GENEL - 12 Aralık 2017 Salı 14:20

Dünyanın ilk ve tek sakin adasına altın madeni tehdidi

A
A
A
Dünyanın ilk ve tek sakin adasına altın madeni tehdidi

Türkiye’nin en büyük adası olan ve organik tarımın yanı sıra turizm ile 2011 yılında almış olduğu Cittaslow (sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası seçilen Gökçeada’da, bir madencilik şirketinin yaptığı altın ve gümüş madeni arama başvurusuna karşı adalılar tepki gösterdi.

Türkiye’nin en büyük adası olan ve organik tarımın yanı sıra turizm ile 2011 yılında almış olduğu Cittaslow (sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası seçilen Gökçeada’da, bir madencilik şirketinin yaptığı altın ve gümüş madeni arama başvurusuna karşı adalılar tepki gösterdi.


Türkiye’nin en büyük adası olmasının yanı sıra, tatlı su kaynakları dünya üzerinde kendisine yetebilen 4 adadan biri olma özelliğini taşıyan Gökçeada, 2011 yılında almış olduğu Cittaslow (sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası seçildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çanakkale İl Müdürlüğü, Gökçeada ilçesi Yuvacık Mevkiinde, Merih Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan altın ve gümüş madeni arama projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başladığını kamuoyuna duyurması Gökçeada’lılar başta olmak üzere çevrecileri endişenlendirdi.


Çanakkale’nin Gökçeada ilçesi Yuvacık mevkiinde Merih Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından altın ve gümüş madeni arama projesi başvurusuna tepki göstermek amacıyla Çanakkale’de Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, bir otelde adalılar, Sivil Toplum Kuruluşu yetkilileri ve çevre örgütleri temsilcileriyle Ada’da altın madeniyle ilgili tepkilerini göstermek için bir araya geldi. Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, ada halkı ve çevreciler, seslerini duyurabilmek için bu sabah feribot ile Çanakkale’ye geldi. Daha sonra, İskele Meydanı’ndan toplantının yapılacağı otele kadar yürüdü.


’Organik Ada Gökçeada’da Altın Arama!’ sloganıyla düzenlenen toplantıya Gökçeadalılar, Çanakkale ve çevre kentlerden gelen çevreciler katıldı. Toplantı, Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin’in, Ada’nın özelliklerini anlatan ve maden aranacak saha ile ilgili bilgilerin yer aldığı slayt gösterisinin sunumunu yapmasıyla başladı. Toplantıda doğal ve kültürel zenginlikleri ile hem tarım hem de turizm alanında son yıllarda önemli mesafeler kat eden Türkiye’nin organik adası Gökçeada, altın madeni tehdidi altında olduğunu belirten Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, "Merih Madencilik Şirketi A.Ş tarafından, alınan ruhsata istinaden Gökçeada’da altın ve gümüş madeni aramak için yapılan başvuru neticesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çanakkale İl Müdürlüğü tarafından yapılan duyuru ile Yuvalı mevkisinde maden aramak için yapılan başvurunun kabul edildiği ve ÇED sürecinin başlatıldığı belirtilmiştir. Bu konu, gerek adamızın doğal kaynakları, gerek turizmi ve en önemlisi de ada halkının sağlığı açısından telafisi mümkün olmayacak sonuçlar doğuracaktır. Gökçeada, Türkiye’nin en büyük adası olmasının yanı sıra, tatlı su kaynakları dünya üzerinde kendisine yetebilen 4 adadan biri olma özelliğini taşır. Adamız, bakir doğasında göz alabildiğince uzanan kumsalları, pırıl pırıl denizi, yeşille maviyi birleştiren kendine has dokusu ile geçmişle bugünün birlikte yaşandığı harika bir doğa güzelliğidir" dedi.


’Çarpıklık aymazlık hatta ekonomik bir cinayettir’


