POLİTİKA - 13 Ocak 2018 Cumartesi 18:57

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Figüranlık yapmak yerine oyun kuran tuzak bozan bir Türkiye var”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Figüranlık yapmak yerine oyun kuran tuzak bozan bir Türkiye var”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün güçlü demokrasisi ile bölgesine ilham olan din, dil, ırk ayrımı yapmadan tüm mazlumlara kucak açan güçlü bir ülke var.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün güçlü demokrasisi ile bölgesine ilham olan din, dil, ırk ayrımı yapmadan tüm mazlumlara kucak açan güçlü bir ülke var. Bugün artık bölgesel ve küresel senaryolara figüranlık yapmak yerine oyun kuran tuzak bozan bir Türkiye var” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl’de AK Parti’nin 6. Olağan Kongresine katıldı. “Aşık ne güzel söylemiş Bingöl 4 dağ içinde. Yanarım yağ içinde, kim Bingöl’ü sorarsa bir yarım var içinde” diyerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizde bugün 2,5 senelik hasretin ardından Bingöl’de binlerce yarimizi görmeye geldik. Sizlerle kucaklaşmaya, hasret gidermeye ve hasbihal etmeye geldik” ifadelerini kullandı.



“Terör örgütlerinin topu birden gelse bizi yolumuzdan alı koyamaz”


2019 seçimleriyle tamamen yürürlüğe girecek olan yeni sistemde ülkenin siyasete dışarıdan müdahalelere zemin hazırlayan kargaşa ve istikrarsız ortamın artık tarihe karışacağına dikkat çeken Erdoğan, “Yeni yönetim sistemiyle beraber Türkiye 2023 hedeflerine hızlı ilerleyecek, 2053 ve 2071 vizyonuna daha sıkı sarılacaktır. Bunun yanında Bingöl 15 Temmuz hain darbe girişimi karşında gerçekten takdire şayan bir tavır sergiledi. O gece boyunca Bingöl halkı, ellerinde bayrakları dillerinde dualarıyla, kadını erkeği, genci yaşlısı ile tüm Türkiye’ye örnek oldu. ‘Darbeye hayır direnişe devam diyerek’ hain FETÖ’cülere meydanı dar eden her bir Bingöllüye teşekkür ediyorum. Bugün salonu dolduran kardeşlerimin gerek 15 Temmuz gecesi gerekse 29 gün boyunca PTT kavşağında demokrasi nöbeti tuttuğunu biliyorum. Şundan emin olun, Bingöl bu azim, cesur tavrını devam ettirdikçe hiçbir güç Türkiye’yi bölemez. Bu milleti parçalayamaz. Bingöllü kardeşlerim iradelerine, ülkelerine, devletlerine bu şekilde sahip çıktıkça evelallah hiçbir fitne tohumu bu topraklarda yaşayamaz. Bingöl halkı demokrasi, halk, adalet, kardeşlik dedikçe kimse bu ülkeye diz çöktüremez. Siz bizim yanımızda böyle kararlı ve dik durursanız terör örgütlerinin topu birden gelse bizi yolumuzdan alıkoyamaz. Nitekim görüyorsunuz başarılı olamıyorlar ve olamayacaklar. Onca çabalarına onlara her türlü imkana boğan arkalarındaki güçlere rağmen, vatan toprağının tek bir taşını dahil bizden koparamıyorlar. Ne FETÖ’cü hainler ne de bu katiller sürüsünü üzerimize salanları, ellerindeki onca güce, sergiledikleri onca iki yüzlülüğe rağmen hiçbir mesafe alamadılar. O gece tarihin en büyük ihanetini sergileyen FETÖ’cü alçaklar, tanklarına, toplarına, ölüm kusan silahlarına rağmen bu milleti ürkütemediler, sindiremediler, korkutamadılar” diyerek İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un “Korkma” şiirini okudu.



