GENEL - 19 Temmuz 2018 Perşembe 15:43

Çorum’a modern mezbaha

A
A
A
Çorum’a modern mezbaha

Çorum Belediyesi tarafından yapımı süren yeni mezbaha hizmete girdiğinde Türkiye’nin en modern tesisleri arasında yer alacak.

Çorum Belediyesi tarafından yapımı süren yeni mezbaha hizmete girdiğinde Türkiye’nin en modern tesisleri arasında yer alacak.


Yeni Hayvan Pazarı içerisine inşa edilen mezbahayı ziyaret eden Çorum Belediye Başkanı Zeki Gül, çalışmaları yerinde inceledi.


İncelemelerin ardından gazetecilere açıklama da bulunan Başkan Gül, belediye olarak şehrin her noktasında birçok eser inşa ettiklerini, birçok eserin de inşasının devam ettiğini söyledi.


Gerek vatandaşların hizmetine sunulan gerekse hizmete açılmayı bekleyen tüm yatırımların şehrin değişimine, gelişimine katkı sağlayan yatırımlar olduğunu dile getiren Gül, bu eserlerin her birinin şehrin gerek sosyal hayatına, gerek kültür hayatına, gerek ekonomik hayatına fayda sağlayan eserler olduğunu vurguladı.


Hayata geçirdikleri projelerle temizlikte, ulaşımda, sporda, kentsel estetikte, yeşil alanların artırılmasında, eğitimde şehrimizin standartlarını önemli ölçüde yükseltilerini kaydeden Gül, şu an devam eden çalışmalarımızın tamamlanmasıyla insanların yaşam standartlarını yükseltmeye devam edeceklerini dile getirdi.


Bütün bunların yanında çevre ve toplum sağlığını korumaya, halk sağlığı hizmetlerine katkı sağlamaya yönelik çalışmalar ve yatırımların var olduğunu anlatan Zeki Gül, “Çiftlikten soframıza kadar gıda güvenliğini sağlamak için bu yatırımları zorunlu görüyor ve bu alandaki yatırımları da Belediye olarak yapıyoruz. Çevre ve toplum sağlığını korumaya, halk sağlığına ait hizmetlere katkı sağlamaya yönelik ortaya koyduğumuz projelerin en kapsamlılarından biri Yeni Hayvan Pazarı ve Yeni Mezbaha. Belediyelerin önemli görevlerinden biri mezbaha ve veteriner hizmetlerini yerine getirmektir. Gıda güvenliği ve gıda kaynaklarının kontrol altına alınmasını sağlamak, etkin gıda kontrolü ve hijyenik şartlarda güvenilir gıda üretimini temin etmek Belediyelerin en önemli görevlerindendir. Bu amaçla gerek Zabıta ekiplerimiz, gerek Veteriner İşleri Müdürlüğümüze bağlı ekiplerimiz bu konularda üzerine düşen denetimleri yapıyor. Bu hizmetler, hem insan sağlığını olumsuz etkileyen unsurları, hem de toplum sağlığını tehdit eden unsurları ortadan kaldırmak için zorunlu hizmetlerdir” dedi.


