YEREL HABERLER - 22 Temmuz 2017 Cumartesi 16:21

Çorum’un yaylaları doğasever ve fotoğraf tutkunlarını bekliyor

A
A
A
Çorum’un yaylaları doğasever ve fotoğraf tutkunlarını bekliyor

Güzellikleriyle göz kamaştıran Çorum’un yaylaları, ‘doğal yaşam’ tutkunlarını bekliyor.

Güzellikleriyle göz kamaştıran Çorum’un yaylaları, ‘doğal yaşam’ tutkunlarını bekliyor.


Bol oksijenli havası, doğal kaynak suları, yemyeşil çayırların arasından geçen akarsularıyla doğa harikası Çorum yaylaları, yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlamaya hazır. Yeşillikler içerisinde oluşturduğu güzellik ile temiz havası, tarihi dokusuyla yaşamaya ve görülmeye değer Çorum’un yaylaları, misafirlerini bekliyor.


Çorum’daki yaylalar birçok doğa tutkunu ve turistin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Şehir gürültüsünden ve bunaltıcı sıcak havadan kurtulmak amacıyla çıkılan yaylalar, sessizlik içerisinde yükselen kuş sesleri ve serin havasıyla "kafa dinlemeye" değer görülüyor. Çorum’un yaylaları ayrıca doğal güzellikleriyle fotoğraf tutkunları için her mevsim ayrı güzellikler sunuyor.



İncesu Kanyonu: Ortaköy ilçesine bağlı İncesu Köyünde iki tarafı yüksek kayalarla çevrili bir doğa harikası olan kanyonun uzunluğu 12.5 kilometredir. Çekerek Irmağının geçtiği kanyonun her iki yanında yükselen kayalar üzerinde Helenistik Döneme (M.Ö. 2. yüzyıla) tarihlenen duvar kalıntıları, halk tarafından mağara olarak adlandırılan merdiven basamaklı su sarnıçları, ahşap hatıl oyukları vardır. İncesu Köyüne yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta Anadolu’da Helenistik Çağa tarihlenen kabartmalarının en büyüğü olan Kıybele tanrıça kabartması bulunmaktadır. Köyden buraya kadar kanyon içinde yürüyüş platformu üzerinden her mevsim ulaşabilmek mümkündür. Tarih ve doğanın ayni mekânda buluştuğu İncesu Kanyonu, doğaseverler, fotoğrafçılar, dağcılar, kuş gözlemciler ve tarih tutkunları için önemli bir merkezdir. Ziyaretçiler için WC, Çocuk Oyun Parkı, Oto Park ve piknik alanları mevcuttur.



Kargı Yaylası (Eğinönü): Kargı ilçesinin kuzeyindeki yüksek dağlık bölgede yer almaktadır. Çorum’a 140 kilometre, Kargı’ya 26 Km. uzaklıktadır. Bu bölgede birbirine bağlantılı; Eğinönü, Aksu, Karandu, Göl, Örencik, Karaboya, Gökçedoğan yaylaları mevcuttur. Yaylalar arasındaki yolların bakımı Çorum İl Özel İdaresi tarafından yapılmakta ve sürekli açık tutulmaktadır. Bu yaylalarda, yöresel yayla mimarisine uygun yayla evleri geleneği halen devam etmektedir. Üzerlerinde sonradan yapılan Aksu ve Gökçedoğan göletlerinde yetiştirilen alabalıkları, yöreye özgü bitki örtüsü ve bol su kaynakları ile bir doğa harikası görünümündedir. İstanbul’u Doğu Karadeniz’e bağlayan yol güzergâhından 12 kilometre içeride bulunan Kargı ilçesinden 8 kilometre kuzeydoğu yönüne gidildiğinde Kargı Yaylası ve ona bağlı olarak Aksu, Çobanlar, Örencik, Göl; Çetni, Doğluca ve diğer yaylalara ulaşmak mümkündür. Kargı yaylalarında Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu rotalarından 162 kilometrelik bisiklet yolunun ve 108 kilometrelik yürüyüş yolunun tespit ve işaretlemeleri yapılmıştır. Başköy’de özel sektör tarafından işletilen 10 adet bungolaw ev ve alabalık tesisi olan Kargı Tatil Köyü sakin bir tatil yapmak isteyenler tarafından tercih edilmektedir.



Abdullah Yaylası: Kargı ilçesinde ve Çorum’un en yüksek dağı olan Köse Dağı (2050 metre) üzerinde yer almaktadır. Çorum’a uzaklığı 114 kilometre, ilçe merkezine 26 kilometredir. İstanbul’u Samsun’a bağlayan ve Osmancık İlçesinden geçen karayoluna 12 kilometre mesafededir. Geliş yerlerine göre, iki farklı güzergâh izlenebilir. Bunlardan ilki İstanbul-Samsun Karayolunu izleyerek Osmancık Yolu üzerinden, ikincisi Ankara-Çorum Karayolunu izleyerek yine Osmancık yolu üzerinden bölgeye ulaşmaktır. Temiz ve bol suyu bozulmamış doğası yanında, sarıçam, karaçam gibi diğer kendine özgü bitki örtüsü ile görülüp; konaklamaya değer yaylalarımızdandır.



