ASAYİŞ - 20 Nisan 2018 Cuma 09:26

2. el otomobilde devrim gibi karar

A
A
A
2. el otomobilde devrim gibi karar

İkinci el otomobili satışında oldukça sık karşılaşılan kilometre düşürülme olayı, Yargıtay’ın son kararıyla yeni bir boyut kazandı.

İkinci el otomobili satışında oldukça sık karşılaşılan kilometre düşürülme olayı, Yargıtay’ın son kararıyla yeni bir boyut kazandı. Yüksek mahkeme, satıcının, sattığı aracın kilometresinin düşürüldüğünün bilmemesi halinde bile gizlenen ayıplardan sorumlu olduğuna hükmetti. Emsal nitelikteki kararla kilometresinin düşürüldüğü ortaya çıkan araç, satıcıya verilip bedeli iade alınabilecek.


Yıllardır hayalini kurduğu otomobili almak için ikinci el araç satılan internet sitesine giren vatandaş, ’54 bin 700 kilometre ve hasarsız’ notunun paylaşıldığı ilanı gördü. Araç sahibiyle irtibata geçen vatandaş, 22 bin lira karşılığında beğendiği otomobili satın aldı. Satış işleminden 8 gün sonra aracı servise götüren vatandaş, büyük şok yaşadı. ’Orijinal’ diye satın aldığı aracın birçok parçasının değiştirildiği, kilometresinin ise 137 bin 864’ten 54 bin 700’e düşürüldüğünü öğrenen alıcı, parasının iadesi istemiyle satıcıya müracaat etti. Mağdur alıcı, satıcının parayı ödemeye yanaşmaması üzerine mahkemenin yolunu tuttu.



"Görüp aldı, sorumlu değilim"


10. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davada ifade veren mağdur vatandaş, satış bedelinin iadesine, bu mümkün olmazsa yıpranmış araç satılması nedeniyle 4 bin TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan satıcı ise davacının aracı görüp beğenerek satın aldığını, servise götürerek incelettiğini, aracı muayene ettirme yükümlüğününün davacıya ait olduğunu, satın alındığı haliyle aracın satıldığını savunarak davanın reddini istedi. Tarafları dinleyen mahkeme, davanın kısmen kabulü ile bin 500 liranın davalıdan tahsiline hükmetti. Kararı mağdur alıcı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, milyonları ilgilendiren emsal nitelikte bir karara imza attı.


Yüksek mahkeme, satılan aracın kilometresinin düşürülüp satılması halinde, bu gizli ayıbın varlığını bilmese bile satıcının sorumlu olduğuna hükmetti. Yargıtay kararında, satıcının; alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğuna dikkat çekti. Aracın değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da satıcının sorumlu olduğu hatırlatıldı.


Kararda, "Alıcı ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın kilometresinin indirilmiş olması nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı tespit edilmiştir. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Dava konusu araç gizli ayıplı olarak satıldığı için davacının talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, dava konusu aracın davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şeklide hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Karar oy birliği ile bozulumuştur" ifadeleri yer aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Doğaseverler Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi 15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 48. Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir çok doğasever Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi. Mavi yıldız çiçekleri ile ön plana çıkan Kadıralak Yaylası’nın eşsiz güzelliği ve doğal zenginlikleri, Trabzon turizmi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu bir grup doğasever 15-22 Nisan Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir araya geldi. Etkinliğe Tonya Kaymakamı Adem Eser, Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ve vatandaşlar da katıldı. Etkinlikte konuşan Tonya Kaymakamı Adem Eser, Kadıralak Yaylası’nın tanıtımının tüm Türkiye’ye yayılması temennisinde bulunarak "6 aydır burada görevliyim. Bu yaylanın ilçemiz sınırları içerisinde olmasından dolayı çok mutluyum. Trabzon’un içinden ve şehir dışından gelen ziyaretçilerime hoş geldiniz diyorum" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ise, "Burada doğa spor dernekleri ve diğer derneklerimiz ile beraber bugün buradayız. Turizm Trabzon’un vazgeçilmez bir unsuru. Trabzon ekonomisinin yüzde 70’i turizmden geliyor. Turizm sezonu başladı ve bu sezonun 2023 yılına göre daha iyi olmasını bekliyoruz. Tüm hazırlıklarımız tamam. Bayram tatilinden itibaren yoğunluk başladı. Önümüzdeki aylardan itibaren yoğunluğumuz her geçen gün artarak devam edecek" diye konuştu. Bilindiği üzere ‘Uluslararası Bern Sözleşmesi’ gereği korunan yörede “Mor Yayla” ismi ile de bilinen her yıl Nisan ayında açan mavi yıldız çiçekleri ile meşhur Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı son yıllarda vatandaşların uğrak yerlerinden biri haline gelen Kadıralak Yaylası binlerce turisti ağırlıyor.
Edirne Edirne’de AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.