GENEL - 12 Aralık 2017 Salı 21:04

Türkiye Gazetesi yazarı ve Tarih Profesörü Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: "Osmanlı Devleti Bilecik’te kuruldu"

A
A
A
Türkiye Gazetesi yazarı ve Tarih Profesörü Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: "Osmanlı Devleti Bilecik’te kuruldu"

Türkiye Gazetesi yazarı ve Tarih Profesörü Prof.

Türkiye Gazetesi yazarı ve Tarih Profesörü Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Bilecik’te katıldığı sempozyumda rahmetli Prof. Dr. Halil İnalcık’ın "Osmanlı’nın Söğüt’te değil Yalova’da kurulduğu" iddiasını eleştirerek, "Osmanlı Devleti Kayı Boyu’ndan gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurulduğu topraklar Bilecik’tir, Söğüt’tür" dedi.


Uluslararası Marka Değerleriyle Bilecik Sempozyumu’nun ikinci gününde Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde "Osmanlı’nın Doğuşu ve Kayı Boyu" adlı tarih oturumuna, Araştırmacı Yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Araştırmacı Yazar Prof. Dr. Yavuz Bahadıroğlu, eski Milli Saraylar ve Müzecilik Tanıtım Başkanı Prof. Dr. Bülent Arı ve moderatör Serdar Tuncer konuk oldu. Açılış sonrası ilk sözü alan Türkiye Gazetesi yazarı ve Tarih Profesörü Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Kayı Boyu’nun tam manasıyla nereden hareketlendiğini bilmediklerini söyledi. Net bir bilginin de kaynaklarda yer almadığını aktaran Şimşirgil, "Ancak Gazneliler ve Oğuzların çarpışmaları Selçukluların ve o zaman Oğuz boylarının Anadolu’ya doğru hareketlenmesi var Selçukluyla beraber. Kayıların da bu hareketlenmede beraber geldiklerini biliyoruz. Moğol baskını esnasında Moğolların yeniden Ahlat’a ve Anadolu’ya doğru hareketlenmeleri esnasında hareketlendi. Ertuğrul ile beraber ki babası tabii Süleyman veya Gündüz bu konuda bazı şeyleri söyleyebiliriz. Ama şunu bilelim. Süleyman diyen de doğrudur, Gündüz diyen de doğrudur. Her ikisi de kaynaklarda vardır. İkisi de kaynaklarda, hatta kaynaklar dürülmüştür. Biz Ertuğrul’un üç evladından birine Gündüz denildiği için Gündüz’ü günümüz tarihçileri biraz daha öne alıyorlar, öne çıkarıyorlar. Babasının ismini oğluna vermek gelenek olduğu için muhtemelen bu diye ifade ediyorlar. Hatta ben ona başka bir yoldan daha bakıyorum. Belki birisi bir ismini, diğerleri diğer ismini kullanır ama ikisi de aynı şayeste. Süleyman Gündüz Alp dahi olabilir. Süleyman veya Gündüz Alp’in veya Süleyman Gündüz Alp’in liderliğinde işte hareketlenen Kayılar, Ankara’ya doğru, Anadolu’da o muazzam imparatorluğu kuracak olan bir ailedir" dedi.



"Söğüt ve Domaniç Alaaddin’in, Selçuklunun Osmanlı’ya vermesiyle toprak olmadı"


