POLİTİKA - 26 Aralık 2016 Pazartesi 14:59

Ilgaz Dağı yolunda ulaşım 35 dakikadan 8 dakikaya düşüyor

A
A
A
Ilgaz Dağı yolunda ulaşım 35 dakikadan 8 dakikaya düşüyor

Başbakan Binali Yıldırım, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli’nin açılışını yaptı. Tünelin tamamlanmasıyla, Ilgaz Dağı yolunda ulaşım 35 dakikadan 8 dakikaya düştü. Yıldırım, "17 kilometrelik dağ yolundan 40 dakikayı bulan mesafeyi 5 dakikada geçeceksiniz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli açılışında yaptığı konuşmada, "15 Temmuz İstiklal tünelleri hayırlı uğurlu olsun. Yine, böyle bir kış günüydü. 9 Kasım 2012’de burada kar yağarken temel atmıştık. Mevlama hamdediyorum, şimdi de yine bolluk ve bereketli bir günde açılışını birlikte yapıyoruz. Bugün sadece Kastamonu için değil, Çankırı için değil, Türkiye için de çok büyük bir öneme sahip proje ve eseri milletimize kazandırıyoruz. 139 yıllık bir hayal bu tünel. Birçok eserde olduğu gibi bu hayali de gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Bu hayırlı adımla Türkiye’nin aydınlık geleceğine doğru başlattığımız kutlu yürüyüşümüze çok değerli yeni bir adımı eklemiş oluyoruz. Türkiye’yi geleceğin dünyasında zirveye taşıyacak bu dev eserler böyle medeniyet projeleri olacak" dedi.
Geçtiğimiz hafta 20 Aralık’ta dünyanın en derin deniz altından geçen tünelinin, Avrasya Tüneli’nin açılışını yaptıklarını hatırlatan Yıldırım, "O gün bugün İstanbul’da köprülerdeki trafik rahatladı. Asya’dan Avrupa’ya, Sarayburnu’ndan Haydarpaşa’ya geçerek konforlu bir seyahat yapıyor İstanbullular" şeklinde konuştu.
Karadeniz’i İç Anadolu’ya bağlayan hayati noktalardan biriyiz" diyen Yıldırım, "Bugün ekonomide, kalkınmada yükselişini artıracak dev bir adımı atıyoruz. Havalanından indik, tünelin Kastamonu girişiyle burası arası 3 dakika, 110 kilometre ile ama 70 kilometreyle gelmek gerekiyor. Yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur. 2023’e hedefimiz ulaşmak için gece-gündüz demeden çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
AK Parti’nin ulaşım alanında 14 yıldır yaptığı icraatlarına değinen Başbakan Yıldırım, bölünmüş yol uzunluğunun 25 bin 197 kilometreye çıktığını ifade etti. Yıldırım, Türkiye’de 80 yılda 50 kilometre tünelin yapıldığını anlatarak, "Biz geldik, o tüneli de (Bolu Dağı Tüneli) bitirdik ama daha ilginci 50 kilometre 80 yılda yapan bir Türkiye’den, 14 yılda 346 kilometre tünel yapan bir Türkiye’ye gelmişiz. Türkiye nereden nereye geldi, iş bilenin kılıç kuşananın, Bütün bunlar 79 milyon milletimizin duası ve desteğiyle oldu. Sizin desteğinizle oldu. Milletimiz bize destek vermese bunları nasıl yapacağız? 1946’dan 2016’ya kadar bu ülkede 47 tane hükümet değişmiş. Normal şartlarda 17 tane olması lazım. Niye? Güçlü siyasi irade olmayınca, tek başına iktidar olmayınca işler geriye gidiyor, kazanımlarımızı kaybediyoruz. Bunların içinde darbe hükümetleri de var. AK Parti iktidarında da 3 tane darbe girişimi oldu, eğer koalisyon olsaydı biz de şapkamızı alır giderdik, darbecilere darbeyi yaptınız 15 Temmuz’da. Bu tünel 15 Temmuz şehitlerimizin hatırasını yaşatacaktır. 15 Temmuz gecesine bu tünel şahittir" dedi.
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu işler nasıl oldu? Önce milletin desteği. Yetmez ama bu ülkeye sevdalı olan bu ülke için gecesini gündüze katarak her türlü kumpasa, darbe girişimine, engellere karşı koyan bir Cumhurbaşkanımız var, Recep Tayyip Erdoğan var. Onun ekibi olarak bizler beraber, bir olduk. Bu güzel eserleri ülkemize, milletimize kazandırdık. Sayın Cumhurbaşkanımıza da huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bu eserlerin kazandırılmasında gösterdiği liderlik için teşekkür ediyorum."
