GENEL - 13 Nisan 2018 Cuma 16:11

Bartın Üniversitesinde ‘Türk Okçuluğunun Tarihi’ anlatıldı

A
A
A
Bartın Üniversitesinde ‘Türk Okçuluğunun Tarihi’ anlatıldı

Bartın Üniversitesi Geleneksel Okçuluk Kulübü tarafından düzenlenen konferansta konuşan Dr.

Bartın Üniversitesi Geleneksel Okçuluk Kulübü tarafından düzenlenen konferansta konuşan Dr. Yaşar Metin Aksoy, Türk okçuluğunun tarihsel gelişimini anlattı.


Bartın Üniversitesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen ‘Geleneksel Türk Okçuluğunun Tarihsel Gelişimi’ adlı etkinlik kemankeşlerin gösterisiyle başladı. Büyük beğeni toplayan gösterinin ardından Dr. Yaşar Metin Aksoy tarafından ‘Okçuluk Tarihi’, ‘Türk Okçuluğunun Tarihsel Gelişimi’, ‘Türk Yayının Diğer Yaylardan Farkları’, ‘Türk Yayının Yapımı’ ve ‘Günümüzde Türk Okçuluğu’ başlıklarında bilgiler verildi.



“Yay ve okun kullanılması insanlık tarihi kadar eskidir”


Milattan Önce 15000’lere uzanan tarihlerden kalan resimlerde yay ve okun kullanıldığını belirten Aksoy, “Yay ve okun silah olarak kullanılması neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir” dedi.


Aksoy, “İlk insanların yaptıkları kaya resimlerinde okla avlanan avcılar betimlenmiştir. Kavsnamelerde yazılmış İslami öğeler içeren hikayelerde de yay ve okun tarihi Hz. Adem ile birlikte başlar. Milattan Önce 15000’lere dayanan resimlerdeki bu yay muhtemelen bundan daha da eski dönemlerde de vardı. Bunu daha eski zamanlara ait taş ok uçlarından anlıyoruz. Bu basit yaylar MÖ 3000 li yıllara kadar dünyanın her yerinde kullanılmıştır.” ifadelerini kullandı.



“1970’lerin sineması ‘Türk Okçuluğu’nu yanlış aktardı”


Türk Tarihinde önemli bir yere sahip olan okçuluğun 1970’lerden itibaren yapılan bazı filmlerle yanlış aktarıldığını kaydeden Aksoy, “1951 yılında çekilmiş ‘İstanbul’un Fethi’ adlı filimde orijinal oklarımız ve yaylarımız görülmektedir. Aradan sadece 20 sene geçtikten sonra maalesef gerçeğe dayanmayan bir okçuluk kültürünü yansıtan filmler sinema salonlarında gösteriliyor. Okçuluğu bir kavram olarak aklımızda bırakmasını fayda olarak görebiliriz. Benim de okçuluğa merak salmamdaki neden bir Türk Sineması filmidir. Fakat filmde modern yaylar kullanılmış. Oyuncu 5 tane oku birlikte atarken gösterilmiş. Bunun maksimumu iki oktur. Tatarlar bu şekilde 2 ok atabilirler. Evliya Çelebi’nin de bahsettiği budur” diye konuştu.



“2005 yılından sonra Türkiye’de okçuluğa ilgi arttı”


Aksoy, çok uzun zamandır Türkiye’de okçuluğa hiç ilgi olmamasına rağmen 2005 yılından sonra insanların geleneksel okçuluğa ilgi duyduğunu da söyledi. 2005 yılından sonra akademik anlamda bazı araştırmalar da yapıldığını aktaran Aksoy, şu şekilde konuştu:


“2005 yılına kadar okçuluk tamamen ortadan kaybolmuştu. 2005 yılında Tokat, İzmir ve İstanbul’da okçuluğa olan ilgi, bir ilham gelmiş gibi başladı. Bu işe İstanbul’daki bir askeri müzeye gezerken merak saldıktan sonra internette araştırdım. İnternete ‘Türk Oku’ yazdıktan sonra 500 civarı sonuç çıktı. Bu sonuçların da çoğu istenilen bilgileri barındırmıyor ya da yeteri kadar açıklayıcı değillerdi. Bir de internetten ‘turkish bows’ yazıp arattım ve bir milyon 400 bin sonuç çıktı. Çünkü Almanya’da bir üniversitede 1947 yılında ‘Türk Oku’ ile ilgili bir doçentlik tezi ile yazılmış çok sayıda makale var. Yani Türk Oku’nu yabancılar bizden daha iyi biliyor. İnternet keşfedilmeseydi belki biz hala Türk Okçuluğunu bilmeyecektik. 2005 yılı ve sonrasında ise bazı akademik çalışmalarda ‘menzil taşları’ inceleyerek başladığı biliyorum.”



Yay yapımı ve yapımında kullanılan malzemeler konuşuldu


Aksoy, kendi çabalarıyla oluşturduğu yayların fotoğraflarını da göstererek yay yapımında kullanılan malzemeleri anlattı. Aksoy, “Bu yayları yapmak aslında çok pahalı ve muhafaza etmesi zor. Özellikle nemli bölgelerde ciddi bir özen gerektiriyor. Ayrıca şimdi atalarımızın kullandığı yayların aynısı yapmak zor. Çünkü parçaları birleştirmek için kullanılan tutkal, avlanması yasak olan ‘Mersin Morinası’ adlı balıktan elde edilmektedir. Bu yapıştırıcı oldukça kuvvetli. Ben, . çocukluk döneminden sonra da zaman zaman yay yapmayı denedim. 2005’te İstanbul’da askeri müzeyi gezerken tekrar yay yapımını denemeye karar verdim. 2005 yılında ilk yayımı yaptım” dedi.


