GENEL - 18 Temmuz 2018 Çarşamba 18:05

Batman’da ‘Karanlık Geceden Aydınlık Sabaha’ konulu konferans

A
A
A
Batman’da ‘Karanlık Geceden Aydınlık Sabaha’ konulu konferans

Batman Valisi Ahmet Deniz’in katılımıyla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu’nda 15 Temmuz şehitlerinden Prof.

Batman Valisi Ahmet Deniz’in katılımıyla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu’nda 15 Temmuz şehitlerinden Prof. Dr. İlhan Varank’ın eşi Saadet Varank’ın konuşmacı olarak katıldığı ’15 Temmuz Konferansı’ düzenlendi.


Batman İl Müftülüğü tarafından organize edilen ’15 Temmuz Karanlık Geceden Aydınlık Sabaha’ isimli konferansa, Vali Ahmet Deniz ve eşi Olcay Deniz’in yanı sıra İl Müftüsü Turgut Erhan, Belediye Başkan Vekili Ertuğ Şevket Aksoy, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş, İl Emniyet Müdürü M. Ali Akkaplan, İl Jandarma Komutanı Mustafa Bakçepınar, kuran kursu hocaları ve vatandaşlar katıldı. Programa 15 Temmuz şehitlerinden Prof. Dr. İlhan Varank’ın eşi Saadet Varank konuşmacı olarak katıldı.


Vali Ahmet Deniz, yaklaşık iki yıl önce 15 Temmuz gecesi silahlı kuvvetlerinin içine sızmış hain bir terör örgütünün saldırısıyla karşılaştıklarını söyledi. Başta Cumhurbaşkanının dimdik duruşu, Türk Silahlı Kuvvetlerin içindeki vatanına sevdalı yiğitlerin, emniyet mensuplarının yüreğiyle cesaretiyle muhteşem bir duruş sergileyen ve asil milletimizin kararlı duruşu sayesinde bu hain girişimi bertaraf ettiklerini belirten Deniz, “Tabi bunlar kimdi hedefleri neydi bunu anlamak için kendi tarihimize bakmak lazım. Anadolu topraklarını işgal etmek amacında olan bu güçler Çanakkale’de saldırdılar ama emellerine ulaşamayınca sonrada Kurtuluş Savaşı’nda mağlubiyeti alıp kaçanlar, 27 Mayıs Darbesi’nde Başbakan Adnan Menderes’i asanlar aynı zihniyetin mensubudur” dedi.



"Kızım babasını son kez göremedi"


Vali Deniz’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan Varank, darbe girişiminin olduğu gün küçük çocuğuna bakacak kimse olmadığı için eşiyle beraber dışarı çıkamadığını ifade ederek, “İkimiz beraber çıkacaktık. Kızımın evde olmaması sebebiyle küçük bir çocuğum var onu bırakamadık tek başına. ’Komşuya bırakayım gideyim’ dedim. Eşim, ’Kimseyi rahatsız etme ben gidip bakayım, sen evde kal’ dedi. Sonra içeri gitti, abdestini almış, onları görmedim, namazını kılmış. Kolları ıslaktı, ’Kolay gelsin’ dedim gülerek çıktı evden. İçimden de hani ’Hakkını helal et’ demek geldi, demek ki istemek gerekiyormuş hani son anda ne olacağını bilmiyorsun. Onunla olmayı çok isterdim, son anlarında yanında olmak isterdim. Helallik isteyemedim mesela hala içimde kaldı. İçimden hani o gün giderken helallik istemek geldi ama hiç yakıştıramadım, böyle bir şeyin olabileceğini düşünmemiştim. Sonra asistanı geldi eve inanamadım. Onun için mutluyum ama kendim ve çocuklarım için üzüntülüyüm. Kızım babasını son kez göremedi” diye konuştu.


Herkes gibi darbecilerin idam edilmesini istediğini belirten Varank, şunları aktardı,


“Allah’a havale ettim. Yani benim alacağım intikamın çok yeterli olacağını düşünmüyorum ama en güzel intikamı Allah alır. İlhan gibilerin bittiğini düşünüyorlar ama arkasında 2 çocuğu var ondan farksız yetişmeyecekler inşallah. FETÖ üyelerinin sonlarının çok hayırlı olabileceğini düşünmüyorum bu kadar ahın sonunda. Aile olarak biz mutluyduk yani hayatımız güzeldi. Allah inşallah şehadetini kabul etmiştir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.