Bu hizmetlerin tamamının verilebildiği Yeni Hayvan Pazarı ve yeni mezbahanın şehirdeki temel ihtiyaçlardan biri olduğunu anlatan Gül, “Eski hayvan pazarımız ihtiyaçlara cevap veremez hale gelmişti. Çorum’da yaklaşık 70 yıldır kullanılan ve artık ihtiyaçlara cevap vermeyen bir Hayvan Pazarı vardı. Eski Hayvan Pazarımız, neredeyse şehir merkezinde kaldığı için hayvan alım satımına, mezbaha hizmetlerinin yerine getirilmesine uygun değildi. Bunun yanında pazarın kapasitesi yetersiz olduğu için hayvandan hayvana, hayvandan insana bulaşan hastalıklar konusunda sorunlar yaşanıyordu. Diğer taraftan fiziki yetersizliğinden dolayı hayvan ticaretinin düzenli bir şekilde yapılmasına, kayıtlı, kanuni şartları taşıyan sağlıklı ticaretin yapılmasına uygun bir mekân değildi. Araç park alanlarının olmaması, burada bir yoğunluk oluşturuyor ve hayvan ticaretinin düzenli bir şekilde yapılmasına mani oluyordu. Esas sıkıntılı kısımlardan birisi de kontrolsüz bir ticaretinin olmasıydı. Hem kayıt dışı hayvan ticaretinin önüne geçmek, canlı hayvan sevkiyatlarının, alım - satımının kontrol altına almak için, bütün bu hizmetlerin müstakil bir yerde verilmesi gerekiyor. Biz de hayvan ticaretinin kontrolünü sağlamak, mezbaha hizmetlerini daha konforlu bir şekilde yerine getirmek, kesim sonunda soframıza gelen et ve et ürünlerinin sağlıklı bir şekilde tüketilmesini sağlamak amacıyla bu yatırımı yaptık. Çorum iki bölgeyi birbirine bağlayan bir kavşak noktası. Hayvan ticareti yapmak için şehrimize, 25 ilden vatandaşımız geliyor. Bu ticari anlamda önemli bir potansiyel. Biz de bu ticari potansiyelimizi daha geliştirmek istiyoruz. İşte bu yatırım, Çorum’u hayvan ticaretinin üs bölgelerinden biri haline getirecek” diye konuştu.


Yeni hayvan pazarı ve mezbahanın inşa edildiği alanın eski hayvan pazarının yaklaşık dört katı büyüklüğünde olduğunu kaydeden Başkan Gül, “Hayvan pazarını geçtiğimiz ay hizmete açmıştık. Pazar alanımızdaki diğer önemli yatırımımız yeni, modern mezbaha. 2003 yılında belediye mezbahayı özel sektöre kiraya vermiş ve 2006 yılında kira süreci bittikten sonra mezbaha kapanmıştı. O yıldan sonra belediye olarak mezbaha hizmeti veremiyorduk. Gerek et ve et ürünleri ticaretiyle uğraşan esnafımız, gerek vatandaşlarımız, gerek bizim yaptığımız araştırmalar sonucunda şehrimize bu yatırımın yapılmasının elzem olduğunu gördük. Adımları da ona göre attık. Mezbahada günlük 250 adet büyükbaş, 500 adet küçükbaş kesimi yapılabilecek. Mezbahanın hayvan pazarıyla aynı alanda olması ve modern imkânlarla donatılması şehrimizdeki hayvan ticaretinin de gelişmesine katkı sağlayacak. Deri ve sakatat işi yapan esnafımız için depolar yapıyoruz. Yeni hayvan pazarımızı ve mezbahasıyla, deri sakatat depolarıyla “hayvancılık hizmetleri kampüsü” gibi düşündük. Alım-satım yapılacak alanlar, kesim alanları, idari alanlar, hayvan pazarı ve mezbahanın atık sularının arıtılacağı arıtma tesisi, sosyal alanlar gibi tüm imkânlara sahip bir hayvan pazarına ve mezbaha inşa ettik. Bu yatırımımız Çorum canlı hayvan ticaretinin kalbi olacak. Mezbahanın ve depoların bulunduğu alan 40 bin metrekare. Yeni mezbahanın belediyemize maliyeti 20 milyon lira. Çorum’un hayvancılık sektörüne uzun yıllar hizmet edecek mezbaha ve yeni Hayvan pazarımız 115 bin metrekarelik bir alana sahip. Kamulaştırma rakamlarıyla birlikte, 35 milyon 111 bin 143 TL’lik devasa bir yatırımı şehrimizin ve Çorumluların hizmetine sunmuş oluyoruz. Çorum Belediyesi olarak, şehrimize Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından onaylı bir Hayvan Pazarı ve mezbahayı kazandırmış olduk” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.