GENEL - 03 Ekim 2017 Salı 17:03

Bu tesis kurulursa 72 bin çam ağacı kesilecek

A
A
A
Bu tesis kurulursa 72 bin çam ağacı kesilecek

Bilecik İl Genel Meclisi ekim ayı ikinci birleşiminde Muratdere Köyü kurulacak bakır molibden madeni açık ocak kapasite artışı için kurulmak istenen Flotasyon Tesis ve Atık Depolama Tesisi damgasını vururken, Başkan Oğuz Serter, "Bu tesis kurulduğu taktirde 72 bin çam ağacı kesilecek" dedi.

Bilecik İl Genel Meclisi ekim ayı ikinci birleşiminde Muratdere Köyü kurulacak bakır molibden madeni açık ocak kapasite artışı için kurulmak istenen Flotasyon Tesis ve Atık Depolama Tesisi damgasını vururken, Başkan Oğuz Serter, "Bu tesis kurulduğu taktirde 72 bin çam ağacı kesilecek" dedi.


Bilecik İl Genel Meclisi Toplantı Salonu’nda gerçekleştiren Bilecik İl Genel Meclisi ekim ayı ikinci birleşimi Meclis Başkanı Oğuz Sertler başkanlığında gerçekleştirilirken, ikinci birleşimde 2 gündem maddesi görüşüldü. Günün ilk gündem maddesi olan Bilecik’in Bozüyük İlçesi, Muratdere Köyü mevkisinde gerçekleştirilmesi planlanan bakır molibden madeni açık ocak kapasite artışı, Flotasyon Tesis ve Atık Depolama Tesisi projesine ait Bilecik İl Genel Meclisi’nce görüş verilip verilmeyeceği hususunun görüşülmesi oldu. Bu gündem oy birliği ile Bilecik İl Özel İdaresi Tarım ve Hayvancılık, Bilecik İl Özel İdaresi Çevre ve Şehircilik, Bilecik İl Özel İdaresi İmar ve Bayındırlık komisyonuna havale edildi.



"Bu madenden dolayı kesilecek ağaç sayısı ortalama 72 bin civarında"


Gündem maddesi sonrası söz alan İl Genel Meclis Başkanı Oğuz Sertler, gündem maddesinin şuan askı sürecinde olduğunu belirterek, "Yaklaşık 10 günde bekleme süreci var. 2015 yılında meclisimize sözlü olarak teklif vermiştik. Tabi bunun öncesi daha önce maden araştırılması ve bu madenin iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatının verilmesi ile ilgili bunlar 2010 yılında olmuş. O dönemde izin verilmiş meclisimiz tarafından. Fakat son dönemimizde de bu madenin Muratdere köyümüze 900 metre, Ormandüze köyümüze ise; 2-3 kilometrelik mesafeler var. Buraya açılacak bir maden ocağının geniş çaplı olmasından kaynaklı olarak verebileceği zararları incelemek üzere biz tarım komisyonumuza havale ettik. Tarım komisyonumuzun ve Bozüyük’teki tüm 4 tane İl genel meclis üyemizin teşrifiyle yerinde inceleme yapıldı. Bunlar neticesinde 5 tane oluşabilecek zararı bildirerek biz bunu meclisimizde oy birliğiyle karar aldık. 7 Mayıs 2015 tarihinde 4’üncü birleşimde yapılacak ÇED toplantısına katılmak için kararımız bu şekilde alındı. Konuyla ilgili ÇED toplantısına Ankara’ya gidilmedi. Buradan ruhsat alındı ama itirazlarla olduğundan dolayı ikinci bir itiraz olup olmadığı da karar mercii olan meclisimize soruluyor. Bu bölge geçen ay büyük bir yangın geçirdi. Orada doğal bir hayat var. Orada köylülerin geçim kaynağı olan ormancılık var. Tarım komisyonumuzun almış olduğu kararda orman ve gen kaynaklarının ortadan kalkacağı gözüküyor. Bu madenden dolayı kesilecek ağaç sayısı ortalama 72 bin civarında. Bunların hepsi genelde çam ormanı. 72 bin ağacın kesilmemesiyle ilgili karar alınmamasını biz sizlerden rica ediyoruz. 150’ye yakın bitki türünün kaybolacağı kararı almışız. Orman arazisinde çeşitli bitki türleri var. Burası çok geniş bir arazi olduğundan dolayı burada kaybolacak 150 adet bitki türü var. yüzeyi süpürmesiyle toprak kaybı olacak. Su ve toprak kirliliğine sebebiyet verecek. Oluşacak ses ve gürültüden mera ve ekili yerlere zarar vereceğinden dolayı madenin yapılmamasını istedik. Burası bizim kendi yöremiz ve kaybedeceğimiz baya da bir şey var. Ama madenin rahatsızlık vereceği söz konusudur. O köyü de maden ocağı açıldığı takdirde ortadan kaldırmak lazım. Bölgedeki en büyük köyümüz Muratdere köyüdür. Bu durumdan aşırı şekilde etkilenecektir. Meclis üyelerimizden bu konuda destek istiyorum. Çok fazla söze gerek yok. Bazı şeyler aşikar ve ortada. Yangından sonra ikinci bir maden felaketini bu bölge kaldıracak pozisyonda değil" dedi.