Bayat Kunduzlu ve Kuşcaçimeni Yaylaları: Bayat ilçesi sınırları içerisinde ve ilçenin kuzeyinde dağlık Karatepe mevkiinde yer almaktadır. İl Merkezine 100 kilometre ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıktadır. Yöre halkı yayla geleneğini bu yaylalarda sürdürmektedir. Özellikle Kuşcaçimeni yaylasında yaz aylarında kamp amaçlı çadırlar kurulmaktadır. Zengin bitki örtüsü ile kaplı olan yaylalarda sarıçam, karaçam ve köknar ağaçları dikkati çekmektedir. Bol su kaynakları ve bozulmamış doğa yapısı ile yayla turizmine elverişli alanların başında gelir. Ulaşım özel araçların yanı sıra; yaz aylarında Cumartesi ve Pazar günleri Belediye otobüsleri ile sağlanmaktadır. Çorum İl Özel İdaresi tarafından Kuşçaçimen Yaylası’nda çeşme, tuvalet, kamelya yapılarak piknik alanları yeniden düzenlenmiştir.



İskilip Yaylaları: İskilip İlçesinin kuzeyinde yer alan ve sarıçam, karaçam, köknar, meşe gibi yöreye özgü bitki örtüsü ile kaplı yüksek dağ silsilesi üzerinde birbiri ile irtibatlı doğal güzellikleri ile dikkati çeken birçok yayla yer almaktadır. Bunlardan İskilip-Tosya karayolu üzerinde bulunan Elmabeli-Beşoluk ve Çiçekli yaylaları, aynı güzergâhın 8. kilometresinden sola 17 kilometre gidildiğinde Demirbükü ve Yalak yaylaları piknik ve mesire alanlarından iç turizmde yoğun şekilde yararlanılmaktadır. Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu rotaları arasında gerek Çorum’a gerekse Ankara’ya yakınlığı nedeni ile doğaseverleri en çok cezbeden rotalar İskilip ilçe sınırlarındadır. Özellikle Akpınar Köyü ve civarındaki rotalar yoğun olarak ziyaretçi almaktadır.



Osmancık Başpınar Karaca Yaylası: Başpınar beldesine 8 kilometre uzaklıkta olup, altyapısı (tuvalet-çeşme-kamelya-çocuk parkı-mescit) Çorum İl Özel İdaresi tarafından büyük ölçüde tamamlanmıştır. Yaz aylarında hayvancılık yapmak için yada tatil amaçlı yaylaya çıkanlar çadırlarda konaklamaktadır. Çorum’a 50 kilometre mesafedeki yayla Çorum-Osmancık karayolundan 20 kilometre içeridedir. Bölge kamp kurmak için oldukça uygun özellikler taşımaktadır. Bölgede trekking yapılabilecek orman içi uygun parkurlar yer almaktadır. Başpınar-Karaca Yaylası arası 9 kilometre ve Karaca Yaylası-İnegöl Yangın Gözetleme Kulesi arası 11 kilometre Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu kapsamında işaretlenmiştir.



Çatak Tabiat Parkı: İl merkezine 22 kilometre uzaklıkta, Çorum’dan günübirliğine en çok gidilip gelinebilen Çam ağaçlarıyla kaplı bir mesire yeridir.



Sıklık Mesire Yeri: Çorum- Samsun karayolunun 7. Kilometresinde piknik alanları, doğal fauna alanı, çocuk oyun alanları, çeşme, wc, mescit gibi altyapı tesisleri olan şehir merkezine yakın bir mesire yeridir.