“Figüranlık yapmak yerine oyun kuran tuzak bozan bir Türkiye var”


“Bu millet Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi Türk’ü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Arapı Boşnakı Romanı olmak üzere 81 milyon tek yumruk olarak FETÖ ’nün işgal ordusunu hezimete uğratmıştır” diyen Erdoğan, “Bu millet ölüm kusan silahlara, tanklar ve uçaklara rağmen bağımsızlığından zerre kadar taviz vermemiştir. Hamd olsun bizlerde yaptığımız çalışmalarla bu necip millete ve Bingöl’ün insanlarına layık olmaya çalışıyoruz. Sizlerden aldığımız güçle zalimler karşısında dik duruyor, Filistin’den Arakan’a Yemen’den Afganistan’a tüm mazlum ve mağdurlara sahip çıkıyoruz. Kudüs’te sahip çıktık. BM Genel Kurulunda ne oldu. Dünya bizim yanımızda yer aldı. Son Kudüs meselesinde mukaddes perdelerimizi korumak barış ve istikrarı temin etmek için gerekirse dünyayı ayağa kaldırırız dedik ve tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bugün artık uluslar arası ilişkilerde ekonomide, diplomaside ve savunma sanayisinde yükselen bir Türkiye gerçeğini kabul ediyor. Bugün güçlü demokrasisi ile bölgesine ilham olan din, dil, ırk ayrımı yapmadan tüm mazlumlara kucak açan güçlü bir ülke var. Bugün artık bölgesel ve küresel senaryolara figüranlık yapmak yerine oyun kuran tuzak bozan bir Türkiye var. Geldiğimiz nokta itibariye Türkiye’nin olurunun alınmadığı Türkiye’nin rızasının gözetilmediği hiçbir girişimin başarı şansı yoktur. Türkiye’nin hassasiyetleri hesaba katılmadan atılacak tüm adımlar er yada geç akim kalmaya mahkumdur” şeklinde konuştu.



“Tüm teröristlerden FETÖ’cü ve bölücü alçaklardan döktükleri kanın mutlaka hesabını soracağız”


Türkiye’nin milli güvenliğini ilgilendiren tüm konularda hem masada hem sahada olmaya devam edeceğine dikkat çeken Erdoğan, “Güvenlik birimlerimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada birliğimize, istikbal ve istiklalimize kast eden tüm şer şebekelerinin heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz. Özellikle vatandaşlarımızın kanını döken tüm teröristlerden FETÖ’cü ve bölücü alçaklardan döktükleri kanın mutlaka hesabını soracağız. Toprağa düşen her bir şehidimizin, yaralanan her bir gazimizin, geride gözü yaşlı bütün masum eşlerin, annelerin, yavruların acısını bu katil sürülerin asla yanına kar bırakmayacağız” diye konuştu.



“Bingöl 81 il arasında istihdamını en fazla artıran üçüncü oldu”


Bingöl’e her gelişinde daha da güzelleştiğine, büyüdüğüne hedefler doğrultusunda ciddi mesafe kat ettiğine şahit olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:


“Bingöl sadece demokrasi mücadele konusunda öncülük yapmıyor aynı zamanda ekonomik ve ticari alanlarda gerçekten göz dolduruyor. AK Parti hükümetleri ile Bingöllü kardeşlerim artık hak ettikleri layık oldukları hizmetlerle buluşuyor. Gerek resmi kurumlarımızın gerekse özel sektörümüzün yaptığı yatırımlarla Bingöl’ün çehresi değişiyor. Şehrimiz bölgenin cazibe merkezi haline dönüşüyor. Sadece tarım ve hayvancılıkta değil Bingöl üretimde, sanayide istihdamda da büyük atılımlar gerçekleştiriyor. 