Kayıların Ankara’nın Karacadağ mıntıkasında uzun süreli kaldıklarını anlatan Şimşirgil, "Ama burada kendilerini yeterli bulmuyorlar ve Alaaddin’den, Selçuklulardan yer istiyorlar. Söğüt ve Domaniç’i Selçuklu verdi diye ifade edilir. Aslında vermedi. Yani Söğüt ve Domaniç Alaaddin’in, Selçuklunun Osmanlı’ya vermesiyle toprak olmadı. Osmanlı’ya buraları cihat alanı olarak gösterdi ve Osmanlı geldi bu toprağı kendi kılıcıyla açtı. Kendi aldı, kendi yurt tuttu, kendi yerleşti. Onun için Osmanlının hiçbir yerden aldığı bir toprak yoktur. Bazen son derece yanlış bilinen bir şeydir. Buraları verdi. Hayır bu bölgeye doğru gönderdi. Buraları yurt açmaya gönderdi ve Osmanlı geldi. Buralarda tamamen Bizanslılar, tekfurlar, araziler ve topraklar var. Zaten Osmanlı burada bir yurt ediniyor Söğüt’te, Domaniç’te, kendine bir yurt ediniyor. Uzun süre o tekfurlar ile muhabbet içerisinde, yani karşılıklı saygı ve sevgi esasına dayalı bir muhabbeti var. Yayla, kışla buraları kullanıyorlar. Bu şekilde devam ediyor" dedi.



"Türkiye’de diziler aslında sadece tarihi daha fazla merak ettiriyor"


Türkiye Gazetesi yazarı ve Tarih Profesörü Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Türkiye’de dizilerin aslında sadece tarihi daha fazla merak ettirdiğini ifade ederek, "Gerçekten böyle mi diye ifade ediyoruz. Şimdi ben gerçekten muzdaripim. Çünkü bu muzdariplik bizim Muhteşem Süleyman ile başladı. Hatta ben televizyonlarda da şunu söylemiştim, ’Doğru tek bir karesi olmayan dizi’ demiştim. Bana tek bir doğru kare gösteremezsiniz. Ben her karede 3, 5, 7 hata gösterebilirim her karede. Ama bana doğru tek bir kare gösteremezler. Bunlar kendi giysilerini, kendi elbiselerini kanun diye Hürrem Sultan’a giydirdiler ve böyle gösterdiler. Şimdi Ertuğrul şahsiyetle oynamıyor. Yani Diriliş dizisi Ertuğrul’un şahsiyetiyle oynamıyor. Bu yönüyle eyvallah. Yani güzel, hoş. Şimdi diğer bir şahsiyetle oynuyor. Fakat burada Ertuğrul mu sorusuna Ertuğrul bu diyemiyoruz. Sıkıntı burada. Ben isterim ki 1 yıl çekilsin. Ama izleyici benim evladım, milletim, gencim bu Ertuğrul desin ve onu gerçekten hakkıyla bilsin, hakkıyla öğrensin. Ona sen olmadık şeyleri kattığında bu da bir yanlış. Bunu dedirtme ya. Baycu Noyan karşısına elhamdülillah diyecek adam Ertuğrul’u çıkarmadı. Yoksa hayatta kalmayabilirdi. Ama Baycu Noyan’ı Ertuğrul’la karşılaştırıyorsun ve öldürttürüyorsun. Kayı Boyu sığıntı değildir. Kayı Boyu’nu Dodurga Boyu’na sığıntı yapma. Bunu yaptığın zaman Kayı Boyu’nu sığıntı gibi gösteriyorsun ve gencin kafasında Kayı Boyu Dodurga Boyu’na sığındı. Yok böyle bir şey. O zaman başka senaryolar yapabilirsin. Bunları çok daha güzelleştirebilirsin. Çok daha hoş ama 3 yıl olmasın da 2 yıl olsun. Benim tarihim bitmez, benim tarihim tükenmez. 3 bin yıllık tarih. Ben Amerikalı mıyım, iki tane işte bilmem Rambo filmi ile 30 sene idare edeceğim. Ben her yıl da bin tane tarihim var, bin yıllık tarihim var" dedi.



