EKONOMİ - 20 Nisan 2018 Cuma 08:33

Dağ yöresinde alternatif ürünler çiftçinin yüzünü güldürüyor

A
A
A
Dağ yöresinde alternatif ürünler çiftçinin yüzünü güldürüyor

Bursa’da iktidar da muhalefet de dağ yöresinde çiftçinin yüzünü güldürmek için kenetlendi.

Bursa’da iktidar da muhalefet de dağ yöresinde çiftçinin yüzünü güldürmek için kenetlendi. Büyükşehir Belediyesi’nin Tarım Hayvancılık ve Orman Komisyonu’nun desteğiyle bölgede sadece bir ay yetiştirilen dağ çileği yerine yediveren çileği fidesi dağıtıldı. Artık çiftçi daha uzun süre hasat alırken, bu işten daha fazla para kazanmaya başladı. Ayrıca dağ yöresinde 1000 dekar arazide çörek otu yetiştirilmeye başlandı. Yakında sıkım makinesinin kazandırılmasıyla çörek otu yağı üretimi hızlanacak.


Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin meclis toplantısında Tarım Hayvancılık ve Orman Komisyonu’nun raporu konuşuldu. Ak Parti Grup Sözcüsü ve Komisyon Üyesi Ercan Barutçuoğlu Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık’ta bütün taraflarla; kaymakam, belediye başkanları, tarım ilçe müdürlüğü, ziraat odaları ve kooperatif başkanlarının katılımıyla toplantı yaptıklarını belirterek, "Dağ yöresinde alternatif gelir kaynakları geliştiriyoruz. Bölgede yeni yeni teklifler sunduğumuzda ilk başta tepki almıştık. Ancak bugün söylediklerimizin tekliflerimizin onlar tarafından benimsenip paylaşıldığını görmek bize memnuniyet veriyor. Dağ ilçelerimizde ağırlıklı olarak yetiştirilen çileğin yedi veren çeşidiyle değiştirilmesini önerdik. Yediveren çeşidi nisanda meyve vermeye başlayıp kasım sonuna kadar ürün veriyor. Normal şartlarda dağ yöresindeki klasik çilek mayıs ayında başlar, haziran ayında son bulur. Ancak bunun yerine yediveren çileği dağıtımı dağ yöresinde başladı. Artık üreticimiz 6-7 ay yediveren çileği üreterek daha fazla para kazanıyor. Bazı bölgelerde mesela Keles’te bugün 1000 dekar alanda tıbbi bitkiler arasında önemli sayılan çörek otu yetiştirilmektedir. O bölgede yetiştirilen çörek otunun yağ oranı hayli yüksektir. Yağının çıkarılması için basit yağ sıkma makinesiyle desteklenmesi önerimiz vardır. Tıbbi aromotik bitki yetiştiriciliğini teşvik etmekteyiz. Yeni yeni alternatif ürünler bulunması ve dağ yöremizin daha da kalkınması için çalışmalarımız sürüyor" dedi.


Barutçuoğlu, çok yönlü araştırmalardan dolayı Ziraat Fakültesi Dekan ve hocalarına teşekkür ederek, "Bölgeyle işbirliği ve sıcak diyaloglar var. Değerli hocalarla yaptığımız toplantılarda, kırsal bölgede toplumsal statü ihtiyaçları var. Bu insanlar köyde kalıp üretime, hayvancılık ve tarıma devam etmek istiyorlar. Ancak önce yuva kurmaları lazım. Bölge halkı sigortalı işi olmayan erkeklere kız vermiyor. Gençlerin de evlenmeleri zor. Biz Burada Tarım Bakanlığı’mıza öneride bulunuyoruz. İşkur vasıtasıyla Tarım İl Müdürlüklerimizin o bölge için; rantabl olan sahalarda orada ikamet ederek çalışanlar için bunların sosyal güvencelerinin devlet tarafından sağlanmasını teklif ediyoruz. Kırsal kesimdeki genç nüfusun teknolojiye kolay ulaşımı için eğitim ve beceri kazanmaları için verilecek kurslar, bilimsel takviyelerle işlerini bilinçli yapmalarının sağlanması gerekiyor. Ve bu insanlara uygun konutlar yapılması, sağlık ve beslenme konusunda bilgi sahibi yapılması, alternatif ürünler konusunda teşvik edici, total maliyetin düşürülmesi konusunda, kooperatifçiliği teşvik ediyoruz. Daha ucuz girdi ile sürdürülebilir tarımı ön görüyoruz. Hevesle ahır kurup da bir sene sonra hayvanları satan değil, örnek olan o bölgede üretim dalını diğer insanlara teşvik eden örnek çiftçi statüsünde gençlerimizin desteklenmesini teklif ediyoruz" diye konuştu.