2017 yılı istihdam seferberliğinde Bingöl 81 il arasında istihdamını en fazla artıran üçüncü oldu. Güvenlik artıkça, terör örgütünün baskısı kalktıkça tüm doğu ve güneydoğu yeni fabrikalarla üretim tesisleriyle gençlerimize iş imkanı sunacak yeni projelerle tanışıyor. Özellikle Sütaş firmasının Bingöl’de bin 6o kişiye doğrudan istihdam 8 bin kişiye dolaylı istihdam sağlayacak bir fabrikasının şuanda inşaat çalışmaların devam ediyor. Bölgenin en büyük entegre tesisi olacak proje tamamlandığında Bingöl ile birlikte çevre illerde bundan nasibini alacak. 144 milyon dolarlık bir maliyetle kurulan bu tesiste 10 bin kapasiteli damızlık süt sığırı çiftliği, 5 bin kapasiteli besi çiftliği olacak. Bizzat takip ettiğimiz bu projenin en kısa sürede faaliyete geçmesini arzu ediyoruz. Kentpark projesi ile şehre 5 kilometre, havalimanını 12 kilometre mesafe uzaklıkta olan 110 bin metre kare bir alan üzerine yapılacak bir cazibe merkeze ve turizm kompleksi inşa edeceğiz. İçinde 5OO yataklı termal otel, bir alışveriş merkezi, açık ve kapalı yüzme havuzları, spor tesisleri, yapay göl yer alacak. Bingöl’ü bir üst lige taşıyacak bu projenin de en kısa sürede tamamlanmasını diliyorum.Söz verdiğimiz gibi Bingöl’ü doğalgaz ile buluşturduk. Bazı vatandaşlarımız kullanmaya başladı. Bazıları ise hala direniyor. Şehrin diğer alanlarında da altyapı çalışmaları sürüyor. Gelecek yıl şehrin tamamını doğalgazın konforuyla tanıştırmış olalım ki benim hanım kardeşlerim çektikleri çileden kurtulsun. Çapakçur deresi üzerinde bir köprü vardı. Fakat bu köprü Bingölümüzün ihtiyaçlarını karşılamıyordu. Yaklaşık 30 milyonluk bir yatırımla 16 ayaklı 547 metre uzunluğunda, 28 metre genişliğinde son derece modern bir köprüyü 7 ay gibi rekor bir sürede tamamlayıp Bingöllü kardeşlerimizin emrine sunduk.”




“Güçlü Türkiye, bilirsiniz ki dünyaya ayar veren Türkiye olacaktır”


“Son 15 yıl içerisinde oyunları boza boza, fitne teşebbüslerini, milletimizin bir birine düşürmeye yönelik kaos senaryolarını yırta yırta geldik” diyen Erdoğan, “Hiçbir kazanımımız bize altın tepside sunulmadı. Elde ettiğimiz hiçbir başarı tesadüfen ortaya çıkmadı. Ülkemizin yakaladığı her başarıda, kat ettiğimiz her mesafede alnımızın teri var. Bingöllü kardeşlerim gibi milletimizin desteği, duası, niyazı desteği var. Bir taraftan terör örgütleri ve vesayet odakları ile mücadele ederken, diğer taraftan vatandaşlarımıza hizmet ettik. Ekonomide ileriye giderken, demokrasiyi kültürel hak ve özgürlükleri ihlal etmedik. Klavyelerin dillerini çok iyi okuduk. İnançların üzerindeki baskı ve ötekileştirmeye biz son verdik. Üniversite kapılarında gözü yaşlı bekleyen kız çocuklarımızın sorunlarını sizlerin desteği ile biz çözüme kavuşturduk. O başörtülü kızlarımız üniversite kapılarında ne çile çekti biliyorsunuz değimli. Demokraside, adalette, özgürlükte AK Parti iktidarının getirdiklerini kimse getiremedi. Güçlü Türkiye, bilirsiniz ki dünyaya ayar veren Türkiye olacaktır. Dünyanın geri kalanından fazlamız var, hamdolsun eksiğimiz yok. Biz demokraside, adalette, hak ve özgürlüklerde artık Avrupa veya Amerika ile yarışmıyoruz. Kendimizle yarışıyoruz. Batı dünyasının ırkçılık ve faşizme yuvarlandığı bir dönemde Türkiye hukuk, adalet, toplumsal barış ve özgürlükler noktasında bir çok ülkeye örneklik yapıyor. Bize her fırsatta kibirli bir şekilde demokrasi dersi verenlerin, göçmenlere, yabancılara, dini inancı farklı olanlara nasıl davrandıklarını, onları nasıl aşağıladıklarını hep beraber görüyoruz. Şimdi değerli kardeşlerim 2019 unutmayın bir viraj yılıdır. Mart’ta belediye başkanları seçimi var. Kasım’da parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Türkiye 2019 virajını geçmesi halinde bilesiniz ki bu yarış daha da hızlanacaktır. 