GENEL - 17 Ekim 2018 Çarşamba 12:25

Uluslararası Bitlis Tarihi ve İdris - İ Bitlis-î sempozyumu sona erdi

A
A
A
Uluslararası Bitlis Tarihi ve İdris - İ Bitlis-î sempozyumu sona erdi

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ile Türk Tarih Kurumunun ortaklığında başlatılan Uluslararası Bitlis Tarihi ve İdris-i Bitlis-î sempozyumu sona erdi.

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ile Türk Tarih Kurumunun ortaklığında başlatılan Uluslararası Bitlis Tarihi ve İdris-i Bitlis-î sempozyumu sona erdi.


Bitlis Valiliği, Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı (BETAV), Bitlis ve Yöresi Tarih ve Kültür Araştırma ve Uygulama Merkezi (BİTAM), Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz Belediyelerinin desteği ile üniversitenin ev sahipliğinde düzenlenen sempozyum gezi programları ile sona erdi. Yurtiçi ve yurt dışından birçok bilim insanının katılımıyla gerçekleşen Uluslararası Bitlis Tarihi ve İdris-i Bitlis-î sempozyumu, 2 gün boyunca 4 farklı salonda 100’ü aşkın bildirinin sunulmasının ardından yapılan kapanış ve değerlendirme oturumu ile sona erdi. Sempozyum düzenleme kurulu adına Prof. Dr. Mehmet İnbaşı ve Prof. Dr. Mehmet Demirtaş kapanış ve değerlendirme oturumunun başkanlığını yaptı. Prof. Dr. Demirtaş, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda seçkin akademisyeni üniversitede ağırlamaktan onur duyduğunu belirterek, bunun Bitlis ve üniversitemiz için tarihi zamanlar olduğunu söyledi. Sempozyumdan çok önemli sonuçlar elde edildiğini bunun da üniversiteye büyük katkıları olacağını belirten Dmirtaş, sempozyumun bu güne kadar yapılan en büyük faaliyetlerin başında geldiğini ifade etti. Bitlis tarihi ve İdris-i Bitlis-î ile ilgili etraflı ve nitelikli sunumların yapıldığını ekleyen Demirtaş başta katılımcılar olmak üzere katkısı olan herkese teşekkür etti.


Kapanış ve değerlendirme oturumunda yer alan bütün akademisyenler sempozyumun uluslararası özelliğine vurgu yaparak sempozyumun çok başarılı ve nitelikli geçtiğini dile getirerek sempozyum dolayısıyla Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım’a teşekkür ettiler. Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen akademisyenleri değerlendirmelerinde, başta Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ve Prof. Dr. Mehmet İnbaşı olmak üzere düzenleme kuruluna özellikle teşekkür ederek üniversitenin ev sahipliğine ve misafirperverliğine de vurgu yaptılar.


Sempozyumun uluslararası niteliğinin oldukça önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet İpşirli, “Sempozyumun 9 kuruluş tarafından desteklenmesi çok önemli. Ülkenin her yerinde açılmış olan üniversiteler bulundukları bölgenin tarihine ve coğrafyasına katkı sağlayacak olurlarsa ülkemiz için çok büyük bir kazanç olacak” dedi.


Prof. Dr. İpşirli, genellikle Osmanlı tarihinin merkez teşkilatı, bürokrasisi ve diplomasisinin araştırıldığını ve taşra teşkilatlarının ihmal edildiğini söyledi. Osmanlı taşrası konusunda bilgilerimizin eksik olduğunu dile getiren Prof. Dr. İpşirli: “Yeni üniversitedeki genç hocalarımız taşrayı, Osmanlı eyaletlerini, buralardaki iktisadi, ilmi ve ticari gelişmeleri tez konusu olarak incelerlerse çok büyük kazanç elde ederiz. Böylelikle tarihimizin mozaiğini tamamlama imkânı buluruz” ifadelerini kullanarak sempozyumun başarısından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.