"Bizim itiraz ettiğimiz 8 maddeye rağmen olumlu sonuç alındı"


Konu hakkında söz isteyen Muratdere Kırsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Barış Kahraman ise; "2015 yılında başlayan bir ÇED süreci maalesef 2017 yılında sonuçlandı ve olumlu. Bizim itiraz ettiğimiz 8 maddeye rağmen olumlu sonuç alındı. Biz bölgede yaşayan insanlar olarak bu projenin 2015 yılında sunulmasına müteakip Atık Depolama Tesisinin hemen köyümüzün üzerinde olan havzanın köyümüze doğru kurulmasına itirazda bulunduk. Son hali verilmiş projede herhangi bir değişiklik yok. Bizim çekincelerimizin de dikkate alındığı hiçbir düzenleme yok. Bu arazi 211 hektarlık bir alanı kapsıyor. Bunun yüzde 96 hektarı orman arazisi. Orman arazisi üzerinde gençleştirme sahası burası. 1 yaşında fidandan tutun da, 100 yaşına kadar yetişmiş ağaç mevcuttur. Biz köy ve kooperatif olarak geçim kaynağımızın büyük bir kısmı ormancılıktan oluşuyor. Bu bölgede doğal yaşam hala devam ediyor. Projenin uygulanmasıyla yaklaşık 72 bin ağaç buradan tamamen temizlenecek ve yerine fidanlar dikilecek. Bizim istediğimiz tabi iki maden bir yer altı zenginliği fakat bizlere, çevrede yaşayan insanlara ve doğaya zararı olmasın. Bizim istediğimiz bu. Yer altı madenciliği yapılabilir, başka bir uygun noktaya taşınarak işlemesi yapılabilir. Atık depolama tesisi doğadan ve insanlardan uzak bir bölgede yapılabilir. Çıkan atığın taşınmazı bize ek maliyet getiriyor. Bir firma daha çok para kazanacak diye bu bölgeyi öldürmenin de bence bir mantığı yok" dedi.


Konuşmaların ardından yarın saat 10:00’da komisyon üyeleri ve Bozüyük ilçesindeki 5 il genel meclis üyesi Muratdere köyüne giderek inceleme yapacak.