2019 virajını da geçmiş 15 yılda olduğu gibi başarıyla dönmek zorundayız. 2019’a kadar durmadan dinlenmeden gecemizi gündüzüme katarak tüm kadrolarımızla yoğun bir şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Bunun için rabiamıza çok sıkı sarılacağız. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, biz 80 milyon tek milletiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’in geleneksel festivaliyle Bayındır’da yine çiçekler açtı İzmir’in Bayındır Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Çiçek Festivali’nin 25’incisi ilçedeki Atatürk Caddesi’nde açılan 450 stant ile başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay 25-28 Nisan tarihlerinde düzenlenen 25’inci Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali’nin açılış törenine katıldı. Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu’nun ev sahipliği yaptığı programda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mahir Polat, Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Bayındır Kaymakamı Emin Kaymak, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları, oda, kooperatif ve siyasi partilerin temsilcileri, belediye meclis üyeleri, mahalle muhtarları yer aldı. “Halkımız seçimden sonra tüm Türkiye’nin dağlarını çiçekle bezedi” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, festival alanına kendisini ilçe girişinde karşılayan Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir ile geldi. Kortej ve bando eşliğinde yürüyen Başkan Tugay, halkın yoğun ilgisiyle karşılaştı. Bayındır’da rengarenk bir görüntü oluşturan ve dört günü kapsayacak geleneksel festivalin açılış töreni ilçe stadında halk oyunları ve gösterilerle başladı. Çiçek üreticilerinin yanında başta tarım olmak üzere farklı sektörlerden stantların da açıldığı, konserler, gösteriler ve yarışmaların düzenleneceği festivalin açılışını yapan Başkan Cemil Tugay, “Bayındır’ı Türkiye’de çiçeğin başkenti yapan herkese teşekkürler ediyorum” dedi. Başkan Tugay, “Çiçek bize doğanın sunduğu en güzel nimetlerden birisi. En özel günlerimizdeki en güzel hediyelerimizden birisi. Bir evin, bahçenin, balkonun çiçekli olmasının ne demek olduğunu gözünüzü kapatıp bunu hayal ederek anlayabilirsiniz. Böylesine özel ve değerli bir ürünü üretmek gerçekten en çok Bayındır ve Bayındırlılara yakışırmış. Yıllar öncesinden o faaliyeti başlatan o teyzemizi rahmetle anmak isterim. O günden bugüne bu emeği büyüterek bugünlere getiren herkesi de tebrik etmek isterim. Bize üretmek, güzellikler ortaya çıkarmak yakışıyor. Son seçimden sonra halkımız sadece İzmir’in değil Türkiye’mizin dört bir köşesinin dağlarını çiçeklerle bezedi. Bu güzel sonucun bizlere nasıl umut verdiğini ve geleceğe dair nasıl bir sorumluluk yüklediğini