Türkiye’ye kazandırdıkları her eserin, Türkiye’nin geleceği, milletin huzuru ve mutluluğu için bir yatırım olduğunu anlatan Yıldırım, millete hizmet yolundan kimsenin kendilerini yollarından döndüremeyeceğini söyledi.
Aşamayacakları yol, delemeyecekleri tünelin olmadığını belirten Yıldırım, "15 Temmuz gecesi milletin yazdığı destan bizim yolumuzu aydınlattı. Onlar ayırmaya, bölmeye çalıştıkça biz bir olduk, beraber olduk, birlikte Türkiye olduk. Hiçbir güç, bu Aziz milleti terörle dize getiremeyecek. Onlar yıkmaya çalıştıkça biz inşa etmeye, imar etmeye devam edeceğiz. Yaşadığımız acıları elbette unutmayacağız, unutturmayacağız. Yaşadıklarımızdan çıkardığımız derslerle yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Bu acılar bir daha yaşanmasın diye gelecek nesillere aktarılacak. Ilgaz Tüneli de hem istiklalimizin hem geleceğimiz sembolü olan en güzel eser oldu. 700 milyonu aşan bu projeyle Çankırı-Kastamonu, Ankara’ya komşu kapısı oluyor. Çankırı-Kastamonu arası bundan sonra bir saatin altına düşecek. Başı dumanlı Ilgaz Dağı’nın size yaşattığı zorluklar bugün itibarıyla tarihe karışıyor. 17 kilometrelik dağ yolundan 40 dakikayı bulan mesafeyi 5 dakikada geçeceksiniz. İki tünel var, toplam 11 kilometre uzunluğa sahip. Bu tünellerle, Kastamonu-Çankırı arası mesafe de zaman da kısalıyor. Projenin girişi çıkıştaki yolları da dahil ettiğimizde 20 kilometrelik bir uzunluğu var. Bu projenin hayata geçmesiyle birlikte, 8 milyon litre yakıttan tasarruf, 346 bin saat, zamandan tasarruf sağlayacağız. Böylece, memleketin ekonomisine yılda 40 milyon katkı sağlayacağız. Trafik kazalarında yaşanan acılar da artık bitiyor. Onların da bedeli yok, bir insan hayatı kurtarmak dünyayı bütün bir alemi kurtarmaktır. Bu tünel aynı zamanda hayat kurtaracak" diye konuştu.
"Bu tünel yapılmadan önce, dağda kaldım"
İnebolu Limanı’nın da böylece Akdeniz’e bu yol vasıtasıyla transit bağlanacağını anlatan Yıldırım, nakliyecilerin bu tünelin açılışını beklediğini dile getirdi. Araçların Ilgaz Dağı’nda yolda kalma ihtimalinin ortadan kalktığını belirten Yıldırım, "Bu tünel yapılmadan önce laf aramızda, dağda kaldım. Kız istemeye gitmiştik dünürümüze, oradan çıktık Kastamonu’dan yukarıya tırmanırken orada kaldık. Orada karar verdik, bu tünel mutlaka yapılmalı. Başa gelince daha iyi anlaşıyor" dedi.
"Millet, muhalefete konuşma, iktidara icraat görevi veriyor"
Bu tünelle birlikte Kastamonu ve Çankırı ekonomisinin daha da canlanacağına işaret eden Yıldırım, "İnebolu Limanını da yapmak bize nasip oldu. Laf üstüne laf, taş üstüne taş koyanlar var. Muhalefete konuşma görevi, iktidara icraat görevi veriyor. Millet kimin iş yapacağını, kimin laf yapacağını iyi biliyor. Ülkemiz, milletimiz için bu tünel hayırlı uğurlu olsun" şeklinde konuştu.
Tünelin, ekonomiye katkısı 38,2 milyon lira olacak
Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli ile 35 dakikada aşılan Ilgaz Dağı yolunda ulaşım 8 dakikaya düşüyor. Tünel, İç Anadolu’yu Batı Karadeniz’e bağlıyor. Tünelde, yıllık 345 bin 655 saat 8,3 milyon litre akaryakıt tasarrufu sağlanırken, ekonomiye katkısı 38,2 milyon lira olacak. Tünel birisi 5 bin 370 kilometre, diğeri ise 5 bin 391 metrelik iki tüpten oluşuyor. 16,8 kilometre olan Ilgaz Dağı yolu 5,4 kilometre kısalarak 11,4 kilometreye iniyor.
Konuşmasının sık sık vatandaşlar tarafından sloganlarla kesilmesi üzerine Başbakan Yıldırım, "Vurur yüze ifadesi sizi seviyoruz birtanesi" diye karşılık verdi. Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canlı bağlantı yoluyla törene katılması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini iletti. Toplantıya Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile AK Parti milletvekilleri de törene katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.