CHP Grup Sözcüsü Erdal Aktuğ da bu çalışmalardan dolayı Büyükşehir Meclisi’ne teşekkür ederek, "Yaşam alanları ve çevre ile ilgili verdiğimiz önergeleri olumlu buluyoruz. Benim mecliste görüp takdir ettiğim imar komisyonundan sonra en iyi çalışan Tarım Komisyonu oldu. Keles’e Göynükbelen’e gittim. O bölgedeki arkadaşlar bu çalışmalardan dolayı teşekkürlerini ilettiler. Ayrıca bölgede Bütünşehir Yasası ile birlikte belediyelere geçen arazilerin tarımsal kooperatiflere tahsisi daha doğru olur. Köy tüzel kişiliğinden bu kanunla belediyelere geçen yerlerin köylüler ve kooperatiflerin kullanması, buradaki meraların ve yerlerin özellikle başta kooperatifler olmak üzere köylülere açılmasının tarımsal destek açısından önemli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.


Öte yandan geçtiğimiz yıllarda yediveren çileği Orhaneli’de çiftçilerin yüzünü güldürdü. 150 derde deva olan yediveren çileği özellikle böbrek kumu dökmede etkili olduğu biliniyor. Çiftçiler, fide desteği olduğu müddetçe çilek üretiminin daha da artacağını belirtti. İlçede kurulacak Göynükbelen Çiftçi Kadınlar Derneği sayesinde kokulu ve hormonsuz çilekler hem Türkiye’ye, hem de dünyaya tanıtılacak. Çileklerin bir kısmı da yurt dışına ihraç ediliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bölgenin ilk kapalı yöntemle tüp açma operasyonu Tatvan’da gerçekleştirildi Bitlis’in Tatvan ilçesinde Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan tarafından bölgede ilk olan kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştirildi. Tatvan Devlet Hastanesinde kadın doğum uzmanı olarak görev yapan Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, hastane ve bölgede ilk olan bir operasyonu gerçekleştirdi. Özel hastanelerde yüksek maliyetlerle yapılan kapalı yöntemle tüp açma operasyonunu Tatvan Devlet Hastanesinde gerçekleştiren Op. Dr. Ceylan, büyük bir başarıya imza attı. Yaklaşık bir yıldır takipli hastası olan 34 yaşındaki 3 çocuk annesi H.E.’nin doğal yollarla yeniden gebe kalması için hastayla birlikte operasyon kararı alan Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, devlet hastanelerinde nadir gerçekleştirilebilen bir yöntemle önemli bir operasyon gerçekleştirdi. Daha öncesinde tüpleri bağlanan hastasına kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştiren Ceylan, hastasının yeniden doğal yollarla gebe kalmasına imkan sağlamış oldu. Gerçekleştirilen operasyon sonrası hastasını serviste ziyaret eden Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, yapılan operasyon ve süreçle ilgili hastasını bilgilendirdi. Yapılan operasyon ve operasyonun önemiyle ilgili bilgi veren Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, bölgenin kapalı yöntemle yapılan ilk tüp açma operasyonunu başarılı şekilde gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Yapılan başarılı operasyon sayesinde son doğurduğu bebeğini kaybeden annenin yeniden doğal yollarla gebe kalabileceğini anlatan Ceylan, “Hastamız bize daha önce geçirmiş olduğu sezaryen sırasında tüplerinin bağlanması sonucu doğal yollarla çocuğu olmayacağı için başvurdu. Son doğurduğu bebeği maalesef hayatını kaybetmişti. Bebeğini kaybetmesi üzerine tekrar çocuk istemiyle bize başvurdu. Önceki sezaryenının üzerinden iki yıl geçmesi gerektiğini daha öncesinde iletmiştik. Bu hastamız benim bir yıldır kontrollerine gelen takipli hastamdı. Ardından da son sezaryenının üzerinden iki yıllık süre geçince birlikte tüpleri açma operasyonu yapmaya karar verdik. Hastamızın tüp bebek seçeneği yok muydu? Elbette vardı. Tüp bebekle de gebe kalabilirdi. Biliyorsunuz ki yardımcı üreme teknikleriyle gebe kalmak, gebeliğe bağlı bütün hastalık risklerini arttırmaktadır. Bizim yapmış olduğumuz ameliyatta da elbette riskler vardı. Çok şükür sorunsuz ve başarılı şekilde yaptık. Biz hastamıza kapalı yöntem ile tüp açma operasyonu gerçekleştirdik. Operasyon sonrası 48 saatlik sürecin ardından hastamızı taburcu edeceğiz. Altı hafta sonra