İkinci gündem maddesi olan Yenipazar İlçesi Olucak köyündeki damızlık tavuk çiftliğine yer altından elektrik ve su hattının ekli krokide verilen güzergaha göre geçirilmesi talebi görüşüldü. Bu gündem maddesi de İmar Komisyonuna havalesi oy birliğiyle kabul edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Çocuklar bayramı bilim şovlarıyla kutluyor Avrupa’nın en büyük doğal yaşam parkı Ormanya’da çocuk bayramı dolayısıyla minikler bilim şovlarıyla eğlenirken 35 atölyede de renkli etkinliklere katılıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında Ormanya’da düzenlediği "Bi Dünya Eğlence" ilk gününde birbirinden renkli anlara sahne oldu. Gün boyu 35 atölyede etkinlikler devam ederken, ilk sahne etkinliği saat 14.00’de küçük sahnedeki bilim şov ile başladı. Bilim Merkezi’nin düzenlediği etkinlik kapsamında basınç deneyleri gibi interaktif deneyler gerçekleştirildi. Çocuklar bu sayede eğlenerek bilimin keyifli dünyasını keşfetmeyi yaşadı. Aynı saatler arasında Orman Kütüphanesi ilk yazar konuğunu ağırlamaya başladı. Sevilen yazar Ayşegül Dede kendisinin kaleme aldığı masalları anlattı. Saatler 15.00’i gösterdiğinde alanın en renkli mekânlarından biri olan büyük sahnede Kaptan Pengu Müzikali başladı. Çocuklar TV’den severek izledikleri Kaptan Pengu’yu keyifle ve canlı performansla izleme olanağı buldu. Orman Kütüphanesi’nin ilk gün etkinlikleri kapsamındaki ikinci konuğu çocukların çok sevdiği Sertaç Abi oldu. Çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayan Sertaç Güngör, söyleşisinde özellikle dijital medyanın olumsuzlukları konusunda önemli uyarılarda bulundu. 35 atölyede gün boyu etkinlikler devam etti 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerinde Türk Halk Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliğinde kurulan Somut Olmayan Kültür Mirası’nda (SOKÜM) eğitim alan kültür aktarıcıları da alanda çocuklarla buluştu. SOKÜM atölyesinde bilmeceler ve tekerlemeler eşliğinde birbirinden farklı çocuk oyunları oynandı. Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan gibi Türk dünyasına ait oyunlardan örneklerle tanışan minikler, eğlenerek öğrenmenin mutluluğunu yaşadı. Halk bilimciler; düyme düyme oyunu, “yaglıga tovusmak” (yazmaya zıplamak), aşık oyunu gibi Türk kültürünün geçmişten günümüze gelen mirasın izlerini Kocaeli’ye getirdi.
Denizli PAÜ Ziraat Fakültesi ilk fidan tüpleme işlemini gerçekleştirdi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri eşliğinde Bahçe Bitkileri ve Tarla Bitkileri Bölümü öğrencileri ile birlikte Çal’da ilk fidan tüpleme işlemini gerçekleştirdi. Fidan tüpleme işlemi ile ilgili kısaca bilgi veren Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, şunları aktardı: “Fidan tüpleme işlemi, genellikle tarım ve orman sektöründe kullanılmaktadır. Çıplak köklü fidanlar Kasım ayı başından (yaprak dökümü) Mart ayı sonuna kadar dikilirken yaz ayalarında ancak tüplü fidanlardan yararlanılmaktadır. Bunun için torf, vermikulit, toprak gibi özel karışımlar hazırlanarak fidanlar tüplenmekte ve bu fidN-anlar gerek yaz dikimlerinde gerekse kış dikimlerinde olmak üzere 12 ay boyunca dikilebilmektedir. Ziraat Fakültesi’nin öğretin üyeleriyle Bahçe Bitkileri ve Tarla Bitkileri Bölümü öğrencileri Kasım 2023- Şubat 2024 arasında; incir (Bursa siyahı, Bardacık ve Sarılop), aronya, Gemlik zeytini, Hicaz narı, iki farklı karaduttan olmak üzere kırk beş bin çelik köklendirme ortamlarına alındı. Bunlardan yaklaşık otuz beş bin adet fidan elde ettik. Bu ürettiğimiz fidanlar ile fındık, ceviz, kestane, erik, şeftali, kayısı, badem, elma, armut, kiraz, Trabzon hurmasından oluşan 100 dekar meyve koleksiyon bahçesi ile Çalkarası ve Sultani üzümlerinin de içinde yer aldığı ve çoğu yabancı menşeili on yedi çeşit sofraık üzüm çeşitinden oluşan yirmi dekarın üzerinde bağ alanı tesis ettik. Koleksiyon amacıyla oluşturulan bu meyve ve bağ alanları Fakültemizin alt yapısını kurmak adına