GENEL - 13 Temmuz 2018 Cuma 11:07

Siyasi ve Sosyo-Kültürel etkileriyle 15 Temmuz anlatıldı

A
A
A
Siyasi ve Sosyo-Kültürel etkileriyle 15 Temmuz anlatıldı

Bartın Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen “Siyasi ve Sosyo-Kültürel Etkileriyle 15 Temmuz” Panelinde darbe girişimi farklı bakış açılarıyla anlatıldı.

Bartın Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen “Siyasi ve Sosyo-Kültürel Etkileriyle 15 Temmuz” Panelinde darbe girişimi farklı bakış açılarıyla anlatıldı.


Bartın Üniversitesi Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe Bartın Belediye Başkan Vekili Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, Adalet Komisyonu Başkanı Sait Özdemir, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, il yöneticileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.


“Siyasi ve Sosyo-Kültürel Etkileriyle 15 Temmuz” Panelinin oturum başkanlığını yapan Rektör Yardımcısı, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Yazıcı gerçekleştirilen etkinlikle 15 Temmuz Darbe Girişiminin farklı bakış açılarıyla ele alınacağını kaydederek, “Başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Gazilerimizden ebediyete irtihal edenlere Allah’tan mağfiret, hayatta olanlara acil şifalar temenni ediyorum.” dedi.


Yazıcı, “Ülkemizdeki askeri darbeler konusunda özellikle 1960, 1971 ve 1980 darbeleri konusunda ne yazık ki akademik dünyada fazla araştırma yapılmamış. Bu sonuca ‘Üniversite öğrencilerinin askeri darbelere yönelik algı ve tutumu’ konusunda yaptığımız bir araştırmada ulaşmıştık. Ancak 15 Temmuz’un üzerinde henüz iki yıl geçmiş olmasına rağmen çok şükür ki bu alanda akademik dünya gerekli hassasiyeti göstermiş ve göstermeye devam etmiştir.” diye konuştu.



15 Temmuz: Bir Din İstismarı - Terörü


Panelde Bartın Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Kamil Çoştu “15 Temmuz: Bir Din İstismarı - Terörü” başlıklı konuşmasında “Tarihe bakıldığında birçok kez din istismar edilerek insanların kötü emeller için yönlendirildiğini görüyoruz. 15 Temmuz’a giden sürece bakıldığında da Fetullahçı Terör Örgütünün bu istismar üzerinden hareket ettiği açıkça görülmektedir. Bu nedenle birçok kuruma önemli işler düşmektedir. Herkesin üzerine düşen görevi yapması durumunda, örneğin yurtlar ya da camilerin konu üzerinden hareket edersek, bu din istismarcılarına fırsat verilmemiş olunacaktır.” şeklinde konuştu.



Darbe Girişiminin Uluslararası Bağlantıları ve Sonuçları


Edebiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ümmet Erkan ise “15 Temmuz Darbe Girişiminin Uluslararası Bağlantıları ve Sonuçları” başlıklı konuşmasında darbe girişimindeki uluslararası unsurlardan bahsederek, sosyolojik etkilerini anlattı. Erkan, “2001 yılında yaşanan ekonomik kriz ve sonrasında darboğaz sonrası 2002 yılında ülkemizde çok önemli atılımlar oldu. Ekonomik ve siyasal olarak bazı değişikliklere gidildi ve bu değişiklikler Türkiye’nin önemli bir güç olmasını sağladı. Ben Türkiye’de yaşanan bu önemli değişikliklerin aynı zamanda 2011 yılında Tunus’ta başlayan ve sonrasında diğer ülkelere yayılan ‘Arap Baharı’ olaylarını tetiklediğini düşünüyorum. Çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olmasına rağmen yoksulluk içinde yaşayan bu ülkelerde Türkiye’de ortaya konulan bu model aslında bir tür iç hareketlenmeyi sağlamıştır. Tüm yaşananlar ve özellikle Mısır’da yaşananlar bence Türkiye karşıtı bloğu harekete ‘Türkiye’ye karşı bir darbe planlanabilir mi’ düşüncesini doğurdu. Mısır’daki darbeye sessiz kalınması özellikle ABD ve Avrupa nezdinde Türkiye’de yapılabilecek bir darbede sessizce izleyebileceği düşüncesini ortaya çıkardı. Türkiye’deki darbe girişiminde bazı Arap Emirliklerinin, yine Suudi Arabistan’ın ve Sisi’nin yine bu darbenin arkasında olan durumlar olarak söyleyebiliriz. Yine elbette ki darbeyi organize eden Amerika içerisinde bir birimin veya bölümün de olduğu aşikardır.” ifadelerini kullandı.



