GENEL - 16 Nisan 2018 Pazartesi 16:02

‘TCG Muavenet’ gerçeği Bursa’da tartışıldı

A
A
A
‘TCG Muavenet’ gerçeği Bursa’da tartışıldı

Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.

Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. bünyesinde faaliyetlerini sürdüren İbrahim Paşa Kültür Merkezi’nde tarih okumaları devam ediyor.


Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Kültür Turizm Şube Müdürlüğü tarafından tarihçi yazar Fahrettin Öztürk’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Tarihte Yolculuk’ söyleşi programı, Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutuyor. Tarih meraklılarının ilgiyle takip ettiği programda, 1992 yılında NATO tatbikatı sırasında 5 askerimizin şehit düştüğü ‘Muavenet’ olayı bir kez daha gündeme taşındı. Yakın tarihe damga vuran elim hadisenin 26. yıl dönümünde olayın canlı tanıkları Emekli Deniz Albaylar Meftun Dirman, Fatih Bakkaloğlu, Emekli Deniz Astsubay Başçavuş Recep Kayacı ve Emekli Deniz Astsubay Murat İlkter’in konuşmacı olarak katıldığı programa kahramanlık türküleri renk kattı. Program moderatörü Fahrettin Öztürk, Amerikan donanmasına ait USS Saratoga uçak gemisinden atılan iki adet sea sparrow füzesiyle vurulan Muavenet muhribinde 5 askerimizin şehit düşmesi ve 13 askerimizin yaralanmasıyla sonuçlanan ‘NATO Kararlılık Gösterisi- 92’ tatbikatına dair çarpıcı tespitlerde bulundu. 1 Ekim 1992’de TCG Muavenet gemisinin vurulmasının ardından 4 Ekim’de Irak’ta Kürt Federe Devleti’nin kurulduğuna dikkat çeken Öztürk, 17 Ocak 1993’te uçağı düşürülerek şehit edilen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis tarafından Kuzey Irak’ta terör örgütü PKK’ya karşı kapsamlı bir operasyon yürütüldüğünü ve bu operasyona da Amerika’nın karşı çıktığını söyledi.


Ölüm füzeleri nasıl ateşlendi?


Askerliğini TCG Muavenet gemisinde kısa dönem olarak yapan ve ‘DM 357 Muavenet’ adını verdiği bir de romanı bulunan Öztürk, “Olay anında tatbikatın ilk safhası tamamlanmış, kahverengi ve yeşil kuvvetler olarak iki gruba ayrılmış olan müttefik devletlerin savaş gemileri ‘yeni tatbikat sahası olan’ Saroz Körfezi’ne intikal ediyorlardı. Bu safhada hiçbir fiili ya da simülatif tatbikat yapılması söz konusu değildi. Bu intikal sırasında ne olduysa oldu ve Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne ait uçak gemisinden fırlatılan iki sea sparrow füzesi, TCG Muavenet gemimizi komuta köprüsünden vurdu. Olay sonucu gemi komutanı Yarbay Levent Kudret Güngör de dâhil olmak üzere 5 askerimiz şehit düştü, 13 askerimiz yaralandı” diye konuştu. Tatbikat sırasında normal şartlarda herhangi bir geminin, Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne ait bir uçak gemisine 20 milden fazla yaklaşmasının mümkün olmadığının altını çizen Öztürk, “USS Saratoga’daki en az 5 personelin ortak kararı ve fiili çalışması ile fırlatılabilecek olan füzelerin ateşlenmesindeki sebep ne olabilir? Olayda kasıt yoksa, geriye tek ihtimal kalıyor. Askerliğini bu gemide yapmış biri olarak bu olay yüreğimde küllenmeye yüz tutmuş gibi görünse de gerçekte o külün altındaki kor ateş hala yüreğimi yakmaktadır” ifadelerini kullandı.


