POLİTİKA - 05 Aralık 2016 Pazartesi 20:40

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gürcan üniversite öğrencileri ile buluştu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gürcan üniversite öğrencileri ile buluştu

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde düzenlenen söyleşide öğrencilerle buluşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Ayşen Gürcan, "Afrika’nın birçok yerinde var olan FETÖ’nün okullarını devralacağız. Hiçbir şekilde o okulların adının Türk adıyla anılmasını istemiyoruz" dedi.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin 10. yıl etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘Dünyadan ve Türkiye’den Gelişmeler’ konulu söyleşide öğrencilerle buluşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Ayşen Gürcan, FETÖ’nün kötülüğünün ayağına dolandığını ifade ederek, “Sana göre yanlış, bana göre doğru olan bir şeyle, benim seninle anlaşmam mümkün değil zaten. Önce doğrularımızla birlik sağlamak, bu doğrularla birlik sağladıktan sonra hareket etmek. İşte burada şu da giriyor, şeffaf olmak, gizli ajanlısı olmadan yani içinizdeki ne ise, dışınızdaki politikanızda o olacak şekilde örgütlenmek. İşte sıkıntı, belki de bizim anlayamadığımız ya da bizim milletimizin sağduyusunda kavrayamayacağı şey, FETÖ’nün yaptığı buydu. Gizli ajanlarla iş yapma, yani güzel iş yapıyormuş gibi gösterip, arkasında başka planlar kurgulamak ama ne oldu ortaya çıktı. Çünkü hiçbir kötülük yerinde kalmaz. Çok asil bir kadının elinde büyüdüm ben, anneannem, evimizin sahibi oydu. Onun çok güzel deyişleri vardır, hiçbir kötülük yerde kalmaz kızım, kötülük yapanın ayağına dolanır. Gerçekten öyle, kötülüğü başkasına yapıyormuş gibi görünürsün ama ayağınıza dolanır. Bugün de FETÖ bence öyle beladır bizim için ama elhamdülillah çok güzel bir şekilde, çok sakin. Çünkü biz 15 Temmuz sonrası, ertesi gün normal hayatımıza devam ettik ve bu anlamda bu mücadeleyi önemsiyorum. Bu mücadelenin şartı da onların koyduğu ilkelerle değil, onların yaptıklarının aynısını onlara yaparak değil” dedi.

