GENEL - 26 Ekim 2016 Çarşamba 14:15

Göç meselesi Uludağ Üniversitesi’nde ele alınıyor

A
A
A
Göç meselesi Uludağ Üniversitesi’nde ele alınıyor

Uludağ Üniversitesi, Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Ekonomik, Siyasal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi TESAM’ın ortaklaşa düzenlediği Sosyal Bilimler Sempozyumu’nda başladı. İki gün sürecek olan sempozyumda dünyanın bir numaralı meselesi haline gelen göç ele alındı.
UÜ Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde iki gün sürecek sempozyumun açılış töreninde konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, mevcut istatistiklere göre dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3’ünün kendi doğdukları yer dışında yaşadığını söyledi. Bu sayının 190 milyonu geçtiğine işaret eden Mehmet Yüce, insanların en sık yaptığı eylemlerden birisinin yaşadığı mekanı terk etmek olduğunu belirtti. İnsanın yaşadığı yerleri terk etmesinin çok acı bir durum olduğunu vurgulayan Rektör Yardımcısı Mehmet Yüce; “Bu bazı durumlarda kaçınılmaz oluyor. Göç, insanlık tarihinin başlangıcından beri var olan bir gerçektir. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ön plana çıkarak dünyanın en önemli meselelerinden birisi haline gelmiştir. Göç, Türkiye’nin de bu günlerde en önemli gündem maddelerinden birisi olmuştur. 2011 yılında 1 milyon Suriyeli göç etmek durumunda kalmışken, bugün toplamda 12 buçuk milyon Suriyeli ülkesini terk etmek mecburiyetinde bırakılmıştır. Yaşanan bu zorunlu göç olayı, asrımızın en dramatik olaylarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilhassa Suriyeli mültecilerle gündemimize oturan göç, devletlerin stratejik öncelik ve politikalarında ve toplumların sosyal kodlarında göz ardı edilemeyecek bir unsur olarak önem arz etmektedir” dedi.
Bursa’da göçlerde 62 köy, 18 yeni mahalle kuruldu
Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Şükrü Köse ise, Bursa’nın göçler ile şekillenmiş ve halen göç alarak büyümesini devam ettiren bir şehir olduğuna işaret ederek, “Osmanlı’nın şehircilik anlayışı ile Bursa farklı bir yapıya bürünmüştür. Hatta bunu mahalle adlarında bile görüyoruz. Bursa göçler ile yenilenen bir şehir olmuştur. Zaman içerisinde Bursa genelinde göçler dolayısı ile 62 yeni köy, 18 yeni mahalle kurulmuştur. Bursa tarihi boyunca herkese kucak açmıştır. Bundan sonra da açmaya devam edecektir. Son olarak komşumuz olan Suriye örneğini yaşıyoruz. İnsanlar savaş nedeniyle vatanını terk etmek zorunda kalıyor. Ülke olarak geçmişte olduğu gibi biz bu mazlum kardeşlerimize kucak açtık. Her zaman ülke olarak ve Bursa olarak kucak açmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim ensar ve muhacir gibi bir medeniyet anlayışımız var” diye konuştu.
TESAM Genel Başkanı M. İlyas Bozkurt, “Savaşlar ve ihtilaller ile birçok insan mağdur oldu. Bu insanlar göçler ile yer değiştirmeye başladılar. Göç aslında belli olayların sonucudur ve belli sebeplere dayanır. Bunlar doğal, siyasal, güvenlik ve ekonomik sebeplerden meydana gelebilir. Son günlerde ise en çok üzerinde durduğumuz göç savaş ve ihtilaller sonucu meydana gelen göçlerdir. Göç sorununun iki tane yönü var. Birinci yönü göç edenlerin yaşamış olduğu mağduriyet, ikinci yönü ise göç edilen yerlerde yaşayan insanların yaşamış olduğu mağduriyet. Ama bu iki yönlü mağduriyetler de insan olmanın getirmiş olduğu sorumluluklardır” şeklinde konuştu.
Nilüfer Belediyesi Başkan Danışmanı Vedat Müftüoğlu da, göçlerin insanlık tarihiyle birlikte başladığının altını çizdi. TESAM Genel Koordinatörü Yıldırım Deniz da, dünyadaki gelişmiş ülkelerin düşünce konularına büyük önem verdiğini kaydetti.
Açılış konuşmalarının ardından Sempozyumun ilk oturumuna geçildi. UÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce’nin başkanlığını yaptığı sempozyumda Prof. Dr. Hamza Ateş, Prof. Dr. Hasan Köni ve Doç. Dr. Yusuf Adıgüzel göç konusunu farklı boyutları ile ele aldı. Sempozyumda Türkiye’nin farklı üniversitelerinden toplam 32 akademisyen konuşacak.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.