Darbe Girişiminin Türkiye Ekonomisi Üzerine Kısa ve Uzun Vadede Etkileri


Bartın Üniversitesi Genel Sekreteri Dr. Öğr. Üyesi Said Ceyhan ise “15 Darbe Girişiminin Türkiye Ekonomisi Üzerine Kısa ve Uzun Vadede Etkileri” isimli bir konuşma yaptı. Ceyhan, Darbe girişiminin Türkiye ekonomisi üzerine kısa dönemde bir etkisinin söz konusu olmadığını kaydederek, “Kısa vadede darbe girişimleri Türkiye ekonomisini teğet geçtiği söylenebilir. Bunun en önemli nedeni 18 Temmuz 2018 sabahı hükümetin görevde olması ve alçak girişimin milletçe topyekün bastırılmasıdır. Ancak uzun vadedeki etkileri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz 2016 menfur darbe girişiminin ekonomiye maliyeti cari fiyatlarla 829 Milyar Türk Lirasıdır. Türkiye 2013 ve 2016’da yaşadığı bu iki talihsiz süreci yaşamasaydı, kişi başına düşen milli gelir 2018 yılında 15 bin Dolar seviyesinde olacaktı. Bu rakam ile Türkiye orta gelir tuzağından çıkmış olacaktı. İşsizlik oranı yaklaşık olarak yüzde 15 artarak, yüzde 9,15’ten yüzde 10,5’e çıkmıştır. Bu darbe girişimleri olmasaydı çok daha düşük düzeye inmiş olacaktı. Enflasyon oranı özellikle döviz kurunda yaşanan artıştan dolayı yüzde 7,5’ten yüzde 13’lere çıkmıştır. Yapılan projeksiyon itibariyle bu girişimlerin yaşanmadığı durumda enflasyon oranı 2018’de yaklaşık yüzde 5 olarak hesaplanmıştır. Dolar kuru yapılan hesaplamalara göre 3 Türk Lirası civarında olması gerekirken 4.75 civarında seyretmektedir.” dedi.



15 Temmuz ve Siyasal Alanın Muhafazası


İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ömer Baykal ise “15 Temmuz ve Siyasal Alanın Muhafazası” adlı konuşmasında “Bu yapı iki önemli alana büyük zarar vermiştir. Devlet alanına ve siyasal alana. Siyasal alana yapılan birçok operasyon ile siyasi alan zayıflatılmış, yargı ve adli kolluk güçlerine sızılarak da devletimiz zaafa uğratılmıştır. TSK ve diyanette aynı yapının büyük zararına maruz kalmıştır. Ancak milletimiz tüm bu zayıflatma ve algı operasyonlarına kanmayarak devletinin yanında yer almıştır. Sessiz yığınlar diye nitelendirilen halk darbenin karşısında olduğunu bir kez daha göstermiştir. Elbette ana-akım medyanın ve muhalefet liderlerinin duruşu da darbe girişiminin sonuçsuz kalmasında önemli faktörler arasındadır.” diye konuştu.



15 Temmuz Destanı: Gençliğin Demokrasi Bilinci


Bartın Üniversitesi öğrencisi Abdullah Genco ise 15 Temmuz 2016’da yaşananları ve Milletçe kazanılan zaferi ‘Gençliğin Demokrasi Bilinci’ üzerinden değerlendirdi. Genco, “15 Temmuz ile ilgili onlarca yazı okumam ve çok kere konuşmuş olmama rağmen hala orada yaşananlar ile gazi ve şehitlerimizin kahramanlıkları idrak edebilmiş değilim. Biraz düşününce bu destanın ne kadar önemli olduğunu, duygu ve düşüncelerin bunu anlatmakta yetersiz kalacağı düşüncesindeyim. Henüz 16 yaşındaki Engin Tilbeç adlı kardeşimizin hayatında ilk kez gördüğü tankın karşısında durma cesareti göstermesini veya 17 yaşındaki Abdullah Tayyip Olçok kardeşimizin babasıyla birlikte omuz omuza şehadete yürümesini anlatacak kelime bulmak gerçekten çok zordur.” şeklinde konuştu.