“Olayın kaza olma ihtimali yok”


TCG Muavenet gemisinin komutanı Yarbay Levent Kudret Güngör’ün füze saldırısında şehit düşmesinin ardından komutayı ele alan emekli Albay Meftun Dırman ise, olay anında yaşadıklarını anlattı. Dırman, “İsabet sonrası çıkan yangına hemen müdahale ettik. 10-15 dakika içinde yangını söndürerek, gemideki 300 personeli kurtardık. Bu sırada çıkan yangının gemimizden kaynaklandığını düşünüyorduk. Parçalanmış çelik levhaları görünce, yabancı bir cisim ile vurulduğumuzu anladık. Olaydan birkaç saat sonra iki Amerikan füze uzmanı gelerek gemimizde inceleme yapacaklarını söylediler. Kendilerinin delil karartmak için geldiklerini düşünüyoruz. Olayın kaza olmadığını gösteren birçok veri var” değerlendirmesinde bulundu.


Sea sparrow silah sistemleri konusunda uzman olan Deniz Astsubay Murat İlkter de ateşleme sistematiği gereği füzelerin kazayla fırlatılmış olabileceğine ihtimal vermediğini söyledi. Emekli Albay Fatih Bakkaloğlu ise TCG Muavenet gemisinin kısa tarihçesini ve gemideki silah sistemlerini anlattı. Vurulan gemide görev yapan ve aynı zamanda Kıbrıs gazisi olan Emekli Deniz Astsubay Başçavuş Recep Kayacı da gemiyi vuran füze parçalarının incelenmek üzere Amerikan subayları tarafından toplanmak istendiğine dikkat çekti. Kayacı, Amerikalı subayların ısrarına rağmen parçaları kendilerine teslim etmediklerini söyledi. Programın ardından yazar Fahrettin Öztürk ve konuk konuşmacılar, ‘DM 357 TCG Muavenet’ kitabını imzaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kulüpler Birliği, TFF seçimini haziranda istiyor Kulüpler Birliği, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleriyle ilgili açıklama yayımlayarak, seçimin haziran ayının ilk haftası yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Kulüpler Birliği’nin konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle: "Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı tarafından 18 Temmuz’da yapılacağı ilan edilen seçimli genel kurul tarihinin, aşağıda paylaştığımız sebeplerden ötürü haziran ayının ilk haftasında yapılmasının elzem olduğunu düşünmekteyiz. Ülkemizde futbol sezonu genel olarak her yıl Mayıs ayının bitimiyle kapanmakta, Avrupa Kupaları öne elemesi oynayacak kulüplerimiz açısından ise en geç Haziran sonu itibarıyla futbol faaliyetleri yeniden başlamaktadır. Hal böyle iken, yeni sezon planlamalarının tamamının bu takvime uygun olarak yapılması gerekmektedir. Zira; 1. Spor kulüplerinin mali takvim yılı 31 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasındadır. Bu kapsamda, Kulüp Lisans ve Finansal Sürdürülebilirlik Talimatı’nda yapılması gereken değişikliklerin bu takvime uygun olarak yapılması kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bu konularda yeni sezon için yapılacak değişiklikler için yeni yönetime kendi bakış açısı, futbol yönetim anlayışı ve ilkelerine uygun hareket alanı tanınmalıdır. 2. Ülkemizde futbol faaliyetlerinin sezon içerisinde ortaya çıkan eylem ve davranışlar, TFF Yönetim Kurulu ve Hukuk Kurulları ile diğer yürütme kurulları tarafından değerlendirilerek karara bağlanmaktadır. Gelinen noktada, en büyük sorun ülkemiz futbolunun organizasyonu ve idaresinden sorumlu TFF Yönetim Kurulu’na ve diğer kurullara duyulan güvensizliktir. Dolayısıyla, kurulların yönetim ve karar istikrarı sağlayabilmesi adına aynı yönetim anlayışı ile döneme başlaması ve devam etmesi elzemdir. Bu sebeple, yeni seçilecek yönetimin kendi bakış açısı ve ilkelerine uygun kurullar oluşturması için yeni sezon başlangıcına kadar makul bir zaman dilimi tanınmalıdır. Yeni yönetim, 18 Temmuz’da seçildikten sonra kendi ilke ve bakış açısıyla yeterli çalışma zamanı olmasa da bu değişiklikleri yapmış olsa dahi ilan ve tahkim itiraz süreleri dikkate alındığında liglerin başlama tarihine yetişmesi mümkün değildir. 