"Osmanlı Devleti Kayı Boyu’ndan kurulmuştur"


Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Bilecik’te katıldığı sempozyumda rahmetli Prof. Dr. Halil İnalcık’ın "Osmanlının Söğüt’te değil Yalova’da kurulduğu" iddiasına eleştirerek, "Halil Bey gezdi, anlatıyor gerçekten duayen ama bir şeye katılmıyorum. Halil Bey FETÖ’cüleri az gezdirmedi. Az gezdirmediler ve Kayı Boyu’nu Kayı Boyu’ndan değil dedirttiler. Bu da yine birilerinin oyunuydu. Halil Bey, Türkiye’de bütün Türkiye’nin tanımış olduğu, kabul etmiş olduğu bütün ilim adamlarının tartıştığı, net bir şekilde ortaya koyduğu Osmanlı Kayı Boyu’dur. Bunu cümle tarihçiler son yüz yıl içerisinde tartıştılar. Büyük tartışmalara sebep oldu bu. Fuat Köprülü, Şahabettin Tekindağ, nice nice tarihçilerimiz bunları tartıştı. Bir kısım Avrupalı tarihçiler, ’Osmanlı işte Osmanlı Rum mudur? Osmanlı Moğol mudur? Osmanlı şu mudur?’ söyleyince bizim tarihçilerimiz bunlara yerinde ve hakkıyla cevap verdiler. Bu artık bitmişti. Ama bir gün geldi, Halil İnalcık Bey çıktı. Yüzde yüz tarihçilerin duayenidir. İyi bir tarihçimizdir. Bütün tarihçilerin kabul ettiği bir tarihçidir. Ama her sözü doğru değildir ve en tepede bir adam da olsanız kullanılmaya müsait olabiliyorsunuz. Bir gün çıktı acaba neydi bunun maksadı belki çok çok düşünmek lazım. Bundan 12 sene önce, 8 sene önce, tabii 10 sene oldu benim tahminim. Dedi ki Osmanlı Kayı Boyu’ndan değildir dedi" dedi.



"Hakikate yönelirsek filmin büyüsü bozulur"


Bu sözler sonrası Prof. Dr. Halil İnalcık’a 18 yıl asistanlık yapan eski Milli Saraylar ve Müzecilik Tanıtım Başkanı Prof. Dr. Bülent Arı araya girerek, "Dizi ve filmlerden yola çıkacak olursak yapımcılar şöyle der; hakikatin filmin büyüsünü bozmasına izin verme. Hakikate yönelirsek filmin büyüsü bozulur. Büyü bozulmasın yine de. Ama bu Kayı Boyu meselesi çok enteresan bir mevzu fakat ne zamanımız buna müsait ne ortam müsait. Bu ayrı bir tartışma konusu. Bununla ilgili yeni okumalar yapmak gerekiyor" dedi.



"Osmanlı Devleti Bilecik’te kuruldu"