Panel, Bartın Üniversitesi Kütüphanesinde yer alan ‘15 Temmuz Darbe Girişimi’ ile ilgili kitaplar sergilenmesiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İYİ Parti’den hükümete destek İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, “Bayrağımıza kim saygısızlık yapıyorsa gözünü oyarız. Bu saygısızlığa asla ve asla tahammülümüz yoktur. Hükümete çağrımız, bunları not etmeli ve bu soysuzlara prim vermemelidir. Hükümet kayyum baskısına aldırmamalı ve gerekirse kayyum atamaktan korkmamalıdır” dedi. Yazılı bir açıklama yapan Milletvekili Çirkin, DEM Parti’nin seçimlerden sonra Türkiye’nin partisi olmak yerine yine "hainlerin siyasi taşeronu" olmayı seçtiğini söyledi. Çirkin, "Seçim kazandıkları bazı il ve ilçeleri ’kurtarılmış bölge’ gibi göstermeye çalışan DEM Parti, toplumun sinir uçlarıyla oynarcasına önce İstiklal Marşımıza yasak koymaya kalkışmış, Belediye Meclis toplantılarını Atatürk’e ve Cumhurbaşkanına hakaret malzemesi yapmıştır. Bunlar da yetmemiş gibi şimdi şanlı Türk bayrağımıza saldırılar başlamıştır. Seçim sonrası yaşananlar gösteriyor ki DEM’in niyeti, toplumu germek ve Kürt kardeşlerimizle devleti karşı karşıya getirmektir. İlk tahrik, Van seçimlerinde başlamış ve YSK teslim olmuştur” ifadelerini kullandı. Hükümetin bugüne kadar olaya sorumlu yaklaştığını anlatan Çirkin, "Bu yaklaşımı, ’şimdilik’ kaydıyla anlayışla karşılıyoruz. Üzerine basa basa söylüyorum; Kürtler bizim kardeşimizdir, bu vatanın sadık evlatlarıdır. O bakımdan biz de tahrik olmayacağız. Ancak şu da bilinmelidir ki; bayrağımıza kim saygısızlık yapıyorsa gözünü oyarız. Bu saygısızlığa asla ve asla tahammülümüz yoktur. Hükümete çağrımız, bunları not etmeli ve bu soysuzlara prim vermemelidir. Hükümet kayyum baskısına aldırmamalı ve gerekirse kayyum atamaktan korkmamalıdır. Elini korkak alıştırmamalıdır, nasıl başlarsa öyle gider. Zira bu hainlerden ne Kürtlere, ne de vatana hayır vardır. İYİ Parti bu konuda her zaman devletinin yanındadır.”
Manisa Manisa Mesir Fuarı yoğun katılımla açıldı Manisa’da 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali etkinlikleri kapsamında Manisa Mesir Ticaret Fuarı 30. kez kapılarını ziyaretçilerine açtı. Manisa 30. Mesir Ticaret Fuarı 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali etkinlikleri kapsamında düzenlenen törenle açıldı. Katılımın yoğun olduğu fuarın açılış töreninde Şehzadeler Belediyesi Mehter Takımı bir konser verirken, yabancı öğrenciler halk oyunları gösterisi gerçekleştirdi. Törenin açılış konuşmasını yapan SNS Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Saruhan Simsaroğlu, “Manisa Mesir Fuarı bir kent fuarı ve kent panayırıdır. Fuarımızın kapılarını dile kolay 30. kez açıyoruz ama bu panayırın kültürü çok daha eskilere dayanıyor. Hatırlayanlar vardır, Mesir döneminde Laleli’de, sonrasında Ulupark’ta tezgahlar kurulurdu. Manisa Mesir Fuarı o günlerin günümüze iz düşümüdür ve görkemli saçım törenimizin ardından en köklü ve en çok hemşehrimize ulaşan etkinliliğidir” dedi. Mesir fuarına uzun süredir hasret kaldıklarını söyleyen Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, “Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden olan, tarihi ve kültürel dokusuyla ön plana çıkan Manisa’mızın; yerli ve yabancı turist sayısını artırmak, şehrimize kalıcı eserler bırakmak için var gücümüzle çalışacağız. Uluslararası Mesir Macunu Festivali, dünyanın en eski festivallerinden biri. Bizlere düşen görev, festival kapsamını her yıl daha da genişleterek, tüm dünyaya daha çok duyurmak. Manisa’nın festivaller kenti olarak anılması en büyük hedeflerimizden biri. Manisa’yı sadece Mesir Festivali ile değil birçok farklı festivalle buluşturmamız gerekiyor. Bunun çalışmalarına şimdiden başladık. UNESCO’nun Somut Olmayan Kültür Mirasları listesinde yer alan Mesir Festivalimiz, düzenleyeceğimiz yeni festivallerimizin lokomotifi olacak” ifadelerini kullandı. “Bu şehrin her potansiyelini dinamiğe çevirmek için çok çalışacağız” Mesir Fuarı sayesinde yüzlerce firma ziyaretçilerle buluşma imkanı bulduğunu söyleyen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, “Manisa’mızda da yaklaşık 30 yıldır kesintisiz bir şekilde devam eden Mesir Sanayi ve Ticaret Fuarı, her yıl yüzlerce firmayı ve esnafı, binlerce ziyaretçisiyle buluşturuyor. Bu yıl da otomotivden beyaz eşyaya, mobilyadan ev dekorasyonuna kadar 200’ü aşkın firmayı şehrimizde ağırlıyoruz. Bu güzel fuar organizasyonunun şehrimizin tanıtımının yanında ekonomisi için de büyük önem arz ettiğini düşünüyorum. 484 yılı geride bırakan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivalimizi, 4 yıllık bir özlemin ardından dün itibariyle coşkuyla başlattık. Pazar günü mesir saçım töreniyle coşkumuzun zirve yapacağı bu güzide festivalin her alanda daha ileriye taşınması için üzerimize düşen ne varsa fazlasıyla yapacağımızı belirtmek istiyorum. Hemşerilerimizin de festivaline sahip çıkmasıyla birlikte hem festivalimizin hem de şehrimizin tanıtımı noktasında önemli bir konumda bulunan festivalimizi şanına yakışır duruma getireceğimize inanıyorum. Manisa, medeniyetler şehri. Tarihiyle doğasıyla tarımıyla sanayisiyle turizmiyle potansiyeli olan bir şehir. Bu şehrin her potansiyelini dinamiğe çevirmek için çok çalışacağız” dedi. Fuarın sadece bir etkinlik olmadığını geleneğin yaşatılmasına da önemli katkılar sağladığını söyleyen Manisa Valisi Enver Ünlü, “Mesir Sanayi ve Ticaret Fuarı, sadece bir etkinlik olmanın ötesinde, asırlardır süregelen bir geleneğin ve kültürel mirasın yaşatılması adına atılmış önemli bir adımdır. Gediz Ovası’nın arkasında yatan 1,5 milyon dekarlık verimli toprakları, gelişmiş sanayisi ve kültürel mirası ile Manisa’mız zengin bir kültürel ve ekonomik potansiyele sahiptir. Bu tür festivaller, kentimizin kültür, tarım ve sanayi alanındaki potansiyelini, ulusal ve uluslararası arenada tanıtma fırsatı sunarken, aynı zamanda yerel ekonomiyi canlandırma ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleme açısından da büyük önem taşımaktadır. Bununla birlikte fuarlar, sadece ekonomik birer platform olmanın ötesinde, kültürel ve sosyal birer buluşma noktası olarak da değerlendirilmelidir. Kadim bir medeniyetin, bereketli tarım faaliyetlerinin, gelişmiş bir sanayinin ve zengin bir turizm potansiyelinin bulunduğu Manisa’mız için bu fuarların, ilimizin tanıtımında ki etkisini daha fazlalaştırmak için elimizden geleni yapacağımıza inancım tamdır. Bu vesile ile şehrimizin marka değerini artırmak için böylesi fuarlar başta olmak üzere, her türlü etkinlik için çaba gösteren herkese teşekkür ediyorum. Manisa Mesir Sanayi ve Ticaret Fuarımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından Vali Ünlü, Başkan Zeyrek, Başkan Durbay ve protokol üyeleri açılış kurdelesini kesti. Fuarda yer alan ürünleri inceledi. Fuara Manisa Valisi Enver Ünlü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Manisa Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
İstanbul Erdemir, Tube & Wire Fuarı’na üçüncü kez katıldı Yassı çelik üreticisi Erdemir, demir-çelik endüstrisinin uluslararası buluşma noktası olan Tube & Wire Fuarı’nda üçüncü kez yer aldı. Türkiye’nin önde gelen yassı çelik üreticilerinden Erdemir, demir-çelik endüstrisinin uluslararası buluşma noktası olan Tube & Wire Fuarı’nda üçüncü kez yer aldı. 15-19 Nisan tarihleri arasında Almanya’nın Düsseldorf şehrinde gerçekleştirilen fuarda Erdemir, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. OYAK Maden Metalürji şirketlerinden Erdemir, Tube & Wire Fuarı’nda, 80 ülkeden gelen 40 bine yakın ziyaretçiye ürünlerini sergiledi. Bu yıl 15-19 Nisan 2024 tarihleri arasında kapılarını açan fuar, Almanya’nın Düsseldorf kentinde gerçekleştirildi. Demir-çelik sektörünün dünya çapındaki en önemli buluşmalarından biri olan fuara bu yıl üçüncü kez katılan Erdemir’in “Sıfır Karbon Hedefine Doğru Çeliğin Yeşil Yolculuğu” temasıyla hazırlanan standında, karbon sıfır hedefine yönelik projeleri anlatan video film gösterildi. Türkiye’nin önde gelen ihracatçı şirketlerinden Erdemir, 1. salonda yer alan 1D13 numaralı standında ağırladığı uluslararası ziyaretçiler ile ihracat ağına yeni pazarlar eklemek adına verimli görüşmeler gerçekleştirdi. Stantta gösterilen “Erdemir Sürekli Asitleme ve Tandem Hattı”, “Çelik Üretim Süreci”, “Sıcak Haddeleme” ve “İsdemir Kangal Haddehanesi” animasyon filmleri ise ziyaretçiler tarafından ilgiyle izlendi.