biliyoruz” dedi. “Verdiğimiz sözleri tek tek yerine getireceğiz” Seçimden önce olduğu gibi yine bir araya geleceklerini, birlikte çalışacaklarını belirten Başkan Tugay, “Bugün festivalde güç birliği yaptığımız değerli Davut Başkan’ımızı ve onun nezdinde Bayındır Belediyesi’nin tüm çalışanlarını saygıyla selamlıyorum. Önümüzdeki günlerde Bayındır, Küçük Menderes ve İzmir’imizin dört bir köşesinin daha iyi yaşam şartlarına sahip olabilmesi için ve ayrıca verdiğimiz tüm sözlerin hepsini tek tek yerine getirmek için iş birliğimizi sürdüreceğiz. Bayındır’da 25’inci kez çiçek festivali kutlanıyor. İnanıyorum bir gün 50’ncisi olacak. İnanıyorum bir gün şu an aramızda olan küçük çocuklarımız 100’üncüsünü kutlayacaklar. Bayındır’ımıza kutlu olsun. Nice güzel günlerde birliğimiz, beraberliğimiz devam etsin” ifadelerini kullandı. Başkan Tugay’a teşekkür Festivale katkılarından dolayı Başkan Tugay’a teşekkür eden Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu ise “Başladığı günden beri ilçemizin gelişimine katkı sağlayan, sosyal, kültürel ve ekonomik hayatımıza hız kazandıran, her sene sabırsızlıkla beklediğimiz çiçek festivalimizde birlikte olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Festivalimizin ilçemiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi. “Altın yıllarını da görecek” 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasını hatırlatan Bayındır Kaymakamı Emin Kaymak, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla, hürmetle anmak istiyorum. Bayındır, gümüş yıl diyebileceğimiz 25’inci yılını idrak etmekte. İnanıyorum altın yıllarını da görecektir” diye konuştu. “Türkiye’ye çiçeği biz tanıttık” Bayındır Çiçek Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (BAYÇİKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Ersoy Sümerkan da çiçekçiliğin Bayındır’daki tarihine değindi. Hikayenin bir evde başladığını ve arazilere yayıldığını belirten Sümerkan, “Türkiye’ye çiçeği tanıtan Bayındırlılardır. Önce mahallede satmaya başlamışlar, sonra pazarlara gitmişler, büyümüş. Çiçeği tanıtmışlar. Bu bir gerçektir. İddialıyız; Türkiye’ye çiçeği biz tanıttık” dedi. Başkan Tugay ve renkli anlar Açılışın ardından festival alanını gezen Başkan Tugay ve vatandaşlar arasında renkli görüntüler ortaya çıktı. Gösteriler eşliğinde stantlar boyunca yürüyen Başkan Tugay, üreticilerle sohbet etti, esnafla şakalaştı. Başkan Tugay, daha sonra Bayındır Belediyesi’ne geçerek Başkan Davut Sakarsu’nun makamını da ziyaret etti. Tugay ayrıca AK Parti’den istifa eden Karahalilli Muhtarı Hasan Sarıyeri’ye CHP rozeti taktı. Festivalin ilçeye kattıklarıyla en önemli sektör çiçekçilik Bayındır, son yıllardaki artışla dış mekân süs bitkileri üretiminde ilk sıraya yerleşti. İlçede çiçekçilik sektöründe yaklaşık 5 bin kişi istihdam ediliyor. Kooperatifler aracılığı ile yurtiçi ve yurtdışında belediyelere, otellere, site yönetimlerine, peyzaj şirketleri ile diğer özel ve resmi kuruluşlara mevsimlik, yer örtücü, çalı ve ağaç grubu, saksılı süs bitkilerinin üretimi ve satışı yapılıyor. Bayındır’da 1998 yılından beri çiçek festivali düzenleniyor. 8 üretici ile başlayan festival artık tüm Türkiye ve dünyada bilinen bir etkinlik halini aldı.
