EKONOMİ - 16 Ocak 2017 Pazartesi 16:59

Kanatlı sektörü can çekişiyor

A
A
A
Kanatlı sektörü can çekişiyor

Bursa, Yenişehir ve İznik Kanatlı Et Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Basri Lapacı, tavuk üreticilerinin can çekiştiğini ileri sürdü.
Birlik Başkanı Hasan Basri Lapacı, yaptığı açıklamada, “İki yıldan bu yana kanatlı et üretimi yapan firmalar, fason bakım ücretlerini sürekli geri çekiyor. Yıllık 6 parti olan bakım sayısının 4 ile 4,5’a çekilmesi üreticiyi zor durumda bıraktı. Şu anki üretim rakamları maliyeti bile kurtarmıyor. Yeni çiftlikler kuran üreticiler kapasiteyi artırarak yanlış iş yaptı. Maliyet hesabı yapamadılar” dedi.
Üreticinin kullandıkları kredileri bile geri ödeyemeyerek icralık olduğunu anlatan Hasan Basri Lapacı, “Bu hatalar üreticiyi zora soktu. Birliğimize bağlı Yenişehir’de 19, İznik’te ise 6 üyemiz bulunuyor. Olağan genel kurulumuzdan sonra üyelik müracaatlarını yeniden kabul edeceğiz. Ancak sayı ne kadar artarsa artsın şu an için sektör can çekişiyor. Kırsal kalkınma ve İpart desteği ile yapılan yeni kümeslerin sahipleri bu işi bilmiyor. iddi anlamda zarar ederken bize de zarar ettiriyorlar. Bizim en büyük maliyetimiz kömür, işçilik ve enerjidir. Dolar kuru ile bu girdiler arttı. Kanatlı sektörü zirai üretime giriyor, ancak desteklemelerden hiç yararlanamıyoruz” diye dert yandı.
İki sene evvelki kazançlarını şimdi elde edemediklerini belirten Hasan Basri Lapacı, “İki sene evvel kilogram başı üreticiler 50 kuruş alırken, şimdi 40 kuruş alıyor. Ayrıca yıl da 1 milyon 260 bin adet tavuk yetiştirirken, şimdi kümeslerin çoğalmasıyla bu sayı 750-800 binlere düştü. Maliyetler arttı, üretim azaldı. İşçi çıkarmak istemiyoruz. Tarım Bakanlığı bizim bu meselelerimize el atmalı” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.