Bu tür sempozyumların desteklenmesi gerektiğini ve her alanda bunu dile getirdiğini belirten Prof. Dr. Feridun Mustafa Emecen, ise “Mahalli idarecilerin bulundukları bölgelerdeki tarihi ve kültürel varlıkların ortaya konulmasına destek vermelerini tavsiye ediyorum” dedi.


Üniversitelerin bu araştırmalara öncülük etmeleri gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Emecen, “Tarihçi arkadaşlarımız Anadolu’nun pek çok yerinde çalışarak yeni bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Şüphe yok ki yapılan çalışmaların içerisinde çok değerli olanları vardır. Bunları bütünleştirici bir yaklaşımla ele alırsak daha iyi sonuçlar elde ederiz” şeklinde konuştu.


Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum diyen Prof. Dr. Geza David, “İdris-i Bitlis-î’nin büyük bir tarihçi olduğunu çoktandır biliyordum ve bu tür sempozyumları önemli buluyorum” ifadelerini kullandı.


Bu seçkin topluluğun buraya gelmesi ve öğrencilerin bütün sunumlara katılmak için bir salondan diğerine koşmasının takdire şayan olduğunu belirten Prof. Dr. İdris Bostan, “Tebliğlerde Bitlis’in ulemasıyla, tarihiyle, geçmişte ve günümüzde çok mümtaz bir yere sahip olması sebebiyle bu üniversitenin burada kurulmasının çok isabetli olduğunu düşünüyorum” dedi.


Mahalli tarih çalışmalarının çok önemli olduğunu dile getiren Prof. Bostan, “Bir üniversiteyi seçkin bir mevkiye yükseltecek olan onun uluslararası düzeyde de çok ciddi araştırmalar yapabiliyor olmasıdır” şeklinde konuştu.


Prof. Bostan, üniversitenin gerçek anlamda faydalı olmasının ilk şartı onun zengin bir kütüphaneye sahip olması gerektiği konusunda tavsiyede bulunarak sözlerine son verdi.


İki gün boyunca bilim şöleni yaşadıklarını ifade eden Prof. Dr. Fahameddin Başar, “Sempozyum, tebliğ sunanlar ve katılanlar açısından çok güzeldi. Sempozyumda Bitlis ve çevresinin tarihi için çok önemli tebliğler yer aldı. Tebliğlere bakıldığında Bitlis’in hemen her dönemine ilişkin Urartular’dan günümüze kadar gelen tarihi, sosyal, ekonomik ve kültürel durumu, Bitlis’in yetiştirdiği ulema, devlet adamları ve önemli şahsiyetleri içeren tebliğler sunuldu” dedi.


Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek, tebliğlerin toplandıktan sonra üniversite idaresi tarafından genç bir ekibin oluşturularak Bitlis ile ilgili arşiv belgelerinin tespit edilmesi ve BİTAM çatısı altında toplanması gerektiğini dile getirdi. Tebliğlerde çok güzel şeyler öğrendiğini söyleyen Prof. Çiçek, Bitlis ulemasının eserlerinin bir araya getirilerek Türkçeye çevrilip, orijinallerinin de korunması gerekiyor” ifadelerini kullandı.


Sempozyum kitabı düzenlenirken tebliğlerin alanlarına göre bir tasnife tabi tutulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, kitaba bir indeks eklenmek suretiyle istenilen bilgilere daha kolay ulaşılmasının sağlanacağını dile getirdi.


Sempozyumun genç arkadaşlarımız ve öğrencilerimiz için güzel birer anı olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Ali Ünal, sempozyumların kitapları basıldığı takdirde anlam kazandığını ve 10-15 dakikalık süre içerisinde anlatılan bu ciddi ve güzel çalışmalara kitaptan ulaşarak faydalanabileceğini ifade etti.