Soru ve cevapların alınmasının ardından son bulan etkinlikte, Aksoy’a Bartın Valisi Nusret Dirim ve Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun tarafından günün anısına ebru sanatıyla yapılmış tablo verildi. Konferansın ardından Aksoy, fuaye alanında ‘Sipahi: Bir Osmanlı Süvarisi’ adlı kitabını öğrencilere imzaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Reklam Kurulu, aldatıcı reklamlar ve haksız ticari uygulamalar için 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti Reklam Kurulu’nun 16 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen 344 sayılı toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklamlar ile haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda görüşülen 161 adet dosyadan 139’u mevzuata aykırı bulunurken, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 28 milyon 884 bin 143 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu. Aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen 554 adet dosya hakkında durdurma cezasının yanı sıra, toplam 94 milyon 139 bin 110 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Son toplantının gündem konusunu tüketicileri yanıltan indirimli satış reklamları oluşturdu Açıklamada, çok sayıda üründe çeşitli oranlarda indirimlerin yapılacağının ilan edildiği indirimli satış kampanyalarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çokça tercih edilen bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkat çekilerek çeşitli ürünlere uygun şartlarda ulaşabilmeye imkan sağlayan çevrimiçi alışveriş kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte indirim kampanyalarının sıklaştığı ve çeşitlendiği, bununla beraber çeşitli tüketici mağduriyetlerinin de arttığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Bu çerçevede, yakından takip edilen tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturulan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelere devam edildi. Nisan ayı kurul gündeminde görüşülerek karara bağlanan dosyalarla birlikte yılın ilk dört ayında Reklam Kurulu tarafından 51 adet indirimli satış dosyası hakkında durdurma cezası ve toplam 11 milyon 457 bin 805 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi" denildi.
İstanbul Define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları şahsı öldüren 5 sanıklı davada 1 sanığa 23 yıl hapis cezası Eyüpsultan’da define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı plan yaparak çağırdıkları evde silahla öldürdükleri iddia edilen 5 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 1 sanığı 23 yıl hapis cezasına çarptırırken, diğer 4 sanığın ise beraatına hükmetti. Eyüpsultan’da 19 Haziran 2022’de iddiaya göre 5 kişi, define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı (39) öldürmeyi planladı. Bunun üzerine Koşar’ı, inşaat işleri bahanesiyle 5 şüpheliden biri olan Aslan İ.’nin evine çağırdılar. Şüpheli Aslan İ.’nin evine gelen Koşar, daha sonra silahla 3 yerinden şüpheli Aslan İ. tarafından vurularak hayatını kaybetti. ‘’Namussuzluğun bedeli budur’’ notu bulundu Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede ise ölen Koşar’ın cesedinin yanında ‘namussuzluğun bedeli budur’ yazılı not olduğu, şüpheli Aslan İ.’nin ifadesinde ise eşine tecavüz etmesi gerekçesiyle olayı gerçekleştirdiğini söylediği belirtildi ancak şüpheli Aslan İ.’nin aynı zamanda eşi olan diğer şüpheli Semanur İ. ile Koşar’ın herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı, cep telefonları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde herhangi bir irtibatlarının bulunmadığı ve Koşar’ın, eşine tecavüz ettiğine dair delil elde edilemeyerek olayın define paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Aslan İ., Erdal İ., Nedim İ. ve Semanur İ.’nin ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelilerden Aslan İ.’nin ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, şüpheli İlhan A.’nın ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle dava açıldı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında ise tutuklu sanık Aslan İ. ile 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya öldürülen Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar ve tarafların avukatları da katıldı. ‘’Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu’’ Duruşmada Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar, oğlunun sanıklar tarafından tasarlanarak öldürüldüğünü belirttiği beyanında “Gencecik oğlumu öldürdüler. Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. “Öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım” Duruşmada savunma yapan sanık Aslan İ., ‘’Tasarlayarak suç işlemiş olsaydım bu suçu evimde, çocuğumun gözünün önünde yapmazdım. Benim Abdullah Koşar’ı öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım. Ben Abdullah’ın yanına ‘onca iyiliğe rağmen bana bunu neden yaptın’ diye sormaya gittim. Abdullah’ın yanında silah olabileceğini düşündüğüm için üzerime geldiği an beni vuracak sandım” şeklinde konuştu. “Beni evlatlarımla sınadılar” Son sözü sorulan sanık Aslan İ. mahkemede, “Adaletinize inanıyorum. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Diğer tutuksuz sanıklar ise son sözlerinde mahkeme heyetinden beraatlarını talep ettiler. 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık Aslan İ.’yi ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğini belirten heyet, bu gerekçeyle bu cezayı 22 yıl hapis cezasına çevirdi. Sanık ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Toplamda 23 yıl hapis cezasına çarptırılan sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmedildi. 4 sanığa beraat Mahkemeye heyeti, sanıklar Erdal İ., Nedim İ., Semanur İ. ve İlhan A. hakkında ise üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.