EKONOMİ - 18 Temmuz 2018 Çarşamba 17:50

Çileğin fiyatı el yakıyor

A
A
A
Çileğin fiyatı el yakıyor

Yaz aylarının sevilen meyvelerinden çileğin tezgahlardaki fiyatı adeta el yakıyor.

Yaz aylarının sevilen meyvelerinden çileğin tezgahlardaki fiyatı adeta el yakıyor.


Bilecik Merkez Hürriyet Mahallesi’nde kurulan Kapalı Pazar’daki tezgahlarda çileği gören vatandaşların yüzü önce gülerken fiyatına göz atanların yüzü düşüyor. Fiyatları normalin üzerinde bulan vatandaşlar, mevsimi olmasına rağmen daha önce kilolarda aldığı meyveden gramaj üzerinden alabiliyor. Fiyatların düşüşüyle daha iyi satış yapacaklarını belirten çilek satıcısı Ali Demirbaş, “Çileklerimiz İnegöl’den geliyor. Kilosunu 10 TL’ye satıyoruz. Fiyatlar şu an biraz pahalı ama yine de satışlarımız güzel gidiyor. Allah’ın izniyle fiyatlar 15-20 güne düşer o zaman daha çok talep olur" ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de 23 Nisan’da toplu ulaşım ücretsiz İzmir Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kentin 30 ilçesinde 30 gün boyunca büyük bir coşkuyla kutlayacak. İlçelerde “Gezici Çocuk Şenliği” ile çocuklar bayram coşkusunu doyasıya yaşayacak, 23 Nisan Salı günü ise Kültürpark büyük bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Bayram günü toplu ulaşım araçları ücretsiz olacak. İzmir Doğal Yaşam Parkı ise 6-18 yaş arasındaki ziyaretçilerini 22-28 Nisan tarihlerinde ücretsiz ağırlayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kentin dört bir yanında düzenleyeceği etkinliklerle kutlayacak. “İzmir’in Dört Bir Yanında Şenlik Var” temasıyla 30 gün boyunca 30 ilçede düzenlenecek “Gezici Çocuk Şenlikleri” ile çocuklar pandomin, sihirbaz gösterileri, konserler, dans ve tiyatro gösterileriyle bayramın tadını doyasıya çıkaracak. 23 Nisan’da ise binlerce çocuk Kültürpark’ta düzenlenecek Çoçuk Şenliği’nde bayramın tadını doyasıya yaşayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı toplu taşıma hizmetleri (İZDENİZ, İZULAŞ, METRO, ESHOT, İZTAŞIT, TRAMVAY) 23 Nisan Salı günü ücretsiz hizmet verecek. İzmir Doğal Yaşam Parkı ise 6-18 yaş arasındaki ziyaretçilerini 22-28 Nisan tarihlerinde ücretsiz olarak ağırlayacak. Kültürpark’ta büyük şenlik Kültürpark’taki Çocuk Şenliği 23 Nisan Salı günü saat 12.00’de başlayacak. Kaskatlı Havuz yanında düzenlenecek programda 12.00 ile 15.00 arası çocuklar için çadır etkinlikleri yapılacak. Saat 13.00-17.00 arasında konserlerin, sihirbaz ve dans gösterilerinin yer alacağı sahne etkinlikleri düzenlenecek. Açık alan etkinlikleri de saat 12.00-15.00 arasında yapılacak. Çocuklar kukla gösterileri, spor etkinlikleri, sokak oyunları, oyun parkuru, gezici kütüphane gibi birçok etkinlikle keyifli bir gün geçirecek. Müzikli tiyatro gösterimleri çocukları büyüleyecek 27 Nisan 2024 Cumartesi günü saat 13.00’te İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Çağdaş Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği iş birliğiyle “Çağdaş Yaşam Çocuk Korosu” Atatürk Oratoryosu’nu sunacak. Etkinlik ücretsiz yapılacak. 24 ve 26 Nisan tarihlerinde ise Kültürpark Atatürk Açık Hava Tiyatrosu’nda saat 19.00’da çocuklar ve aileleri için ücretsiz müzikli tiyatro gösterileri olacak. 24 Nisan’da Kral Şakir : Kapadokya Macerası, 26 Nisan’da ise Maşa ile Koca Ayı gösterisi ile çocuklar keyifli zaman geçirecek. Çocuklarla “Dönüşüm Aile Kampı” Olivelo’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı tarafından ilki düzenlenecek Dönüşüm Aile Kampı Güzelbahçe Olivelo Yaşayan Parkı’nda yapılacak. Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkından hareketle, çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda sürdürülebilir bir yaşam için atığın önlenmesi, azaltılması, yeniden kullanılması ve dönüştürülmesi bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla 27-28 Nisan 2024 tarihlerinde düzenlenecek kampta 8-9 yaş grubu öğrencileri ve aileleriyle birlikte Atıksız Yaşam Atölyeleri, Doğa Yürüyüşü, Yoga, Kuş Gözlemi, Kaçeli Koyunlarla Tanışma, Eko-Pinsel Perspektif: Geri Dönüşüme Odaklı Sanat Atölyesi, Geri Dönüşüm Müzik Aletlerinin Hikayesi ve Müzik konseri olmak üzere pek çok etkinlikte yer alacak.
Sivas Sivas’ta ekmek savaşları, fiyat 2 TL’ye düştü Sivas’ta bir firma diğer firmalara tepki olması amacıyla ekmeğin fiyatını 2 liraya kadar düşürdü. İddialara göre, Sivas’ta somun ekmeği üreten bazı fırınların hijyen ve kaliteden uzak ucuz ekmek satması tepkilere neden oldu. Bu duruma tepki göstermek isteyen bir firma denetimlerin yetersiz olduğunu ileri sürerek 200 gram somun ekmeğin fiyatını 2 liraya kadar düşürdü. Normal şartlarda 7.5 liraya satılan somun ekmeği kimi firmalar 5 liraya satarken ekmeğin fiyatının iki liraya düşürülmesi vatandaşları bir hayli sevindirdi. “Ekmeği 2 liraya satmamızın temel amacı hijyen konusu” Firmanın Halka İlişkiler Müdürü Murat Eken, ekmeği iki liradan satmalarının temel amacının hijyen konusu olduğunu ifade ederek, “ Normalde Sivas’ta belli sayıda fırıncılar var. Şu anda ekmeğin normal maliyeti beş liranın çok üzerinde. Ekmeği 2 liraya satmamızın temel amacı hijyen konusu. Gerektiği şekilde fırınlar denetlenmiş olsa, gerektiği şekilde hijyen kurallarına uyulmuş olsa, sigortayla alakalı gerçek anlamda denetimler yapılmış olsa emin olun herkes ekmeğin gerçek değerine ulaşmış olabilir. Bizim buradaki amacımız tepki amaçlı. Biz de biliyoruz ki ekmeğin maliyeti normalde beş liranın üzerinde. Şu anda örnek veriyorum. 10 tane eleman çalıştırıp 3’ünü sigortalı çalıştıranlar da var. Ruhsatı olmadan imalat yapan fırınlar da var” dedi. "Kimseyle bir alıp veremediğimiz yoktur" Eken, fırınların gerçek anlamda denetilmesini istediklerine değinerek, “Tek istediğimiz bunlara gerçek anlamda denetim yapılması. Çünkü bugün marketlerin altında açılmış olan fırınlar var. Bunların denetilmesini istiyoruz. Ama şu anki maliyetler gerçekten kurtarmıyor. Bizim istediğimiz, gerçekten denetim yapılsın ve bu denetim üzerine de halkımız sağlıklı ekmek yesin. Onun harici kimseyle bir alıp veremediğimiz yoktur. Biz istiyoruz ki insana da düzgün ekmekler yesinler. Ama bu süre bu şekil devam ettiği müddetçe biz yedi birlik olarak ekmeği iki liradan satmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Vatandaşlar ise ekmeğin 2 liradan satılmasının güzel bir uygulama olduğunu ifade etti.
Trabzon Prof. Dr. Osman Bektaş: "Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini düşünmüyorum" Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Tokat’taki fay hareketinin Türkiye’nin en büyük fay hattı olan Kuzey Anadolu Fayı’na doğrudan stres aktarımı yaptığını belirterek, "Ama bu demek değildir ki 5.7’lik bir deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem oluşturacak. Orada bir deprem oluşturabilmesi için Kuzey Anadolu Fayı’nın hareket edebilecek bir deprem enerjisini biriktirmiş olması gerekir. Dolayısıyla şu anda korkulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yani Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" dedi. 18 Nisan tarihinde merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 5.6 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Deprem yerin 5,9 kilometre derinliğinde meydana gelirken, sarsıntı, çevre illerde de hissedildi. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nin sahil kesimlerinde hissedilen depremle ilgili Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, açıklamalarda bulundu. Doğu Karadeniz sahili yerleşkesinin kumsal alan üzerinde olduğunu dile getiren Bektaş, yaşanılan en büyük sorunun deprem yönetmenliğini ve deprem tehlikesi haritalarını tamamıyla uygulamamak olduğunu söyledi. Tokat depreminin beklenilen bir deprem olmadığını kaydeden Bektaş, "Beklenen deprem değildi ama Türkiye’de her an, her yerde bir deprem olabilir. O açıdan beklenen bir deprem diyebiliriz. Ama yer ve zaman açısından beklenen bir deprem değildi. 5.7’lik bir deprem bugün uluslararası standartlarda orta deprem sayılmasına rağmen tehlikeli değildir. Ancak bizim Türkiye’deki yapı stokçularının dikkate alırsak tehlikenin başladığı bir seviyedir. Özellikle eğer bu deprem 6 büyüklükte olsaydı çok daha fazla tahribat yapabilirdi. Ancak burada ilginç olan şu 5.7 büyüklüğündeki bir deprem tüm Doğu Karadeniz sahilinde hissedildi. Bu bize ne anlatıyor? Ne gösteriyor? Bu şu anlama geliyor; deprem enerjisinden ne kadar uzakta olursan elbette ki deprem enerjisi o kadar sömürlenir. Etkisi azalır. Ama bu tam doğru değil. Eğer fayın kırılması size doğruyorsa o zaman uzaktaki deprem enerjisi çok daha fazla olabiliyor. Buna bir yönelme diyoruz. Şimdi Kuzey Doğu istikametinde kırılma olduğu için direkt Doğu Karadeniz’e doğru olduğu için deprem enerjilerinin etkinliği o bakımdan daha fazla oldu. Peki bunun bir başka anlamı ne? Bir ilin depremden etkilenmesi için illa ki o ilden bir fay geçmiş olması gerekmiyor. Yani o ilin illaki bir fay üzerinde bulunması gerekmiyor" şeklinde konuştu. "Trabzon bir ateş çemberi gibi 3 tane aktif deprem üreten fayın ortasındadır" Dünyanın 7 şiddetindeki bir depremden korkmadığını vurgulayan Bektaş, "Trabzon bir ateş çemberi gibi 3 tane aktif deprem üreten fayın ortasındadır. Kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Türkiye petrolleri Rize’den itibaren Rize, Trabzon, Ordu fayları diye faylar isimlendirildi ki bu faylar doğrudan ile uzanıyor. Yani orada olabilecek olan bir kırılmanın deprem önerisi doğrudan sahildeki illeri vuracak. Nitekim bu yaşandı. 2012’de 5.6’lık bir deprem yaşadık Batum açıklarında Trabzon fayı üzerinde. Trabzon bir haftaya yakın sallandı. Demek oluyor ki sadece deprem kaynağından uzakta olmak her şey bitti demek değildir. Bakın biz Trabzonlu olarak biz 3 büyük depremi de şaşadık. Elazığ, Maraş ve biz yine en son 5.7’lik Tokat’taki depremi yine hissettik. Neden? Demin dediğim gibi kırılma doğrultusu direkt size doğru geliyorsa deprem enerjisi o denli artı olur. Şimdi aynı zamanda depremin etkinliği sadece depremin yaydığı enerjiyle değil, zemin de önemli. Bugün şu anda bulunduğumuz zemin bir kumsal alan. Doğu Karadeniz sahili zaten yerleşkesi zaten kumsal alan üzerindedir. Dolayısıyla bu alan ne yapıyor? Depremin şiddetini büyütüyor. Buna da büyütme faktörü var. Bir diğer çekincemiz de bizim Trabzon, Rize, Ordu olarak topoğrafyamız. Yani bugün yerleşme alanları ya sahilde kumun üzerinde deprem büyütmesine maruz kalıyor. Ya da yamaçlarda denize bakan yamaçlardaki buralar heyelanlı bölgeler ve çok katlı binalar var. Burada da bir heyelan riski var. Netice olarak depre tehlikesi sadece aktif faydan kaynaklanmıyor. Bulunduğunuz zemin ve üzerinde oturulan şehrin coğrafi konumu, yani heyelanlı olması gibi bunlarda son derece etkili. Bu bakımdan yeni yapılan haritada deprem tehlikesi haritasında bütün bu riskler alınmıştır. Bizim yaşadığımız en büyük sorun deprem yönetmenliğini, deprem tehlikesi haritalarını tamamıyla uygulamamak veya uygulamamaktan kastım şu. Yönetmenliğimiz çok güzel. Kanunlarımız iyi ama sorun bunların uygulanmasında. Umarım kısa zaman içerisinde yapı stokları daha da iyi hale gelir. İnsanlar zaten deprem konusunda bilgilendirildi ama bu yönetmenlikleri daha titiz bir şekilde uygularsak depremden korkulacak bir durum söz konusu olmaz. En azından 5 ve 6’lık depremlerden korkmama durumuna gelinmemiz lazım. Bugün dünya 7’lık bir depremden hiçbir şekilde korkmuyor. Çünkü binalar ona göre yapılmış. Ancak maalesef bizim standartlarımızda 5.7 ve 6 civarındaki bir deprem özellikle Doğu Anadolu’da ve İç Anadolu’da tehlike oluşturabiliyor" diye konuştu. "Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" Korkulacak bir şey olduğunu düşünmediğini belirten Bektaş, "Tokat depremi ve 5.7’lik fay hareketi doğrudan Kuzey Anadolu Fayı’na yani Türkiye’nin en büyük fayına stres aktarımı yaptı ama bu demek değildir ki 5.7’lik bir deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem oluşturacak. Orada bir deprem oluşturabilmesi için Kuzey Anadolu Fayı’nın hareket edebilecek bir deprem enerjisini biriktirmiş olması gerekir. 1942 yılında o fay hareket etti ve enerjinin büyük kısmını boşalttığını düşünüyoruz. 7 büyüklükteki depremde enerjisini önemli bir şekilde boşalttığını düşünüyoruz. Dolayısıyla burada bir tetikleme söz konusu olamaz. Tetikleme olabilmesi için muhakkak suretle o fayın bir kırılma eşiğine gelmesi, kayma eşiğine gelmesi gerekir ki küçük bir depremin yaptığı stres transferi de onu tetikleyebilsin. Dolayısıyla şu anda korkulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yani Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
Sivas Sivas’ta Arapça şiir yarışması düzenlendi Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce Sivas’ta 11. Arapça Şiir ve Çocuk Şarkıları Yarışması düzenlendi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde Sivas Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen yarışmaya 22 okuldan 42 öğrenci katıldı. Okul salonunda düzenlenen yarışmada öğrencilerin heyecanına Milli Eğitim Müdürü Necati Yener de ortak oldu. Öğrencilerin okuduğu şiirler ve seslendirdikleri şarkılar büyük beğeni toplarken jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda dereceye giren takım ve öğrenciler belirlendi. Ortaokul şarkı kategorisinde Ülkü İmam Hatip Ortaokulu takımı birinci, Zeki Hayran İmam Hatip Ortaokulu takımı ikinci, Kadıburhaneddin İmam Hatip Ortaokulu takımı ise üçüncü oldu. Ortaokul şiir kategorisinde ise Zeki Hayran İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Ömer Faruk Coşar birinci, Kadıburhaneddin İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Ayşe Sena Yavaşer ikinci, Asım Şahin Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi/Ortaokulu öğrencisi Hayrunnisa Koç ise üçüncü oldu. Lise şiir kategorisinde ise Sivas Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Turan Çil birinci, Abdussamed Bal Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi İldem Deve ikinci, Asım Şahin Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Zeynep Lamia Ertugay ise üçüncü oldu. Yarışmada derece elde eden öğrenciler bölge finalinde Sivas’ı temsil etmeye hak kazandı. Yarışmanın ardından dereceye giren ve katılım sağlayan tüm öğrencileri tebrik eden Milli Eğitim Müdürü Necati Yener, programın düzenlenmesinde emeği olanlara da teşekkür etti.