Her yönüyle kusursuz bir sempozyum olduğunu anlatan Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “İdris-i Bitlis-î Osmanlı’nın ve bu bölgenin büyük bir alimidir” ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Öztürk metot konusunda uyarılarda bulundu.


Türkiye’de son yıllarda tarihe karşı çok büyük ilgi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Zekeriyya Kurşun, geçmişte içe kapanık bir tarihçilik söz konusu iken şimdi dünyaya açılan bir tarihçiliğimiz olduğunu söyledi. Prof. Kurşun: “Tarihimizi sadece sınırlı bir dönemden başlayarak devam ettirmediğimizi bu sempozyum göstermiştir.” dedi.


Toplamda üç gün süren Uluslararası Bitlis Tarihi ve İdris - i Bitlisî Sempozyumu’nun son gününde sempozyum programı kapsamında 13 Ekim Cumartesi günü gezi programı düzenlendi. Sempozyum, Tatvan’da düzenlenen gala yemeği ile sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için eylem yaptılar İstanbul’da bir grup taksici bir araya gelerek, öldürülen taksici Yaşar Yanıkyürek için ve son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetleri, kötü şartları protesto etmek için eylem yaptı. İstanbul Sarıyer’de 34 TFY 89 plakalı taksinin şoförü Yaşar Yanıkyürek, otomobilinde önce gasp edildikten sonra bıçaklanarak yol kenarına atılmıştı. Bu duruma tepki gösteren bir grup taksici bir araya gelerek, son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetler, kötü şartları protesto etti. Göztepe Köprüsü önünde toplanan taksiciler, Beşiktaş Meydanı önüne kadar konvoy yaptı. Göztepe Köprüsü önünde basın açıklaması yapan taksiciler, ardından Beşiktaş Meydanı’na doğru yolu çıktı, oradan tekrar Göztepe Köprüsü’ne gelen taksiciler protestoyu sonlandırdı. Durumla ilgili konuşan taksici Osman Balıkçı, "Burada bugün toplandık, iyi bir şey için toplanmak isterdik ama maalesef ki kötü bir olay için toplandık. Sevdiğimiz bir taksici ağabeyimiz Yaşar ağabeyimiz bugün hakkın rahmetine kavuştu. Bir vatandaş Ataşehir’den binip Sarıyer tarafına gidiyor ve ağabeyimizi katlediyor. Bu üzücü haberi aldıktan sonra bütün taksi camiası olarak toplandık. Şimdi de güzergahımız olarak buradan çıkacağız, artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz senelerdir gece çalışıyoruz, burada arkamda duran bütün abilerim, arkadaşlarımız hepsi evlerine ekmek parası götürmek için gece sabaha kadar çalışıyorlar ve hiçbir güvencemiz yok, bugün de gördük ki bu kadar basit bir şekilde, üstelik gündüz vakti bir abimizi kaybettik. Yaşar abimiz hakkın rahmetine kavuştu ancak bu ne ilk ne de son olacak gibi duruyor, burada toplanmamızın amacı sadece insanlara zarar vermek ya da bir şeyleri engellemek değil, sadece sesimizi duyurmak için buradayız. Buradaki bütün arkadaşlar da bu saatten sonra sadece can güvenliklerini ve Yaşar abimiz gibi bir son olmaması için ellerinden geldiğince birbirlerini kolladıkça da bir şeylerin olmasını istiyorlar ama maalesef olmuyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz, bugün bir abimizi daha kaybettik, Yaşar Yanıkyürek ağabeyimiz bıçaklanarak katledildi. Bunların yaşanmaması için yetkilileri de artık göreve bekliyoruz. Şu anda Göztepe köprüsü altından çıkacağız, Beşiktaş güzergahında kimseyi rahatsızlık vermeden sessiz bir protesto yapacağız, bu sessiz çığlığımızı lütfen duyun. Toplamda yaklaşık 600-700 araçlık bir grup olacak" ifadelerini kullandı.