GENEL - 20 Mart 2018 Salı 16:12

‘Zat-ı Mahfuz’un yönetmeni öğrencilerle buluştu

A
A
A
‘Zat-ı Mahfuz’un yönetmeni öğrencilerle buluştu

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğrenci Konseyi Başkanlığı ve Tiyatro Kulübü tarafından ‘Zat-ı Mahfuz’ isimli film söyleşisi düzenlendi.

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğrenci Konseyi Başkanlığı ve Tiyatro Kulübü tarafından ‘Zat-ı Mahfuz’ isimli film söyleşisi düzenlendi.


‘Zat-ı Mahfuz’ filminin yönetmeni Sedat Yetkin’in katıldığı söyleşi, BEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin konferans salonunda yapıldı. Zat-ı Mahfuz’un Bitlis’te yetişmiş şahsiyetleri konu aldığını belirten BEÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, “Onlarca şahsiyetten sadece 5 tanesinin hayatının kısa ama veciz bir şekilde anlatan filmin galasına katıldık ve oldukça başarılı bulduk. Benim de destek verdiğim bu filmi; sizlerin, sinema eleştirmenlerinin ve belgesel yapımcılarının da başarılı bulacağına inanıyorum” dedi.


Bitlis’te yetişmiş ve ‘Zat-ı Mahfuz’ adı verilen önemli şahsiyetleri tek bir belgesel filme sığdırmanın mümkün olmadığına değinen Prof. Dr. Demirtaş, “Bitlis bir medeniyet şehri, medeniyet ve ilim ehli yetiştiren bir şehir, bir eğitim öğretim yuvası ve İslam medeniyetinin başkentlerinden bir tanesidir. İslam medeniyetinin, sanatının şaheserlerine sahip olan Bitlis’te, İslam tarihi boyunca yetişmiş en büyük ulema ve bu ulema arasında ön plana çıkmış insanlar mevcuttur” diye konuştu.


Böyle kadim bir şehirde yetişmiş ulemayı layıkıyla anlatmanın çok zor bir iş olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Demirtaş, “Zat-ı Mahfuz bu işin başlangıcı oldu. Sedat Yetkin kardeşimiz de kısa film dalında en genç yönetmen ödülünü kazanmış ve başarısını ispat etmiş birisi. Üniversitemizden İslami İlimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Özdemir ve ben, Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden de iki hocamız ile beraber kendisine destek vermeyi görev bilerek hareket ettik” ifadelerini kullandı.


Bitlis’in sosyal içerikli projelere ihtiyacı olduğunu anlatan Öğretim Üyesi Ahmet Özdemir ise, “Sedat Yetkin bize gelip projesinin Bitlis ile ilgili olduğunu söyleyince hiç tereddüt etmeden destek olacağımızı belirttik. Çok başarılı bir ürün ortaya çıktı. Sürükleyici ve sonuna kadar sıkılmadan izleyebileceğiniz bir belgesel film oldu” dedi.


Projenin önemli olmasının bir diğer sebebinin de Bitlis’in tarihinde hem alim hem idarecilerin yer almış olması olduğunu belirten Özdemir, günümüze de birçok mesajları olan bir belgesel olduğunu söyledi.


İstanbul’da özel bir üniversitede mimarlık bölümünü oyunculuk hayalini gerçekleştirmek için 4. sınıfta terk eden Yönetmen Sedat Yetkin, okulu da terk etmesinin ardından hem aile baskısına hem de çevre baskısına maruz kaldığını ve hem inşaatlarda çalışarak hem de oyuncu olabilmek için çeşitli film şirketlerinin kapısını çaldığından bahsetti. Bitlis’in kendisi için çok önemli bir yere sahip olduğuna değinen Yönetmen Yetkin, “Bitlis, benim çocukluğumun başkentidir. Yazdığım yazılarda, yaptığım kısa filmlerde ve bütün işlerimde Bitlis’e değiniyorum” dedi.


Film çekmiş olmak için değil derdini anlatmak için film çektiğini vurgulayan Yetkin, kendi hayatından esinlenerek çektiği kısa metrajlı film ile en iyi yönetmen ve en iyi kurgu ödülünü aldığını ifade etti. Zaman içerisinde ünlü yönetmen ve oyuncu Sermiyan Midyat ile tanıştığını ve onun projelerinde görev aldığını anlatan Yetkin, “Zat-ı Mahfuz’un ortaya çıkmasında Sermiyan Midyat’ın emeği çok büyüktür” dedi.


Toplumdaki ‘yapamazsın’ algısını kırmanın önemli olduğuna da değinen Yetkin, “Kendinize güvenip bir şeyler yapmak istediğiniz zaman durmayın ve yapın” ifadelerini kullandı.


BEÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Demirtaş tarafından Yönetmen Sedat Yetkin’e plaket takdim edilen ve sohbet havasında geçen söyleşi, soru cevap bölümüyle sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de düzenlenecek Dünya Paratriatlon Kupası yarın başlayacak Mersin’de 20-21 Nisan’da gerçekleştirilecek Dünya Paratriatlon Kupası ve Avrupa Triatlon Gençler Kupası yarın başlayacak. Türkiye Triatlon Federasyonu (TTF) ile Mersin Yenişehir Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen Dünya Paratriatlon Kupası, Avrupa Triatlon Gençler Kupası ve ulusal yarışlarda 26 ülkeden 140’ı yabancı olmak üzere toplam 380 sporcu mücadele edecek. Dünya Paratriatlon Kupası’nda mücadele edecek sporcular, Paris Olimpiyatları’na katılabilmek için puan toplayacak. Yarın başlayacak organizasyonda sporcular ilk olarak Fenerbahçe Meydanı’ndan denize girip 750 metre yüzecek. Parkuru tamamlayan atletler, değişim istasyonunda bisiklete binip, Arkeoloji Müzesi ile Mersin Marina kavşağı arasında 3 tur halinde 20 kilometre bisiklet sürecek. Etabı bitiren yarışmacılar, son olarak 2 tur olacak şekilde 5 kilometre koşacak. Organizasyon Kurulu Başkanı Ender Baş, düzenlenen lansmanda, Türkiye Triatlon Federasyonu olarak başarılı işlere imza attıklarını belirterek, Mersin Yenişehir’de de çok daha güzel ve başarılı işlere imza atacaklarını söyledi. Bu konuda Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ve ekibinin katkısının büyük olduğunu vurgulayan Baş, katılımcılara başarılar diledi. Abdullah Özyiğit: "Sporcular mavi Akdeniz sularında yüzecek, palmiyeler gölgesinde bisiklet sürüp koşacak" Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit de 5 yıl önce başlattıkları organizasyonun hem kente renk kattığını, hem de kentin Avrupa’da ve dünyada tanınmasında önemli bir görev üstlendiğini belirtti. Organizasyonun önemine değinen Özyiğit, "Şu anda 26 ülkeden 140 yabancı sporcu olmak üzere toplam 380 atletin ter dökeceği organizasyonda, sporcular mavi Akdeniz sularında yüzecek, palmiyeler gölgesinde de bisiklet sürerek, koşacaklar" dedi. Spora ve sanata katkı sunmaya devam edeceklerini vurgulayan Özyiğit, şu anda 5’incisini gerçekleştirdikleri organizasyonun dünya finallerini kente getirmeyi arzu ettiklerini kaydetti. Özyiğit, ayrıca geçen hafta FIBA Kadınlar Euroleague Final Four’a ev sahipliği yaptıklarını hatırlatarak, "Bir hafta içinde iki uluslararası organizasyona ev sahipliği yapmanın mutluluğunu duyuyoruz" diye konuştu. Organizasyonda 26 ülkeden 70 sporcu mücadele edecek Avrupa Triatlon Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi Alicia Garcia, böyle bir organizasyonun gerçekleştirmenin zor olduğunu belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti. Garcia, Dünya Paratriatlon Kupası’nda 26 ülkeden 70 sporcunun, Avrupa Triatlon Gençler Kupasında da 11 ülkeden 59 sporcunun mücadele edeceğini söyledi. Worldtriatlon Paratriatlon Komitesi’nden Senior Manager Eric Angstadt ise sporcuların Paris Olimpiyatları’na puan toplayacaklarını belirterek, Dünya Paratriatlon Kupası ilk kez Mersin’de gerçekleştirildiğini ve sonra da 4 kupa daha olacağını kaydetti. Uğurcan Özer: "Çok uzağa gitmeden, kendi ülkemizde yarışabiliyoruz" Milli sporculardan Uğurcan Özer, Türkiye’yi paratriatlon branşında uluslararası yarışmalarda temsil ettiğini ifade ederek, dünya sıralamasında ilk 10 sporcu arasında yer aldığını söyledi. 2024 Paris Paralimpik Oyunları için mücadeleye devam edip kotayı almak istediklerini belirten Özer, şöyle devam etti: "Burası bizim için çok önemli bir yarış. Bu yarışa yabancı değilim. Aynı zamanda en iyi dereceyi çıkarttığım bir yarış. 2021 yılından beri Mersin yarışı hem paratriatlon olsun, hem de normal triatlon olsun büyük bir önem arz etti. Bu yıl da uluslararası arenada olması bizim için çok büyük bir şans. Çünkü bu sefer çok uzağa gitmeden, kendi ülkemizde yarışabiliyoruz. Kendi topraklarımızı, kendi havamızı soluyup, bu motivasyonu sağlayabiliyoruz." Tahir Erdemir: "Bayrağımızı çok daha ileri seviyeye taşımak istiyoruz" Milli sporculardan Tahir Erdemir de Mersin’de 2’nci kez yarışacağını ifade etti. Uluslararası yarışmada ilk kez yarışacağını belirten Erdemir, "Mersin parkurunu ben de çok seviyorum. Çok güzel hedeflerimiz var. Özellikle paratriatlon adına, ülkemiz adına bayrağımızı çok daha ileri seviyeye taşımak istiyoruz. Bunun için çabalıyoruz. Çok güzel emekler verdik. İkimiz de bu yarışa hazırız. Güzel bir yarış olacak umarım, çok güzel sonuçlar elde edeceğimizi düşünüyorum" diye konuştu. Yarış direktörü Caner Algün ise yarışmaların gerçekleştirileceği güzergah hakkında bilgi verdi.
