürünlerinin popülasyonunda artış bekliyoruz çünkü balon balığı onlara zarar veriyordu. Balıkçılara olumlu anlamda yansıması olacak. Gelir kazancı elde etmiş olacaklar. Balon balığını yakalayarak bir kazanç sağlamış olacaklar hem de diğer türleri daha çok tutarak kendi ekonomilerine katkı sağlayacaklar. 3 yıl boyunca sürecek bir destekleme, şimdiden hayırlı olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.