Gölünyazı Sulak Alanı: Çorum-Laçin-Osmancık yolunun 20 kilometresindeki sulak alan birçok kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Kuş gözlemciliği yapılmaya müsait sulak alanların başında Gölünyazı sulak alanı gelir. 30 çeşit kuş türünü barındıran 233 bin 132 metrekarelik alanın büyük bölümü sazlıklarla kaplıdır. Aynı zamanda alan kenarında gözlem yapmak için tesis edilmiş 15 metre yüksekliğinde birde kule mevcuttur.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kent genelinde ilaçlama çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Şube Müdürlüğü İlaçlama Birimi ekipleri, sivrisinek, karasinek, yakarca, kene ve benzeri haşere popülasyonlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması ve bunlardan bulaşabilecek sıtma, tifo, kolera, dizanteri, sarıhumma, şark çıbanı gibi hastalıkların önlenmesi için bilimsel mücadele yöntemleriyle ilaçlama çalışmalarına hız verdi. İlaçlama faaliyetleri; 274 personel, 80 adet araç, 34 adet holder, 1 adet traktör holderi, 15 adet atomizör, 50 ulv cihazı, 200 adet sırt pompası, 1 adet misblower, 5 adet termal sisleme cihazı ile 17 ilçe ve 1046 mahallede sürüyor. İlaçlama çalışmaları, sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı havuz, göl, gölet, kanalizasyon, sazlık alanlar, bataklıklar, fosseptikler, birikinti sular, bodrum suları, süs havuzları, hayvan gübrelerinin biriktiği alanlar, ahırlar, organik atıkların toplandığı ve biriktiği yerler, çöplükler, çöp konteynırları, çöp aktarma istasyonları vb. üreme alanlarında belli periyotlarla yapılıyor. İlaçlama hizmetleri, mühendisler gözetiminde yıl boyunca Sivrisinek, karasinek, tatarcık gibi zararlıların erginlerine karşı üredikleri, beslendikleri, barındıkları ve dinlendikleri tüm alanlarda biyosidal ürünler, araç ve cihazlar kullanılarak devam edecek.
Ankara AYM üyeliğine seçilen Çınar için yemin töreni düzenlendi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Ömer Çınar, düzenlenen törenle ant içip, cübbe giyerek görevine başladı. Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümü ve yeni üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AYM Başkanı Kadir Özkaya, AYM’nin yeni üyesi Ömer Çınar’ı tebrik etti. Ülkeye hayırlara vesile olmasını dileyen Özkaya, ”Liyakatli üyelerden oluşan AYM’nin yeni üyesinin kendisinden beklenen katkıyı sağlayacağını umuyorum” dedi. "Hakimler özgürce karar vermelidirler" Hakimlerin kimsenin etkisinde kalmadan tarafsız bir şekilde karar vermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, “Adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk hakimlere düşer. Hakimin terazisi hep doğru tartmalıdır. Hiçbir neden onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalıdır. Örnek ahlak sahibi olmalı, kişilik ve vicdanlarını kirletmemelidirler. Herhangi bir dışsal etki altında kalmadan özgürce karar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı bağımsız ve tarafsız hakimlere bağlıdır” diye konuştu. “Gazze’deki ikiyüzlülüğü kabul etmiyorum” İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmü kabul etmediklerini vurgulayan Özkaya, “Millet olarak ortak menfaatlerimiz için kenetlenip çalışmalıyız. Gazze başta olmak üzere zulümlere karşı gösterilen ikiyüzlülüğü kabullenemediğimizi dile getirmeyi bir görev biliyorum. İnsanlığa adaleti anlatan devletlerin zulme ve haksızlığa gözlerini ve vicdanlarını kapatmaları, insanlığı gelecek adına umutsuzluğa sevk etmektedir” dedi. Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Çınar kürsüde yemin etti.
Erzurum Tarih Derneği ve Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi ABD ve Fransa gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı olarak anma günü olarak kabul etmesine tepki gösteren Erzurum Tarih Derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırımın belgelerle ortada olduğunu söylediler. Konuyla ilgili olarak ortak bir basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ömer Özden ile Av. Nizam Işık, 24 Nisan 1915 yılında asıl soykırıma uğrayanların Doğu Anadolu’da yaşayan Türkler olduğunu belirterek, asıl bunun dünya gündemine oturtulması gerektiğini ifade ettiler. ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan etmesinin yıl dönümünde ortak bir açıklama yapan Erzurum Tarih derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, şu ifadeleri kullandılar: “24 Nisan 1915 tarihinde, Ermenilerin Türklere yönelik tedhiş ve terör eylemlerine karşı bir tedbir olmak üzere Osmanlı Devleti’nin Sevk ve İskân Kanunu, bir tehcir değil, Ermenileri iskân etme kanunudur. Bu kanun gereğince Ermeni nüfus hem güvenli bölgelere nakledilmiş ve orada iskan edilmiş hem de Osmanlı ordusuna karşı yapabilecekleri suikastler önlenmeye çalışılmıştır. Bu iyi niyetli girişim, sonraki zamanlarda ters döndürülerek bir soykırım yapıldığı gibi yalan bir beyanın etrafında insanlar aldatılmaya çalışılmış ve Türk toplumuna ve devletine yönelik bir karalamaya dönüştürülmüştür. 1918 yılında Anadolu coğrafyasında Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırım ise belgelerle ortadadır. 1915 yılında çıkarılan yasanın bir sevk ve iskan yasası olduğu da yine belgelerle ortadadır. Tarih ise belgelerden yola çıkılarak yapılan bir bilimdir. Belgeden yoksun anlatılan hiçbir olayın kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan her 24 Nisan’da karşımıza çıkarılan sözde Türklerin Ermeni kıyımı yaptığı gibi bir yalanı artık bütün ülkelerin anlamasını ve bu yalanın artık tutmadığını görmelerini istiyoruz. Asıl soykırıma uğrayan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklerdir ve asıl dünya gündemine oturtulması gereken budur. Doğu Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bunun en önemli kanıtıdır ve batılı ülkelerin özellikle de Amerika ve Fransa’nın artık bunu görüp anlaması gerekmektedir. 24 Nisan’da bir sözde Ermeni kıyımının yapıldığı iddiasını Türk Ocakları Erzurum Şubesi ve Erzurum Tarih Derneği olarak kınıyor ve böyle bir iddianın asılsız olduğunu tüm dünya kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz.”