2011 yılında almış olduğu Cittaslow (sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası seçildiğini vurgulayan Başkan Çetin, "Turizmin, organik tarımın, serbest dolaşma sistemiyle yapılan hayvancılığın ve balıkçılığın bir arada yapılabildiği çok özel coğrafyalardan biridir. Maden arama süreciyle ilgili gelişen bu son durum, bizleri derin bir hayal kırıklığı ve endişeye sevk etmiştir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2017 yılı ’İkinci Altı Aylık Eylem Planı’ kapsamında, Gökçeada ve Bozcaada’nın ’Organik Tarım Adası’ ilan edilmesi çalışmaları devam etmektedir. Türk ekonomisinin her geçen gün tarım ve hayvancılığa ne kadar hayati önemde ihtiyacının görüldüğü şu günlerde Gökçeada’da maden arama faaliyetine yol vermek tam anlamıyla çarpıklık aymazlık hatta ekonomik bir cinayettir. Gökçeada’mızda yapılması olası bir maden arama faaliyetinin çevresel, ekonomik ve sosyal etkileri telafi edilemez düzeyde olacaktır. Daha önceki yıllarda tetkik için yapılan sondaj çalışmaları dahi yeraltı su kaynaklarımızın yönünü değiştirmeye yetmiştir. Adamızda altın ve gümüş madeninin işletilmeye başlanması durumunda bölgenin turizm açısından önemli plajlarına ve temel su kaynaklarına çok yakın olan güney bölgesinde sondaj çalışmaları yapılacağı, bu faaliyetler sırasında bu alanda ağaçların tıraşlanarak kesileceği, bunun erozyon başta olmak üzere pek çok zarara yol açacağı, bölgedeki doğal tepelerin kazılarak yok edileceği, bu çalışmaların yasal sınırları aşan bir hava kirliliği oluşturacağı, kullanılacak kimyasal maddeler nedeniyle yer altı ve yer üstü su kaynaklarının geri dönüşü olmayacak şekilde kirleneceği emsal projelerden görülmektedir. Proje tanıtım dosyasındaki verilere göre adanın güney kesiminde, 44 noktada, toplam 1.100 metre sondaj gerçekleştirilecek. Toplam 229 bin TL’lik projenin arama aşamasında 423 ton kazı toprağı ortaya çıkacak. İşletme ruhsatı alındığında ise çok daha fazla toprağın kazılacağı tahmin edilebilmektedir. Gökçeada’da tarım bölgelerine, deniz kıyısına, derelere, Su Altı Milli Parkı’na, Tuz Gölü’ne yakın olan altın madeni projesi 279 kilometrekare ile sınırlı bir yüzölçümü olan adanın ekolojik yapısı üzerinde yıkıcı bir etki yapacak. Bu nedenle biz tüm Gökçeada halkı olarak, Gökçeada’yı seven dostlarımız ve Gökçeada’yı korumaya gönül vermiş sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, adamızda her türlü maden faaliyetine karşı mücadele etmeye hazırız. Adamızı hep birlikte koruyacak ve madencilik faaliyetlerine asla izin vermeyeceğiz. Tüm yetkilileri bu konuda sağduyulu olmaya çağırıyor ve bu yanlıştan bir an önce dönmek için gerekenlerin yapılacağını umuyoruz. Adada söz konusu girişim için başvuran şirketi de çevre için bu geri dönülmez yola girmekten dönmeye davet ediyoruz. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gökçeada’yı ‘Organik Tarım Adası’ olarak ilan etmek üzereyken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adada zehirli kimyasallarla altın ve gümüş aranmasına geçit vermesi tutarsızlık, plansızlık hatta telafisi imkansız akıl almaz ekonomik kayıplar doğuracak bir öngörüsüzlüktür. Adamızın sahip olduğu doğal güzellikler ve kaynaklar, altından çok daha değerlidir" diye konuştu.


Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün konuyla ilgili Belediye’nin görüşünü sorduğunu ifade eden Başkan Çetin, “7 Aralık tarihi itibariyle, ÇED sürecinin başlamasıyla alakalı kurumumuzun, Gökçeada Belediyesi’nin görüşü istenmektedir. Bende belediyede çalışan bütün arkadaşlarıma gerekli talimatı verdim. Biliyorsunuz kurum görüşlerinde 30 gün esastır. Yasal süresi içerisinde cevap vermeniz gerekir. Biz bütün gerekçeleriyle birlikte uygun olmayacağını belirtir bir yazı yazacağız ve gerekirse Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 7.12.2017 tarihili yazısı nasıl sosyal medya kanalıyla basına yansıtıldıysa, Gökçeada Belediyesi’nin de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne cevabı yazısı sizlerle paylaşılacaktır" dedi.