belli kontrollerini yapacağız. Hastamızı bu bir yıllık süreçte de takibe devam edeceğiz. Yine iletişim halinde olacağız kendisiyle. Yapmış olduğumuz operasyon ile hastamızın fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık. Yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık” dedi. “Kapalı yöntemde cerrahi riskler azalıyor, iyileşme süreci hızlanıyor” Kaplı yöntemle yapılan tüp açma operasyonunun açık ameliyatlara nazaran daha üst bir cerrahi beceri ve tecrübe gerektirdiğini kaydeden Ceylan, şöyle konuştu: “Bu ameliyat bölgede açık yöntemle çok sık yapılabilen bir ameliyat. Ancak biz bunu daha üst bir cerrahi beceri gerektiren kapalı yöntem ile gerçekleştirdik. Bu operasyonu yapmak için sadece yeterli imkan olması yetmiyor aynı zamanda cerrahi beceri de gerekiyor. Nerdeyse mikro cerrahi kabul edilebilecek bir ameliyat ve bu ameliyat cerrahi el becerisi ve tecrübe gerektiriyor. Çünkü kapalı olarak yaptığımızda orta çaplı bir damar büyüklüğünde kesilmiş bir organı yerinden tekrar açıp uç uca dikmemiz anlamına geliyor. Kapalı yöntemin önemine gelecek olursak, tabi ki açık cerrahiye göre karnın bütün kaslarını kesmemize gerek kalmıyor. Sadece küçük üç tane delikle bu ameliyatı yapabiliyoruz. Bu yöntemde hastaların operasyon sonrası iyileşme süreci çok daha hızlı oluyor. Çünkü herhangi bir kesik olmuyor, ağrıya neden olabilecek bir durum olmuyor. Bizim hastamız da ameliyattan 6 saat sonra ayağa kalktı ve yürüdü. Günümüzde artık en az kesi ile ameliyatları yapmaya çalışıyoruz. Bu hastamız için de fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık. Yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık. Ameliyatı kapalı yöntem ile yapıp kesi olayını ortadan kaldırdık, ağrı ve cerrahi risklerini azalttık, cerrahi süresini azalttık. Bu imkanı bize verdiği için hastamıza ve devletimize teşekkür ediyoruz. Ayrıca, bu beceriyi kazanmamda emeği geçen İstanbul’dan Onkolog Alpaslan Kaban Hocam başta olmak üzere tüm hocalarıma teşekkür etmek istiyorum.” “Tüplerin bağlanması yumurtalık kanseri riskini azaltıyor” Tüplerin bağlanmasının yumurtalık kanseri riskini azalttığının kanıtlanmış bir durum olduğuna işaret eden Ceylan, “Normalde tüplerin bağlanmasını, tüplerin bağlanmasıyla korunmayı çok faydalı görüyorum. Sezaryenler sırasında ya da sezaryenlerden sonra ailelerini tamamlamış çiftler tarafımıza başvurarak tüplerini bağlatarak korunmayı talep ediyorlar. Bu en konforlu olanı ve üstelik çok kolay bir ameliyat. Tüpleri bağlamak neden faydalı diye soracak olursak; tüpleri bağlamanın kanıtlanmış bir şekilde yumurtalık kanseri riskini azalttığı bir gerçek var. O yüzden eğer kadınlarımız artık çocuk sahibi olmak istemiyor ve doğal yollarla korunmak zor geliyorsa tüplerini bağlatmayı tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
İstanbul Yurtta hava durumu Yurdun kuzey, iç ve batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Edirne, Kırklareli, Çanakkale, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik, Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak ve Bartın çevrelerinin yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edecek. Rüzgar, genellikle güney, güneydoğu kesimlerinde kuzey yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, İç Ege, Batı Akdeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu ile Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimlerinde güney ve güneybatı yönlerden kuvvetli ve yer yer fırtına (40-80 km/saat) şeklinde esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde ve akşam saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu 23 İzmir: Parçalı ve çok bulutlu 26 Adana: Parçalı ve az bulutlu 38 Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinde yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 Samsun: Parçalı ve az bulutlu 27 Trabzon: Parçalı ve az bulutlu 29 Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25 Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 32