Ankara MSB’nin savunma muhabirliği eğitimi başladı Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından basın mensuplarına yönelik düzenlenen savunma muhabirliği eğitimi bugün başladı. Savunma alanındaki faaliyetlerinin kamuoyuna aktarılması hususunda Milli Savunma Bakanlığı ile basın mensupları arasındaki bilgi alışverişinin etkinliğini artırmak amacıyla planlanan eğitim 4 hafta sürecek. Görsel, yazılı ve dijital medya alanlarında çalışan basın mensuplarının katıldığı eğitimde, Milli Savunma Bakanlığının teşkilat yapısı ve faaliyetlerinin anlatılması, askeri terminolojiye ilişkin karşılıklı anlayışın geliştirilmesi, kavramsal farkındalığın arttırılması ve yanlış anlaşılmaların giderilmesi, hudutlarla ilgili alınan güvenlik tedbirleri ve bu husustaki faaliyetler ile bilgi aktarılması, terörün kaynağında yok edilmesi çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurt içinde ve sınır ötesinde gerçekleştirdiği harekâtlar ile ilgili bilgi aktarılması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin askeri iş birliği ve uluslararası görevler kapsamında icra ettiği faaliyetler ile NATO kavram ve terminolojisinin tanıtılması, Milli Savunma Bakanlığı kaynaklı olmayan yanlış bilgi ve dezenformasyonun önüne geçilmesi hedefleniyor. “Bu eğitimde savunma muhabirliği niteliklerinizi geliştirecek bilgiler alacaksınız” Eğitimin başlaması nedeniyle düzenlenen törende konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, "Bu eğitimde haberde kullanacağınız değil, savunma muhabirliği niteliklerinizi geliştirecek detaylı ve bir kısmını daha önce hiç duymadığınız bilgiler alacaksınız. Bu nedenle anlatılanlara haber gözüyle bakmamanızı özellikle rica ediyoruz. Verilecek olan bu eğitim ve bizzat sahada görev yapanlar tarafından aktarılacak tecrübeler sonucunda elde edeceğiniz kazanımlar ile savunma ve güvenlik gibi zor bir alanda bilgi ve deneyimlerinizi artırarak, Türk ve dünya kamuoyuna daha etkili haber yapma imkânı bulacağınızı değerlendiriyoruz. Bu eğitimin devamı olarak önümüzdeki süreçte savaş muhabirliği eğitimi vermeyi de planladığımızı ifade etmek isterim” dedi.
Antalya Alanya’da 21’inci Turuncu Bayrak Yarışması için başvurular başladı Alanya Belediyesi Turuncu Bayrak Yarışması için başvurular başladı. Bu yıl 21. kez düzenlenen yarışma sonrası uygun görülecek işletmeler Turuncu Bayrak’la ödüllendirilecek. Alanya Belediye Meclisi’nin 18 Haziran 2004 tarihli kararıyla başlayan Turuncu Bayrak Hijyenik İşletme projesi 20. yılını doldurdu. Gıda güvenliğinin geliştirilmesi amacıyla başlayan ve bugünlere gelen Turuncu Bayrak Projesi, şehirde bir prestij ve kalite göstergesi haline geldi. Turuncu Bayrak sayesinde işletmeler, sundukları hizmetin hijyen kurallarına uygun olduğunu müşterilerine ilan edebilme fırsatı yakalıyor. 2004 yılında sadece 17 işletme Turuncu Bayrak almaya hak kazanmışken 2024 yılında Alanya’da 168 turuncu bayraklı işletme sayısına ulaşıldı. Hizmet standardı hedefleniyor Alanya Belediyesi’nden yapılan açıklamada, esnafı gelişime teşvik etmek ve hizmet standardı sağlamak için çok önem verilen bu projenin 20 yıldır gururla sürdürüldüğü ifade edildi. 2004 yılında sadece restoran kategorisi ile başlayan Turuncu Bayrak süreci 2024 yılına gelindiğinde restoran ve yeme içme yerleri, pastane, dondurma imalathaneleri, pasta imalathaneleri, yufka imalathaneleri, ekmek fırınları, yemek fabrikaları, kasaplar, okul öncesi eğitim kurumları, okul kantinleri, bayan kuaförleri ve şarküteri olmak üzere 11 kategoriye ulaşmış durumda. Son başvuru tarihi 1 Mayıs Projeye katılmak isteyen işletmeler 28 Mart 2024-1 Mayıs 2024 tarihleri arasında Alanya Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’ne başvuru yapabilecek.