GENEL - 11 Kasım 2017 Cumartesi 18:15

Van Gölü’nde 3 bin yıllık kale bulundu

A
A
A
Van Gölü’nde 3 bin yıllık kale bulundu

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) ve Adilcevaz Kaymakamlığı işbirliği ile yapılan çalışmalar neticesinde Van Gölü’nde Urartular dönemine ait 3 bin yıllık kale bulundu.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) ve Adilcevaz Kaymakamlığı işbirliği ile yapılan çalışmalar neticesinde Van Gölü’nde Urartular dönemine ait 3 bin yıllık kale bulundu.


Bitlis’in Adilcevaz ilçesine gelen Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan ve beraberindeki Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, Dalış Eğitmeni ve Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kulakaç ve dalgıç Cumali Birol, Van Gölü’ne dalış yaparak Urartular dönemine ait 3 bin yıllık kaleyi görüntüledi. Yapılan çalışmaları Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman’da izledi.


Konu ile ilgili basın mensuplarına açıklamada bulunan Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman, yapılan çalışmaların önemli olduğunu ifade ederek, “İlçemizde bulunan tarihi Urartu kalesinin su altında kalan kısmı gün yüzüne çıkarıldı. Bu kale yaklaşık 3 bin yıllık bir kaledir. Yapılan bu çalışma ilçemizin tarihi açısından önemli bir çalışmadır. Bu tarihin gün yüzüne çıkarılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.


Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan ise, Van Gölü 600 bin yıllık bir tarihe sahip olduğunu ifade ederek, “Van Gölü’nün etrafından birçok uygarlık ve toplumlar yaşamıştır. Bu toplumlar Van Gölü’nü yukarı deniz olarak isimlendirmiş ve Van Gölü’nün kalbinde birçok gizemi barındırdığına inanmıştır. Bizlerde bu noktadan hareketle Van Gölü’nün yani yukarı denizin kalbindeki sırları açığa çıkarmak için çalışmalar yapmaktayız. Bildiğiniz gibi Van Gölü’nde yaklaşık 10 yıla yakın yaptığımız çalışmalar ile İnci Kefali, mikrobiyalitler ya da Van Gölü mercanları ve Rus batığının su altı görüntülerini çekerek bütün dünyaya duyurduk. Bu gün burada Van Gölü’nün suları altında kalmış bir kaleyi keşfetmekle Van Gölü’ne ait sırlardan birisini daha açığa çıkarmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bizde bu tarihi parça parça araştırıp üstüne gidiyoruz. Van Gölü’nde bulunan bu kalenin yanı sıra daha önce tespit edilen mikrobiyalitlerin bölgenin ekonomisine ve turizmine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Su altında bu kaleye rastlamamız mucizevi bir olay. Bu kalenin tarihi hakkında arkeologlar gelip araştırma yapacaklar ve buranın tarihi hakkında da önemli bilgiler edinmiş olacağız. Kaledeki surun taş yapısı daha çok Urartular döneminde kullanılan kesme taşlardır. Bu nedenle bu kalenin bir Urartu kalesi olması daha ağır basıyor. Burada bulunan kalenin surları çok geniş bir alanı kaplamaktadır. Van Gölü suyu sodalı bir su olması dolayısıyla kalenin yapılarında herhangi bir bozulma söz konusu değildir. Bu nedenle kale yıllardır suyun altında tahrip olmadan ilk günkü gibi özelliğini korumaktadır. Adilcevaz Kaymakamımız Arif Karaman’ın daveti üzerine yapmış olduğumuz dalış ile Van Gölü’nün suları altındaki kalenin yerini kesin olarak belirleyerek su altı görüntülerini çektik. Elde ettiğimiz bulgular ile bir yıla yakın süren araştırmalarımız ileri bir boyuta taşınmış oldu. Bu aşamadan sonra arkeolog ve tarihçilere yeni bir araştırma alanı açtığımıza inanıyoruz. Van Gölü sırları ile bizleri büyülemeye devam ediyor. Gölün derinliklerine indikçe bir anlamda tarihe bir yolculuk yapmış oluyoruz. Su altında bir kaleyi görüntülemek ve tarihin parmak izlerine dokunabilmek muhteşem bir duygu. Kalenin yanı sıra etrafındaki yer alan mikrobiyalitleride görüntüledik. Bu manzaralar insanı büyüleyen Van Gölü’nün adeta sıralarının bir araya geldiği muhteşem manzaralar. Dilerim bu kayıtlar bölgenin daha fazla tanınması ve daha fazla dalış severin bölgeye gelmesine neden olur” dedi.


Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş ise, tespit edilen bu yapıların bölge ekonomisine önemli katkı sağlayacağını ifade ederek, “Burada yapılan keşif ile Van Gölü’nün önemli sırlarından birsini daha açığa çıkartmış bulunuyoruz. Adilcevaz Kaymakamlığı ile koordineli olarak yapmış olduğumuz bu çalışmalarımız ile öncelikli amacı su altında bulunan bu kalenin korunmasıdır. Van Gölü 600 bin yıllık bir geçmişe sahip. Van Gölü’nün geri çekilmesiyle birlikte, gölün etrafında yaşayan uygarlıklar zamanla buralarda yerleşim yerleri kurmuş ve göl tekrardan yükseldiğinde ise insanlar tekrar geri çekilmiştir. Fakat insanların yapmış olduğu yapılar buralarda suyun altında mevcut kalmışlardır. Buradaki bu yapıların korunması gerekmektedir. Çünkü ülkemizdeki tarihi kaleleri gördüğümüz zaman buraların tahrip edildiğini görmekteyiz. Ancak buradaki göl, suyun altında kalan kaleye tahrip vermeden koruyucu görevi üstlenerek bu zamana kadar saklamıştır. Yapmış olduğumu çalışmalar neticesinde Van Gölü’ne ait birçok gizemli yapıyı ortaya çıkarttık. Bunların yeterince tanıtımını yapabilirsek Van Gölü etrafında onlarca dalış okulu açılacak ve bu nedenle binlerce insan dalış yapmak için buralara gelerek bu güzellikleri yerinde görebileceklerdir. İşte bu güzellikler bölgede bir eko turizm sektörünün doğmasını sağlayacaktır. Buda bölgede ekonomik açıdan bir canlılığa sebep olacaktır. Arkeologların da burada yapacağı çalışmalar sayesinde inanıyorum ki bu kale ile ilgili bizleri heyecanlandıracak ve bizi hayrete düşürebilecek daha çok bilgilere ulaşacağız. Bu sayede bu kalenin cazibesi her geçen gün artacak. Bu kalenin en önemli özelliği hem gölün kenarında bulunması hem de dünyada bulunan en büyük mikrobiyalitler ile çevrili olması sayesinde buraya dalacak olan insanlar iki muhteşem güzelliği bir arada görebilme imkanına ulaşabilecekler” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya ALKÜ’de Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin (ALKÜ) gurur günü olan “Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni” eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın katılımıyla yapıldı. Akdağ, “Daha ileriye gitmemiz gerekiyorsa ezber bozmamız gerekiyor. Yeni yöntemlerle ezber bozarak devam etmemiz gerekiyor” dedi. Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni bilim dünyasına büyük katkılarıyla bilinen Yazar Alev Alatlı’nın isminin verildiği konferans salonunun kurdele kesimiyle başladı. Salonun açılış kurdelesini eski Bakan Recep Akdağ, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan ile protokol heyeti kesti. Açılışın ardından heyet, Alev Alatlı Konferans Salonu’ndaki törene katıldı. “Daha ileriye gitmemiz için ezber bozmamız gerekiyor” Törenin onur konuğu 58, 59, 60, 61 ve 65. hükümetlerde Sağlık Bakanlığı görevini yürüten Recep Akdağ konuşmasında böyle bir törene katılmaktan gurur duyduğunu dile getirdi. Antalya ve Alanya’nın bir Selçuklu kenti olduğunu vurgulayan Akdağ, kadim Selçuklu Devleti’nin hatırasını yaşatmanın da büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti. ALKÜ’nün kısa sürede gelişmiş bir üniversite haline geldiğini söyleyen Akdağ, "Bu kıymetli salonumuza değerli yazarımız Alev Alatlı’nın isminin verilmesi hepimizi gururlandırdı. Bilimsel alanda ileriye gitmemiz için akademisyenlerimizin büyük bir önemi var. Daha ileriye gitmemiz gerekiyorsa ezber bozmamız gerekiyor. Yeni yöntemlerle ezber bozarak devam etmemiz gerekiyor. Uzun süre yaptığım bakanlık görevinde yeni uygulamalarla ezber bozarak ülkemize sağlık alanında büyük gelişmeler yaşattık. Bugün burada 115 öğretim üyemizin yeni cübbelerini giyecek olması inanılmaz mutluluk verici bir olay. Bu törende giyilen her cübbenin arkasında annelerin, babaların, eşlerin ve çocukların büyük emeklerinin olduğuna ben bizzat şahidim. Cübbelerini giyen akademisyenlerimize başarılar diler; törenin üniversitemize, ülkemize ve bilim dünyasına hayırlı olmasını dilerim” dedi. “ALKÜ olarak nice başarılara şahit olacağız” Rektör Türkdoğan konuşmasında törenin yapıldığı konferans salonunun düşünce dünyasına ışık tutan mütefekkir yazar Alev Alatlı’nın isminin verildiği bir gün olduğunu vurguladı. ALKÜ Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni’nin büyük bir gurur günü olduğunu söyleyen Rektör Türkdoğan, “Bilime katkı sağlayan 115 akademisyenimizin yükselmelerinin heyecanına şahit oluyoruz. Ülkemizin kalkınması için bilimin ışığında yetişen akademisyenlerimizin yetişmesi kolay olmuyor. Bir akademisyen zamanının çoğunu ailesinden, çocuklarından feragat ederek bilime ayırıyor. ALKÜ çok daha büyük bir üniversite olacak ve nice başarıları hep birlikte kutlayacağız. Bu onurlu başarıyı bizlere yaşatan ailelere ve değerli akademisyenlerimize yürekten teşekkür ediyorum” dedi. Rektör Türkdoğan, Piri Reis tarafından çizilen Alanya ve Alanya Kalesi’nin tablosunu eski Bakan Akdağ’a hediye etti. 115 akademisyen yeni cübbelerini giydi Konuşmaların ardından ALKÜ’lü akademisyenler atama ve yükselme ile yeni cübbelerini giydi. ALKÜ’de 22 profesör, 50 doçent, 43 doktor öğretim üyesi olmak üzere toplamda 115 öğretim üyesi atama ve yükselme ile yeni ünvanlarına erişti. Bunun yanında 15 akademisyene akademik başarı ödülü, 5 akademisyene de tanınırlık ödülü takdim edildi. Öte yandan emekli olan bir akademisyen ve bir idari personele teşekkür plaketi verildi. Unvanlarına kavuşan akademisyenlere cübbelerini eski Bakan Akdağ, Rektör Türkdoğan, protokol üyeleri ve akademisyenlerin aileleri giydirdi. Törenin devamında ALKÜ’nün kuruluşunun 9’uncu yılı dolayısıyla pasta kesimi yapıldı. Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni, toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Törene eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yanısıra Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Akbaş, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, Alanya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Güner, Almanya Federal Cumhuriyeti Antalya Konsolosu Martin Tscherner, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Kılıç, Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, Prof. Dr. Mehmet Akın, Alanya İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Hüseyin Direk, Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Yılmaz Güler, ALKÜ Genel Sekreteri Dr. Sinan Kartal, akademisyenler ve aileleri katıldı.
Samsun Samsun tarımsal üretimde Türkiye’nin yükünü sırtlıyor SAMSUN (İHA) – 74 bin 243 kayıtlı çiftçinin üretim yaptığı Samsun, birçok tarımsal üretim kaleminde Türkiye’nin ilk sıralarında yer alıyor. Samsun’da İl Tarım Projeleri Toplantısı, Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında, vali yardımcıları, ilçe kaymakamları, il tarım ve orman müdürü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü şube müdürleri, ilçe tarım ve orman müdürlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Valilikten Samsun’un tarımsal üretim istatistikleri kapsamında yapılan paylaşımda, “Bir tarım kenti olan Samsun’da tarımsal üretimin merkezi olan Bafra, Çarşamba, Vezirköprü ve Ladik Ovaları bu alanda şehrimizin sahip olduğu en önemli değerlerdir. 972 bin 459 ha yüzölçümünün yüzde 39,5’ine tekabül eden 379 bin 850 ha’lık bölümü işlenen tarım alanı olan Samsun’da 74 bin 243 kayıtlı çiftçimiz bulunmaktadır” ifadeleri yer aldı. Birçok tarımsal üretimde Samsun ilk sıralarda Sosyal medya hesabından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Samsun Türkiye’de lahana, karnabahar, fiğ otu ve kenevir üretiminde 1’inci, fındık, çeltik ve brokoli üretiminde 2’nci sırada yer almaktadır. Samsun sahip olduğu 20 bin 9 manda sayısıyla ülke sıralamasında 1’inci, toplam büyükbaş hayvan varlığı bakımından ise 345 bin 548 adet ile 12’inci sıradadır. 629 adet çeşitli boy uzunluklarında ruhsatlı balıkçı teknesinin bulunduğu Samsun’da 58 bin 969 tonu avcılık yoluyla, 13 bin 269 tonu da yetiştiricilik yoluyla olmak üzere toplamda 72 bin238 ton su ürünleri üretimi gerçekleştirilmiştir. Samsun’da 2023 yılında tarımsal desteklemeler adı altında çiftçilerimize 599 milyon 880 bin 325 TL ödeme yapılmıştır. Samsun’da 2023 yılında devam eden ve uygulanan 29 tarım ve hayvancılık projesine Tarım ve Orman Bakanlığı, DOKAP, Samsun Valiliği YİKOB, Samsun Büyükşehir Belediyesi, OKA ve Bafra, Havza, Vezirköprü Ziraat Odası bütçeli toplam 38 milyon 473 bin 424 TL hibe desteği sağlanmıştır. Samsun’da 2023 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinden 13, DOKAP bütçesinden 11, Samsun Valiliği YİKOB bütçesinden 3, Büyükşehir Belediyesi bütçesinden 7 ve OKA bütçesinden 1 proje uygulanmış ve devam etmiştir. Samsun’da 2024 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinden 13, 2024 ve 2025 yıllarında DOKAP bütçesinden 7 proje uygulanacak olup, 7 projenin daha uygulanması planlanmaktadır.”