tesis edilmiştir. Fakültemiz öğrencileri teorik derslerin uygulamalarını öğretim elemanlarının eşliğinde sahada gerçekleştirmektedirler. Öğretim üyeleri ve öğrencilerimiz ile tüplediğimiz fidanlar, yaz boyunca koleksiyon bahçemizin genişletilmesine yönelik olarak değerlendirilecektir. Bu koleksiyon bahçesi hem öğrencilerimizin uygulama alanı hem de akademisyenlerimizin Ar-Ge yapabilecekleri uygulama alanı olarak tasarlanmıştır. Öğrencilerimizin birinci sınıfta uygulama eğitimine başlamaları onların yetişmesi adına önemli bir kazanım olacaktır. Ülkemizin farklı bölgelerinden gelen öğrencilerimizin oldukça gayretli oldukları ve ziraat mesleğini sevdiklerini gözlemliyoruz. Bu da ileride mesleklerinde başarılı olacaklarına işaret etmektedir.”
Adana Güvenlik kamerasını polise neden verdin’ deyip, yöneticiyi 9 yerinden bıçakladı Adana’da hırsızlık yaptığı iddia edilen bir kişi, apartman yöneticisinin güvenlik kamerası görüntülerini polise vermesine sinirlenip yöneticiyi 9 yerinden bıçakladı. Yönetici ölümden dönerken aile cezaevine giren zanlının en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. İddiaya göre, geçen ay bölgede hırsızlık girişiminin olması üzerine polis ekipleri sokakta bulunan Halil Yatsı Kaya apartmanına gelip yönetici Mahmut Gümüş’ten (40) güvenlik kamerası görüntülerini istedi. Görüntüleri inceleyen polis ekipleri hırsızın aynı apartmanda oturan özel güvenlik Selami C. olduğunu tespit etti. Gözaltına alınan Selami C., daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Apartmana gelen Selami C., bunun üzerine yöneticiye ‘Neden güvenlik kamerası görüntülerini polise verdin’ diyerek tepki gösterdi. Geçen 17 Nisan Çarşamba günü akşam 20.30 sıralarında ise apartmandan çöp atmak için dışarı çıkan Mahmut Gümüş ile Selami C. tekrar karşılaşıp tartıştı. 9 yerinden bıçakladı Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine çantasından bıçağı çıkartan Selami C., Gümüş’ü sırtının 9 yerinden bıçakladı. Gümüş, kanlar içerisinde yere yığılırken Selami C. ise kaçarak uzaklaştı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye gelen sağlık ekipleri Mahmut Gümüş’ü Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Tutuklandı Polis ekipleri ise kaçan Selami C.’yi yakaladı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Selami C., çıkartıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Durumu ağır 5 gün yoğun bakımda tedavi gören Mahmut Gümüş ise dün yataklı servise alındı ancak durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. “En ağır şekilde cezalandırılsın” İhlas Haber Ajansı’na konuşan Mahmut Gümüş’ün annesi Perişan Gümüş (77), “Oğlum kanı içine aktı. Onun da kanı içine aksın. Benim oğlum ölümden döndü. Durumu halen kritik. Polis güvenlik kamerası istedi diye insana bu yapılmaz. Evladımın yeni bebeği dünyaya gelmişti. Az kalsın babasız büyüyeceklerdi. O şahsın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. “9 yerimden bıçakladı" Mahmut Gümüş ise ölümden döndüğünü anlatarak, “Polisler yönetici olduğumdan dolayı kamerayı kayıtlarını istedi. Bunun üzerine Selami C. bana kin güdüp 9 yerimden bıçakladı. Yoğun bakımda yatıp ölümden döndüm” dedi.
Adana Adana’da üniversite öğrencileri biniciliği eski yarış atlarıyla öğreniyor Adana’da yaşlılık ve sakatlık gibi çeşitli nedenlerle hipodromda yarışma dışında kalan yarış atları, öğrencilerin at binmesine yönelik değerlendiriliyor. Çukurova Üniversitesi’nde bulunan at çiftliğinde öğrenciler eski yarış atları ile biniciliği deneyimleme fırsatı yakalıyor. İngiliz cinsi 4 atın yer aldığı çiftlikte atlar, geçmişte hipodromda yakaladıkları başarı ile de dikkat çekiyor. Hafta içi her gün açık olan at çiftliğinde öğrenciler at binmenin keyfini doyasıya yaşarken, Seyis ve Eğitmen Tahir Mert ise at binmeyi stres atmak için en iyi seçeneklerden biri olarak tanımlıyor. "Atların stres atmak için insanlardan daha iyi olduğunu düşünüyorum" 18 yıldır at çiftliğinde