Toplantı, İstanbul’da avukatlık yapan Uğur Yetimoğlu’nun moderatörlüğünde soru cevap şeklinde sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Trendyol 1. Lig: Altay: 0 - Manisa FK: 2 Trendyol 1. Lig’in 31. haftasında Altay, konuk ettiği Manisa FK’ya 2-0 mağlup oldu. Maçtan dakikalar 12. dakikada sol kanattan savunma arkasına sarkan Rroca, pasını penaltı noktasına doğru gönderdi. Uygun durumdaki Burak meşin yuvarlağı boş ağlara yolladı. 0-1 15. dakikada sağ kanattan ceza sahasına giren Diallo’nun ortasında kaleci Ozan ile karşı karşıya kalan Rroca, meşin yuvarlağı filelerle buluşturdu. 0-2 59. dakikada Özgür Özkaya’nın ceza yayının gerisinden vuruşunda top üstten dışarı çıktı. 89. dakikada Mary’den pasıyla kaleci Ozan ile karşı karşıya kalan Burak Ozan’dan sıyrılıp şutunu çekti, Özgür son anda çizgi önünden kafayla topu çıkardı. Hakemler: Feridun Daldaş, Oğuz Kağan Çalışır, Selim Şenöz Altay: Ozan Evrim Özenç, Yusuf Tekin (Nurettin Küçükdeniz dk. 77), Sefa Özdemir, Kuban Altunbudak (Ege Parmaksız dk. 88), Özgür Özkaya, Ceyhun Gülselam, Salih Sarıkaya, Enes Yetkin (Eren Erdoğan dk. 46), Mehmet Gündüz (Murat Berkan Demir dk. 77), Enes Öğrüce, Deniz Kadah (Mehmet Onur Yıldız dk. 77) Yedekler: Mustafa Çalışkan, Tugay Gündem, Salih Oktay, Murat Uluç, Hikmet Çolak Teknik Direktör: Cüneyt Biçer Manisa FK: Erhan Erentürk, Daniel Graovac, Alberk Koç, Sinan Osmanoğlu, Sertan Tashkin (Bedirhan Altunbaş dk. 81), Eduart Rroca, Demba Diallo (Kerim Frei dk. 56), Burak Altıparmak, Bekir Karadeniz, Sandro Lima (John Mary dk. 73 Sandro Lima), Jetmir Topalli Yedekler: Eren Karaş, Andrej Djokanovic, Bartu Göçmen, Muhammet Ensar Akgün, Kazım Can Kahya, Mohamed Ofkir, Alp Ada Abay Teknik Direktör: Levent Devrim Goller: Burak Altıparmak (dk. 12), Eduart Rroca (dk. 15) (Manisa FK) Kırmızı kart: Eduart Rroca (dk. 83) (Manisa FK) Sarı kartlar: Nurettin Küçükdeniz (Altay)
İstanbul Kulüpler Birliği, TFF seçimini haziranda istiyor Kulüpler Birliği, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleriyle ilgili açıklama yayımlayarak, seçimin haziran ayının ilk haftası yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Kulüpler Birliği’nin konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle: "Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı tarafından 18 Temmuz’da yapılacağı ilan edilen seçimli genel kurul tarihinin, aşağıda paylaştığımız sebeplerden ötürü haziran ayının ilk haftasında yapılmasının elzem olduğunu düşünmekteyiz. Ülkemizde futbol sezonu genel olarak her yıl Mayıs ayının bitimiyle kapanmakta, Avrupa Kupaları öne elemesi oynayacak kulüplerimiz açısından ise en geç Haziran sonu itibarıyla futbol faaliyetleri yeniden başlamaktadır. Hal böyle iken, yeni sezon planlamalarının tamamının bu takvime uygun olarak yapılması gerekmektedir. Zira; 1. Spor kulüplerinin mali takvim yılı 31 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasındadır. Bu kapsamda, Kulüp Lisans ve Finansal Sürdürülebilirlik Talimatı’nda yapılması gereken değişikliklerin bu takvime uygun olarak yapılması kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bu konularda yeni sezon için yapılacak değişiklikler için yeni yönetime kendi bakış açısı, futbol yönetim anlayışı ve ilkelerine uygun hareket alanı tanınmalıdır. 2. Ülkemizde futbol faaliyetlerinin sezon içerisinde ortaya çıkan eylem ve davranışlar, TFF Yönetim Kurulu ve Hukuk Kurulları ile diğer yürütme kurulları tarafından değerlendirilerek karara bağlanmaktadır. Gelinen noktada, en büyük sorun ülkemiz futbolunun organizasyonu ve idaresinden sorumlu TFF Yönetim Kurulu’na ve diğer kurullara duyulan güvensizliktir. Dolayısıyla, kurulların yönetim ve karar istikrarı sağlayabilmesi adına aynı yönetim anlayışı ile döneme başlaması ve devam etmesi elzemdir. Bu sebeple, yeni seçilecek yönetimin kendi bakış açısı ve ilkelerine uygun kurullar oluşturması için yeni sezon başlangıcına kadar makul bir zaman dilimi tanınmalıdır. Yeni yönetim, 18 Temmuz’da seçildikten sonra kendi ilke ve bakış açısıyla yeterli çalışma zamanı olmasa da bu değişiklikleri yapmış olsa dahi ilan ve tahkim itiraz süreleri dikkate alındığında liglerin başlama tarihine yetişmesi mümkün değildir. 