GENEL - 17 Nisan 2018 Salı 14:13

Bartın’ın turizmi konuşuldu

A
A
A
Bartın’ın turizmi konuşuldu

Bartın Üniversitesi ile Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından 42.

Bartın Üniversitesi ile Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından 42. Turizm Haftası kapsamında gerçekleştirilen “Ekonomik, Sosyal ve Çevresel Yönleriyle Turizm Sektörü” adlı panelde Bartın’ın turizmi konuşuldu.


Bu yıl 42.si düzenlenen Turizm Haftası Bartın Üniversitesi ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Ekonomik, Sosyal ve Çevresel Yönleriyle Turizm Sektörü” konulu bir panel ile kutlandı. Panelin açılış konuşmasını yapan İl Kültür ve Turizm Müdürü Fuat Dursun, “Bugün burada gerçekleştirdiğimiz etkinlikle en büyük dileğimiz ve hedefimiz ülkemizde turizm bilincinin oluşması ve ciddi bir ekonomik potansiyel olan turizm sektörünün bu tip kutlamalarla daha da gelişmesidir. Bartın doğal ve tarihi varlıklarıyla önemli bir turizm potansiyeli taşımaktadır. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzce yapılan çalışmalarla, bu potansiyeli daha da yoğunlaştırmak ve turizm sektörünün sürdürülebilir bir gelişme içerisinde büyümesini sağlayarak, İlimizin ekonomik gelişme ve kalkınma sürecindeki ivmesinin yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Bu konuda üniversitemiz önemli bir paydaşımız olarak bu çalışmalarımızda yer almaktadır” dedi.



Öğrencilere tavsiyeler verildi


Bartın Üniversitesi İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi (İİBF) Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ayhan Karakaş’ın yönettiği panelde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Yiyecek İçecek Operasyon Müdürü Seyit Başkonak turizm sektöründe protokol servisinin önemi hakkında konuştu. Cumhurbaşkanlığı külliyesinde dünyanın birçok ülkesinden gelen misafirlere ülkemizin her yöresinin mutfağından menü oluşturduklarını söyledi. Öğrencilere turizm alanında kariyerleri ile ilgili tavsiyelerde bulunan Başkonak, “Bir tesiste staj amaçlı bile çalışacak olsanız yaptığınız işi küçümsemeyin. Ben de buralara bir anda gelmedim. Masa silmekten tuvalet temizlemeye turizm ve servis alanına giren her işi yaptım ve bununla gurur duyuyorum. Daha sonra Türkiye’de turizmin öncüsü olan otellerde çalıştım. 2010 yılından beri Cumhurbaşkanlığı Yiyecek İçecek Operasyon Müdürlüğü görevini yürütüyorum” diye konuştu.



"Tanıtım ajansı kurulmalı"


Bartın turizminin de masaya yatırıldığı panelde İİBF Turizm İşletmeciliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Hande Uyar Oğuz “Bartın’da Turizm Nasıl Geliştirilir” konulu sunumunda kentlerde turizm sektörünün sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmesi, devletlerin desteği ile birlikte planlı bir yaklaşımla mümkün olacağını söyledi. Ülkelerin kalkınmasında önemli bir etken olan turizmde başarıyı yakalamak için uygun politikalar geliştirilmesi gerektiğini belirten Uyar, “Tüm paydaşlarla birlikte net bir turizm vizyonu oluşturulması oldukça önem taşımaktadır.” dedi. Bartın turizminin kurulacak tanıtım ajansı ile tek elden yönetilmesi gerektiğini kaydeden Uyar, “Bir tanıtım ajansı hem iç hem de dış paydaşlarla çalışmalıdır” diye konuştu.



"Alışveriş köyleri kurulabilir"


Bartın’da alışveriş merkezi yerine alışveriş köyleri kurulmasını öneren Uyar, “Bartınlıların bile şikâyet ettiği Bartın’da bulunmayan alışveriş merkezi yerine ben alışveriş köyü projesini öneriyorum. Merkeze yakın bir alanda kurulacak böylesi bir proje ile Bartın önemli bir alışveriş merkezi haline gelebilir. Dünyada bunun örnekleri mevcut. Eğer yatırımcılarımız bu profesyonellerle harekete geçerse neden Bartın Batı Karadeniz’de bir alışveriş köy merkezi olmasın” dedi.