Ardından tekrar söz alan Prof. Dr. Şimşirgil, Prof. Dr. Halil İnalcık’ı eleştirmeye devam ederek, "Osmanlının ilk camisinde Kayı Boyu’nun damgası var. Osmanlının ilk parasında Kayı Boyu damgası var. Osmanlının ilk dönem ilk tarihçileri ’Osmanlı Oğuz Boyu’ndan’ der ve bu tartışmasızdır. Osmanlının yine ikinci dönem yani ikinci dönem dediğim onlar da çağdaş tarihlerdir hemen hemen. Tamam yani Aşık Paşazade olsun, Necbi olsun, İdris-i Bekir olsun, Kemal Paşazade olsun Osmanlının bütün kaynakları Osmanlı Kayı Boyu’ndandır der. Bakın net bir şekilde bunu ifade ederler. Bunun tartışılacak zerre kadar bir yönü yok. Ve ben Halil Bey’e şunu ifade ettim. Halil Bey yaşıyordu 6 sene önce. Ben 40 senedir bunu söylüyorum dediği zaman televizyonlarda şunu söyledim. Bu sözü söyleyen bir kişiye tek bir soru sorarlar. Hangi boydan? Yani Kayı değilse hangi boydan? Halil Bey’in buna verilecek cevabı yok işte. Osmanlı Kayı’dır bunu böyle bilelim, net. Başka bir boy söyleyemezsin. Hocam şimdi farklı söylüyor tartışılabilir ama neyi tartışacağız. Moğol mu diyeceğiz? Bugün hocamın söylediği 15 Temmuz sokağa çıkmakla sadece önlenecek bir şey değil. 15 Temmuz’un fikir dünyası var. 15 Temmuz bu milletin 40 yıldır diniyle, tarihiyle oynuyor. Bunları çözmezsek hiçbir şeyi çözemeyiz. Halil Bey Osmanlı Kayı’dan değildir dediği zaman Osmanlı Rum’dur, Osmanlı Pontus’tur, Anadolu Pontus’tur, Anadolu Rum’du diye altını döşemeye başladılar. Bugün Türk milleti o hale getirilecekti ki 15 Temmuz olsa dinen Peygamber Efendimizin yok sayıldığı, tarihin Osmanlı Rum ve Pontus olduğu bugün konuşuluyor olacaktı. Onun için bunları bu milletin gençlerinin, fertlerinin öğrenmesi lazım. Bunu bilmemiz lazım. Yalova’da ben 10 sene Osmanlının bu topraklarda kurulduğunu biliyor musunuz diye Yalova’da görmedik mi biz askılarda Osmanlının bu topraklarda kurulduğunu biliyor musunuz? Bunu kim söyledi Türkiye’ye. Halil Bey değil mi? Yalova 1326’da fethedildi. 1326’da fethedilen bir yerde 1302’de nasıl devlet kurarsınız? Sadece şu soruyu söyleyeceksin. Osmanlı bu topraklarda kuruldu Bilecik’te, net" dedi.



"Osmanlı Devleti’nin adı Osmanlı Devleti olmasaydı gaziler devleti olurdu"


Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, son olarak Osmanlı Devleti’ni farklı kılan çok unsurun olduğunu belirterek, "Osmanlıları farklı kılan gerçekten çok unsurlar var. Bana Osmanlı Devleti’nin adı Osmanlı Devleti olmasaydı ne olurdu diye sorsanız tek bir söz var. Gaziler devleti olurdu. Bütün kaynaklarda tek bir ifade geçiyor. Bunlar gazilerdir. Yani bunları ilahi kelimetullah aşkına savaş yapan insanlar. Bunlar hak yoluna gidicilerdir. Bunları yetimleri, garipleri sevicilerdir. Bunlar kafirleri, azileri ezicilerdir. Hep böyle güzel ifadelerle Osmanlıyı hoş anlatırlar. Ama bu şu demek değil. Birinin elindeki toprağı gasp etmek, birinin malını almak, çarpmak manasında asla alamamalı. Gündüz Alp Osmangazi’ye diyor ki; ’Bilecik’i alalım.’ Osmangazi’de ’Biz bu ile garip geldik. Bunlar bizimle hoş komşuluk yaptılar. Biz malımızı, mülkümüzü buraya döktük yaylaya çıkarken. Neden saldıralım’ der. Bakın aradan zaman geçiyor Bilecik’te Osmangazi’yi ortadan kaldırmak istiyor. Osmangazi o gün Bilecik’i alıyor. Çok gerçekten bu kadar önemli. Bazıları sanki Osmanlı onun bunun toprağını almak için Kanuni der ki; ’Üzerimize yağmur bulutları gibi tehdit bulutları yağdırmasalardı Allah şahidimdir ben hiçbir yere sefere çıkmazdım. Benim üzerime yağmur bulutları gibi tehdit bulutları yağdırdılar.’ Nicea’nın (İznik) Osmanlı’ya, tekfurunun saldırışı, İkizce Savaşı’nın sebebi bizim şu Bilecik’i Osmanlının fethetmesi hep tehdit sebebiyledir. Buda yine gözden kaçırılmaması lazım olan çok önemli olan hususlardan birisidir" dedi.



