GENEL - 21 Ekim 2017 Cumartesi 09:01

Şehit pilotun annesi oğlunun eşyalarından anı odası oluşturdu

A
A
A
Şehit pilotun annesi oğlunun eşyalarından anı odası oluşturdu

Tunceli’de düşen helikopterde şehit olan pilot emekli Albay Dilaver Karsavuranoğlu’nun annesi, oğlu için oluşturduğu anı odasında her gün ağıt yakıyor.

Tunceli’de düşen helikopterde şehit olan pilot emekli Albay Dilaver Karsavuranoğlu’nun annesi, oğlu için oluşturduğu anı odasında her gün ağıt yakıyor.


18 Nisan tarihinde Diyarbakır’dan Tunceli’ye gitmek üzere kalkan ve yoğun sis ve rüzgardan dolayı Munzur Vadisi civarlarında irtibatın kesildiği helikopter düşmüş, helikopterde bulunan 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay, 3 personel hayatını kaybetmişti. Düşen helikopterin pilotu emekli Albay Dilaver Karsavuranoğlu da şehit olmuştu.


Şehidin ailesi o günden sonra, Çankırı Şabanözü ilçesine bağlı Karahacılar köyündeki baba evinde bir odayı şehidin kalan hatıraları ile donattı. Şehadetinden sonra baba evine gönderilen kıyafetleri, kalemleri, plaketi ve resimlerini odaya yerleştirildi.


Anne Gülhanım Karsavuranoğlu, her gün odada saatlerce oturup oğlundan kalan eşyalarını öpüp kokluyor. Şehidin annesi Gülhanım Karsavuranoğlu, "Liseden sonra askeri harp okuluna girdi. Harp okulu bitince teğmen olarak bölük komutanlığı yaptı Siirt’te, Hakkari’de, Mardin’de. Bölük komutanlığından havacılığa geçti helikopter pilotu olarak. Helikopter pilotu olarak bayağı çalıştı. Her yere gidiyordu gece-gündüz. Daha sonra emekli oldu albay olarak. Ondan sonra bana ‘anne beni emniyetten istiyorlar, ben oraya gidiyorum’ dedi. Ben de ‘yavrum gitme gel artık gözümüzün önüne, ben senden çok korkuyorum’ dedim. O bana ‘Anne sen hiç korkma, benim ilk geleceğim yer senin yanın. Ben o helikopteri söker geri takarım’ dedi. Sonrasında emniyete gitti. Seçim dolayısıyla sürekli gezdi" dedi.


Oğlu şehit olmadan önce gördüğü bir rüyayı anlatan acılı anne, "Rüyamda teröristler beni ensemden vurmuşlardı. Daha sonra ben ölmemişim, beni tekrardan vuracaklardı. O esnada bir ses geldi. ‘şu cam kırık oradan kaç’ diye. Ben o cama nasıl sığayım, orası küçük dedim. ‘arka tarafı daha büyük oradan kaç’ dediler" diye konuştu.



"O gün bana bir haller oldu"


Anne Gülhanım Karsavuranoğlu şöyle devam etti:


"O günün sabahında bana bir haller oldu. Ne yemek yiyebildim ne su içebildim. Televizyonun karşısında oturdum, o esnada haberlerde ‘Tunceli’de helikopter düştü’ diye bir haber geçti. Birden bağırdım ‘eyvah oğlum’ diye. Helikopter Diyarbakır’dan kalktı diye söylenince ‘bu benim oğlum’ dedim. O zamanlarda Diyarbakır Emniyetinde çalışıyordu. Daha sonra bizi Ankara’da Havacılık Daire Başkanlığına çağırdılar. ‘bize haber gelecek, siz sakin olun’ diye. Daha sonra odaya doktorlar girdiler ‘ben sordum hani benim yavrum gelecekti’ diye."



"Trafik ekipleri bizi durdurdu"


Şehit Dilaver Karsavuranoğlu’nun kardeşi Bülent Karsavuranoğlu ise, "Annem o gün televizyon karşısında öyle bağırınca hemen yanına gittim. Diyarbakır Emniyetini aradım ağabeyimin durumu ne öğrenmek istiyorum diye. Telefonu açan ‘şuna bağlayım’ diyordu. Bağladığı kişi ‘arkadaşına bağlıyorum’ diyordu en son Diyarbakır Emniyet Müdürü ile görüştüm. O da ‘Ağabeyin profesyonel bir pilot. Nerede ne yapacağını bilir. Kullandığı helikopter son teknolojiye sahip. Endişelenme sen’ dedi. Telefonu kapatır kapatmaz anneme dedim ‘anne hadi Diyarbakır’a gidiyoruz ağabeyimi görmeye, gözümle görmeden inanmam’ dedim. Ve yola çıktık. Yolda giderken Ankara Gölbaşı’na geldiğimizde trafik ekipleri tarafından durdurulduk, siyah bir araca bindirildik daha sonrasında Havacılık Daire Başkanlığına gittik. Orada bize ‘merak etmeyin ilk haberi biz alacağız’ dediler. ‘Bir şey olmamıştır’ dediler. Yarım saat sonra odaya doktorlar girdiler anneme, ‘anneciğim sen şuradan bir hap alır mısın, su alır mısın’ diye sordular. Benim tansiyonumu ölçtüler. Daha sonrasında Havacılık Daire Başkanlığı şehit olduğunun haberini verdiler. Yani dünya yıkıldı o an başımıza. Allah’ın takdiri. Ağabeyim bir kahramandı. Gururla söylerdim onun adını. Ömrünün 20 yılını havada geçirdi. Ayakları yere basmadan öldü. Allah onunla birlikte şehit olan herkese de rahmet etsin. Yüce kitabımızda da anlatıldığı gibi altından ırmaklar akan saraylarda yaşatsın onları" ifadelerini kullandı.



"İsminin yaşatılmasını istiyoruz"


Karsavuranoğlu, "Ağabeyim büyük bir kahramandı. Hem rütbesi olarak hem de emniyette çalışmasından dolayı Çankırı’da bir ilkti. Biz isminin yaşatılmasını istiyoruz. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan ricamız, ağabeyimin ismini Şehit Albay Dilaver Karsavuranoğlu diye Ankara Çubuk arasında herhangi bir köprüye verilmesini istiyoruz. İsmini kullanırlarsa bu şekilde bizi çok memnun etmiş olurlar. Çünkü biz onu yaşatmak istiyoruz. Ayrıca ağabeyim şehit olalı 6 ay oldu. Hala şehitlik mazbatası verilmedi. Bu durum bizi üzüyor. Bu durumun düzeltilmesini istiyoruz. Ayrıca ağabeyim için mezarına bir anıt yapılmasını istiyoruz. Bize destek olurlarsa bu konuda çok seviniriz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Muğla Başkan Köksal Üniversite öğrencileri ile buluştu Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, Kötekli Gençlik Merkezinde üniversite öğrencileri ile buluştu. Buluşmada gençlik merkezinin (MEGEM) nasıl daha etkin ve verimli olabileceği konusu ile ilgili öğrencilerin taleplerini dinleyen ve notlar alan Köksal, gençlerin belediyeden beklentilerine yönelik de çözüm önerilerini paylaştı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrenci topluluklarının, gençlerin ve vatandaşların yoğun katılım gösterdiği gençlik merkezindeki buluşmada konuşan Köksal, “Kentimizi ortak akılla yönetecek, taleplerin önceliğine göre hizmet üreteceğiz demiştik. Sizlerin öncelikli olarak ulaşım ücretleri ile ilgili talebinizi Büyükşehir Belediyemiz ile görüşerek çözdük. Böylece otobüslerin ring seferleri 1 TL’ye düştü. Ayrıca otobüslerin sefer saatleri de güncelleniyor” dedi. Üniversite kent entegrasyonunu sağlamak istediklerini belirten Köksal, “Gençlik merkezimizi sizlerin talepleri doğrultusunda daha verimli, kent merkezimizde sizlerin kentin yaşamına, üretimine dâhil olacağı bir proje hazırlıyoruz. Sizlere Menteşe’de bir alan tahsis edeceğiz. Bu alanda dans, spor, yemek, satranç, kodlama, meslek etkinlikleri gibi yeni deneyimler kazanacak ve ilgi alanlarınıza göre yeteneklerinizi keşfedeceksiniz. Fikir üretebileceğiniz, sosyalleşeceğiniz, satış yapabileceğiniz ve kentin yaşamı içerisinde aktif olarak yer alacağınız bir alan oluşturacağız. Her zaman sizlerle bir arada ve iletişim halinde olmak istiyoruz” diye konuştu. Köksal, “Gençlik Birimi ve Gençlik Meclisi kuracağız” Başkan Köksal, gençlik birimi ve gençlik meclisi kuracaklarını belirterek, “Yarınlarımızı, sizlerle birlikte doğru şekilde inşa etmek istiyoruz. Bu anlamda gençlik birimi ve gençlik meclisi oluşturacağız. Sizlerin enerjisinden, fikirlerinden faydalanmak istiyoruz” dedi. Başkan Köksal konuşmasının ardından sözü buluşmaya katılan öğrencilere bıraktı. Sırayla söz alan ve buluşma için Başkan Köksal’a teşekkür eden öğrenciler, gençlik merkezinin daha etkin kullanılması ile ilgili önerilerini ve belediyeden farklı konulardaki beklentilerini açıkladılar.