3. 2024/2025 futbol sezonunun 9 Ağustos 2024 tarihinde başlayacağı ilan edildiği göz önünde bulundurulduğunda; transfer dönemlerinin, lig statülerinin, A Takım listelerinin ve futbolcu uygunluklarının yeni yönetim tarafından hazırlanması fiilen mümkün olmayacağından, değişmesini talep ettiğimiz bugünkü anlayışla hazırlanması hedeflenen amaca hizmet etmeyecektir. 4. Yeni sezon için yapılacak olan hakem klasman atamalarının belirlenmesinin yeni seçilecek yönetim kuruluna bırakılması gerekmektedir. Bu sebeple yeni seçilecek yönetime hareket alanı bırakmayacak olan 18 Temmuz tarihinin kabulü mümkün değildir. 5. Ülke futbolunun yönetim esaslarını teşkil eden TFF Ana Statüsü, talimatlar, lig ve kupa statülerinin maddi gerçekliğe uygun olarak detaylı araştırma ve futbol paydaşlarıyla bilgi alışverişi neticesinde hazırlanması gerekmektedir. Bu şekilde hazırlanmayan talimatların yıl içerisinde sezon devam ederken sürekli olarak revizyona uğraması hakkaniyet ve adalet duygularını zedeleyecektir. En güncel örnek olarak 2023/2024 futbol sezonu içerisinde Futbol Disiplin Talimatı’nın 44.maddesinin 3.fıkrasında yapılan değişikliğin tahkim kurulu tarafından iptal edilmesi karşımıza çıkmaktadır. 6. 2024/2025 sezonu TFF bütçesinin mevcut Yönetim Kurulu tarafından belirlenirken, seçilecek yeni yönetimi etkileyebilecek kararların alınma ihtimali de bugünkü talebimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemiz futbolunun içerisinde bulunduğu kaotik durum, bir gün dahi gecikmeyi kaldırabilecek noktada değildir. Bunun için hep birlikte şahsi menfaat ve beklentilerimizi bir kenara bırakarak Haziran ayı başında TFF Seçimli Genel Kurulu’nu yapmak zorundayız. Bugün bu sorumluluktan kaçanlar tarihte Türk futboluna verdikleri zararla hatırlanacaktır."
Edirne Önce kardeşleri sonra kendisi... Edirne’nin en meşhur ciğercisi hayatını kaybetti Edirne’de 2 ay önce toprağa verdiği ağabeyinin acısını sindiremeden geçen hafta Perşembe günü yine bir ağabeyini daha toprağa veren Edirne’nin meşhur ciğercisi Bahri Dinar, uyurken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Edirne’nin tanıtıma büyük katkı sağlayan kentin sevilen yüzü, Edirne’yi Tanıtma ve Tava Ciğer Kalite Koruma Derneği Başkanı 63 yaşındaki Bahri Dinar, hayatını kaybetti. Sabah eşi tarafından yatağında hareketsiz halde bulunan Dinar’ın kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği belirlendi. İki ay içersinde 2 kardeşini toprağa veren ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın kalbi daha fazla bu acılara dayanamadı. Ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın ağabeyleri Nazmi Dinar (68) Şubat ayında geçirdiği kalp krizinden, Bahattin Dinar (65) ise Perşembe günü Uzunköprü ilçesinde geçirdiği iş kazasında hayatını kaybetmişti. Ciğerci Bahri Dinar, ikindi namazının ardından Eski Camide düzenlenen cenaze töreni ile birlikte son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine katılan çok sayıda vatandaş, göz yaşlarına hakim olamadı. Cenazeye Adülhey de katıldı Kurtlar Vadisi dizisinde hayat verdiği Abdülhey karakteriyle akıllarda yer edinen ünlü oyuncu Kenan Çoban da, "Sabah çok üzücü bir haberle uyandık. Yakın dostumdu. Bahri abi bir değerdi. Ciğerci Bahri diye anılıyordu ama bizim ciğerimizi yaktı. Edirne’mizin Türkiye’mizin başı sağ olsun" dedi.