SAĞLIK - 28 Ocak 2022 Cuma 13:06

Antidepresan kullanımı son 1 yılda pik yaptı

A
A
A
Antidepresan kullanımı son 1 yılda pik yaptı

Psikiyatri Uzmanı Dr. Seda Yavuz, antidepresan kullanımının son 10 yılda arttığını, son 1 yılda ise pike ulaştığını kaydetti. Yavuz, yoğun stresin psikolojik hastalıklarına neden olabileceği uyarısında da bulunarak, “Yoğun stres, beyinde biyokimyasal değişiklikler neden olabiliyor. İşte o zaman bir hastalık oraya çıkar. Bu sağlıksız düşünce sistemini tekrar onarmak ve programı yeniden düzenlemek gerekir” dedi.

Antalya Memorial Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Seda Yavuz, antidepresan ilaç kullanımının son yıllarda artış yaşandığını, buna sebep olarak ise pandeminin olabileceğini söyledi. Son 10 yılda yaşanan artışın son 1 yılda pik yaptığını kaydeden Yavuz, “Son 2 yıldır devam eden pandeminin bunda etkisinin olabileceğini düşünüyorum” dedi.

“Günümüz insanı negatif bir duygu yaşamak istemiyor”

İnsanların bazen duygularla hastalıkları karıştırdıklarını aktaran Seda Yavuz, hüzün, stres, can sıkıntısı ve stres nedenleriyle bazı kişilerin başka branştaki doktorlara başvurduklarını ve bunun antidepresan kullanımındaki artışa neden olabildiğini söyledi. Yavuz, “Günümüz insanı negatif, olumsuz bir duygu yaşamak istemiyor. Her olumsuz duygudan hemen kurtulma isteği oluyor. Bazen duygularla hastalıkları karıştırabiliyoruz. “Hüzün, stres, canım sıkkın, çok stresliyim” gibi gerekçelerle doktora başvuruyorlar. Bu gerekçeler genelde psikiyatri doktorları dışında hekimlere olan başvurular. Bu da antidepresan kullanımını biraz daha arttırıyor. Çünkü psikiyatri doktorları hastalıkla bu duyguları çok daha ayırt edebiliyor. Sadece bir duygunun giderilmesi için antidepresan kullanmak doğru değildir. Böyle durumlarda antidepresan kullanmak hiçbir işe yaramaz. Can sıkıntısını antidepresan ilaçları gidermezler, bize ekstra iyilik hali vermezler” diye konuştu.

Antidepresan kullanımı son 1 yılda pik yaptı

“Ön yargıları kırmaya başladık”

Antidepresan ilaçlarla ilgili önyargılardan da bahseden Yavuz, “Kullanayım ve kendimi daha iyi hissedeyim’ gibi bir ön yargı var. Maalesef böyle bir durum oluşturmaz. Antidepresan ilaçlar, hastalık yoksa hiçbir işe yaramazlar. ‘Bana nasıl yardımı dokunacak, bu ilaçlarla çözülür mü? Konuşarak problemlerimi nasıl halledebilirim? Ben güçsüz değilim, kendi problemlerimi kendim halledebilirim’ gibi bir takım motivasyonlarla çok da psikiyatri doktorlarına başvurmuyordu insanlar. Hatta bir miktar etiketlenme gibi bir durum söz konusuydu. Böyle ön yağılarla psikiyatri başvuruları olmuyordu. Ama son yıllarda bu önyargıları kırmaya başladık. Hatta belki bir miktar pandemin de bunda etkisi var diye düşünüyorum. Ruh sağlığına insanlar daha çok önem vermeye başladılar. Şuanda başvurular biraz daha fazla” ifadelerini kullandı.

“Yoğun stres beyinde biyokimyasal değişikliklere yol açabiliyor”

Antidepresan ilaçların strese karşı çözüm olmadığını ancak yoğun stresin ise beyinde biyokimyasal değişiklikler olabileceğine işaret eden Yavuz, “İşte o zaman bir hastalık ortaya çıkar ve o sağlıksız düşünce sistemini tekrar onarmak ve programı yeniden düzenlemek gerekir. İlaç ya da psikoterapötik yöntemler ile zihinde oluşan defarmasyon giderilir, kişi çok daha sağlıklı ve iyi hisseder kendini” dedi.

“Bağımlılık yapmazlar”

Yavuz, antidepresan ilaçlar gerektiği zaman kullanımının işe yarayacağının net olduğuna vurgu yaparak, “Antidepresanlar bilinenin aksine bağımlılık yapmazlar. Fiziksel herhangi bir bağımlılık yapma etkileri yoktur. Ancak bu ilaçları kullanırken kesilme belirtilerine çok dikkat edilmesi gerekiyor. Kişi bu ilacı aniden bırakırsa, bir takım belirtiler hisseder kendinde ve bu belirtiler depresyonla çok karışır. Kişi kendinin düzelmediğini düşünerek tekrar ilaç kullanımına devam edebilir. Antidepresan ilaçlar kişiye özgüdür. Doğru doz ve kullanılacak ilaç kişiye göre ayarlanır. Muhakkak bir doktor kontrolünde kesilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

“Kişiye de antidepresana da yazık olur”

İhtiyacı olmayan bir kişinin antidepresan ilaç kullanmasının bir işe yaramayacağını, bazen ise ciddi sorunları beraberinde getirdiğini de sözlerine ekleyen Yavuz, “Kişiye de antidepresana da yazık olur. Bazen ise çok ciddi problemlere yol açar. Kişinin bir yatkınlığı varsa, antidepresan ilaçlar, manik dönüm dediğimiz aşırılık, taşkınlık dönemlerini tetikleyebilir. O yüzden biz bu ilaçlara başlatırken, kişinin yatkınlıklarını muhakkak gözden geçiririz” diye konuştu.

Suat Metin - Ahmet Serdar Eser
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.