İstanbul Tekstilde çevreci dönüşüm vurgusu GAİB Başkanı Fikret Kileci, “Tekstili dönüştürmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ki yaptığımız konvansiyonel üretimlerden çıkıp, günümüz şartlarına uygun daha çevreci, doğa dostu, insanları yok saymayan yöntemlere doğru geçmemiz lazım” dedi. Türkiye’de İş Dünyası dergisi tarafından başlatılan Mahkeme Sohbetleri 18 Nisan’da dokuzuncu kez iş dünyasıyla bir araya geldi. Bu kez “Tüm Sektörlerde Sürdürülebilir İnovasyon” başlığı altında toplanan farklı sektörlerden bir araya gelen temsilciler konuya ilişkin bilgi ve fikir alışverişinde bulundular. “Sürdürülebilirliğin düşmanı modadır” Sürdürülebilir inovasyonu bir tekstilci gözüyle değerlendiren GAİB Başkanı Fikret Kileci, bu kavramların eskiden bir moda ve satış argümanı olduğunu ancak işlerin artık değiştiğini söyledi. Bu dönüşüme ayak uydurmak adına bir an önce aksiyon almak gerektiğini dile getiren Kileci, “Burada da en öncelikli konu eğitim. Bu eğitim ve farkındalıkları oluştururken de konuya inanan, bunun öneminin farkında olanlarla süreci yönetip bu alanda bir başarı hikayesi yazmamız gerekiyor, bu sayede de toplumun geriye kalan kısmının da bu alanı takip etmesini sağlamamız lazım. Bugün bu adımları atmazsak daha sonra çok daha büyük bedeller ödemek zorunda kalırız” diye konuştu. “Sürdürülebilirliğin düşmanı modadır” diyen Kileci, hızlı tüketimin sürdürülebilirliği öldürdüğünü de aktararak, “İklim değişiyor, mevsimler değişiyor, dünyamız tümüyle değişiyor. Birileri var ki bu durumu çok erken fark ettiler ve hızlı aksiyon aldılar. Ama bir kesim de var ki durumun kendi menfaatlerine yarar sağlamayacağını fark edip değişime direniyor. Her eylemin mutlaka doğru yapanı da vardır, yanlış yapanı da. Geçen haftalarda Brüksel’deydim, bir platforma katıldım. Orada şunu fark ettim ki; Hindistan, Pakistan, Malezya, Bangladeş gibi rakip ülkelerimiz bizden çok öndeler. Mesela Pakistan ciddi anlamda olayın farkında. Bu durumu herkes biliyor, Avrupa’da konuşuluyor, dünyada konuşuluyor ama aksiyon alınmıyor. Aslında haksız da değiller, durumda bir bilinmezlik var” dedi. Tekstil özelinde de bir değerlendirmede bulunan Kileci, şöyle konuştu; “Tekstil bugün en önemli sektörlerden bir tanesi. Dolayısıyla bizim sektörümüzde bugün Türkiye’de milyarlarca Dolarlık yatırımlar var. Planlı ve programlı bir şekilde devletinde öncülüğünde tekstili dönüştürmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ki yaptığımız konvansiyonel üretimlerden çıkıp, günümüz şartlarına uygun daha çevreci, doğa dostu, insanları yok saymayan yöntemlere doğru geçmemiz lazım.” “Gelecek, zanaati olan insanın elinde olacak” TİAD Başkanı Murat Akyüz, sürdürülebilirlik kavramının inovasyona olan etkisine değinerek şu sözleri kullandı; “Sürdürülebilirlik gelişebilir olmalı. Dolayısıyla sürdürülebilirlik ve inovasyon birlikte değerlendirilebilecek bir süreç. Sürdürülebilirliğin kendisi başlı başına kadındır. Kadın olmazsa sürdürülebilir olamayız.” TİAD’ın bu kapsamdaki çalışmalarına değinen Akyüz, “Sürdürülebilirlik adına TEMA ile çalışmalar yapıyoruz. Örneğin artık birini ziyaret etmek için gittiğimizde ona çikolata almak yerine adına bağışladığımız ağaç sertifikasını veriyoruz. Bunun bir de teknolojik tarafı var. Bu alanda sürdürülebilirliği birazda kopyalıyoruz diyebiliriz. Yurt dışında bu işin öncüsü olan firmalardan bize uygun olan gelişmeleri ülkemize transfer etmeye çalışıyoruz” dedi. Teknolojinin büyük bir hızla