"Bu milleti kimse alaşağı edemez"
15 Temmuz kalkışmasındaki milli direnişi işaret eden Gürcan, “Çok yol katetmemiz gerekiyor, hem millet, hem devlet hem de ülke olarak ama bana sorarsanız bugün, yarınlar bana umut veriyor, çok umut veriyor. Çünkü Türkiye kapasite olarak 15 Temmuz’da şunu gösterdi. Tanklarla, jetlerle, helikopterlerle, silahlarla olan gruba, silahsız sadece bilek ve yürek gücüyle, o gece ben de sokaktaydım ve o gece biz gösterdik ki o bilinen, sınavda soru olarak sorsalar bir tankı kaç kişi yenebilir diye, silahsız, gömleğini çıkartıp tankın egzoz borusuna sokup, onu durdurabilmek zekası bu başka bir yerde bilinmez., Bunlar kahramanlık hikayesi olarak bilinse de rutin bizim öykümüzdür. Bizim toplumumuzun öyküsüdür. Ben bununla gurur duyuyorum. Bu milleti kimse alaşağı edemez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Ayşen Gürcan, söyleşinin ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı. Üniversite öğrencilerinin öğretmen atamalarına yönelik sorusunu cevaplayan Gürcan, “Öğretmen atamalarında arkadaşlar Öğretmenlik Fakültesini kazanmış olmak, öğretmenlik garantisi değildir. Anne ve baba olduğunuzda bunu göreceksiniz. Bir doktora giderken bile doktor seçiyorsunuz, yani araştırıyorsunuz, öğretmenliğin kalitesini, öğretmenliğin seçimine çocuklarımızı teslim ediyoruz. Bazen anne ve babalarından daha fazla öğretmenleriyle beraber oluyorlar. Sizi tenzih ederek söylüyorum. Öğretmenliğin atamasında mülakat olması ne tür bir sakınca taşıyabilir ki. Eğer geçmişte şüphelerimiz var, şunun dostu, şunun dayısı, şunun çocuğu gibi bir uygulama gireceğine endişe ediyorsanız, bunu önlemenin yolları var aslında, çok kolay. Öğretmen ataması yapacak kişilerin sorumluluğunda geçmesi ki bu noktada öğretmen ataması mülakatla olacak diye bir garanti de yok. Şu an sadece son dönem sözleşmeli öğretmenlerin ki başvuru çoktu, ben mülakat komisyonu ön çalışmalarında da bulundum. Sayın Bakanımız rica etti ve hazırlanan sorular ve o soruların hepsi öğretmenlikle ilgili sorulardı. Basında çıkan sorulara sakın güvenmeyin, asla öyle sorular sorulmadı, sorularda zaten Müsteşarlıkta yayınlandı. Ben öğretmenliğin çok kaliteli ve önemli bir meslek olduğunu düşünüyorum. Her önünde gelen ben öğretmenim diyememeli, öğretmenliğin kendine has göstergeleri olmalı. Bu kalifiye, bu profesyonellik bir diploma ile garantilenmemelidir. Diploması olan her kişinin en iyi öğretmen, en kaliteli öğretmen olduğunun garantisi olmamalı” ifadelerini kullandı.

Başkanlık sistemi
Başkanlık sisteminde bürokraside yaşanan sıkıntıların ortadan kalkarak, Türkiye’nin çok yol katedeceğini savunan Gürcan, “Başkanlık sistemi, yani bu elbise dar geliyor artık, kendiliğinden gelişti. Zaten şu an Cumhurbaşkanımızı seçimle seçiyoruz ve halk seçiyor. Şu an bir başkanlık sistemi var aslında, sadece işlemi iki kereye çıkartmış olduk. Bu noktada tabi karar verici biz değiliz, yasama grubu karar verir, referanduma sunar. Bende sivil halktan biriyim, sivil hakkım ile gider oyumuzu kullanırız. Bize uygun geliyorsa ki bana çok uygun geliyor, çünkü sistemi biliyorum, bürokrasideki sıkıntıları biliyorum. Seçim dönemindeki hükümetteki sıkıntıları biliyorum. Yani siz bir şey yapıyorsunuz, önce ona, sonra ona, sonra ona giden bir sistem var ve bu sistem bir kerede çözülebilecek bir sistem, hızlı karar alınması gereken, yasama ile yürütmenin birbirinden türevli sıkıntıları var. Yasama ayrı olmalı, yürütme ayrı olmalı. Bu kuvvetler ayrılığını pekiştirecek uygulamalar, bizim ülkemiz adına bize çok yol katettireceğine ben şahsen yaşıyorum ve benim önüme referandum geldiğinde kesinlikle bu anlamda yeni anayasa şart. Gerçekten şu anda yamanın yamanın yaması halinde anayasamız ama anayasamızı değiştirmede hep birlikte bir sivil anayasa yapalım. Hepimizin ortak mağruflar da yetinsek yeter, dört tane mağrufumuz, doğrumuz olsun, bunun üzerine gidelim, çok sonuçlar alacağımızı düşünüyorum. Bu anlamda bizi bölmeye çalışanlar, bizim iyiliğimizi isteyenler değil, ben böyle görüyorum. İnşallah bunu da aşacağız, çok da güzel yol katettiğimizi düşünüyorum yani birazdan dışarıdan olumsuz etkiler de bu süreci hızlandırdı. Elhamdülillah bazen hani her şerde bir hayır vardır derler ya, gerçekten 15 Temmuz şerri bize hayır olarak yarayacak inşallah. Bu süreci hızlandırmış oldu. Bu sürecin gelinen noktası henüz metin olarak çıkmadı ama bir mutabakat var yasama organımızda, milletvekillerimiz komisyonda çalışan, Genel Kuruldan geçirilip, halk referandumuna sunar. Halk ne karar verirse, biz demokratik bir ülkeyiz, kimseye zorla şöyle olacak, böyle olacak demiyoruz. Silah zoruyla da yönetmeye kalkmıyoruz. Biz artık bundan sonra silah zoruyla metazori yönetimler istemiyoruz. Halkın seçtiği, halkın getirdiği ve halkın götürdüğü yönetimler olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Milletimize de bu noktada güveniyoruz” şeklinde konuştu.