3. 2024/2025 futbol sezonunun 9 Ağustos 2024 tarihinde başlayacağı ilan edildiği göz önünde bulundurulduğunda; transfer dönemlerinin, lig statülerinin, A Takım listelerinin ve futbolcu uygunluklarının yeni yönetim tarafından hazırlanması fiilen mümkün olmayacağından, değişmesini talep ettiğimiz bugünkü anlayışla hazırlanması hedeflenen amaca hizmet etmeyecektir. 4. Yeni sezon için yapılacak olan hakem klasman atamalarının belirlenmesinin yeni seçilecek yönetim kuruluna bırakılması gerekmektedir. Bu sebeple yeni seçilecek yönetime hareket alanı bırakmayacak olan 18 Temmuz tarihinin kabulü mümkün değildir. 5. Ülke futbolunun yönetim esaslarını teşkil eden TFF Ana Statüsü, talimatlar, lig ve kupa statülerinin maddi gerçekliğe uygun olarak detaylı araştırma ve futbol paydaşlarıyla bilgi alışverişi neticesinde hazırlanması gerekmektedir. Bu şekilde hazırlanmayan talimatların yıl içerisinde sezon devam ederken sürekli olarak revizyona uğraması hakkaniyet ve adalet duygularını zedeleyecektir. En güncel örnek olarak 2023/2024 futbol sezonu içerisinde Futbol Disiplin Talimatı’nın 44.maddesinin 3.fıkrasında yapılan değişikliğin tahkim kurulu tarafından iptal edilmesi karşımıza çıkmaktadır. 6. 2024/2025 sezonu TFF bütçesinin mevcut Yönetim Kurulu tarafından belirlenirken, seçilecek yeni yönetimi etkileyebilecek kararların alınma ihtimali de bugünkü talebimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemiz futbolunun içerisinde bulunduğu kaotik durum, bir gün dahi gecikmeyi kaldırabilecek noktada değildir. Bunun için hep birlikte şahsi menfaat ve beklentilerimizi bir kenara bırakarak Haziran ayı başında TFF Seçimli Genel Kurulu’nu yapmak zorundayız. Bugün bu sorumluluktan kaçanlar tarihte Türk futboluna verdikleri zararla hatırlanacaktır."
Edirne Önce kardeşleri sonra kendisi... Edirne’nin en meşhur ciğercisi hayatını kaybetti Edirne’de 2 ay önce toprağa verdiği ağabeyinin acısını sindiremeden geçen hafta Perşembe günü yine bir ağabeyini daha toprağa veren Edirne’nin meşhur ciğercisi Bahri Dinar, uyurken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Edirne’nin tanıtıma büyük katkı sağlayan kentin sevilen yüzü, Edirne’yi Tanıtma ve Tava Ciğer Kalite Koruma Derneği Başkanı 63 yaşındaki Bahri Dinar, hayatını kaybetti. Sabah eşi tarafından yatağında hareketsiz halde bulunan Dinar’ın kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği belirlendi. İki ay içersinde 2 kardeşini toprağa veren ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın kalbi daha fazla bu acılara dayanamadı. Ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın ağabeyleri Nazmi Dinar (68) Şubat ayında geçirdiği kalp krizinden, Bahattin Dinar (65) ise Perşembe günü Uzunköprü ilçesinde geçirdiği iş kazasında hayatını kaybetmişti. Ciğerci Bahri Dinar, ikindi namazının ardından Eski Camide düzenlenen cenaze töreni ile birlikte son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine katılan çok sayıda vatandaş, göz yaşlarına hakim olamadı. Cenazeye Adülhey de katıldı Kurtlar Vadisi dizisinde hayat verdiği Abdülhey karakteriyle akıllarda yer edinen ünlü oyuncu Kenan Çoban da, "Sabah çok üzücü bir haberle uyandık. Yakın dostumdu. Bahri abi bir değerdi. Ciğerci Bahri diye anılıyordu ama bizim ciğerimizi yaktı. Edirne’mizin Türkiye’mizin başı sağ olsun" dedi.