ilerlediğini de sözlerine ekleyen Akyüz, derneğin yapay zekâyı ve makineleşmeyi oldukça aktif olarak kullandığını ifade etti. Akyüz, son olarak gençlere de bir çağrıda bulunarak şunları söyledi; “Üniversite mezunu arkadaşlarımızı mutlaka teknoloji fuarlarını özellikle de endüstri ve üretim ile ilgili olan fuarlarını gezmelerini öneriyorum. Çünkü gelecek, elinde bir zanaati olan insanın elinde olacak. Ekim ayında Maktek Avrasya Fuarı var. Gelip orada teknoloji ile tanışmalarını rica ediyorum.” “İthalata bağlı olmayan tek sektör yazılım” Sürdürülebilir inovasyon tüm dünyada yaygınlaşmaya devam ediyor. Bu kavramı yazılım ve teknoloji açısından ele alan TÜYAFED Başkanı Mustafa Çalış, “İnovasyon konusunda temel hedefimiz sürdürülebilirlik ve teknoloji. Bugün ülkemizi ilk 10 ekonomiye taşıyacak yegane güç; teknoloji ve yazılımdan geçiyor. Eğitim ve ihracat özelinde inovasyonları birleştirip, şirketlerin kombinasyonlarını sağlayarak dünyaya adapte etmemiz gerekiyor. Şu anda ilk 10 ekonominin yedisi teknoloji alanındaki şirketleri kapsıyor. Biz ise ülke olarak 21’inci sırada yer alıyoruz. Endüstri 3.0 ya da 4.0’dan artık yazılım devrimine doğru geçmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla buraya yapacağımız yatırımlar ülkenin kaderini değiştirecek unsurlardır” şeklinde konuştu. İhracat özelinde değerlendirmelerde de bulunan Çalış, “Ülkemizde şu anda 3,5 milyar Dolarlık yazılım ve teknoloji ihracatı var. Bu da Türkiye’nin bugün 255 milyar Dolarlık ihracatının yüzde 1,4’üne tekabül ediyor. Sürdürülebilir inovasyon tarafındaki çalışmalarla kamu, sanayi ve STK entegrasyonlarıyla beraber ülkemizi yukarıya doğru taşıyabiliriz. Dünya trilyon Dolarlık hacme doğru giderken Türkiye’nin de bu pazarda yerini alması gerekiyor. Bu da inovasyonla, dijital dönüşümle gelişebilir. Bugün ithalata bağlı olmayan tek sektör yazılım.” “Sürdürülebilirliğe bireysel bakmak gerek” Konuyu hukuki yönüyle ele alan Stratejik Satın Alma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Arya Kadın Girişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Kurt ise tüm alanlarda karşılaşıldığı gibi sürdürülebilirlik alanında da bazı rezistanslarla karşılaşıldığını aktardı. Konuya bireysel bakmak gerektiğini belirten Kurt, “Özellikle sürdürülebilirlik konusuna biraz bireysel bakmak gerektiğini düşünüyorum. Kanunla desteklenmesi gerektiğine de inanıyorum ancak diğer yandan da eğitimden şirket politikalarına kadar uygulamalarda alışkanlıkların değiştiriliyor olmasına çalışılması lazım. Örneğin bu konunun okullarda ders niteliğinde öğretilmesi gerekiyor. Çünkü çocukların dijital dünyadaki etiğin nasıl olduğunu doğru anlaması önemli. Aynı şekilde sürdürülebilirliği de anlatmak gerekiyor. Çünkü bu kavram iki çöpü birbirinden ayrıştırmak demek değil” dedi. “Fikrimize sahip çıkalım” Dijital ortamda sınırların e-ticaret ile ortadan kalktığını söyleyen Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, bu durumun bazı riskleri de beraberinde getirdiğini dile getirdi. Bu risklerden de söz eden Yamankaradeniz; “Markanızı, tasarımlarınızı tescil işlemleriyle koruma altına almazsanız çok ciddi maddi kayıplara uğrayabilirsiniz. Üstelik bunun için artık markanızı veya buluşunuzu ülke çapında tescil ettirmek de yeterli değil. Uluslararası marka tescili, küresel pazarda rekabet avantajı elde etmek için kritik bir adımdır. Öte yandan tescilli markaların dahi taklit edilebilmesi, global marka izlemenin önemini de ortaya koyuyor” dedi.