"Var olan tarih bilgileri Bursa’nın fethinde Timur tarafından maalesef yakılmış, yıkılmış yerle bir edilmiş"


Araştırmacı Yazar Prof. Dr. Yavuz Bahadıroğlu ise, "Kayıların ve Osmanlı’nın kurulma tarihi hakkında çok az belgenin bulunduğu var olan belgelerle Bursa’nın işgalinde Timur tarafından maalesef yakılmış, yıkılmış yerle bir edilmiş. O bakımdan biraz el yordamıyla yürüyor kesinlik yok. Kesin olan şey 8-9 sene önce Ahlat’ta kaldıkları. Ben devletin demleme süreci olduğu olarak düşünüyorum. Devlet tefekkürü olarak düşünüyorum. Kafalarında bir şey var kayıp yurdu arıyor bu insanlar. İkinci istila döneminde yani Anadolu’ya geldiği zaman önlerinde iki şık var ya burada kalıp savaşacaklar veya Anadolu’nun daha başka kesimlerinde, başka kesim dediğimizde ne? Bizanslıların tercih ettikleri bir muammadır bunun çözülmesi lazım. İşte şimdi yeğenim noktası bu işin. Benim yorumum oradan kaçmıyorlar, onlar devlet adamıyla gelmişler. Yani Malazgirt zaferinden sonra Anadolu bir deniz olarak düşünülürse o akan ırmaklar hep Anadolu’da küreleniyor ve Kayılardan çok büyük aşiretler de var. Gene Türk boyları var. Onların hiçbirisine imparatorluk nasip olmuyor. Bunları da iki şey olarak düşüneceksiniz kafalarında taşıdıkları bir devlet var. Yüreklerinde kurdukları bir yürek devleti var. Hatta bazı unsurları böyle ülke göç ederken hocaların, mürşitlerin, müritlerin, o tarikatlar efendim hep beraber göç ediyorlar, sadece koyun sürüleriyle insan olarak değil" dedi.



"Karacahisar’ın fethi Osmanlı Beyliği’nin kuruluşu için çok önemli"


Son olarak söz alan eski Milli Saraylar ve Müzecilik Tanıtım Başkanı Prof. Dr. Bülent Arı, "Şimdi bu dönemle ile ilgili çok bilinmeyen var. Bununla ilgili 70-80 senedir üst adlar çalışıyor. Benim çalışma alanımdan biri değil bu fakat rahmetli hocamız Halil İnalcık çok uzun süre buna emek saffetti. Pek çok yeri biz birlikte gezdik. Osmanlı Beyliği’nin 1. Murat’a kadar olan dönemleri biliyorsunuz tarihler karmakarışıktır. Yani kronojide çok hatalar vardır. Çünkü pek çok menakıp name var, diğer tarihler var, terkip tarihçiler var ve rivayetler var. Bunların hepsi bir arada örtüşmüyor aslında belli bir noktaya varmıyor. İhtilaflar çok fazla, fakat bizim rahmetli Halil İnalcık hocamız şuna çalışmıştı, Osmangazi’nin izindeyim dedi. Onu bulacağım, en son bunu tarih kurumu yayınladı Belleten Dergisi’nde Osman Bey adlı makalesiydi. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey olarak tarih sahnesine çıkardı. Osman Bey dikkat ederseniz bu dizi falan olmadan önce Ertuğrul dizisi falan olmadan önce bundan 15-20 sene kadar önce hep bir aşiret reisi, koyun çobanı olarak tarihler yazardı. Bilhassa Batı’dan gelen tarihler. Yani nasıl oluyor da bu bir devlet kurabiliyor aşiret reisi, bir çoban sürüleri var, nasıl oluyor da bir devlet kurabilir. Evet ilk başlarda devlet çok küçüktü belki fakat bir strateji olan bir bey, Osman Bey bu safhaya gelene kadar pek çok merallerden geçti. Halil İnalcık hocamız bunların üzerinde çalıştı. Bu merallere nasıl geldi. Bununla ilgili olay mahallelerine keşifler yaptık. Bundan birkaç yıl önce Karacahisar Eskişehir’e 7 kilometre mesafede biliyorsunuz. Osmanlının ilk başkenti. Karacahisar’ın fethi çok önemli Osmanlı Beyliği’nin kuruluşu için çok önemli" ifadelerine yer verdi.


Sempozyumu sonunda Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, katılımcılara plaket, üzerinde Kayı Kamgası, Osmanlı Devlet Arması ve Türk bayrağının bulunduğu flama hediye etti. Program sonunda Türkiye Gazetesi yazarı ve Tarih Profesörü Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil ve Belediye Başkanı Selim Yağcı dolu salonu arkalarına alarak selfie çekti. Ardından Prof. Dr. Şimşirgil sevenlerine kitaplarını imzalarken, uzun kuyruklar oluştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gaziosmanpaşalı çocukların "23 Nisan" coşkusu Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle bir dizi etkinlik gerçekleştirildi. Çocuklar, Gaziosmanpaşa Belediye binası bahçesinde düzenlenen etkinliklerde doyasıya eğlendi. Etkinlikte konuşan Başkan Bahçetepe, “Sizlerin mutluluğu bizlerin mutluluğu ile eş değer. Çocuklarımız ne kadar mutlu ve başarılı olursa ülkemiz de gelecekte o kadar güçlü olur” dedi.Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlendi. Belediye binası önünde düzenlenen etkinliklere, birçok aile çocuklarıyla birlikte katıldı. Etkinlikte Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’ye de eşi Gözde Bahçetepe eşlik etti. Programda ilk olarak, 3 ve 5 yaş arası çocuklar orf gösterisi yaparken, Sanat Akademisi öğrencileri ise tiyatro oyunu sergiledi. Tiyatronun ardından sahneye çıkan çocuklar şiirler okurken, Gaziosmanpaşa Kültür Sanat Merkezi öğrencileri de gitar, bağlama, piyano ve bateri dinletisi yaptı. Ayrıca etkinlikte çocuklar için sihirbaz gösterisi ve GKM Oyunculuk Akademisi oyuncuları tarafından ‘Çöpleri Dönüştürelim Tiyatro Oyunu’ oynandı. Alana kurulan etkinlik çadırlarındaki çeşitli atölyelerde, çocuklar keyifli vakit geçirdi. Çocuklar alandaki oyun alanlarında oynayıp, ikramlıkların da tadına baktı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı festival havasında kutlanırken, çocuklar doyasıya eğlendi.“Sizlerin mutluluğu bizlerin mutluluğu ile eş değer”Programda konuşan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı coşkuyla kutluyoruz. Aynı zamanda TBMM’nin açılışı olduğu ve Türk milletinin egemenliğini ilan ettiği günün yıl dönümü olarak tarihimizde büyük bir önem tutuyor. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın dünya sahnesinde barış ve dostluk mesajlarını yaydığı bu günlerde Atatürk’ü yurtta barış dünyada barış idealinin sizlerin yetiştirdiği çocukların omuzlarında yükseldiğini hatırlatmak isterim. Gaziosmanpaşa Belediyesi olarak çocuklarımızın en iyi eğitimi almasını, sağlıklı güvenli bir çevrede büyümesini sağlamak için belediyemizin tüm imkanlarını seferber edeceğimizi bildirmek isteriz. Çocuklarımızın bilgi, sevgi ve güvenle dünya çocukları olmasını ve ülkemizin aydınlık geleceğini şekillendireceğini çok iyi biliyoruz. Sevgili çocuklar bu özel gün sizin gününüz, dilediğiniz gibi eğlenin, dans edin, şarkılar söyleyin. Sizlerin mutluluğu bizlerin mutluluğu ile eş değer. Çocuklarımız ne kadar mutlu ve başarılı olursa ülkemiz de gelecekte o kadar güçlü olur. Tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum” dedi.“Burada olmaktan çok mutluyum”Etkinliğe babaannesiyle gelen Zeynep Nur Aydoğdu, “Bugün 23 Nisan. Çok güzel bir gün. Burada resim yaptım ve diğer alanlara gittim. Bugün resim çiziyorum daha bitmedi. Güzel vakit geçiriyorum. Buraya babaannemle geldim. Burada olmaktan çok mutluyum” şeklinde konuştu.“Güzel vakit geçiriyorum”Resim yapmayı sevdiğini söyleyen Sümer Sayan ise, “Biraz oyun oynayıp vakit geçirdim. Güzel vakit geçiriyorum. Oyunlar oynadım. Resim yapmayı seviyorum” ifadelerini kullandı.“Çok eğleniyorum”Etkinliğe anne ve basıyla katılan Yade Karen Özaltun ise, “Bugün 23 Nisan. Burada uçak yaptım, birazdan da ebru yapacağım. Ailemle geldim. Çok eğleniyorum. Çok güzel vakit geçiriyorum. Sabah okuluma gidip gösterileri izledim. Burada da şarkılar dinledim” diye konuştu.“Belediyemize teşekkür ediyoruz”Çocukları ile etkinliklere katılan Hilal Tanju ise, “Bugün çocuklarımı etkinlikler için buraya getirdim. Kitaplarımızı alıp çaylarımızı içtik. Palyaçolar eşliğinde yüzlerimizi boyadık. Belediyemize teşekkür ediyoruz. Çocuklarımız için yapılan etkinliklere katılıyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Beşiktaş’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı Beşiktaş’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, düzenlenen bir dizi etkinlik ile coşkuyla kutlandı. Programda konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, “Biz geleceğe doğru umutlu adımlar atıyoruz. Siyasetin olmadığı, insanların kutuplaşmadığı, keskinleşmediği, kavga etmediği, gerçek sorunlara, gerçek çözümler ürettiğimiz yepyeni bir dönem. O dönemin umuduyla burada sizlere sesleniyorum ve bu duygularla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı kutluyorum” dedi.Beşiktaş’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı düzenlenen bir dizi etkinlik ile coşkuyla kutlandı. Programa Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü Sedat Işık, Beşiktaş Kaymakamı Yavuz Bingöl ve protokol üyeleri katıldı. Program kapsamında kurulan oyun alanlarında doyasıya eğlenen çocuklar, halk oyunu gösterisi de düzenledi. Etkinlikte halk oyunları gösterisini Hasan Ali Yücel Ortaokulu sergilerken, 23 Nisan şiirini Murat Beyaz İlkokulu öğrencisi okudu.“Biz geleceğe doğru umutlu adımlar atıyoruz”Programda konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, “23 Nisan bizim için çok önemli. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu güzel bayramı, bu güzel anı çocuklara armağan etmesi çok önemli. Yine önümüzde biliyorsunuz Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’mız olacak. Onu da gençlere armağan etmiştir. Aslında bir vizyon önümüze koymuştur. Bütün Kurtuluş Savaşı planlarını yaptığı, Cumhuriyet fikrini geliştirdiği düşman gemileri Dolmabahçe önüne geldiğinde ‘geldikleri gibi giderler’ dediği yerin adı Beşiktaş. 16 Mayıs 1919 Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Akaretler’deki evinden yola çıkıp Beşiktaş Meydanı’na inip Kartal İstimbotu’na binip Bandırma vapuruna geçmiştir ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. Beşiktaş’tan başlatmıştır. Yine Ulu Önder’in hayata gözlerini yumduğu yerin adıdır Beşiktaş. Dolayısıyla biz her gün güne başlarken bu sorumluluk duygusuyla güne başlıyoruz. Bu sorumlulukla hareket etmeye çalışıyoruz ve onun bize gösterdiği yolu takip etmeye özen gösteriyoruz. Biz geleceğe doğru umutlu adımlar atıyoruz. Siyasetin olmadığı, insanların kutuplaşmadığı, keskinleşmediği, kavga etmediği, gerçek sorunlara, gerçek çözümler ürettiğimiz yepyeni bir dönem. O dönemin umuduyla burada sizlere sesleniyorum ve bu duygularla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı kutluyorum” diye konuştu.23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliğinde eğlendiğini söyleyen 14 yaşındaki Ela Ataysın, “Buraya eğlenmeye geldik. Güzel bir gün. Mısır dağıtılıyor, onları yiyeceğiz. 23 Nisan etkinlikleri için buraya arkadaşlarımız da geldi ve gösteri yaptılar. Biz de onları izledik” dedi.
Sivas Bozyiğit: “Hedefimiz, sizleri donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirebilmektir” Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları Kurucusu Onur Feridun Bozyiğit, hedeflerin çocukları donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirmek olduğunu söyledi. Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları Kurucusu Onur Feridun Bozyiğit, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı dolayısıyla açıklama yaptı. Bozyiğit, “ 104 yıl önce ortaya çıkan bu bağımsızlık iradesi, İstiklal Savaşı’nı büyük bir kahramanlık ve kararlılıkla yürütmüş, vatan topraklarını işgalden kurtararak, sonsuza kadar yaşayacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur ve dünya tarihinde başka milletlerin bağımsızlık mücadelelerine de ilham kaynağı olmuştur” dedi. “Varlığımızın en büyük teminatı olacaksınız” Eğitim Uzmanı Onur Feridun Bozyiğit, "Hedefimiz, sizleri özgürce düşünen, inisiyatif alabilen, sorgulayan, farkındalığı yüksek, hayatın güçlükleri ile baş edebilecek ölçüde donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirebilmektir. Bunu başarabildiğimiz takdirde bugünün çocukları, yarının gençleri olarak sizler ülkemizin sadece zenginliği değil, varlığımızın da en büyük teminatı olacaksınız. Bu süreçte bizlerde sorumlu ve duyarlı çabalarınızda sizlere destek verecek ve her zaman yanınızda olacağız" ifadelerini kullandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten dileklerle kutlayan Bozyiğit, “ Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bizlere bağımsızlığımızı armağan eden Milli Mücadeleye emeği geçmiş tüm kahramanlarımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyor, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum " diye konuştu.
Burdur Burdur Emniyeti polis aracına binmek isteyen engelli genci kırmayıp şehir turu attırdı Burdur’da Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen 23 Nisan törenlerine giderken yolda gördüğü polis aracına binmek isteyen Cem Özen isimli işitme engelli genç ,polis abileri tarafından araçla gezdirilerek şehir turu attırıldı. Cem’in polis kornasına bastığı anda ki mutluluk yüzüne yansıdı. Burdur’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. Burdur halkının coşku ile izlediği gösteriler büyük beğeni topladı. Burdurlu çocukların dışında farklı bir mutluluk yaşayanlardan biri de işitme ve bedensel engelli Cem Özen’di. Babası Özcan Özen ile birlikte töreni izlemek yola koyulan Cem, yolda bekleyen polisleri görünce yanlarına gidip polis aracına binip gezmek istedi. Cem’in bu isteğini kırmayan Burdur İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri Cem’i polis aracıyla gezdirerek ona unutulmaz anlar yaşattı. Yolda yanından geçtiği polislere selam vermeyi de unutmayan Cem’e polis abileri de selam vererek onun sevincine ortak oldu. Cem’in polis kornasına basarak dolaştığı anlarda yaşadığı mutluluk ise yüzüne tebessüm olarak yansıdı. Yolda giderken polis abilerine sürücülere ceza yazma talebinde bulunan Cem’e ise polisler tarafından, “Bugün bayram ceza yazmıyoruz kimseye” diyerek karşılık verdi. Burdur İl Emniyet Müdürlüğü tarafından o anlar sosyal medya hesabında paylaşıldı.