çalıştığını belirten Seyis ve Eğitmen Tahir Mert, "4 atımız var. Zaman zaman 5 atımız olduğu oldu. Hipodromda yarışma durumu bitmiş, ufak tefek problemleri olup da yarışmaya devam edemeyecek olan atları binek olarak hibe olarak aldık. Burada da atlar ile Çukurova Üniversitesi öğrencilerine biniciliği sevdirip, at binmeyi öğretiyoruz. dedi. Stres atmak için atların insanlara göre daha iyi bir tercih olduğunu düşündüğünü ifade eden Mert, "Atların stres atmak için insanlardan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Stres attırıyor. Çok güzel bir duygu, yaşamak lazım. Hem bakımı olsun, hem de öğrenci arkadaşları bindirme olsun her şeyleri ile ilgileniyoruz" diye konuştu. Atlardan en yaşlısının 2006 doğumlu Sarsılmaz, en gençlerinin ise 2017 doğumlu Storm Falcon olduğunu aktaran Tahir Mert, Sarsılmaz, Storm Falcon, Alaz ve Yağız olmak üzere İngiliz cinsi 4 atın at çitliği bünyesinde öğrencilere yönelik hizmet verdiğinin altını çizdi. Mert ayrıca, geçmişte yarış hayatları bulunan atlardan en başarılısının Yağız olduğunu kaydetti. Yağız isimli atın ilk 8’de 5 birinciliği bulunurken, Alaz isimli atın ise katıldığı 3 yarışta kazandığı bir birincilik ve bir ikincilik ile dikkat çektiğini ancak üçüncü yarışında sakatlanarak yarış dışı kaldığını söyledi. "İlk başlarda tedirgin edebilir ancak sonrasında çok daha iyi yerlere geliyorsunuz" Yaklaşık 3 senedir binicilik ile ilgilendiğini kaydeden Hukuk Fakültesi 4.sınıf öğrencisi Ayşenur Sarı, "Yaklaşık 3 senedir binicilik ile ilgileniyorum. Buraya başlamadan önce atlara çok yoğun bir ilgim vardı. Çok özgür ve asil hayvanlar olduklarını düşünüyordum. Başladıktan sonra hislerim hiç değişmedi, sadece katlandı diyebilirim. İlk başlarda binicilik sporu biraz tedirgin edici olabilir, sonuçta 500 kilo bir canlıdan bahsediyoruz ve heybetinden etkileniyor insan. Ama sonrasında aradaki bağ geliştikçe çok daha iyi yerlere gelebildiğinizi söyleyebilirim" şeklinde konuştu. "Deneme fırsatı olan herkese tavsiye ediyorum, özgürlüğü saçlarınızda hissediyorsunuz" Derslerinden arta kalan zamanlarda at çiftliğine geldiklerini belirten Sarı, "Başladıktan sonra bırakılmadığını çok net ifade etmek isterim. Ben yaklaşık 1 sene boyunca her gün geldim. Derslerimi ekip de geldim. O kadar bağlanıyorsunuz. Sadece binmenize de gerek yok, gelip burada tımar yaptığınızda ya da üzgün bir gün geçirdiğinizde onlarla sohbet ederken bile rahatlıyorsunuz. Üzgün bir gününüzde size eşlik etmeyebilir ya da koşmayı reddedebilir. Ya da tedirginseniz size itaat etmez. Binicilik sporuna yeni başlayan insanlar çok hızlı yol katediyor çünkü özgüvenleri çok fazla ve korkuları yok o an ata karşı. Bu durumda at itaat etmeyi tercih ediyor. Daha ileri seviyede bir insan o an tedirginse yeni başlayan bir insana göre çok daha geride kalabilir. Atlarla aradaki o bağı kurmak gerçekten muazzam bir his. Deneme fırsatı olan herkese tavsiye ediyorum. Gerçekten özgürlüğü saçlarınızda hissediyorsunuz" sözlerine yer verdi. "Binicilik, empati yönünüzü geliştirerek takım ruhunuzu canlandıran bir spor dalı" 13 yıldır binicilik ile ilgilendiğini belirten Ziraat Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Ali Rıza Denizoğlu ise biniciliğin karşılıklı güvene dayalı bir spor dalı olduğunu söyledi. Denizoğlu, "Binicilik sayesinde binicilik federasyonundan lisans aldım. Aynı zamanda antrenörlük belgesi de aldım. Üniversitemiz sayesinde atlar geldi, sonrasında da Tahir Mert hocamız geldi. Binicilik aslında karşılıklı güvene dayalı bir spor dalı. Atla birlikte o ritmi yakalayarak ata istediklerini iletebilme sanatıdır diyebilirim. Çünkü sonuç olarak canlı ile yapılan bir spor. Ve bu canlı da sizden fazlasıyla güçlü bir hayvan olduğu için uyum içerisinde ve ona hükmedebilme, aynı zamanda iş birliği yaparak hareket edebilme, empati yönünüzü daha da geliştirip bir nevi takım ruhunuzu canlandıran bir spor dalıdır diyebilirim" ifadelerini kullandı.