“Maarif Vakfı olarak FETÖ’nün okullarını devralacağız”
“Devlet milletin hizmetinde olmalı” anlayışıyla yeni devlet şeklinin oluştuğuna vurgu yapan Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Maarif Vakfı ile ilgili de bilgiler verdi. Gürcan, “Türkiye’yi eğitim alanında da tüm dünyada temsil edecek bir kurumumuz var; Maarif Vakfı. FETÖ yıllardır yurt dışında Türkiye’nin temsilcisi olarak kendisini tanıttı. Maarif Vakfı, çok önceden kurulması gereken bir vakıfmış. Kuruluş sebebi devletin eğitim politikaları dış ülkelerde yürütecek bir vakıftır. 193 ülkede eğitim çalışmalarında bulunmak istiyoruz. Birçok vakıf var tabi ki Maarif Vakfı olarak biz eğitim alanında çalışmalar yapıyoruz. Afrika’nın birçok yerinde var olan FETÖ’nün okullarını devralacağız, hiçbir şekilde o okulların adının Türk adıyla anılmasını istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Maarif Vakfı Okulları şeklinde açmayı düşünüyoruz. Yeni kurulan bir vakıf gibi gözükse de idealleri büyük bir vakıftır. Vakıf sayesinde kendi insani değerlerimizi birçok ülkeye tanıtmak, kazandırmak istiyoruz. Türk olmanın insani değerlerini sağlayacak, kazandıracak eğitim modellerini gösterecek bir vakıftır. Çok güçlü bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Yurt dışında çalışacak çok öğretmene ihtiyacımız var. Hemen görevlendirebiliriz” ifadelerini kullandı.
Söyleşi sonrası MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz tarafından Prof. Dr. Ayşen Gürcan’a İstiklal Marşı tablosu takdim edildi. Program, Burdur Valisi Şerif Yılmaz ve AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’in hediye takdimi ile sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA test uçuşlarına hız kesmeden devam ediyor. Hafta boyunca süren testlerde iki prototipi de test uçuşları gerçekleştiren Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) test uçuşlarını ara vermeden sürdürüyor. Hafta boyunca gerçekleştirilen testlerde iki prototipi de uçuş icra eden milli SİHA’nın toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. İki Bayraktar TB3 havada Cumhuriyet’in 100. yılını taçlandırmak amacıyla 27 Ekim 2023 tarihinde ilk uçuş testini başarıyla tamamlayarak gökyüzü ile buluşan Bayraktar TB3 SİHA’nın iki prototipi de test uçuşlarını Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde sürdürüyor. Bayraktar TB3 PT-1 ve PT-2, geçtiğimiz hafta boyunca orta irtifada icra edilen sistem ve dayanım performanslarının ölçüldüğü testlerin tamamını başarıyla tamamladı. Toplam uçuş 272 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 272 saat 47 dakika havada kaldı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG ANADOLU’dan ilk uçuş 2024’te Bayraktar TB3 SİHA, katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacak. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Bayraktar TB3’ün sahip olacağı kabiliyetler bu sınıftaki insansız hava araçları açısından da önemli bir yenilik olacak. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. Öte yandan Baykar 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Öte yandan Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.