GENEL - 16 Nisan 2018 Pazartesi 17:47

Bitlis’te Kültür Haftası etkinlikleri

A
A
A
Bitlis’te Kültür Haftası etkinlikleri

Bitlis’te Kültür ve Turizm Haftası düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Bitlis’te Kültür ve Turizm Haftası düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.


Bitlis Kültür ve Turizm Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından bir konuşma yapan İl Kültür ve Turizm Müdürü Ramazan Gencan, “Turizm aslında en basit ifade ile insanların bir yerden bir yere kültürel aktiviteleri gerçekleştirmek için yaptıkları bir etkinliktir. Ülkemiz maalesef son birkaç yıl öncesine kadar birkaç il ve turizm merkezi dışında özellikle sahil bandına sıkışmış deniz, kum ve deniz üçlüsünün olduğu bir alandı. Fakat son yıllarda yapılan kazı çalışmaları, restorasyonlar ve yeni açılan turizm merkezleri ile beraber adeta cennet vatanımızın her köşesi bir turizm merkezi haline geldi ve dünyanın en çok turist çeken ülkeleri arasında yer almaktadır. Bir ülkede turizm alanında başarı olmak için üç temel unsura ihtiyacımız vardır. Bir tanesi alt yapınızın güçlü olması gerekiyor. Yani bunlar ulaşım sektörleri, konaklama sektörleri, restoranlar gibi alt yapıların sağlam olması lazım. İkincisi kültürel anlamda kazı ve restorasyonlarla turizme açık hale getirerek doğal alanların turizme kazandırmanız gerekiyor. Üçüncüsü, aslında en önemlisi de ne kadar envanteriniz olursa olsun tanıtım yapamazsanız, istediğiniz pastayı alamıyorsunuz” diye konuştu.


Bitlis Valisi ve Belediye Başkan Vekili İsmail Ustaoğlu ise, “Kültürel ve tarihi değerlerini ortaya çıkarmak, kültür ve turizm politikaları ile ülkemizin bu değerlerini ortaya çıkararak, Bitlis’inde buradan alması gereken payı almasını sağlamak ve bu Anadolu’muzun güzel değerlerini bu hafta münasebeti ile toplumumuzun çeşitli kesimleri ile paylaşmak açıkçası bizler açısından da ilimizi açısından da çok çok önemlidir. Çünkü bin yıl önce silinmez mührünü vurduğumuz Anadolu, içinde barındırdığı sayısız değerlerle tarih boyunca dünyanın hep gözbebeği olmuştur. Bacasız sanayi olarak nitelendirilen turizm, sektör olarak ülkelerin en önemli gelir kaynaklarının hep başında gelmiştir. Bu alanda turizm; sahil ve arkeolojik bölgelerinin olmasının ötesinde turizm açısından da çok ciddi bir potansiyeli kendi bünyesinde barındırmaktadır. Ülkemiz dört bir yanı ile kültür ve medeniyet kokan bir coğrafyaya ev sahipliği yapan çok kıymetli bir ülkedir. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine nereye bakarsanız bakın, Anadolu coğrafyasından birçok medeniyetin izlerini görmek mümkün. Bunun yanında da yine her türlü doğal güzelliği de kendi bünyesinde barındıran böyle bir ülkeye sahibiz. Bu anlamda ilimiz tarihi geçmişi milattan önce 4 bin yıllara dayanan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel zenginlikleri ve doğal zenginlikleri ile kimlikli bir şehre sahibiz. Her zaman söylediğim gibi her şehre nasip olmayan birçok özelliği kendi bünyesinde barındıran bir şehre sahibiz. İçinde yaşayanlar belki bu toprakta doğanlar, bu şehrin bu kimliğinin bazen farkında olmayabiliyorlar. Ama dışarıdan gelen birisi olarak birçok kişi bu şehre geldiğinde, her ilçesini ayrı bir tarihi ve doğal güzelliğinin ötesinde ve binlerce yıllık geriye dönük medeniyetlere ev sahipliği yapmış adeta açık hava müzesini andıran bir görünüme sahip olduğunu belirtiyorlar” diye konuştu.


Konuşmaların ardından hafta nedeniyle düzenlenen bazı yarışmalarda dereceye girenlere ödülleri verilirken, halkoyunları ve tiyatro gösterileri yapıldı.


Programın sonunda ise, Bitlisli fotoğraf sanatçılarının fotoğraflarının bulunduğu sergi açılışı yapıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.