Bursa Yıldırım’da ilkokullu sporcular ödüllendirildi Yıldırım’daki 39 okuldan 890 öğrenci Okul Sporları İlçe Şenlikleri’nde kıyasıya yarıştı. İlkokul kademesinde dereceye giren öğrencilere ödülleri verilirken yarışmaya katılan tüm okullara Yıldırım Belediyesi tarafından spor malzemesi dağıtımı yapıldı. Yıldırım Belediyesi, Yıldırım Kaymakamlığı, Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü ve Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü paydaşlığında Yıldırım Belediyesi Okul Sporları İlçe Şenlikleri düzenlendi. Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi’nde gerçekleşen Okul Sporları İlçe Şenlikleri Ödül Töreni ve Malzeme Dağıtımı programına Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın yanı sıra Yıldırım İlçe Kaymakamı Metin Esen, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Sevinç, İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Mehmet Demirci, okul müdürleri ve sporcular katıldı. İlkokul kademesinde dereceye giren öğrencilere ödülleri verilirken yarışmaya katılan tüm okullara Yıldırım Belediyesi tarafından spor malzemesi dağıtımı yapıldı. Okul Sporları İlçe Şenlikleri’ne ilkokul kategorisinde 39 okuldan 890 öğrenci katıldı. Final Müsabakaları oynanan ilkokul yarışmalarında final mücadelesinde Naz Özdilek İlkokulu ve Hasan Öztimur 75. Yıl İlkokulu öğrencileri karşı karşıya geldi. Az bir farkla Naz Özdilek İlkokulu şampiyon olmaya hak kazandı. Ortaokul kategorisinde katılan bin 944 sporcu arasından dereceye girenler önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek final programı ile kupalarına kavuşacak. Okul Sporları İlçe Şenlikleri ile toplamda 4 bin 142 çocuğu sporla buluşturacaklarını ifade eden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Çocuklarımızın ve gençlerimizin; fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimlerinde sporun ayrı bir önemi var. Bu nedenle Yıldırım’ı bir spor kenti yapmak ve sporu tabana yaymak için çalışmalarımız sürüyor. Göreve geldiğimiz 2019 yılından bu yana başta Bursa’nın en büyük spor kompleksi Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi olmak üzere 22 spor tesisini hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde de Yıldırım’ı sporda parlayan bir kent yapmak adına 8 yeni projemiz var. Onları da tamamlayarak hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız. Yıldırım spor yapan gençlerle daha güzel” dedi. Gerçekleştirdikleri spor yatırımlarının meyvelerini gördüklerini aktaran Başkan Oktay Yılmaz, “7’den 70’e herkesin spor yaptığı ve spor tesislerinden istifade edebildiği bir Yıldırım için çalışıyoruz. 2024 yılı itibariyle; lisanslı sporcu sayımız 4 bin 454 olurken sporcularımız 3 bin 440 madalya ve 198 kupa kazandı. 11 tesiste düzenlediğimiz yaz ve kış spor okullarında 20 farklı branşta 169 bin 941 çocuğa, sosyal sorumluluk projelerinde 32 bin 166 çocuğa, özel ihtiyaç sahibi bin 636 çocuk ve ailesine, kadın spor merkezlerimizde 55 bin 704 kadına, toplamda ise 259 bin 458vatandaşa spor ve eğitim hizmeti verdik. Yıldırım Kaymakamlığımız, Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğümüz ve Milli Eğitim İlçe Müdürlüğümüz ile birlikte gerçekleştirdiğimiz turnuva, Yıldırım’ın sporda geldiği noktayı ortaya koyması açısından son derece önemli. Turnuvaya katılım sağlayan okullarımıza ve hocalarımıza teşekkür ediyorum, dereceye girsin girmesin yarışmaya katılma cesareti gösteren evlatlarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu.