YEREL HABERLER - 25 Nisan 2017 Salı 16:49

Yarım asırlık kan davası barışla sonuçlandı

A
A
A
Yarım asırlık kan davası barışla sonuçlandı

Bitlis’in Tatvan ve Güroymak ilçelerinde ikamet eden iki aile arasında yaklaşık 50 yıldır devam eden kan davası barışla sonuçlandırıldı.

Bitlis’in Tatvan ve Güroymak ilçelerinde ikamet eden iki aile arasında yaklaşık 50 yıldır devam eden kan davası barışla sonuçlandırıldı.


Güroymak ilçesinde ikamet eden Başak ve Tatvan ilçesindeki Akburak aileleri arasında yaklaşık 50 yıldır devam eden kan davasının son bulması için barış töreni düzenlendi. Tatvan’daki özel bir otelin toplantı salonunda Kur’an-ı Kerim ve dua okunmasıyla başlayan barış töreninde, din adamları tarafından barış üzerine konuşmalar yapılırken, Bitlis İl Müftüsü Faysal Geylani ise gerçekleştirilen barış akdinin önemine vurgu yapıldı.


Barış töreninde konuşan Bitlis Valisi Ahmet Çınar ise, yapılan barışın önemine vurgu yaparak, “Emin olun bugün bu barışla şeytanın bayramını bitirdiniz, şeytanı burada yendiniz. Yunus Emre diyor ki; ‘Bin kere hacca gitsen de, bir gönle giremiyorsan onun faydası yoktur.’ Bu sevgiyle alakalı, insaniyet ve insanlıkla alakalıdır. Bu gibi kötü olay, hadise ve düşmanlıklar bırakın gönül kapılarını kapatmayı, o gönülleri yakıp kül ediyor. Dolayısıyla bu tür hadiseler yaşandığı vakit, ne ibadetlerin tadı ne de oruçların, namazların, sokağın, pazarın, çarşının tadı kalmıyor, huzur kalmıyor. Bu konu ile ilgili ayetler ve hadisler çok şey söylüyor. ‘Bir insanı haksız yere öldürmek bütün insanlığı öldürmüş olmak gibidir’ diyor Cenab-ı Allah. ‘Siz kardeşsiniz’ diyor. Resululallah Efendimiz, ‘kamil, mümin olmak için bir birinize sevmek zorundasınız’ diyor. ‘Siz bir birinizi sevmiyorsanız, kamil ve mimin olamazsınız’ diyor. Ben gönül rahatlığıyla şurada şunu ifade etmek istiyorum. Bu toplantıyı, bugüne kadar yapmış olduğumuz toplantıların, bir arada buluşmaların en hayırlısı olarak değerlendiriyorum. Burada bu barış vesilesiyle Kur’an-ı Kerimler okundu, hadis ve ayetlerle burada örnekler verildi ve çok şükür ki bir husumet daha barışla noktalandı” diye konuştu.


Tatvan Belediye Başkanı Fettah Aksoy da, yapılan barıştan ötürü duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bunlar bizim için gerçekten güzel ve özel örneklerdir. Bizim için örnek olan Peygamber Efendimizin bugün bir sünnetini yerine getirmiş olmaktır. Dolayısıyla bugün her iki ailenin mutluluk ve barışla neticelenen törenine şahitlik ettik. Allah vesile olanlardan ebediyen razı olsun. İnşallah bir daha bu tür hadiseler yaşanmaz ve bu barış akdi diğer tüm husumetlerinde barışla neticelenmesine vesile olur” şeklinde konuştu.


Yapılan konuşmaların ardından her iki aile fertleri tokalaşıp bir birlerine sarıldıktan sonra barış yemini ederek Kur’an-ı Kerim’in altından geçmeleriyle yarım asırlık kan davası da barışla sonuçlanmış oldu. Düzenlenen barış törenine Bitlis Valisi Ahmet Çınar, Tatvan Kaymakamı Mehmet Ali Özkan, Tatvan Belediye Başkanı Fettah Aksoy, kurum amirleri, kanaat önderleri, ilçenin ileri gelenleri, STK temsilcileri, husumetli aile bireyleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Venedik Bienali’nde Türkiye güncel sanatı ilgi görüyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, 20 Nisan-24 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 60. Uluslararası Sanat Sergisi’nin ön izlemesi 17, 18 ve 19 Nisan’da gerçekleşti. Bu yılki teması “Foreigners Everywhere / Yabancılar Her Yerde” olan bienale çok sayıda seçkin isim katıldı. Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu, İKSV koordinasyonunda, Dışişleri Bakanlığı himayesinde ve Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Türkiye Pavyonu, 21 destekçinin katkılarıyla Venedik Bienali’nin iki ana sergi alanından biri olan Arsenale’de 2014-2034 yılları arasında tahsis edilen mekânda yer alıyor. Adriano Pedrosa küratörlüğünde 20 Nisan-24 Kasım 2024 arasında (17, 18 ve 19 Nisan’da ön izleme) gerçekleştirilen Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi’nin teması “Foreigners Everywhere / Yabancılar Her Yerde” olarak açıklandı. 2022-2024 Danışma Kurulu’nda Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü Öğretim Üyesi Nilüfer Ergin Doğruer, sanatçı İnci Eviner, küratör ve Fiorucci Art Trust Direktörü Milovan Farronato ve Sanat Dünyamız dergisi editörü, sanat yazarı Fisun Yalçınkaya yer alıyor. Seçkin isimler katıldı Dünyaca ünlü bu sanat etkinliğini takip eden pek çok seçkin isim bulunuyor. Kain Yapı A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Kain, “ Venedik Bienali’nde, Türkiye Pavyonu’nda Türkiye’deki güncel sanatın önde gelen isimlerinin muhteşem eserlerinin sergilendiğini görmek büyük gurur” dedi. Kain, “Dünyanın en önemli koleksiyonerleri ve sanatın gerçek anlamını bilenlerle birlikte burada bulunmak çok heyecan verici. Ayrıca ülkemizin de sanata ve sanatçılara yatırımının gün geçtikçe arttığını görmek de çok güzel. Benim için sanat, hayatımda önemli bir yer kaplıyor. Bu sebeple burada olduğum için çok mutluyum” diye ekledi.
İstanbul "Kitap okuma alışkanlığını arttırmamız gerekiyor" Yazar Selcan Gür, Moderatör Mehmet Cemil eşliğinde yeni kitabı Plaza Sufisi’ni okuyucularına sundu. Söyleşi gerçekleştiren ikili kitap hakkında dinleyicilere bilgiler verdi. Yazar Gür ayrıca kitap okuma alışkanlığını edinmemiz gerektiğine dikkat çekti. Yazar Selcan Gür’ün, kişisel gelişim, felsefe, psikoloji ve tasavvuf ile harmanlanan “Plaza Sufisi” adlı kitabını bir söyleşi ile dinleyicilerine tanıttı. Ayrıca Gür günümüzde sosyal medya kullanımının artmasıyla kitap okuma oranlarının düştüğünü belirtti. Kitap okumanın insanı rahatlattığını ve düzgün düşünmeye teşvik ettiğini belirten Gür insanın kendini tanıması ve bulması için kitap okumanın önemli olduğunu belirtti. “Haz ve tüketim peşinde koşmak yerine anlamlı bir hayat yaşamayı seçmeliyiz” Kitabı 3 yılda tamamladığını belirten Yazar Selcan Gür, “Bu kitabı yazma sürecim yaklaşık 3 yıl sürdü. Pandemi döneminde tasavvuf ile ilgili kitaplar okumaya başlamıştım. Pandemi döneminde hepimiz hayatımızı sorguladık. Hayatımızın ne kadar değerli olduğunu sorguladık. Günümüzde insanların bir mutsuzluk ve anlam krizi var. Depresyon oranları giderek artıyor. Yapılan araştırmalara göre geçmiş dönemde depresyona girme yaşı 29’lardayken şimdi 15 yaşlara kadar düştü. Depresyon oranları da tüm toplumlarda artmaya başladı. Bunun sebebi hem bir anlam krizi ve mutluluğu sürekli hazlar ve tüketim peşinde koşarak elde etme yanılgımız. Ben bu kitapta plaza ve sufi terimlerine yer vermemin amacı plaza günümüz insanını temsil ediyor. Metropollerde yaşayan betonlar arasına sıkışmış plaza insanını. Sufi de bildiğiniz gibi tasavvuf öğretisini temsil ediyor. Tasavvuf öğretisi günümüz insanına ne vadedebilir. Kitabımda Pozitif psikoloji ile tasavvuf öğretisinin buluştuğu yerler nelerdir, mutluluğu yanlış mı tarif ediyoruz, haz ve tüketim peşinde koşmak yerine anlamlı bir hayat yaşamayı önceliklersek bu bize neler kazandırır bu soruların cevaplarını aradık” dedi. “Kitap okumayı arttırmamız gerekiyor” Kitap okuma alışkanlığının artması gerektiğini belirten Yazar Gür, “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki sosyal medyada çok fazla zaman geçirmek haset duygumuzu tetikliyor. Haset duygumuz tetiklenince depresyona girme eğilimimiz artıyor. Günümüzde çoğumuz sosyal medyada ve ekran karşısında videolar izleyerek vakit geçirdiğimiz için bu bizi olumsuz yönde etkiliyor, bencilliğimiz artıyor, gereksiz tüketime yönleniyoruz. Bu anlamda kitaplara daha çok ihtiyacımız var. Yine araştırmalar gösteriyor ki sosyal medya ile aramıza mesafe koyduğumuzda en azından zaman zaman ara verdiğimizde tekrardan olumlu duygularımız uyanıyor. Kendimizi bulmak ve iyi hissetmek konusunda bu çok etkili bir yöntem. Bu yüzden kitap okuma alışkanlığını edinmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.