“Bartın’ı farklılaştıracak çağrışımlar belirlenmeli”


Bartın’ın nasıl etkili tanıtılabileceğine dair bilgiler veren Bartın Meslek Yüksekokulu Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü Öğr. Gör. Cihangir Kasapoğlu, kent pazarlamasında dünyadan ve Türkiye’den örnekler verdi. Bartın’ın kent markası imajının Bartın’ı ön plana çıkaran, diğerlerinden farklılaştıran öğelerin tanıtım mesajlarında vurgulanması gerektiğini belirten Kasapoğlu, “Bu çağrışımların ne olduğunu ortaya çıkarmak için Bartın’da ve Bartın dışında algı araştırmaları yapılarak kenti tanımlayan ve farklılaştıran kavramlar ortaya çıkarılmalı. Daha sonra bu çağrışımlar doğrultusunda kent kimliğinin oluşması için logo, yazı karakteri gibi görsel kimlik unsurları oluşturulmalı” şeklinde konuştu.



"Bütünleşik bir iletişim olmalı"


Parça parça yapılan pazarlama; iletişimi çalışmalarının tüketiciye odaklanmadan boşa gittiğini belirten Kasapoğlu, “İlimizin tanıtımı için Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz ayrı, BAKKA ayrı, Belediyemiz ayrı mesajlar veren tanıtım etkinlikleri gerçekleştiriyor. Bu nedenle Bartın hedef kitlenin zihninde farklı kavramlarla konumlanıyor. Bunun için Bartın’ın tanıtımı tek bir birim tarafından yönetilmeli, profesyonel bir reklam ajansı tarafından tanıtım çalışmaları uygulanmalı ve bir ürün ya da hizmet için uygulanan tanıtım metotları kent için de uygulanmalıdır. Tüm tanıtım aktiviteleri birbirleriyle sinerji içerisinde olmalıdır çünkü farklı mesajlar algılanmada çelişkilere neden olacak ve karmaşa oluşturacak" dedi.



Açık yeşil alanların katkısını anlattı


Bartın Meslek Yüksekokulu Park ve Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Deniz Çelik Bartın’da kentsel peyzaj odaklı turizmde açık yeşil alanlara yönelik neler yapılabileceği konusunda önemli bilgiler verdi. Açık ve yeşil alanların kentin markalaşmasına önemli katkıları olduğunu belirten Çelik, açık ve yeşil alanlarda “Bartın ırmağı”, “tarihi evleri”, “su terazisi” sembolleri plastik obje olarak kullanılıp fotoğraf çekim noktaları oluşturulabilir. Çocuk oyun alanlarında ırmak temalı macera parkları yapılabilir. Zemin döşemesinde semboller “Irmaklar Kenti”, “Doğa ile İç içe Şehir” ve “Amasra” sloganları yazılabilir.” ifadelerini kullandı. Yeşil, mavi ve beyaz rengin temel alındığı bitkisel ve yapısal düzenlemelere ağırlık verilebileceğini kaydeden Çelik, “Renk, sembol ve kimlik bileşeniyle uyumlu kentsel donatı elemanları tasarımı geliştirilebilir. Bartın Irmağının taşımacılık potansiyeli değerlendirilebilir. Sokak sağlıklaştırma projeleri arttırılabilir" diye konuştu.



Toplumdaki Turizm Algısına değindi


“Toplumdaki Turizm Algısı Nasıl Dönüştürülür” konulu konuşmasını yapan İİBF Turizm İşletmeciliği Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Yusuf Bilgin, Turizmde kalifiye eleman yetersizliği gerek sektör temsilcileri gerekse işletme yöneticileri tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Oysaki ülkemizde turizm alanında eğitim gören mevcut öğrenci sayısı ve eğitim olanakları bu ihtiyacı karşılayacak yeterliliğe sahiptir. Ancak turizm eğitimi gören öğrencilerin birçoğu mezun olduktan sonra turizm alanı dışında çalışmayı tercih etmektedir.” İfadelerini kullandı. Etkinlik İl Kültür ve Turizm Müdürü Fuat Dursun ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ramazan Arslan’ın panelistlere teşekkür belgesini sunması ile sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.